Medikal şirket sahibi anlattı: Onu da öderim, bunu da öderim demenin sonucu

Sağlık sektöründe ‘alacaklı’ krizi sürüyor. Bir şirket sahibinin soL'a anlattıkları, iktidarın sağlık sektörünü kontrolsüzce piyasaya açmasının ve sağlık kuruluşlarının buradan gelecek tedarike bağımlı hale getirilmesinin bugün hayati sorunlara yol açtığını gösteriyor.

Haber Merkezi

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hastanelere ürün tedarik eden medikal firmalarından alacaklarının yüzde 60’ından feragat etmelerini istemeleri, sektör temsilcileri tarafından tepkiyle karşılandı.

Medikal cihazlar üreten bir şirketin sahibi soL’a yaptığı açıklamada devletin bir dönem aşırı talepte bulunduğunu ve ödeme yapılan vaka sayısını çok artırdığını, bu kontrolsüz genişlemenin kriz ve pandemi koşullarıyla birlikte altından kalkılamaz bir yüke dönüştüğünü söyledi.

Kalp damar cerrahisiyle ilgili ve bazıları ameliyatlarda kullanılan yaşamsal önemi olan cihazlar üreten şirketin sahibi satışlarının yüzde 90’nını şehir, devlet ve üniversite hastanelerine yaptığını söyleyerek en büyük alıcılarının devlet olduğunu söylüyor. Bu sadece kendilerine özgü değil, sektörün tamamı için geçerli bir durummuş. 

6 yıl öncesine devlete kestikleri faturaların 2 ay içinde yatırıldığını belirten şirket sahibi yıllar içerisinde sektörün büyümesiyle birlikte çok sayıda firmanın ortaya çıktığını, ödemelerin düzensizleşmeye başladığını belirtiyor:

“2 aylık vadeler 5 ay, 8 ay gibi sürelere uzamaya başladı. Yani pandemi öncesinde de ödeme sorunu vardı fakat pandemi durumu daha da içinden çıkılamaz hale getirildi. Örneğin biz devlete kestiğimiz faturaları güvence göstererek bankalardan kredi finansmanı sağlıyorduk. Son durumda alacaklarımızı alamadığımız için bankalarla da sorunlar yaşamaya başladık. Ayrıca satmakta olduğumuz cihazları yurtdışından temin ettiğimiz için artan kurlar da maliyetimizi çok arttırdı. Devletin bize ödediği ücretler döviz kur artışlarını hesaba almadığı için kar marjımız çok fazla düştü.”

Sektör hızlı büyüdü

“14-15 Yıldır bu sektördeyim. Önceleri bu sektör büyük firmaların oluşturduğu tekellerce yapılıyordu. Bu dönemde hastane sayısının ve talebin artmasıyla irili ufaklı birçok firma kuruldu.” diyen şirket sahibinin anlattığına göre son yıllarda açılan büyük hastaneler sayesinde ve ödeme kapsamına çok sayıda vakanın da alınmasıyla birlikte sektörde hızlı bir büyüme oldu.

“Ancak kontrolsüz bir büyüme oldu. Finansal yeterlilik sorunu çıktı. Onu da öderim, bunu da öderim derken bu borç yükünün altında kaldı.” diyen şirket sahibi salgından önce de sorunlar olsa bile artık hiç iş yapamaz hale geldiklerini söylüyor: “Salgından önce de ödeme sorunları vardı ama salgın döneminde iş yapamaz hale geldik. Çünkü hastanelerde bir çok tedavi ertelendi. Acil olmayan vakaların tedavisi durduruldu. Mesela fizik tedavide tedaviniz var ertelen, ya da fıtık ameliyatı olacaksınız ertelendi gibi…”