AKP salgından korunmayı bireysel önlemlere indirgerken, sadece "maske ve mesafe" demeye, üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmemeye devam ediyor.
Bunun yanı sıra kişisel korunma için önemli bir yeri olan maskenin kullanımına dair de topluma yeterince bilgilendirme sunmayan iktidar, ücretsiz temin edeceğim dediği maskeleri dahi halka ulaştıramamış, yurttaşları maske fırsatçılarının insafına terk etmişti.
Salgının başlangıcından bu yana aradan geçen aylarda maske kullanımına ilişkin hâlâ birçok soru işareti bulunurken, bu soru işaretlerini gidermek için Dr. Kemal Cem Duru ile konuştuk.
'Maske konusunda dikkat edilmesi gerekenler yetersiz ve yanlış anlatıldı'
Maske kullanımı, kullanılacak maskelerin niteliği gibi konularda bir süredir çok şey söylenmeye başladı. Önce şunu sormak istiyoruz: Maske gerçekten bulaşmayı önlüyor mu? Ya da hangi koşullarda nerelerde kullanılması durumunda kesin sonuçlar bekleniyor.
Covid-19 öncelikle hava yoluyla (damlacık yolu da denmektedir) bulaşan bir hastalık ve başkasına bulaştırılmaması için maske takmak gerekiyor. Maskeyi, sizde belirti vermeden seyredebilen bir hastalığı öncelikle başkasına bulaştırmamak için takmak gerekiyor. Maalesef ülkemizde maske sadece kendini korumak için markete girerken ya da toplu taşımaya binerken takılmasıyla halka önerildi. Halkın kendini koruması için önerildi. Ortaya da kendimi korumak istemiyorum diye maske takmayanların olduğu bir sokak görüntüsü çıktı.
İnsanlar başkasına bulaştırabilecekleri konusunda cahil bırakıldılar. Kişiler öksürüp hapşırmıyor ise sokakta maskesiz karşılıklı geçerken bulaşma ihtimali çok düşüktür. Peki kimin ne zaman öksürüp tıksıracağı önceden bilinebilir mi? Öksürenlerin, tıksıranların sokağa çıkmaması halka anlatılmış durumda mı? Hele ki mevsimsel gribin başlayacağı bu günlerde öksürük ve tıksırıkların artacağı beklenen bir durum. Halkın kendisini hastalıktan korumasıyla ilgili el hijyeninin önemi, salgının başından beri çok iyi işlenen bir konu oldu. Maske kısmı neden olduğu anlaşılmaz şekilde eksik kaldı, yetersiz ve yanlış vurgulandı.
'Başkasına bulaştırmayalım, böylece korunuruz denseydi farklı bir kültür geliştirilebilirdi'
Halkımız gereksiz yere maske takarsa hastalanacağıyla korkutuldu. Kendilerini korumalarıyla ilgili riskli kapalı alanda (market, toplu ulaşım) maske kullanılması önerileriyle halka sadece ‘’kendini koru’’ denildi. Yüzde elli doluluktan vazgeçilen sıkış tepiş toplu taşımada zaten maskeler olsa bile korunulurluk da bulaştırmama da mümkün gözükmüyor. Oysa topluma "başkasına bulaştırmayalım, hepimiz böylece korunuruz" denseydi farklı davranış kültürü belki geliştirilebilirdi.
Bunlar çok farklı koruyucu yaklaşımlardır. Hep beraber korunmak ve birbirimiz için korunmak, aynı çocukluk çağı aşılamalarındaki gibi sağlıklı bir halk sağlığını koruyucu yaklaşımdır. Nasıl birileri çocuklarını aşılatmadığında aşılanan çocuklar için de risk oluşturuluyorsa, aynı şey maske takmak için de geçerli. Birileri çocuklarını aşılatmıyor diye sizin aşılanan çocuğunuz da riske girebiliyor. Birileri maske takmıyor diye maske takarak bile korunamıyorsunuz. Üzücü bir durum bu, kaçacak yeriniz kalmıyor duygusuna kapılırsınız ister istemez. Maske takmayanlar takanları da riske atmaktadırlar.
'Günü kurtarmaya yönelik...'
Tabii ki maske gibi bir korunma, öncelikle alınması gereken karantinalar, ülkede üretimin durdurulması gibi önlemleri gereği gibi ve vaktinde uygulamayan bizim gibi ülkelerde ancak günü kurtarmaya ve salgını yavaşlatmaya fayda sağlamaktadır. Gerçek bir zorunluluk halen ülkemizde hayat pratiğinde uygulamaya konulmamıştır. Sürü bağışıklığının tutmadığı, hastalananın tekrar hastalanabildiği bir salgında neden maske zorunlu hale gelememekte anlaması güç bir durum. Ülke imajı, turizm, ekonomik beklentiler ya da tüm halkına sağlıklı ve yeterli maske sağlayamama gibi sebepler belki, anlaşılması güç. Devlet maskeyi zorunlu kılarsa elbette yeterli ve sağlıklı maskeyi de halkına temin etmelidir. Bu yüzden maske takmıyor cezası alan bir vatandaş devletin kendine maske vermediğini belirten itirazıyla cezayı iptal ettirmiştir.
Karşılıklı takıldığında basit bir medikal maske hastalığın bulaşma ihtimalini yüzde birlere indirirken, taşıyıcı ya da hastanın maske takmaması, karşısındaki maske taksa bile yüzde 75 hastalığı bulaştırabiliyor. Hastanın ya da taşıyıcının maske takıp karşısında maskesiz durulmasındaki bulaş riski ise yüzde 5’e düşmektedir. Maske, bulaşı dramatik seviyede azaltmaktadır.
'Bir maske 4 saatten fazla kullanılmamalı, ön yüzeyi ellenmemeli'
Salgının ilk günlerinde maskenin takılıp çıkarılma şekli bile önemseniyordu. Bu konuda sanki artık daha az şey söyleniyor. Herkes maskeyi konuşuyor ama nasıl kullanılmalı konusunda sanki daha az bilgi dolaşıyor. Maskenin nasıl kullanıldığı, nasıl takılıp çıkarıldığı soruları var öncelikle. Bir de birden fazla kez kullanılabilir mi?
Maskelerin ön yüzleri filtrasyon yaptığı için havadaki virüsler ve bakteriler dış yüze yapışır ve bu yüzden maskenin dış yüzünü hep mikroplu kabul etmeliyiz ve ellememeliyiz. Maskeyi kenarlarından ya da lastiğinden tutup takıp, çıkarmalıyız. Kullanılmış bir maskeyi ellediğimizde elimizi uygun şekilde temizlemeliyiz. Bir medikal maskenin 4 saatten fazla kullanılması önerilmez. Eğer ki içine hapşırılır, öksürülür ise veya maske çok nemlenirse mutlaka değiştirilmelidir.
Sağlıkçılar için önerilen koruyucular yeterli mi?
Maalesef dünya sağlık örgütünün ve ülkemizdeki bilim kurulu danışmanlığında çıkarılan kılavuzlarda sağlık çalışanları için önerilen koruyucular sağlık çalışanlarını yeteri kadar koruyamamıştır. Tüm dünyada da hasta sayısının yaklaşık yüzde 10’u sağlık çalışanlarından oluşmaktadır. Bunu sadece maske ve diğer donanım ile elbette açıklayamayız, yetersiz ya da uygunsuz havalandırma sistemleri, penceresiz çalışma ortamları her biri riski arttırmaktadır. Sonuçta maalesef sağlıkçılar yeterince korunamamaktadır. Bunda yoğun çalışmadan kaynaklı virüs yükünü de unutmamak gerekir.
'Açık havada bile olsanız sizi hasta etmek için yeterli virüsü soluyabilirsiniz'
Sokakta yürüyen birisi için ne kadar gerekli?
Toplu yaşam alanlarında, sokakta maske takmak gerekiyor. Bir taşıyıcı bir öksürme ya da hapşırma ile 2 milyon virüsü ortama çıkarabilir ve bunu 4-6 metre ileriye kadar yayabilir, maskeli ise bunu yapamaz. Ortamda milyonlarca virüs varken açık havada bile olsanız, sizi hasta etmek için yeterli olan bin adet virüsü soluyabilirsiniz.
'Maskelerden eski kalitesinde bulmak artık neredeyse imkansızlaştı'
Maskenin niteliği üzerine de söylenenler var. Cerrahi maskeden söz ediyoruz burada. Eczanelerde satılan cerrahi maskelerin arasında büyük nitelik farkları olabiliyor mu? Ve bu farklar koruyuculuğu nasıl etkiliyor?
Öncelikle yine vurgulamalıyız, karşınızdakiler maske takmıyor ise maske ile korunma şansınız çok düşük oluyor. Bu maske ile yüzde 75 hastalık size bulaşabilir. Nonwoven özel kumaş ara katlı, 3 katlı maskelerden eski kalitesinde bulmak artık neredeyse imkansızlaştı. Bulunduğunda da maalesef bir liraya bulunamıyor. Bu özel tabaka, virüsün çapından küçük gözenekler içerdiğinden virüsleri filtre etme özelliğine sahiptir. Piyasada şimdilerde satılan maskeler 2 veya 3 katlı bez dokuma maskelerdir, bu özel ara tabakaya maalesef sahip değiller. Maskeyi toplumun birbirine hastalığı bulaştırmaması için takması gerektiğini tekrar vurgulayıp şunu eklemeliyim, nefes alıp verirken maskesiz iken 80 cm ileriye kadar nefesimiz gidebilirken, basit bir çakmak testini geçebilen maske kullanarak karşımızdakine bulaştıramaz olabiliriz.
'Yıkama güvenilir bulunmuyor'
Maskeler yıkanabilir mi?
Yıkanabilir maskeler çok tartışmalı bir konu, yeteri kadar güvenilir çalışmaları mevcut değil ve bu yüzden korunmada güvenilir değillerdir. Sanayide kullanılan N95 özellikli maskelerin üreticilerinin bile yıkama ve ya otoklav gibi temizleme yöntemleri sonrası maske incelemelerinde yüzde 30'a varan süzme fonksiyon kayıpları gösterilmiştir. Yıkama ve temizleme gözenek yapılarını etkilediği için güvenilir bulunmamaktadır. Yine de yıkanacak ise 60 derece üzerinde yıkanmalıdır. Süzme fonksiyonun bozulabileceği unutulmamalıdır.
Kişisel korunma ve N95
N95 kullanan, kullanmak gerektiğini düşünen yurttaşlar da var. Bu konuda ne diyebilirsiniz?
Herkesin maske taktığı bir toplumda kimse öksürüp-tıksırarak havaya milyonlarca virüs yayamaz. Böyle bir ortamda herkesin medikal maske takması yeterlidir. Eğer toplu yaşam alanları maske takmayanlarla doluysa korunmak isteyen insanlar daha fazla koruyuculuğu olan N95 vasıflı maskelere, yüz siperliklerine yönleneceklerdir. Normalde bu tür maskeler sağlık çalışanları için hastalar ile yakın temasta olduklarında kullanmak içindir.
Öncelikle salgındaki kişisel korunmamız, maskesiz kimseye yaklaşmamakla mümkün, bu kişisel korunmada en önemli nokta. Kendi maskemiz takılı olmadan kimseye yaklaşmamamız ise toplumsal korunmamızda en önemli nokta. Evet N95 maskeler havanın en az yüzde 95'ini süzdüğü için daha iyi koruma özelliğine sahiptir. Fakat N95 maske kullanımı maliyeti de yüksek olan bir koruma yöntemi. En düşük 25 liraya alınabilecek bu maskelerin yoğun kullanımla günlük ve tekrar kullanılabilir olanları alınabilir. Tüm gün kullanılmayacağı düşünülse bile en az aylık 100-150 lira gibi bir maliyeti olacaktır.
Salgında maalesef sağlık çalışanları olarak da günlük kullanıp atmak gereken maskeleri bir hafta boyunca, bazen daha uzun kullanabiliyoruz. Biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı aile hekimlikleri gibi bazı birimlere maske teminini bıraktı. Burada önemli bir noktayı da vurgulamak gerekir. Valfli maskeler maskeyi kullanan rahat nefes versin diye valflidir, fakat nefes verirken hava filtre edilmeden direkt dışarıya atıldığı için karşıdakini korumaz, sadece takanı korur. Hastalık bulgu vermeden bulaşabileceği için valfli N95 maskelerin tek başına kullanımı salgında uygun değildir. Kullanılacak ise üzerine bir kat da medikal maske takılarak kullanılmalıdır. Çünkü medeni hiç bir insan kendimi daha iyi koruyayım derken başkasına hastalık bulaştırmak istemez.