Lenin’in çalışmalarında salgınlarla mücadele sorunları

“Harabeye dönmüş bir ülkede ilk görev işçiyi kurtarmaktır. Bütün insanlığın ilk üretici gücü işçidir, emekçidir. Eğer o hayatta kalırsa her şeyi kurtarırız ve yeniden kurarız.” Lenin

B. M. Potulov (Çeviri)

Vladimir İlyiç Lenin’in siyasal ufkunun genişliği gerçek anlamda bir yol gösterici olmaya devam ediyor. Günümüzde kapitalizmin insanlığa, emekçi sınıflara düşman doğası salgın koşullarında daha çok belirginleşirken, Lenin’e yüzümüzü çevirmek için sayısız neden var.  Lenin’in 150. doğum yıl dönümü vesilesiyle, Sovyet Mikrobiyoloji Epidemiyoloji ve İmmünobiyoloji Dergisi’nin 1980 yılındaki 4. sayısında yayınlanan makaleyi okurlarımızla paylaşıyoruz. Makale, Lenin’in ve başkanı olduğu Halk Komiserleri Konseyi’nin Sovyet iktidarının ilk yıllarında Sovyet sağlık sisteminin geliştirilmesine, salgınlarla mücadelenin örgütlenmesine ilişkin çalışmalarının bir özetini sunmaktadır.

Çeviri: Yasin Çalış

V. İ. Lenin’in 110. Doğum Yıl Dönümü Vesilesiyle

Ezilen ve sömürülen milyonlarca emekçi için Leninizm, dünyada toplumsal yenilenmenin sembolü ve çağımızın devrimci bayrağı olmuştur. 20. Yüzyılın tüm olağanüstü devrimci olayları, Lenin adıyla, onun öğretileriyle bağlantılıdır. Lenin’in, gelişmesine katkısı olmadan Marksizm olmaz, olamaz. Leninizm, günümüzün Marksizmi, uluslararası işçi sınıfının sürekli gelişen, biricik bütünsel öğretisidir.

(SBKP Merkez Komitesi Bildirisinden)

Makalenin Yazarı: B. M. Potulov

V. İ. Lenin’in Çalışmalarında Salgınlarla Mücadele Sorunları

Lenin’in, kudretli Rus nehri Volga’nın kıyısında Simbirsk kentinde doğduğu tarih olan 22 Nisan 1870 günü, insanlığın hafızasında önemli tarihlerinden biri olarak kayda geçti. Tüm Sovyet Halkı, bütün ilerici insanlık, bu önemli tarihin 110. yıl dönümünü yaygın şekilde kutluyor.

Lenin, Marks ve Engels’in devrimci öğretisini özümsemiş ve geliştirmiştir. O, işçi sınıfı devriminin ve toplumun sosyalist dönüşümünün parlak kuramcısı, proleter devrimin en büyük önderi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ve dünyadaki ilk sosyalist devletin kurucusu ve lideri, dünya proletaryasının, uluslararası komünist hareketin önderi, emekçilerin özgürlüğü ve mutluluğu yolunda ateşli bir savaşçı olarak tarihe geçmiştir.

SBKP Merkez Komitesi, SSCB Yüksek Sovyeti ve RSFSC Yüksek Sovyeti’nin, Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin 50. yıl dönümüne adanan birleşik oturumunda bir konuşma gerçekleştiren L. İ. Brejnev şunları söylemişti: “Lenin, Tüm Rusya Sovyetler Kongresi’nin kürsüsünden sosyalist devrimin zaferini ilan ettiğinde 47 yaşındaydı. Kalbi durduğunda ise 54. Ama ölüm, Lenin’in büyük dehası karşısında güçsüz kaldı. İlk beş yıllık planın coşkunluğunda Lenin bizimleydi. Büyük Anayurt Savaşı’nda cephelerde Lenin bizimle birlikteydi. Sovyetler Birliği halklarının komünizmin inşası görevini pratikte çözerek tarihin yeni sınırlarına ulaştığı günümüzde de Lenin bizimle.

Lenin’in davasını kurduğu parti devam ettirdi. Onun ölümsüz fikirlerini, ebediyen yaşayacak olan düşünce mirasını hayata geçirmek gibi zor ama onurlu bir görevi vardı partinin. Partimiz Sovyetler Birliği Komünist Partisi, işte bu görevi şerefiyle yerine getiriyor.”

Lenin’in teorik mirası, halkımız ve partimiz için büyük bir servettir. Lenin’in fikirlerinin bilimin ve toplumsal pratiğin tüm alanlarındaki yaratıcı varlığı, çağımızın başlıca sorunlarının başarıyla çözülebilmesi için gereken zorunlu şartlardan biridir.

Lenin’in düşünceleri, ülkemizdeki sağlık sisteminin kurulması ve geliştirilmesi açısından büyük bir önem taşıyordu. Çalışmalarında halkın sağlığının korunmasına dair pek çok teorik ve pratik soruna dair derin bilimsel incelemeler mevcuttur. Lenin, Sovyet sağlık sisteminin özünü ve başlıca ilkelerini ortaya koymuş, onun toplumsal temellerinin ve emekçilerin sağlığının korunmasına dair partinin gereksinimlerinin analizini sunmuştur. Onun yazılarında, özellikle salgınlarla mücadele ve halkın yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi hususunda, önleyici ve iyileştirici bakım hizmetlerinin oluşturulmasına dair pratik yönergeler buluruz. Lenin’in eserleri, halkın yararına tatil yerlerinin ve dinlenme evlerinin kurulması ve uygun kullanımı, çocuk sağlığının korunması, kültür-fizik ve spor, tıp biliminin çeşitli yönleri, sağlık kadrolarının eğitimi ve sağlık sisteminin başka pek çok meselesine dair nice değerli fikirler içermektedir.

Lenin, işçilerin tarihin esas kurucuları, toplumun maddi ve manevi zenginliğinin yaratıcıları olduğu gerçeğinden yola çıkmıştır. O, işçilere, sağlıklarının dünyadaki en değerli sermaye olduğunu öğretmiştir. 1919 yılında Tüm Rusya Okul Dışı Eğitimi Birinci Kongresi’nde konuşan Lenin şunları söylemiştir: “Harabeye dönmüş bir ülkede ilk görev işçiyi kurtarmaktır. Bütün insanlığın ilk üretici gücü işçidir, emekçidir. Eğer o hayatta kalırsa her şeyi kurtarırız ve yeniden kurarız.” Lenin’in bu sözleri, sosyalist bir devletin inşasında halk sağlığının oynadığı özel rolü vurgulamaktadır.

Vladimir İlyiç, işçilerin sağlığına özen gösterilmesinin Sovyet Devleti’nin vazifelerinden biri olduğuna, halkın sağlık durumuna dair sorumluluğu taşımak zorunda olduğuna inanıyordu. Bunun yanında Lenin, devlet iktidarının emekçilerin eline geçmesinin ardından, Sovyet devlet örgütlenmesi ve özellikle de birleşik bir Sovyet tıbbının geliştirilmesiyle, sağlık alanındaki planlı uygulamalar için koşulların hazırlanacağına, önleyici sağlık hizmetinin önemli ilkelerinin hayata geçme imkânı bulacağına, tıbbi teori ve uygulamaların birleşiminin sağlanacağına, Sovyet sağlık sisteminin inşasına emekçi kitlelerin geniş katılım sağlayacağına inanmıştır. Lenin,  Sovyet sağlık sisteminin bu temel ilkelerine büyük önem atfetmiştir. Sovyet sağlık hizmetlerinin oluşum ve gelişim yollarını tayin eden pek çok değerli fikir ve öneriye sahiptir.

Lenin, salgınlarla mücadele konusuna büyük önem vermiştir. [Sovyet iktidarının ilk Halk Sağlığı  Komiseri] N. A. Semaşko bu konu hakkında şunları söylemişti: “Belki de, sağlık ve epidemiyoloji alanlarındaki tüm faaliyetlerimizde en derin izi Vladimir İlyiç bırakmıştır. Cumhuriyetin sağlık organlarıyla ilgili, en sonuncusuna kadar, oluşturulan tüm temel sağlık kararnamelerimizin hazırlanışı öncesinde beraber çalıştık, onun samimi desteği sayesinde gerçekleştirdik. Ama esas önemli olan Vladimir İlyiç’in salgınla mücadelenin nasıl verileceğini göstermesiydi. O, tifüsle mücadeleyi tüm ekonomik ve kültürel faaliyetlerimizle, sosyalist yapımızın tüm çalışmalarıyla bütünleştirmiştir.”

Sovyet sağlık sisteminin gelişimi için ana görevler ve yöntemler,  Lenin tarafından hazırlanan ve 1919’da 8. Kongre’de kabul edilen Parti Programıyla belirlenmiştir. Programda, “Rusya Komünist Partisi (Bolşevik), halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetlerinin temelinde, her şeyden önce hastalıkların gelişimini önlemeye yönelik geniş koruyucu ve önleyici önlemlerin uygulanmasına inanmaktadır.” denmektedir. Partinin tıptan önce ileri sürdüğü esas gereklilik, hastalıkların önlenmesi, emekçilerin sağlığının korunmasına yönelik tüm faaliyetlerin temeli olarak önleyicilik ilkesidir.

Lenin’in girişimiyle 8. Parti Kongresi’nde emekçilerin çıkarları doğrultusunda, halka açık alanların ıslahı, toplumsal beslenmenin bilimsel ve hijyenik temelde düzenlenmesi, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, sağlık mevzuatı oluşturulması, veremle, cinsel yolla bulaşan hastalıklarla, alkolizmle ve diğer toplumsal hastalıklarla mücadelenin örgütlenmesi, herkesin ulaşabileceği ve nitelikli bir sağlık hizmetinin sağlanması gibi önlemler karar altına alınmıştır.

Dış müdahale ve iç savaş yıllarında ülkede sağlık ve salgın durumuna dair oldukça vahim bir tablo vardı. Bulaşıcı hastalıkların, özellikle de tifüsün, cephede olduğu kadar cephe gerisinde de geniş yayılımı, ordunun ve sivil halkın salgına karşı mücadele başlıklarına olağanüstü bir dikkat göstermesini gerektirdi. Cephe hattında ve gerisinde, salgınlarla mücadele konusu büyük ulusal önem kazanmıştır.  Lenin’in önderliğindeki Komünist Parti ve Sovyet Hükümeti, bu mücadeleye öncülük etmiştir. Sovyet halkı topyekûn bu mücadeleye katılmıştır. Ocak 1919’da genç Sovyet Cumhuriyeti için bu zor dönemde Lenin “Gıda ve Ulaşım İçin Herkes Görev Başına!” makalesinde şöyle yazmıştır: “Açlık gittikçe ağırlaşıyor. Tifüs son derece ciddi bir tehlikeye dönüşüyor. Kahramanca çabalara ihtiyaç var, yaptıklarımız ise yeterli olmaktan çok ama çok uzak.” Emekçi kitleleri tifüsle mücadele için harekete geçiren Lenin, mücadelenin başarısından emindi: “Milyonlarca, on milyonlarca insanı açlıktan ve tifüsten kurtarmak mümkündür, kurtuluş yakındır, yaklaşmakta olan açlık ve tifüs krizinin tamamen üstesinden gelebilir ve yenebiliriz. Umutsuzluğa kapılmak saçma, aptalca ve utanç vericidir.”

N. A. Semaşko, L.enin’in tifüsle mücadeledeki tüm kritik dönemeçleri nasıl dikkatle takip ettiğinden defalarca bahsetmiştir. N. A. Semaşko’yla bu konu üzerinde birçok kez görüşme gerçekleştirmiş, onu dikkatle dinlemiş, Savunma Konseyi ve Halk Komiserleri Konseyi toplantılarına sık sık rapor sunmuş, ihmallerden bahsetmiş ve tüm zorlukları gayretle çözmeye çalışmıştır. Lenin 28 Ocak 1919’da, RSFSC Halk Komiserleri Konseyi’nin ilerlemekte olan salgınla mücadele için bir program niteliği taşıyan “Tifüsle ilgili önlemler”  başlıklı kararnamesini imzalamıştır. Halk Sağlığı Komiserliği, salgının gidişatı ve alınan önlemler konusunda Halk Komiserleri Konseyi’ne haftalık rapor vermekle yükümlüydü. Merkezdeki ve yerelliklerdeki tüm Sovyet sivil ve askeri organları, tifüse karşı mücadelede tıbbi ve sıhhi makamlarla, onların tüm gereksinimlerini ve taleplerini karşılayarak ve bunların gerçekleştirilmesi için olası tüm engelleri ortadan kaldırarak tam bir iş birliği içinde olmak zorundaydı. Ordunun ve sivil halkın sağlık eğitiminin güçlendirilmesine özel önem verilmiştir. İşçilerin iyi koşullardaki mahallelere ve evlere taşınması için önlemler alınması teklif edilmiştir.

Bu kararname taslağının tartışıldığı Halk Komiserleri Konseyi’ndeki toplantıyı hatırlatan N. A. Semaşko şunları yazmıştır: “Tifüs salgını başlamıştı. Tifüsle mücadele için alınacak önlemler hususunda bir yasa tasarısı hazırlıyorduk ve Halk Komiserleri Konseyi’ne sunacaktık. Halk Komiserleri Konseyi’nde tasarının savunulmasında A. Sısin yardımcı olacaktı. Vladimir İlyiç bizi dikkatle dinliyor, tasarıyı tamamıyla onaylıyor ve destekliyordu. Halk Komiserleri Konseyi sonrasında salgına karşı mücadelemizi başlatan yasayı sadece yarım saat içinde kabul etti.”

RKP(b)’nin 2-4 Ekim 1919’daki 8. Tüm Rusya Konferansı’nda konuşan Lenin, tifüsle mücadele için kararlı önlemler alınması gerektiğine çekti. Açlıktan zayıf düşmüş, hasta, ekmeği, sabunu, yakıtı olmayan halkın arasındaki tifüsün, herhangi bir sosyalist yapıyla da üstesinden gelinemeyecek bir felaket olabileceği hususunda uyarılarda bulundu: “…Gelecekte daha temel, çözülmesi zor ancak yine de üstesinden gelebileceğimiz sıradan görevlere daha çok odaklanacağız. Bunlar ekmek sorunu, yakıt sorunu, bitlerle mücadele sorunudur. İşte bize sosyalist cumhuriyeti inşa etme fırsatını sunacak olan üç basit görev, o zaman yabancı devletlerin saldırılarını püskürtmekten yüz kat daha muzaffer, daha ciddi ve önemli bir zafere imza atmış olacağız.”

Lenin ayrıca 5 Kasım 1919’da 7. Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’ndeki konuşmasında da tifüsle mücadelenin örgütlenmesi sorununun altını çizmiştir. “Yoldaşlar – dedi Vladimir İlyiç, tüm dikkatinizi bu soruna odaklayın. Yoksa ya bitler sosyalizmi yener ya da sosyalizm bitleri!

“Esas dikkatimizi, diye devam ediyor konuşmasına Lenin, - ana meselemiz olan ekmeğe, yakıta, tifüsle mücadeleyi güçlendirmeye yöneltmemiz gerek… Eğer ekmek tedarik edersek, yakıt miktarımızı artırmayı başarırsak, tüm gücümüzü kültürsüzlük, yoksulluk, karanlık ve cehaletin sonucu olan tifüsün Rus topraklarından atılması için harcarsak… eğer hepimiz bu gücü gösterirsek, kanlı savaşta edindiğimiz tüm deneyimleri, bu kansız savaşta uygulayabilirsek, bu meselenin, savaştan çok daha kolay, çok daha insancıl olduğundan emin olabiliriz, bu durumda daha da fazla başarı elde edebiliriz.”

Vladimir İlyiç bundan kesin olarak emindi ve bu güveni, tıpkı Beyazlara karşı ve askeri çıkarma yapan ülkelere karşı mücadelede olduğu gibi, işçilerin partinin öncülüğünde, aydınlık, müreffeh ve sağlıklı bir Rusya için açlığa, soğuğa ve salgına karşı mücadelesinin kararlı bir zaferle sonuçlanmasıyla boşa çıkmamış oluyordu. Büyük önderin, RKP(b)’nin 8. Tüm Rusya Konferansı’nın ve 7. Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’nin kürsüsünden emekçilere yaptığı çağrılar, ülkenin tüm güçlerinin, yani parti ve Sovyet örgütlerinin, sağlık emekçilerinin, geniş halk kitlelerinin salgına karşı mücadelede harekete geçmesi için büyük öneme sahip olmuştur.

25 Temmuz 1921’de Lenin, özellikle 1920 ve 1921 yıllarında geniş bir yayılım gösteren ve ülke ekonomisi için ciddi bir tehdit oluşturan kolera salgınına karşı alınacak önlemlere konusundaki ilişkin Halk Komiserleri Konseyi kararnamesini imzaladı. Bu kararname uyarınca salgınla mücadele için acil önlemler uygulandı. Tehdit altındaki bölgelerde kolerayla mücadele için acil komisyonlar oluşturuldu. İl yürütme komitelerinin başkanlık ettiği bu komisyonlara geniş haklar tanınmıştır. Halk Sağlığı Komiserliği’ne kolerayla mücadele için özel krediler verilmiştir. Şehirlerde ve kasabalarda, tren garlarında, nehir ve deniz istasyonlarında acil olarak tıbbi-hijyenik ve salgın karşıtı önlemler hayata geçirilmiştir. Ek hastane ağı kurulmuş, tüm sağlık kurumlarına çamaşır, gıda ve gerekli ekipman sağlanmış ve hastalara da diyet ürünleri verilmiştir. Kolerayla mücadele için gereken her şey, sırası geldikçe Halk Sağlığı Komiserliği’ne sunulmuştur.

Tüm Sovyet halkı bu mücadeleye seferber edildi, sözlü ve görsel propaganda ve parti basını yaygın olarak kullanıldı. “Herkes kolerayla mücadeleye!” Bu savaş çağrısı afişlerle, broşürlerle, gazete sayfalarıyla ülkenin köylerinde ve şehirlerinde, fabrika ve atölyelerindeki çok sayıda mitingde ve toplantıda yankılandı. Parti, komünistleri, tüm işçileri bu tehlikeli düşmana karşı cepheye davet etti.

Salgınla mücadelenin örgütlenmesi için birçok farklı emir veren Lenin, sorunun ayrıntılarına inmiştir. 19 Nisan 1921’de N. A. Semaşko’ya bir mektup yazan Lenin kendisinin şu başlıklarda bilgilendirilmesini istemiştir: “…Moskova’da son zamanlarda (özellikle de son günlerde) kolera ya da diğer bulaşıcı hastalık vakalarına rastlandı mı? ;

Eğer rastlandıysa kaç vaka? ;

Öncesine kıyasla ne kadar arttı;

Şehirde hangi tıbbi hijyen önlemleri alındı, diğer hangi önlemler kararlaştırıldı (eğer böyle önlemler varsa) ve hangileri uygulandı?”

Kolerayla mücadele için alınan salgın karşıtı acil önlemler ve limanlar üzerinden koleranın ülkeye girişini önlemek için uygulanan sıkı karantina sonucunda, 1922’nin henüz başındayken kolera vakalarında keskin bir düşüş sağlanmış, 1923 yılında ise salgın fiilen ortadan kaldırılmıştır.

Kolera, tifo ve çiçek hastalıklarının önlenmesini amaçlayan tıbbi-önleyici tedbirler arasında ordu ve sivil halk içerisinde toplu aşı uygulamalarını da sayabiliriz. Halk Komiserleri Konseyi’nin zorunlu çiçek aşılaması ve bakteriyoloji enstitülerinin ve laboratuvarlarının çalışmaları için gerekli materyal ve teçhizatın sağlanmasına dair kararları, ülkedeki aşılama organizasyonu için büyük bir öneme sahipti. Her iki kararname de 10 Nisan 1919’daki Halk Komiserleri Konseyi toplantısına N. A. Semaşko tarafından sunulmuş ve aynı gün içerisinde V. İ. Lenin tarafından onaylanmış ve imzalanmıştır.

Lenin, salgın hastalıklarla mücadeleyi, bir sağlık kültürü ve örnek temizlik anlayışı için mücadeleyle birleştirmiştir. V. İ. Lenin’in ülkedeki salgınlarla mücadele sistemindeki temizlik anlayışına verdiği büyük önemi 6 Mart 1920 tarihli Moskova Sovyeti oturumundaki konuşmasında görebiliriz. “Buradaki görevimiz her şeyden önce, Moskova’yı pislikten ve içine düştüğü ihmal edilmişlikten kurtarmaktır. Beraberinde salgınlar ve hastalıklar getiren bu kirliliğin gittikçe daha fazla yayıldığı ülkemiz için bir örnek oluşturmalıyız. Bu örneği burada, Moskova’da vermeliyiz, Moskova’nın daha önce birçok kez verdiği gibi.” Ekim 1921’de ise Moskova Sovyeti’nin talebi üzerine Halk Komiserleri Konseyi, Moskova’nın temizliği için 2 milyar rublelik fon temin etmiştir. 24 Ekim 1921 tarihli mektubunda Lenin, Semaşko’ya şöyle yazar:

“Yoldaş Semaşko!

Halk Komiserleri Konseyi’nin Moskova’nın temizliği için 2 milyarlık (öyleydi sanırım, değil mi? miktarı tam olarak hatırlamıyorum) yardım kararını imzalayıp, Halk Sağlığı Komiserliği’nin konut ıslahı haftasıyla ilgili “Yönetmeliği”ni okuyunca (İzvestiya, 12 Temmuz) (bu sorunun organizasyonunun değersizliğine dair) kuşkularımın arttığı izlenimine kapıldım.

Milyarlar alınacak, çalınacak ve yağmalanacak, ancak işler yapılmayacak.

Moskova’da örnek temizliğe (ya da en azından başlangıç için hoş görülebilir düzeye) ulaşmak gerekir, çünkü “ilk” Sovyet evlerindeki “Sovyet kirinden” daha büyük bir çirkinliği hayal bile edemeyiz. İlk evlerde neler eksik?

Lütfen bana en kısa ama en doğru haliyle bu ıslah haftasının ne olduğunu ve nereden çıktığını içeren iş faaliyet raporunu gönderiniz. İşlerin beceriksizce yapıldığı tek bir vilayet dahi kaldı mı?

Devam edelim. Moskova’da neler yapılıyor? (ve neler yapıldı?) Çalışmadan kim sorumlu? Sadece şatafatlı Sovyet ünvanlarına sahip, bir işten anlamayan, hiçbir şey bilmeyen, sadece kağıt parçalarını imzalayabilen “yetkililer” var mı? Yoksa iş bilen yöneticiler mi var? Tam olarak kimler?

En önemli sorun, bireysel sorumluluk almaktır.

Bireysel sorumluluk alma meselesinde ne yapıldı?

Denetlemeyi kimle yapıyorsunuz?

Müfettişlerle mi? Kaç kişiler? Kim onlar?

Gençlik kadrolarıyla mı? Orada var mı? Kaç kişiler? Kendilerini nerede ve nasıl gösterdiler?

Gerçek bir denetleme için başka hangi araçlar var?

Parayı değerli şeyler için mi harcıyorlar? (fenol? , temizlik araçları? kaç tane alındı?) yoksa yeni avare “yetkililer” mi besleniyor?

Halk Komiserleri Konseyi Başkanı V. Ulyanov (lenin)”

Askeri müdahale ve iç savaş yılları sırasında bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin organizasyonu bilimsel temelde gerçekleştirilmiştir. Halk Sağlığı Komiserliği’nde Prof. L. A. Taraseviç’in önderliğinde bir Bilimsel Tıp Konseyi oluşturulmuştur. 1918-1921 yılları arasında bir dizi bilimsel araştırma enstitüsü kurulmuştur. 1918’de Saratov’da Mikrobiyoloji ve Epidemiyoloji Enstitüsü, Tiflis’te ise Bakteriyoloji Enstitüsü kurulmuştur. 1919’da ise Moskova’da Merkezi Bakteriyoloji Enstitüsü, Meçnikov Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü ve başka enstitüler kurulmuştur.

Salgınlarla mücadele konuları, 1918-1921 yılları arasında yıllık olarak düzenlenen Bakteriyologlar, Epidemiyologlar ve Tıp Doktorları Kongresi’nin gündemlerinde odak noktası olmuştur. Moskova’da 20 – 25 Mayıs 1920 tarihlerinde gerçekleştirilen 4. Tüm Rusya Bakteriyologlar ve Epidemiyologlar Kongresi’nde A. N. Sısin’in “Tifüs ve Tifo Pandemisinin 1918-1919 Yıllarında Rusya'daki Durumu”, İ. B. Davıdovskiy’nin “Tifüsün Patolojik Anatomisi”, L. A. Taraseviç’in “Tifüs’ün Etiyolojisi” raporları sunuldu. Bunların dışında kolera, dizanteri, veba, çiçek hastalığı, sıtma ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele başlıklarına adanmış raporlar üretildi.

N. A. Semaşko ve Z. P. Solovyev, Lenin’in yönergelerini, önde gelen doktor ve bilim insanlarıyla tam bir uyum içerisinde hayata geçirerek, Sovyet sağlık sisteminin önleyici ilkelerini geliştirdiler ve uygulamaya koydular. Bu yıllarda salgınları önlemenin ve bunlarla mücadele etmenin en etkili yöntemleri L. A. Taraseviç, A. İ. Sısin, D. K. Zabolotnıy, H. F. Gamaleya, Ye. İ. Martsinovskiy ve diğerleri tarafından ortaya konmuştur. Çok sayıda pratisyenle birlikte ülkemizdeki bulaşıcı hastalıklarla savaş sisteminin, işçilerin çalışma ve günlük yaşam koşullarının iyileştirilmesi mücadelesinin temellerini attılar.

Sivil sağlık hizmetlerinin tüm gücünün, araçlarının ve Kızıl Ordu’nun sağlık hizmetlerinin seferber edilmesi, Komünist Parti ve Sovyet Hükümeti öncülüğünde Sovyet halkının topyekûn salgınla mücadeleye aktif katılımı sayesinde, ülkenin o dönemde içinde bulunduğu zor koşullara rağmen, salgında bir kırılma başarılmış, hem halk hem de ordu içerisinde hastalık oranı ciddi ölçüde azaltılmış ve salgının ortadan kalkması için gerekli ön koşullar yaratılmıştır.

1920 yılındaki 2. Tüm Rusya Sağlık Emekçileri Kongresi’nde konuşan Vladimir İlyiç, sağlık emekçilerine tüm güçlerini cumhuriyetin iyileştirilmesi ve salgının ortadan kaldırılması mücadelesine adamaya çağırdı. Sözlerinden, bu mücadelenin başarısına olan güveni okunuyordu. “Bilim temsilcileri ve işçi temsilcileri arasındaki işbirliği, dedi Lenin, - sadece böyle bir işbirliği yok edecektir yoksulluğun, hastalığın, pisliğin zulmünü. Elbette yok edilecek. Bilimin, proletaryanın ve tekniğin temsilcilerinin birliğinin önünde hiçbir karanlık güç duramaz.”

Lenin’in parlak öngörüsü gerçekleşmiştir. Komünist Parti ve Sovyet Hükümeti’nin önderliğinde Sovyet sağlık sistemi, görkemli bir gelişim göstermiş ve büyük başarılar elde etmiştir. Ağır salgın hastalıklar dönemi sona erdi. Kolera, veba, çiçek hastalığı, tifüs gibi halka büyük felaketler yaşatan bulaşıcı hastalıklar ortadan kaldırıldı. İyileştirici ve önleyici geniş sağlık önlemlerinin uygulanması ve yerli iyileştirici-önleyici ilaçların halk sağlığı hizmetlerinde kullanılması, bir dizi tehlikeli enfeksiyonun neredeyse tamamen ortadan kaldırılmasını ya da vaka sayısında keskin bir düşüş elde edilmesini sağlamıştır. Difteri, tularemi vaka sayısı keskin ölçüde azalmış, bruselloz, boğmaca, kızamık, tetanoz ve bazı diğer enfeksiyonların vaka sayısı ise büyük ölçüde düşmüştür.

Komünist Parti 25. Kongresi, Leninist yolu takip ederek, sağlık alanında yeni görevler ortaya koydu. SBKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri L. İ. Brejnev, 25. Kongre’nin Çalışma Raporu’nda şunları kaydetti: “Toplumsal görevler arasında, Sovyet halkının sağlığına önem vermekten daha önemli bir şey yoktur. Bu konudaki başarılarımız iyi bilinmektedir. Ancak bu alandaki sorunları da görmemiz gerekmektedir. Bu sorunlar, sağlık hizmetlerinin örgütlenmesini iyileştirmek, hastane ve poliklinik ağını genişletmek, tıbbi ekipman ve etkili ilaçların üretiminin artırılmasıyla ilgilidir. Ayrıca tıp biliminin daha da geliştirilmesi ve en tehlikeli hastalıklara karşı geniş bir mücadelenin uygulamaya konulmasıyla bağlantılıdır.”

Kongre tarafından kabul edilen, komünizmin maddi ve teknik temelini oluşturma, Sovyet halkının maddi ve kültürel refahını geliştirme programı, Sovyet sağlık sisteminin ve tıp biliminin daha büyük başarılar elde etmesi için elverişli koşullar yarattı. Büyük kapsamlı konut inşası, fabrika ve atölyelerde çalışma koşullarının iyileştirilmesi, çevre kirliliğini önlemek için devlet tedbirlerinin geniş ölçüde uygulanması, Sovyet halkının sağlığının iyileştirilmesi açısından eşi görülmemiş fırsatlar yarattı.

Hastalıkların önlenmesi. Bu, Lenin tarafından kaleme alınan ve 1919 yılında RKP(b) 8. Kongresi’nde kabul edilen Parti Programı’ndaki sağlık sistemi alanındaki en önemli gerekliliktir. Bugün de önemini hiç kaybetmedi. Dahası, SBKP 25. Kongresi kararlarındaki ve SBKP Merkez Komitesi ve SSCB Bakanlar Kurulu bildirilerindeki “Halk sağlığının daha da iyileştirilmesine yönelik önlemler” (1977) sayesinde gücü pekiştirildi.

SBKP 25. Kongresi kararlarının hayata geçirilmesine aktif bir şekilde katılan sağlık emekçileri, Sovyet ülkesinde komünizmin inşasına katkıda bulunuyorlar. Komünizmin parlak binasının inşası, insanlığın büyük hümanisti ve dehası Vladimir İlyiç Lenin’e bir anıt olacaktır.