Küba, Covid-19 virüsüne karşı geliştirdiği aşının klinik deneylerine 24 Ağustos Pazartesi günü başlayacağını duyurdu. Küba biliminin geleneğine uygun olarak aşıyı haftalar önce kendi üzerlerinde deneyen Kübalı bilim insanları, Soberana, yani “Egemen” adı verilen aşının etkili olacağına dair ümitliler.
2020 yılına damgasını vuran Covid-19 virüsü, veya daha yaygın kullanıldığı şekliyle koronavirüs, dünya genelinde 23 milyona yakın insanda tespit edildi ve şimdiye dek neredeyse 800 bin kişinin ölümüne sebep oldu.
19 Ağustos Çarşamba günü, küresel salgınla mücadele konusunda özel olarak görevlendirilmiş bilim insanları, Küba Cumhurbaşkanı Miguel Díaz-Canel ile buluşarak, geliştirdikleri aşının klinik deney aşamasına geldiğini müjdelediler.
Kübalılar, tarihleri ve geçmiş mücadelelerine sahip çıkmak konusunda pek titiz bir ulus. Bilim insanları, 19 Ağustos gününü özellikle seçmiş. 19 Ağustos günü, sarıhumma araştırmalarının öncüsü kabul edilen Kübalı bilim insanı Carlos Finlay’ın 105 yıl önce öldüğü gün.
Haberi duyuran ekibin başında, Dr. Vicente Vérez Bencomo vardı—Küba’nın aşı çalışmalarının asıl yükünü çeken Carlos Finlay Enstitüsü’nün müdürü. Vérez Bencomo, tavşanlar ve fareler üzerinde yapılan deneylerde bağışıklık düzeyinin epey yüksek olduğunu belirterek, ilacın etkinliğine dair ümitli olduklarını ifade etti. Hayvanlara ikinci doz önümüzdeki günlerde enjekte edilecek, böyle hayvanlar üzerindeki deneyin sonucu yakın zamanda kesin olarak belli olacak.
Bundan sonraki süreç ne?
Vérez Bencomo, 24 Ağustos Pazartesi günü, 20 kişilik bir grupla ilk klinik deneylere başlayacaklarını açıkladı. Bu ilk 20 kişilik grup, 19-59 yaş aralığından seçilecek. Bir hafta sonra, 60-80 yaş aralığından 20 kişilik yeni bir grup deneye katılacak.
Klinik deneylerin ikinci aşaması, 11 Eylül tarihinde başlayacak. Kübalı bilim insanları, bu tarih itibariyle, ilk 40 kişi dahil 676 gönüllü üzerinde ilacı denemiş olmayı planlıyor.
Aslına bakılırsa, “Egemen” adlı ilaç, insanlar üzerinde ilk kez pazartesi günü denenmeyecek. Küba geleneğinde, ilaç geliştiren bilim insanları, geliştirdikleri ilaçları öncelikle kendi üzerlerinde deniyor. Enstitü müdürü Vérez Bencomo ve araştırma ekibinin liderleri olan Dr. Yuri Valdés ve Dagmar García, bundan üç hafta önce, 28 Temmuz tarihinde ilacı kendi üzerlerinde denediler.
Küba Cumhurbaşkanı’na konuyla ilgili bilgi veren bilim insanları, insanların sabırsızlandıklarını ve bunu sosyal medya aracılığıyla sıklıkla dile getirdiklerini belirterek, buna rağmen bilimin aceleye gelmeyeceğini, tüm testler için gerekli süreyi tanımak zorunda olduklarını belirtti.
“Egemen”: İlacın adı nereden geliyor?
Küba’nın sağlık alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğu yaygın olarak biliniyor. Ada ülkesi, biyoteknoloji ve ilaç üretimi konusunda da dünyanın en ileri ülkelerinden biri. 1980’li yıllarda yine küresel salgın haline gelen menenjite karşı geliştirilen aşıyla ivme kazanan Küba ilaç sektörü, o günden bu yana birçok hastalığa karşı başka ülkelerde var olmayan ilaçlar geliştirmeyi başardı. Bugün biyoteknoloji ve ilaç sektörü, Küba’nın en önemli ulusal gelir kalemlerinden biri.
Biyoteknoloji başta olmak üzere bilimsel çalışmaları yoğunlaştırmak üzere başkent Havana’nın batısında, “Bilim Kutbu” denilen bir bölgede çok sayıda araştırma merkezi ve şirket kuruldu. 19 Mayıs 2020 günü—Küba açısından bir başka önemli gün, bağımsızlık savaşının önderi José Martí’nin çatışmada hayatını kaybetmesinin 125’inci yıldönümü—Cumhurbaşkanı Díaz-Canel, Bilim Kutbu’nun önde gelen bilim insanlarıyla buluşmuştu.
Kübalı lider, burada yaptığı konuşmada, diğer ülkelerde de koronaya karşı ilaç geliştirme çalışmaları yapılmasına rağmen, emperyalizmin Küba’ya tüm gücüyle saldırdığı bu süreçte ülkenin kendi ilacını geliştirmesinin, ülkenin egemenliği için çok önemli olduğunu vurgulamıştı. İlacın ismi, buradan geliyor.
Küba bunu ablukaya rağmen yapıyor ve desteğimize ihtiyacı var
Biyoteknoloji ve ilaç sektörü Küba’nın ulusal gelirlerinde en önde gelen kalemlerden olsa da, küresel salgının yarattığı ekonomik ortam, Küba ekonomisini de çok kötü etkilemiş durumda.
Ülkenin en önemli gelir kalemi olan turizm, salgın nedeniyle tamamen durdu. Ancak Küba, salgını kontrol altına almak için sınırlarını uzun süre kapattığı ve ülkeye döviz girişi büyük oranda durduğu için, ülkenin ithal etmesi gereken çok sayıda ürün de alınamadı.
Küba sosyalizmi, bir kez daha zorlu bir ekonomik darboğaza hazırlanıyor. Birkaç aydır marketlerde kimi ürünler her an bulunamıyor. Bir yandan küresel salgının olumsuz etkileri yaşanırken, diğer yandan Trump yönetimindeki ABD, Küba’ya karşı uyguladığı ablukayı giderek ağırlaştırıyor. Küba, tüm bu zorluklara rağmen koronavirüse karşı ilaç geliştirme çalışmalarını sürdürüyor.
Türkiye’deki José Martí Küba Dostluk Derneği (JMKDD), hem Küba’ya karşı uygulanan ablukanın sona ermesi, hem de 2021 yılında Nobel Barış Ödülü’nün, salgın sırasında onlarca ülkede enternasyonel dayanışma adına görev yapan Kübalı sağlık emekçilerine verilmesi için bir kampanya yürütüyor. Kampanyaya http://www.kubahayatkurtarir.