Konya’nın Karaören Köyü’nde muhtarlık seçimi, hukuk ve adalet tartışmalarına neden oldu. “Kaybettim, oynamıyorum” siyaseti!
Özkan Öztaş
Konya’nın Emirgazi ilçesine bağlı Karaören Köyü, Türkiye siyasetine ayna tutan ilginç bir seçim hikayesiyle gündeme geldi. 31 Mart 2024 tarihinde yapılan muhtarlık seçimlerinde yaşananlar, bir köyün sınırlarını aşan, hukuk ve adalet tartışmalarını yeniden alevlendiren bir sürecin fitilini ateşledi.
Yaşananları anlamak için önce başa dönelim.
Köydeki muhtarlık seçimlerinde Ramazan S. ve rakibi Yurdal E. 120 oyun 60’a 60 eşit paylaşılmasıyla berabere kaldı. Ancak Yurdal E. adına kullanılan bir zarfta iki oy pusulasının bulunması işleri karıştırdı. Kanunen her iki oyun da geçersiz sayılması gerekirken, sandık başkanı bu zarftan çıkan oylardan birini geçerli sayarak sonucu 61’e 60 olarak ilan etti. Ramazan S. itirazlarını dile getirdi, ancak sandık kurulundaki 7 kişiden 5’i olayı ciddiye almadı ve tutanak tutulmadan seçim sonuçları ilan edildi.
Hukuki süreçteki karmaşa ve çelişkiler
Sandık başında yaşanan tartışmanın büyümesinden endişe eden Ramazan S. ve yakınları, Emirgazi İlçe Seçim Kurulu’na sözlü müracaatta bulundular. Ancak sözlü başvuruları dikkate alınmadı. Bunun üzerine 1 Nisan 2024 tarihinde Ramazan S., sandık kurulundaki iki üye, iki müşahit ve altı seçmenin imzasını taşıyan tutanakla yazılı itirazda bulundu.
Emirgazi İlçe Seçim Kurulu, dilekçe ve tutanakları da görmezden gelerek “Oy sayımında sorun yoktur” şeklinde bir karar verdi. Ramazan S., bu kararı bir üst merci olan Konya İl Seçim Kurulu’na taşıdı. İl Seçim Kurulu, somut delilleri dikkate alarak geçersiz oyu iptal etti ve sonuç 60-60 eşitliğe dönüştü. Bu durumda kanun gereği kura çekimine gidildi ve her iki tarafın da katıldığı kura sonucunda, Ramazan S. kazanan taraf oldu.
YSK’nin şaşırtıcı kararı ve tepkiler
Yurdal E. bu sonucu kabul etmeyerek süreci Yüksek Seçim Kurulu’na taşıdı. Günler süren incelemeler sonrası Yüksek Seçim Kurulu (YSK), daha önce geçersiz sayılan oyu geçerli kabul ederek Yurdal E.’yi seçimin galibi ilan etti.
Bu karar, köyde büyük tartışmalara yol açtı.
Mazbatasını alan Yurdal E.’nin, sosyal medya üzerinden AKP ilçe başkanına ve parti teşkilatına teşekkür etmesi, hukuki sürecin siyasetin gölgesinde ilerlediği yönündeki şüpheleri artırdı.
Konuyu soL’a ileten bir köylü, yaşananları şöyle özetledi:
“Sandık kurulu geçersiz oyu geçerli saydı, tutanak tutmadı. İlçe Seçim Kurulu sözlü müracaatımızı dinlemedi. İl Seçim Kurulu kuraya gidilmesine karar verdi, YSK ise dönüp 'hata yokmuş' dedi. Ama olayın 10’dan fazla şahidi var. Köyde herkes gördü, herkes biliyor.”
İstanbul’dan Konya’ya aynı tablo
Ramazan S. ve destekçileriyse seçimlerin ilk gününden bu yana yaşananlara tepkili.
Hukuki yollar tükenmiş gibi görünse de, köylüler yaşananların farkında.
“Bir köyde olanla, Türkiye’nin geri kalanı çok da farklı değil” diyen köylüler, İstanbul seçimlerinden beri süregelen “kaybettim, oynamıyorum” tavrının artık sıradan hale geldiğini söylüyor.
Karaören Köyü’nde yaşananlar, sandığın yalnızca bir kutu olmadığını, adalet ve şeffaflıkla yürütülmediği sürece toplumsal güvenin temelden sarsılabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu köyde seçim bitti ama tartışmalar bitmedi; çünkü hâlâ cevap bekleyen sorular var.