Kongo Demokratik Cumhuriyeti isyancılara karşı ABD'nin kapısını çaldı: Değerli madenlerini sunacak

İsyancıların ilerlemesini sürdürdüğü Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin hükümeti, ABD'den askeri destek alma hedefinde. Hükümet, bunun karşılığında ABD'ye ülkenin madenlerini sunmaya hazır gibi görünüyor.

Can Kuyumcuoğlu

Uzun zamandır iç savaşlarla boğuşan Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), bugün de anlaşmazlık yaşadığı komşusu Ruanda tarafından desteklendiği öne sürülen isyancılarla çatışmalar yaşıyor. Bir süredir devam eden çatışmalarda, M23 isyancıları, kritik maden yataklarının da dahil olduğu bölgeleri ele geçirdi.

Zor durumda olan KDC hükümeti, çareyi ABD'nin kapısını çalmakta buldu. Hükümet, değerli mineraller karşılığında ABD'den askeri destek almayı umuyor. ABD'nin buna dair verdiği mesajlar olumlu.

Çin'in maden alanında önemli yatırımlarının olduğu ülkede bu gelişmeler, yaşananlara yeni bir uluslararası karakter getirebilecek bir potansiyel taşıyor.

ABD'yle başlayan müzakereler

KDC, güvenlik karşılığında mineraller anlaşması sağlamak amacıyla ABD hükümetiyle "günlük görüşmeler" gerçekleştiriyor.

Bu hamle, Doğu Afrika ülkesinde şiddetin arttığı bir ortamda geldi. Ülkedeki isyancı M23 silahlı grubu, elektronik aletlerin üretiminde kullanılan önemli bir mineral olan altın ve koltan açısından zengin bölgelerde kritik noktaları ele geçirmişti.

KDC hükümetine göre, Ocak ayından bu yana çatışmalarda en az 7 bin kişi öldürüldü, binlerce kişi de yerinden edildi.

ABD ile anlaşmaya dair resmi teklifin ayrıntıları henüz ortaya çıkmasa da, KDC yasama organları ABD'nin minerallere ilişkin haklar karşılığında çatışmayı kontrol altına almaya yardımcı olmak için asker konuşlandırmasını umuyor gibi görünüyor. Ancak, böyle bir ittifakın ABD Başkanı Donald Trump'ın "Önce Amerika" politikasıyla uyumlu olup olmayacağının belirsiz olduğuna ve Washington'ın herhangi bir anlaşma kapsamında daha az müdahaleci bir yaklaşım benimseme olasılığının daha yüksek olduğuna dönük değerlendirmeler var.

kdc
M23 isyancıları, geçtiğimiz ay Doğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin ikinci büyük şehri olan Bukavu'nun merkezine girdi ve Güney Kivu eyaletinin idari ofisinin kontrolünü ele geçirdi

KDC neden şimdi ABD'yle bir mineral anlaşması arıyor?

KDC'nin, Washington'ın bir mineral anlaşması karşılığında Ukrayna'yı Rusya'ya karşı savaşında destekleme teklifinden ilham almış olabileceği düşünülüyor.

Bu teklif, Kiev'in ülkenin mineral gelirlerinin yüzde 50'lik bir hissesini ABD'den "istikrarlı ve ekonomik olarak müreffeh bir Ukrayna'nın gelişimine uzun vadeli mali taahhüt" almak üzere devretmesini içeriyor.

Reuters haber ajansına göre, KDC Başkanı Felix Tshisekedi'nin yardımcı genel sekreteri Andre Wameso, bu ayın başlarında ABD yetkilileriyle benzer bir potansiyel "ortaklığı" görüşmek üzere Washington'a gitti. KDC yetkilileri böyle bir anlaşmanın neleri içereceğine dair belirli ayrıntıları açıklamadı.

KDC'nin, M23'e ve ülke genelindeki kazançlı madenlerin kontrolünü elinde bulunduran 100'den fazla silahlı gruba karşı savaşı kazanması için "güvenlik ortaklarına" ihtiyacı var. Kaynak zengini ülke, kalay, tungsten, tantal ve altının önemli bir üreticisi. Toplu olarak 3TG olarak bilinen bu mineraller, elektronik, savunma ekipmanı, elektrikli araçlar ve diğer teknolojilerin üretiminde kullanılıyor. KDC'nin kullanılmayan doğal kaynaklarının yaklaşık 24 trilyon dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor.

kongodc
Kolwezi yakınlarındaki Shabara madeninde bir madenci bir çuval maden taşıyor

Kongolu yasama organları tarafından ne önerildi?

21 Şubat'ta, Afrika iş çıkarları için uluslararası bir savunma grubu olan Afrika İş Konseyi, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya ABD'yi KDC'nin kullanılmayan kaynaklarına yatırım yapmaya davet eden bir mektup yazdı. Grup, KDC'nin savunma, güvenlik ve sınır koruma senato komitesine başkanlık eden Kongolu senatör Pierre Kanda Kalambayi adına hareket ettiğini ifade etti.

Grup, bu tür yatırımlara erişimin "her iki ulusa da fayda sağlayacak uzun vadeli bir ekonomik ve güvenlik ortaklığı" karşılığında yapılabileceğini öne sürdü.

Afrika İş Konseyi teklifinde şunları önerdi:

  • ABD savunma ve teknoloji şirketlerinin KDC madenlerine erişimi ve ihracat için bir limana erişim.
  • İki ülke tarafından paylaşılacak Kongo minerallerinden oluşan ortak bir mineral stokunun kontrolü.
  • Karşılığında ABD, Kongo kuvvetlerine eğitim ve ekipman sağlayacak ve KDC'deki ABD ordusuna doğrudan erişim sağlayacak.

ABD yetkilileri geçtiğimiz hafta bu tür teklifleri değerlendirmeye hazır olduklarını belirttiler ancak doğrudan yanıt vermediler.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Reuters'a "ABD, Trump Yönetimi'nin Önce Amerika Gündemi ile uyumlu bu sektördeki ortaklıkları görüşmeye açık" dedi ve Kongo'nun "ileri teknolojiler için gereken dünyanın kritik minerallerinin önemli bir payına" sahip olduğuna işaret etti.

Sözcü, ABD'nin KDC'ye özel sektör yatırımını "sorumlu ve şeffaf bir şekilde" artırmak istediğini sözlerine ekledi.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki silahlı çatışma neden yaşanıyor?

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde 30 yıldan uzun süredir devam eden uzun bir çatışma yaşanıyor. Ülkenin silahlı kuvvetleri, hükümet yolsuzluğu nedeniyle zayıf duruma düştü. 1996 ile 2002 yılları arasında iki iç savaş yaşayan ülke, bugün de binlerce kişinin öldüğü M23 isyanına tanık oluyor. Bu süreçte milyonlarca insan yerinden edildi.

M23 silahlı grubunu yenmek, Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi'nin en büyük önceliği. Ülkede şu anda Birleşmiş Milletler misyonu (MONUSCO) dahil olmak üzere birkaç barış gücü bulunmasına rağmen, M23 yıldırım hızında en az iki büyük kasabayı, Goma ve Bukavu'yu ele geçirmeyi başardı. Grup, şu anda üçüncü bir kasabaya, büyük bir madencilik merkezi olan Walikale'ye yaklaşıyor.

Komşu Ruanda ile yaşanan anlaşmazlık, çatışmaya başka bir boyut katıyor. BM ve ABD, Ruanda'yı M23'ü desteklemek ve ona asker sağlamakla suçluyor. Ayrıca M23 grubunun Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden altın, koltan ve diğer mineralleri kaçırdığı iddia ediliyor.

Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, M23 ile herhangi bir bağlantısı olduğunu reddediyor. Ancak geçmişte Kongolu Tutsileri "ayrımcılıktan" koruma gerekçesiyle Ruanda askerlerini KDC'ye göndermeyi onaylamıştı. Bu azınlık nüfusu, Hutu çoğunluğunun üyeleri tarafından gerçekleştirilen bir soykırımın ardından 1994'te Ruanda'dan kaçmıştı.

Ruanda ayrıca KDC'yi soykırıma karışan Hutu silahlı gruplarına ev sahipliği yapmakla suçlamıştı. Kongo iç savaşları sırasında, BM raporları hem Ruanda'nın hem de müttefiki Uganda'nın KDC'nin mineral kaynaklarını yağmaladığı sonucuna varmıştı.

Bu sefer M23'ün KDC'nin doğusundaki değerli madenleri kontrol etmesiyle, ülkede aynı senaryonun yaşandığına dair Batı dünyasında bir endişe hakim. Şubat 2024'te Ruanda ile 3TG mineralleri tedarik etmek için bir anlaşma imzalayan Avrupa Birliği, şimdi bu sözleşmeyi iptal etmeyi düşünüyor. Ruanda şu anda dünyadaki tantalumun yaklaşık yüzde 30'unu tedarik ediyor. AB'nin KDC ile benzer anlaşmaları var.

Birkaç Avrupa ülkesi ve ABD, son haftalarda, KDC'nin doğusundaki mevcut şiddetle bağlantılı olduklarını iddia ettikleri kilit Ruandalı yetkililere yaptırımlar uyguladı ve Kagame hükümetinden askerleri geri çekmesini istedi.

KDC'nin Çin'den kopma çabaları: Yerine ABD geçebilir mi?

Washington'ın KDC hükümetine ait minerallere doğrudan erişimden faydalanabileceği değerlendiriliyor.

Eski KDC Başkanı Joseph Kabila, Çin ile altyapı karşılığında mineraller için birkaç anlaşma müzakere etmişti. Şu anda, Çinli şirketler KDC'nin mineral endüstrisindeki yatırımlara hakim konumda. En büyük kobalt madenciliği bölgelerinden dokuzu KDC'nin güney Katanga'sında. Bu bölgelerdeki madenlerin yarısı Çinli operatörler tarafından işletiliyor.

Başkan Tshisekedi yönetiminde, KDC hükümeti Çin'den uzaklaşmaya ve Batılı ülkeler başta olmak üzere diğer aktörlere yakınlaşmaya hazır bir tavır takınıyor. KDC, son iki yılda AB ve Hindistan ile anlaşmalar imzaladı. Bu hafta, KDC sözcüsü Patrick Muyaya, Reuters'a ülkenin "çeşitlendirmeye" hazır olduğunu ve özellikle ABD'nin hoş karşılanacağını söyledi.

Sözcü, "Bugün Amerikalı yatırımcılar KDC'ye gelmekle ilgileniyorsa, açıkçası yer bulacaklardır... KDC'nin mevcut rezervleri var ve Amerikan sermayesinin buraya yatırım yapması da iyi olurdu" ifadelerini kullandı.

Bundan sonra ne olabilir?

İki ülke eski ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimi altında zaten büyüyen bir ilişki geliştiriyordu ancak KDC ile ABD'nin herhangi bir anlaşma imzalayıp imzalamayacağı veya ne zaman imzalayacağı belirsiz.

Ülkede faaliyet gösteren hiçbir ABD şirketi olmamasına rağmen Washington, KDC'nin minerallerini komşu Angola üzerinden ihraç etmek için demiryolları ve limanlar inşa etmeyi içeren bir altyapı projesi olan Lobito Koridoru'na yatırım yapıyor.

Trump yönetiminde iki ülke arasındaki ilişkilerin Ukrayna müzakerelerinin gösterdiği gibi daha "işlemsel" hale geleceği düşünülüyor.

Bununla birlikte, M23'ün Kinşasa'ya doğru ilerlemesi sürerken, KDC için yeni ABD askeri teçhizatının savaşın gidişatını hemen değiştirip değiştiremeyeceği de belirsizliğini koruyor.

Böyle bir desteğin KDC'nin zayıf ordusunu orta ve uzun vadede yeniden şekillendirme çabalarını daha da güçlendireceğine dair görüşler hakim.