Suriye’de Esad'ın devrilmesinin ardından yeni yönetim kurulmaya çalışılırken, ABD ordusu yoğun bir lojistik faaliyet içinde. Yerli ve yabancı sitelere konu olan gelişme artık saklanamayacak boyutta.
Ogün Eratalay
Suriye’de rejim değişikliğinin ardından hızlı gelişmeler yaşanıyor. Bugün artık hiç kimse bu gelişmelerin ABD, İngiltere ve İsrail önderliğinde, bölgedeki Arap sermayesinin desteğiyle gerçekleştirildiğini sorgulamıyor. Türkiye’deki AKP iktidarı da bu trene yetişmek için çaba gösterirken ana belirleyici unsur olma çabalarının ne ölçüde sonuç getireceği hâlâ belirsiz.
Güncel gelişmeler
Gündem hızlı şekilde akıyor. Ülkede yönetimi ele alan Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) lideri Ahmed Şara geçtiğimiz günlerde ülkeye gelen Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ile görüştü. Rejimin Dışişleri Bakanı Hasan eş Şibani ise Katar-Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün ziyaretlerine başladı.
Resmi seviyede bu gelişmeler yaşanırken, ABD Silahlı Kuvvetlerinin sahada büyük bir lojistik faaliyet içinde olduğu görülüyor. Halihazırda Suriye’de üsleri olan ABD, Kobani / Ayn el Arab kırsalında giriştiği inşaat faaliyetiyle bölgede önemli bir askeri tahkimat peşinde. CENTCOM bünyesinde IŞİD’e karşı güncel harekât haberleri eşliğinde
Emperyalizmin Kosova örneği tekrarlanacak mı?
ABD’nin üs inşaatını nerede başlatmakta olduğu henüz resmî olarak açıklanmış değil. Kobani / Ayn el Arab ile Halep arasındaki otoyolda bir inşaat dikkat çekerken, aynı kenti Ayn İssa kentine bağlayan yoldaki eski Lafarge çimento üretim tesisinin de ABD tarafından bir dönem üs olarak kullanıldığını belirtelim.
Üssün yerinden bağımsız olarak varlığının ayrı bir değeri var. Yugoslavya’nın NATO saldırılarının ardından hedef alınarak parçalanmasının ardından emperyalizmin Kosova’da yaptıkları daha dün gibi akıllarda. Emperyalizme boyun eğse de egemen bir ülke olan Sırbistan topraklarında ayrılıkçı Arnavut milliyetçiliği desteklenerek çıkarılan olayların ardından Kosova adında bir ülke icat edilmişti. Bu ülkenin varlığının en büyük garantisinin de ABD’nin kendi toprakları dışındaki en büyük üslerinden Bondsteel Üssü olduğu biliniyor.
Türkiye sermaye bağlantısı ve geçmiş işbirliği
Konunun bir de ilginç bir sermaye boyutu var. Geçmişte Irak’ın işgali sırasında binlerce ABD askeri Saddam rejimi tarafından terk edilen üslerde ve havaalanlarında kalmıştı. Bu askerlerin kaldıkları kamplar da Türkiye sermayesi tarafından inanılmaz kârlarla gerçekleştirildi. Emekçi halkın tepkisiyle yeterli çoğunluğa ulaşamayan Mart 2003 tezkeresiyle Türkiye topraklarına ABD askerinin konuşlanması engellense de Türkiyeli patronlar Irak’ın işgalinde ABD’ye tüm desteği sunmuştu. Savaş dönemi olduğu için ABD için para değil teslim süresi olduğu için bu kamp inşaatları sayesinde büyük holdingler o dönem ihya oldu. Bu kamplardan öne çıkan Umm Kasr veya El Esad bölgelerindeki askeri üslerin Türkiye sermayesi tarafından referans proje şeklinde gerçekleştirildi; kampların mobilyasından klimasına, jeneratöründen prefabrik inşaatına, konteynerlerinden beton duvarlarına kadar tüm ihtiyaçları Türk patronlar tarafından karşılandı.