Kılıçdaroğlu'nun Demirtaş açıklaması CHP'nin sorununu ortaya koydu: Asıl 'tuzağa' nasıl düşüldü?

Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığın kalkması yönündeki oylarına dair savunması, detaylara bakıldığında, CHP'nin AKP karşısında edilgen bir şekilde ilkesizliğe savrulduğunun itirafı oldu.

Haber Merkezi

CHP'nin devrik lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun her konuşması, kişi olarak kendisine yönelik tepki nedeniyle yüzeysel bir şekilde algılanıyor. Dün yine aynısı yaşandı. Oysa ayrıntılara bakıldığında, Kılıçdaroğlu, CHP'nin siyaset yapma tarzına dair çok önemli itiraflarda bulundu.

Kobani Davası'nda eski HDP'nin eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş'a 42 yıl, Figen Yüksekdağ'a 30 yıl hapis cezası verilmesi "dokunulmazlık" tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.

Mart 2016'da Başbakan Ahmet Davutoğlu "Hep birlikte dokunulmazlıkları kaldıralım" demiş, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen 'evet' diyeceklerini" açıklamıştı.

Dokunulmazlıkların kaldırılması paketi TBMM'den geçti, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan onayladı ve 7 ay sonra dokunulmazlığı kaldırılan HDP'li siyasetçiler tutuklandı.

CHP'nin tartışmalı kararı, dün katıldığı canlı yayında Kemal Kılıçdaroğlu'na soruldu. Genel başkanlık koltuğunu kaybettiği Kurultay'dan bu yana sessizliğini koruyan Kılıçdaroğlu'na "Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasından kendi adınıza bir sorumluluk duyuyor musunuz" sorusu yöneltildi.

Değişiklik 'tuzak', onaylamak taktikmiş 

Dokunulmazlıkların kaldırılması için Anayasa değişikliğine ihtiyaç olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, buna rağmen değişikliğe gidilmesini CHP’ye kurulan bir “tuzak” olarak yorumladı.

"O dönem terör bir hayli yoğunlaşmış vaziyette. Terör yoğunlaştığına göre dokunulmazlıkları bir Anayasa değişikliği halinde getirelim buraya. CHP de buna ‘hayır’ diyecek. O zaman biz seçimlerde meydanlara çıkıp ‘İşte teröristleri koruyan parti’ deriz. Bunu söylemek istiyordu."

Kılıçdaroğlu, bu sözleriyle, CHP'nin siyaset yapma tarzına dair iki temel önermeyi ortaya koymuş oldu: Birincisi, CHP liderliğinin AKP'nin kurduğu tuzakları boşa çıkarmak üzere kendi oyununu kuramadığı gerçeği. İkincisi, tam da bu eksiklik nedeniyle, bildikleri doğrudan, haktan, ilkelerden yana tavır almak yerine, son dönemde çok revaçta olan "her şeyi taktikten ibaret görme" eğilimini taşıdığı gerçeği.

Nitekim, Kılıçdaroğlu, açıklamalarının devamında, kendisini haklı göstermek için kullandığı ifadelerle ilkesizliğin CHP'nin parti programını reddetmeye kadar vardığını itiraf etti.

AKP'nin teklifine verilen onayın "stratejik bir karar" olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, bu kararı tek başına vermediğini söyledi: 

"Aklı başında olan bir politikacı 3 adım sonrasını göremiyorsa zaten siyaset yapamaz. Biz de dokunulmazlıkları kaldırın kardeşim dedik. Kaldı ki bizim parti programımızda dokunulmazlıkların kaldırılması öngörülmüş. Benim görüşüm değil bu, Kurultay’ın görüşü."

Kılıçdaroğlu arkasına saklandığı programla çelişiyor

Peki, Kılıçdaroğlu'nun atıfta bulunduğu parti programı ne diyor?

"Anayasa’da gerekli değişiklik yapılarak, Milletvekili Dokunulmazlığının sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması, diğer faaliyetler ile adi suçlara karşı koruyucu işlevinin kaldırılması öncelikli hedefimiz olacaktır."1

Program, dokunulmazlıkların kaldırılmasını öngörürken "kürsü dokunulmazlığını" kırmızı çizgi olarak belirliyor. Buradaki kürsü dokunulmazlığı, milletvekilinin seçili bulunduğu dönem boyunca Meclis'te veya dışında ifade özgürlüğünün garanti altına alınması anlamına geliyor.

Selahattin Demirtaş bu kapsama giriyor muydu?

Bizzat Kılıçdaroğlu, dünkü açıklamalarında yukarıdaki cümlesinin devamında Demirtaş'ın bu kırmızı çizginin içinde yer aldığını söylüyor:

"Selahattin Bey'in bugün içeride olması bir hukuk faciasıdır. Erdoğan onu özellikle içeride tutuyor, niçin? 'Seni başkan yaptırmayacağız' dediği için. Bu kadar. Ne yaptı Selahattin Bey, eline silah mı aldı?"

Dokunulmazlıkların HDP'li siyasetçiler için kaldırılmak istendiğini bilmesine rağmen "evet" dediği anlaşılan Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin programıyla çeliştiği görülüyor.

7 yıl sonra bulunan 'ortam'

Demirtaş'ın tutuklanmasının ardından "seçilmiş bir siyasetçinin hapiste olmasını doğru bulmadığını" söyleyen Kılıçdaroğlu, Demirtaş'ı ziyaret etme ihtimali sorulduğunda "Ortam olursa neden olmasın" demişti.

Bu demecin ardından geçen 7 yılda o "ortam" bugün bulunabildi. Kobani Davası'ndaki mahkumiyet kararının ardından eleştirilerin hedefi haline gelen Kemal Kılıçdaroğlu, bugün CHP Eski Genel Başkanı sıfatıyla Selahattin Demirtaş'ı Edirne F Tipi Cezaevi'nde ziyaret edecek.

  • 1. Cumhuriyet Halk Partisi Programı, sayfa 72.