Kemal Okuyan: Türkiye'de sermaye için kriz yok, halk için derin bir eşitsizlik ve yoksulluk var

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Halk TV'de gazeteci Şule Aydın, İbrahim Kahveci ve Murat Ağırel'in sorularını yanıtlıyor. 

Haber Merkezi

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan bu akşam 23.00'te Halk TV'de gazeteci Şule Aydın'ın konuğu oldu.

Okuyan'ın açıklamalarının satır başları şu şekilde:

(Cumhurbaşkanlığı seçimleri) İsimler değil programların konuşulması lazım. Ben muhalefetteki adayların arasındaki program farklarını bilmiyorum. Biz program ve ilkelere bakıyoruz öncelikle. Bu açıdan herhangi bir fark göremiyoruz ismi geçen adaylar arasında. Varsa da bunlar konuşulmuyor.

Ülke en ağır yoksulluk dönemlerinden birini yaşıyor. Biz yoksulluğu gündeme getirecek ve radikal çözümü savunacak bir politika geliştirmek zorundayız. Cumhurbaşkanlığı adayı da, seçimler de buna bağlı. Siyaset bir bütündür, parçalara ayıramayız.

Bizim açımızdan aday toplumun çektiği -başta ekonomik olmak üzere- sorunlara dair sözü olan ve çözümü gerçek bir kurtuluş projesine dayanan biri olmalı. 

O yüzden cumhur/millet ittifakı adayları bizi kapsamıyor. Zaten bir şahıs da çözemez bu sorunları.

Biz isteriz ki benzer düşünen sol partilerle ortak aday gösterelim, ama olmazsa TKP olarak mutlaka bir aday göstereceğiz.

(2. turda ne yapılacak?) Bunu konuşmak için çok erken. Bir kere seçimlere henüz vakit var. Bu süre çok değerli. Biz bu süreyi şuraya ya da buraya destek olur muyuz tartışmasıyla geçirmeyeceğiz. TKP adına şunu söyleyebilirim, seçime kadar kimi destekleyeceğimizi tartışmaktan ziyade toplumu ayağa kaldırmaya çalışıyoruz.

Çok ağır bir tablo var. Sermaye inanılmaz kârlar ediyor ama halk yoksul. Dolayısıyla ekonomik kriz diye tarif etmek güç bu tabloyu, derin bir yoksulluk ve eşitsizlik var. Bir an bile toplumun karamsarlığa düşmek yerine, örgütlü hale gelmeli. Biz bir alternatif yaratmak için çalışıyoruz.

Bir örnek vereyim, konut sorunu var değil mi? Birileri demeye başladı ki “özel sektör girerse yine rant olur, TOKİ yapsın”. Bunu önerenler biz “çözüm devletleştirmededir, sosyalizmdedir” dediğimizde “zamanı değil” diyorlar. E ne oldu? Biz zaten temel bütün sektörlerde kamu mülkiyetinden yanayız, özel sektör devre dışı kalsın diyoruz. Tarımda da, enerjide de aynı şekilde kamu mülkiyetini savunuyoruz…

'Çünkü sol, sol olmaktan çıktı'

(Neoliberalizm dünyayı uçurumun dibine getirmişken, neden sol başarı sağlayamıyor?) Çünkü sol, sol olmaktan çıktı. Bir dizi nedenle kendi asli görevi olan düzeni değiştirmek, yıkmak olduğunu unuttu. Türkiye’de de benzer bir durum var. Meselenin temelinde bu sistem, sömürü ilişkileri var. Sol bununla uğraşmak yerine başka işlerle ilgilendi. Halk bunu ciddiye almıyor. Demokrasi, barış, kimlik siyaseti… bunlar heyecanlandırmaz. 

Solun tek bir varlığı olabilir, bu düzeni değiştirmek. Sömürü ilişkilerini ortadan kaldırmak. Buna bakmadan… TKP özgürlükçüdür, çevrecidir ama bu partinin kimliğini belirlemez. Biz her şeyden önce insanların eşitliğini savunan bir partiyiz. 

Sol bunları unutunca cazibe merkezi haline gelmesi mümkün değil.

'İşimiz çok zor ama 10 yıl öncesine göre daha kolay'

(TKP ne yapıyor?) İşimiz çok zor ama 10 yıl öncesine göre daha kolay. Büyük yoksulluk içindeki kesimler bu düzenle bağlarını koparmaya, umudunu kesmeye başladı. Buna AKP’ye oy verenler dahil. Sürdürülemeyecek bir yoksulluk var. Bizi daha iyi anlıyor artık bu kesimler. Eski propagandalar da etkisini yitiriyor, yok “bunların kökü dışarıda” şöyle, böyle... Kimin kökünün dışarıda olduğunu görüyor artık herkes; yabancı tekelleri, NATO’yu biz getirmedik bu ülkeye. Bunlar görülüyor. 

O yüzden bu halkın bir kesimi anlamaya başladı bizi, bunları çoğaltmaya çalışıyoruz. Ülkenin fazla vakti yok. Biz işimizi iyi yapmazsak daha kötü bir karanlığa doğru gidiyoruz. Örgütsüz kalmaya devam edersek, gelişmeleri evden izlersek… 

Gelin beraber yapalım diyoruz. Elimizde sihirli değnek yok, kahraman değiliz. Halk örgütlenerek elini taşın altına koymazsa kimse kurtaramaz.

'Sokak siyasetin bir parçasıdır tüm dünyada'

(Muhalefetin sokaktan uzak durma çağrıları) Sokağa çıkmak niye kriminal bir şey olsun? Sokak siyasetin bir parçasıdır tüm dünyada. Protesto edersiniz, dava açarsınız, istifaya davet edersiniz… Tüm bunlar yok sayılacakmış; hükümet de, muhalefet de aynı şeyi söylüyor. Sadece sandığı bekleyen bir halk sandığa da sahip çıkamaz. Siyaset bir meslek değildir, halkın siyaset yapması lazım.

'6 ay içinde daha vahim bir tabloyla karşılaşabiliriz'

(Muhalefet iktidara gelirse daha mı kötü olur?) Bugünkü muhalefet iç çelişkileriyle iktidar olursa, korkarız bu savundukları yapıyla, 6 ay içinde daha vahim bir tabloyla karşılaşabiliriz. Yarım yamalak çözüm yok artık Türkiye’de. Ayrıca şu anda eklektik bir muhalefet var. Bir dizi başlıktaki belirsizlik yeni sorunlar çıkartır. Ne diyorlar, neyi savunuyorlar, açıkça konuşmaları lazım. “Parlamenter sisteme geçeceğiz”den başka şey diyemeyen muhalefet bir şey ifade etmiyor artık yoksulluk içindeki insanlara.