Türkiye’de bir yönetme krizi olduğunu belirten TKP Genel Sekreteri Okuyan, "Uluslararası alan, bölge karmakarışık. Ekonomik sıkıntılar var, kaynak sıkıntısı çekiliyor ve ülke yönetilemiyor" dedi.
Haber Merkezi
soL TV'de yayınlanan, Mert Doğan'ın sunduğu Komünist Bakış programında bu hafta TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, partisinin Pazartesi sabahı basın mensuplarıyla düzenlediği buluşmada konuşulanları anlattı.
Türkiye ve dünyadaki gelişmeler arasındaki bağlantılara işaret ettiklerini söyleyen Okuyan, muhalif kesimlerde içeride yaşanan gelişmelere yalnızca Erdoğan'ın kendisini kurtarması olarak bakıldığını, bunun yanlış olduğunu söyledi.
Türkiye’de bir yönetme krizi olduğunu belirten Okuyan, "İktidar kendi yönetme krizini gizlemek için adım atıyor. Erdoğan ve Özel ile İmamoğlu arasındaki gerilim görünen bir gerilim. Ancak bunun dışında AKP içinde de gerilim sürüyor. Bunu görmeden siyaset de habercilik de yapılamaz" dedi.
'İmamoğlu'nun politikaları, ne vadettiği konuşulmuyor'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ifade vermesi ve ardından yaptığı konuşmaları değerlendiren Okuyan, iktidar ve muhalefetin başı sonu belli hedeflere göre hareket etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Kemal Okuyan şöyle konuştu:
"İmamoğlu'nun şansı yükselmiş midir bunu bilemiyoruz. Bir sürü alternatif konuşuluyor. İmamoğlu'nun ceza almasıyla Mansur Yavaş'ın aday olacağı da konuşuluyor örneğin. Seçimlere daha çok var.
Yaşanan saçmalığın kaynağı beceriksizlik ve bu beceriksizlik iktidarda var. Uluslararası alan, bölge karmakarışık. Ekonomik sıkıntılar var, kaynak sıkıntısı çekiliyor ve ülke yönetilemiyor. CHP de yönetilemiyor.
İmamoğlu'nun arkasında bazı sermaye grupları var, bunu herkes biliyor. Belki yarın öbür gün başka gelişmeler olabilir, vazgeçilebilir. Bugün İmamoğlu'nun politikaları, ne vadettiği konuşulmuyor.
Erdoğan'ın adaylığı ilan edildi ama örneğin o da olmayabilir. Bazen olayların akışı hızlanır."
'Dünya belirsizliğe sürükleniyor, muhalefet kırmızı çizgi çizemiyor'
Dünyanın da belirsizliğe sürüklendiğinin altını çizen TKP Genel Sekreteri, "Dünyada bir tek Amerika yok, her şeyi belirleyemiyorlar" dedi. Ortada belirsizliklerin olduğunu, bunun herkesi etkilediğini söyleyen Okuyan, belirsizliklerden korunmanın yolunun "kırmızı çizgileri çizmek, gelişmelere göre önlem almak" olduğunu ifade etti, muhalefetin ise böyle yol almadığını vurguladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın "temel mesele yoksulluk" açıklamasını değerlendiren Kemal Okuyan, "Mansur Yavaş kendi cephesinden bu gerçekleri söylemek zorunda kaldı. Adaylık tartışmaları için gerçekten erken. Ama gerilimlerin kaynağında AKP içi sürtüşmeler var" dedi.
'Atatürkçülük geliştirmeye çalıştılar, beceremediler'
Teğmenlerin ihracını da yorumlayan Okuyan, "Mustafa Kemal imgesini zayıflatmaya dönük sayısız hamle yaptılar. Bunda sınıra geldiklerini gördüler, kendileri bir Atatürkçülük geliştirmeye çalıştılar, beceremediler" ifadesini kullandı. TKP'nin bu hesaplaşmada taraf olduğunu dile getiren Okuyan, karşı-devrimcilerin yanında durmayacaklarını ve Cumhuriyet izinin silinmesine dönük hamlelerin karşısında olacaklarını söyledi.
AKP'nin içindeki bir kanadın, teğmenlerin ihracı için her şeyi yaptığını söyleyen Kemal Okuyan, iktidar bloğu içerisindeki taraflaşmaları hatırlattı, konunun bu kısmında taraf olmayacaklarının altını çizdi.
'Gelişmelere göre tavır alan taraflar var ama bütün gelişmeleri yöneten bir akıl yok'
Yeni "çözüm süreci"ne ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yapması beklenen açıklamaya ilişkinse Okuyan şu değerlendirmeyi yaptı:
"Konunun üç önemli bacağı var; Anayasa değişikliği, Suriye ve İran. Bu üçü birbirine bağlı. Bu üç başlığı da istedikleri gibi yönetecekleri bir sonuca ulaşamazlar. Ortadaki direnç nasıl aşılacak, hakim ton ne olacak, bilen varsa şapka çıkarırız. Bugün gelişmelere göre tavır alan taraflar var ama bütün gelişmeleri yöneten bir akıl yok. Öyle bir dönem kapandı. O yüzden ne olacağını merakla bekliyoruz. Şimdiye kadar ortaya bir şey çıkmadı.
Suriye'deki gelişmeler sürüyor, Şara buraya geliyor orada denklem çözülüyor ama İran'da nasıl bir süreç yaşanacağını kim söyleyebilir? Ortaya çıkan durumu her şeyiyle yöneten bir güç yok dünyada. İnisiyatif alıp tekrar strateji geliştiriyorlar. ABD dahil. Böyle bir güçleri de yok. Master plan olan 'parçalama-bölme'ye devam ediyorlar ama darmadağın bir şeyi, kaosu yönetmeye çalışıyorlar.
TKP o nedenle 'Türkiye sürükleniyor' diyor. Çünkü AKP çeşitli nedenlerle, bile isteye o kaosun içine daldı. Artık geriye çekilemez. Ne olacağını hep beraber göreceğiz dolayısıyla."
'Suriye daha çok karışacak, çok fazla parametre var'
HTŞ lideri Ahmed Şara'nın Türkiye ziyaretine ilişkin de konuşan Kemal Okuyan, görüşmelerde büyük olasılıkla "çözüm süreciyle" beraber ele alınması gereken Kürt bölgesinin masaya yatırılacağını söyledi. Karar vericilerin sadece Şam yönetimi ve Ankara olmadığını belirten Okuyan, "İngiltere orada, ABD orada, herkes orada. İran'ı da hafife almayalım. Suriye daha çok karışacak, çok fazla parametre var. Bu parametreleri yönetecek bir yapı da yok Suriye'de" diye konuştu.
Bölgedeki tüm ülkelerin daha sonra pozisyon almak üzere hamle yaptığını dile getiren TKP Genel Sekreteri, "6 ay sonra Suriye'de ne yaşanacağını kimse bilemez" dedi. Halkın önlem alması gerektiğine dikkat çeken Okuyan, savaşa doğru gidildiğini söyledi, savaşta yoksulların öldüğünü hatırlattı.
"Almanya önlem alarak strateji geliştiriyor. Herkesin stratejisi, 'nasıl önlem alırız' üzerinden. Türkiye ise genişlemeye çalışıyor" diyen Okuyan, İsrail'in de benzer bir genişleme hamlesi yaptığını anlattı. Okuyan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin altındaki zemin genişlememek üzerine kuruluydu. İsrail ise öyle değil ama onların da sınırları var. Bunun dışında 'hamle yaparım, bölgeyi dizayn ederim' diyen kimse yok" ifadelerini kullandı.
'Tavır almak, Filistin halkının, Hamas'ın direniş hakkının yanında durmak gerekiyor'
İsrail ve Hamas arasındaki rehine takası hakkında da değerlendirme yapan Okuyan şunları söyledi:
"Hamas'ın Gazze'deki otoritesi sürüyor, halk desteği artmış durumda. Hamas yeni militanlar buluyor. Hesap İran yanlısı olduğu varsayılan direniş kuvvetlerinin ortadan kaldırılması, Lübnan'da Hizbullah'ın güç kaybetmesi, Hamas'ın direnişçi kanadının tasfiye edilmesiydi. AKP’nin de hesabı buydu. Türkiye, Filistin'in siyaset alanında hamisi olacaktı. Ama '50 bin kayıp verdik, bu alanı size bırakmayız' dediler. Bu yalnızca İsrail'e bir mesaj değil; aynı zamanda Türkiye’ye, Suudi Arabistan'a, Suriye'ye. Esir takasındaki görüntüler şov olarak görülemez. Bunlar önemli mesajlar. Ankara'da da almışlardır mesajı.
İsrail bir noktada Netanyahu'dan kurtulacak ama Trump'la ne hamleler yapacaklar, İran'la ne olacak, bilemiyoruz. Netanyahu'nun siyasi ömrünü uzatacak gelişmeler olabilir. O nedenle tavır almak gerekiyor. Filistin halkının, Hamas'ın direniş hakkının yanında durmak gerekiyor. İsrail'e bir normalleşmenin önüne geçmek, İsrail ve Netanyahu'nun işlediği suçların hesabının sorulması gerekiyor. Bizim yapabileceklerimiz bunlar."
Direnişin öğretici olduğunu söyleyen Okuyan, "Gazze artık eski Gazze değil. Dost gördüklerinin artık dost olmadıklarını biliyorlar örneğin" dedi. Dünyada her şeyin çok hızlı geliştiğini vurguladı.
'Siyaset alanı daraltılmaya çalışılıyor'
Yargı eliyle AKP’nin sopa göstermesine, medyaya müdahalesine ilişkin TKP'nin bakış açısına da açıklık getiren Kemal Okuyan, özgürlük alanının sınırlandığını, bunun iktidarın zayıflamasından ileri geldiğini söyledi.
"Demokrasi", "özgürlük" gibi kavramların çok kirletildiğine işaret eden Okuyan, bunun demokrasiyi değersizleştirmediğini, TKP'nin savunduğu demokrasinin daha gelişkin olduğunu anlatarak açıkladı. Partisinin önümüzdeki günlerde bu anlamda adımlar atacağını da belirten Okuyan, "TKP bir yolunu bulur, oyun bozar, emperyalist müdahalelerle, renkli devrimlerle yan yana düşmez" diye konuştu.
Siyaset alanının daraltılmaya çalışıldığını ifade eden Kemal Okuyan partisinin uzun planlar yapmadığını belirtti, şöyle konuştu:
"Gelin o zaman siyasi partiler yasasını değiştirelim. Seçim varsa biz de oradayız. TKP dışında tek bir parti, yasanın 'genel başkanı kongre seçer' hükmünü sorgulamıyor. Çünkü bu madde parti başkanlarına muazzam bir kuvvet veriyor. Bizim partimizde böyle bir şey yok. En üst kurul Merkez Komite'dir. Başka şeyler de var, yüzde 10 barajını kimse konuşuyor mu? 'İttifaklar yasası' da saçma sapan bir şey. Cumhurbaşkanlığı sisteminin karşısındaysanız, gelin açalım kartlarımızı. Madem anayasa tartışılacak, 'Meclis'in üzerinde hiçbir irade olmayacak' hükmünü getirsinler. TKP, Türkiye’de kuvvetler birliğini savunan tek partidir. İşçi sınıfının hakları var. Biz buralara bakıyoruz ve buradan mücadeleye devam edeceğiz. Yerel yönetimlere müdahale diyorsanız, yerel yönetimleri piyasaya bağlayan şeyleri ortadan kaldıracaksınız. Ama bunlara itiraz edemezler.
Neden cumhurbaşkanı adayı çıkaracağız dedik? TKP kimsenin, yancılığını yardımcılığını yapmayacak, kendi yolundan gidecek. O yolda başka unsurlar varsa, gerekirse beraber yürürüz. Oyuna dahil olduğumuz için açıklama yapmadık, biz o saçma oyunda yokuz. Ama şimdiden çizgimizi de çekiyoruz."