Türkiye'de maden şirketlerinin çevre katliamlarına göz yumulmaya devam ediliyor. Buna ilişkin bir haber de Kastamonu'dan geldi. Yaşanan ilk değil, anlaşılan o ki son da olmayacak.
Kastamonu Hanönü'ndeki bakır madeni Türkiye'nin en büyük açık maden sahalarından biri. Ve sürekli çevre katliamlarıyla gündeme geliyor. İlbak Holding ve Akfen Holding ortaklığında faaliyet gösteren Acacia Maden İşletmeleri uzunca bir süreden bu yana doğaya verdiği zararla gündemde. Geçtiğimiz gün yine benzer bir konuyla gündeme gelen bakır madeninde tahliye borularının patladığı ve kimyasal atıkların toprağa ve nehre karıştığı iddia ediliyor. Üstelik bu nehir Kızılırmak havzasını besleyen Gökırmak Nehri. Yani su, tahmin edilenin ötesinde bir tarım alanına ulaşıyor.
Peki neler oluyor? Neden çevreye sürekli zarar verdiği halde önlem alınmıyor ya da faaliyetler engellenmiyor? Konuyu gündeme taşıyan ve Kastamonu Hanönü ilçesinde yaşayan Mehmet Soysal yaşanan durumun vahim boyutlarını gözler önüne seriyor.
'Bu ilk değil, şirket göz göre göre burayı zehirliyor'
Mehmet Sosyal, Hanönü eski CHP İlçe Başkanı. Kendisi madene karşı verdiği mücadele nedeniyle görevden alındığını söylüyor. "Maden şirketinin CHP'nin yerel isimleriyle de ilişkileri olduğu biliniyor" diyor.
Bölgede faaliyet gösteren Acacia Madencilik'in yasal dayanağı ise 25 hektardan küçük alanlara ÇED raporu zorunluluğunun olmaması. Dolayısıyla firma tüm çalışmalarını 25 hektarlık alanlara sıkıştırarak ve birden fazla faaliyet alanı kodlayarak ÇED raporu almaktan kurtulmuş oluyor. İliç'te ya da benzer birçok örnekte olduğu gibi firmanın yerelde güçlü bir etkisi var. Ekonomik gücünü kullanan şirketin, kendisini denetleyecek tüm kurumlar üzerinde etki sahibi olduğu söyleniyor.
Yaşananları soL'a anlatan Mehmet Soysal "Bu ilk değil. Bu firma daha önce de çevreye zararlar verdi. Ben daha öncesinde topraktan aldığım numuneleri Çevre Mühendisleri Odası aracılığıyla laboratuvara götürdüm. Sonuç tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Zararlı kimyasallar toprağa karışmış. Beni yalan bilgi yaymak, şirket hakkında aslı astarı olmayan şeyler söylemekle suçladılar. Dava açtılar. Mahkemeye çıktım ve laboratuvar sonuçlarını mahkemeye verdim. Takipsizlik kararı verdiler. Tüm suçlamalar boşa düştü" diyor.
'Büyük bir sorun var, yetkililer görsün'
Hanönü koca bir şantiyeye dönmüş durumda. Çevreyi korumak şöyle dursun, tüm önlemleri es geçen şirketler ilçeyi delik deşik etmiş. Geçtiğimiz yıl, şirketin sebep olduğu başka benzer vakalar için 34 çevre örgütü basına açıklama yapmış ve yaşanan duruma bir an önce dur denilmesi gerektiğini ifade etmişti. Aslında durum çok sade ve anlaşılabilir. Acacia Maden İşletmeleri'nin Kızılırmak havzasını besleyen Gökırmak Nehri’ni kimyasal atıklarıyla zehirliyor.
Maden sahası Gökırmak Nehri’nin yanı başında. Yine benzer şekilde maden sahasındaki faaliyetler barajın tam karşısında, 137 öğrencili bir okulun da bulunduğu bölgede gerçekleşiyor. Çevre örgütleri, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın olduğu bölgede yer alan faaliyet alanının olası bir depremde sebep olabileceği sorunlara da dikkat çekiyor.
Mehmet Soysal "Olası sorunlar bir yana. Şu an mevcut durumda sorun var. Yetkililer görmezden geliyor. Madenin tahliye boruları, atık boruları patladı. Tüm kimyasallar toprağa karıştı. Numune alınması lazım. Bunun bağımsız laboratuvarların denetlemesi gerekiyor. Hiç kimse telefonlarımı açmıyor. Şu an çevrenin, toprağın, suyun ne kadar etkilendiğini bilmiyoruz bile" diye konuşuyor.
Kastamonu Hanönü ilçesindeki yurttaşlar Acacia Maden İşletmeleri'nin acilen denetlenmesini ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyor.