Kaş’taki kaçak inşaatlar, uğruna villa yapılan yabancıların da kâbusu oldu!

Antalya’nın Kaş ilçesinde yaşayan yabancılar bölgedeki plansız ve kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi için anket yapıp, rapor hazırladı.

Yusuf Yavuz

Antalya’nın Kaş ilçesindeki kaçak inşaat patlaması ilçede uğruna villalar yapılan yabancıların da tepkisini çekiyor.

Kaş ve Kalkan çevresinin doğal güzelliğinden etkilenerek bu bölgeye yerleşen ya da tatil için tercih eden 600 yabancının katılımıyla gerçekleşen ankette 593 kişi kaçak inşaatların durdurulması yönünde oy kullandı. Ankette kullanılan “Yasadışı, ruhsatsız bina durdurulmalı” yönündeki önermeye, yalnızca 2 kişi “katılmıyorum” şeklinde görüş bildirirken, 5 katılımcı ise “ilgilenmiyorum” görüşünü bildirdi. Anketin ardından yerel yönetimlere ve ilgili kurumlara iletilmek üzere bir rapor hazırlayan bölgedeki yabancılar kaçak ve plansız yapılaşmanın önüne geçilmesi için önerilerini üç ana başlık altında bir araya getirdiler.

Antalya’nın gözde turizm merkezlerinden biri olan Kaş’taki kaçak ve plansız yapılaşmanın önüne geçilemiyor. Zengin doğal ve kültürel mirasıyla son yıllarda yerleşim amaçlı da tercih edilen Kaş ve çevresinin hızla betonlaşması bölgede yaşayan yabancıları da harekete geçirdi. Özellikle 2000’li yılların ortalarından itibaren başta Kalkan olmak üzere Kaş çevresinde İngilizlerin ağırlıklı olduğu yabancıların mülk satın alarak yerleşmelerinde artış yaşandı. Yabancılara yönelik mülk satışına kolaylık getiren yasal düzenlemelerin de desteklediği bu süreçte bölgedeki zeytinlikler lüks villalarla, tarım alanları ise "dağ evi" ya da "köy evi" adıyla pazarlanan betonarme binalarla doldu.

Lüks villa patlaması

Eski bir balıkçı kasabası olan Kalkan’ın (Kalamaki) kısıtlı ve yamaç arazileri inşaat çılgınlığına yetmeyince, yakınındaki İslamlar (Bodamya) ve Üzümlü (Margaz) köyleri de havuzlu lüks villaların istilasına uğradı. Mütevazı köy evlerinin yerini, yüksek duvarlı bahçelerin çevrelediği gösterişli ve bazıları 3-4 katı bulan konutlar almaya başladı. Yıllar önce İngilizler’e satmak için yapılan villaların yeni müşterileri ise daha çok Türkiye’nin yeni zenginleri.

Muhafazakâr villa pazarı

İslamlar köyü bölgedeki “Muhafazakâr villa” pazarının merkezi konumunda. Çevresi brandalarla örtülen havuzlarda gözlerden uzak lüks tatilin tadını çıkaran misafirler, bunun için haftalık 20-30 bin lirayı gözden çıkarıyor. Balayı villası, aile villası ve lüks villa gibi adlandırmalar bölgedeki yeni tatil modelinin mekânsal tanımına işaret ediyor. Ancak son iki yılda özellikle pandemi sürecinde iyice hızlanan yapılaşma, yakın geçmişte uğruna villalar yapılan yabancıların da tepkisine neden oluyor.

Doğal çevre betonlaşıyor

Bozulmamış doğal dokusu ve kırsal peyzajı nedeniyle tercih ettikleri Kaş, Kalkan ve civardaki köylerin hızla betonlaşması, bölgeye yerleşen ya da tatil için tercih eden yabancıların adeta kâbusu oldu. Bu konudaki görüş ve önerilerini yetkililerle de paylaşmak isteyen bölgedeki yabancılar önemli bir girişim başlattılar.

Bölgede yaşayan yabancıların sosyal medya ve bölgeyle ilgili internet siteleri üzerinden yapılan bir ankette, katılımcılara “Yasadışı, ruhsatsız bina durdurulmalı” önermesi hakkında ne düşündükleri soruldu. Bölgede yaşayan 600 yabancının katıldığı ankette 593 kişi kaçak inşaatların durdurulması yönünde oy kullandı. Ankette kullanılan “Yasadışı, ruhsatsız bina durdurulmalı” yönündeki önermeye, yalnızca 2 kişi “katılmıyorum” şeklinde görüş bildirirken, 5 katılımcı ise “ilgilenmiyorum” görüşünü bildirdi.

Anketin ardından ise İngilizce ve Türkçe olarak bölgedeki kaçak ve plansız yapılaşmanın yarattığı sorunların ve çözüm önerilerinin ele alındığı bir rapor hazırlandı. “Plansız Yapılaşma: Yabancının Sesi” başlığını taşıyan raporun Kaş Kaymakamlığı ve Kaş Belediye Başkanlığı’na ulaştırılması planlanıyor.

'Kaçak binalara elektrik ve su aboneliği durdurulsun'

On yılı aşkın süredir bölgede yaşayan yabancılardan İngiliz uyruklu bir vatandaşın kaleme aldığı raporda, kaçak inşaatların önüne geçilmesi için şu önerilere yer veriliyor: “Kaçak inşaatı önlemek için alınabilecek pek çok önlem var. Yapı ekipmanlarını denetim altında tutun. Kepçe yoksa kazı yok. Kaçak binalara su veya elektrik aboneliği verilmesini durdurun. Şantiyelerin işe başlamadan 1 ay önce bildirim göndermesini zorunlu kılın. Yasadışı şantiyeleri tespit etmek için drone (yerden kumandalı hava aracı) kullanın. Çimento ve demirin satışını ve teslimatını kontrol edin. İnşaat cezalarından elde edilen gelir genel amaçlar için kullanılmamalıdır. Bu kaynak, uygulama ve planlama faaliyetlerinde kullanılmalıdır. Bazı yasa dışı inşaat alanları mühürlenmeli ve doğal durumlarına geri döndürülmelidir.”

Görevliler yasadışı inşaat patlamasının içine düşmüş

Bölgede daha geniş alanda planlama yapılması gerektiğinin altı çizilen raporda, Kasım 2012'de Büyükşehir Yasasında yapılan değişikliklerin, binlerce köyü ve yüzlerce kasabayı mahalleye dönüştürdüğü anımsatıldı. Bu yasal düzenlemenin ardından Kaş’ın 54 mahallesinin Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğuna girdiğine işaret edilen raporda, “Hükümet düzeyinde birçok yerel değişikliğin yürürlüğe girmesi gerekiyor. Bir planlama bölgesi oluşturma ve gerekli kontrolleri sağlama süreci karmaşık ve zordur. Bu 54 mahalleden sadece 3’ü planlamaya açık. Bunun sonucu olarak yasadışı bina inşa etmek, mali cezayı ödemek ve hiç bir şey yok gibi devam etmek kısır döngüsü oluştu. Küçük inşaatçılar, büyük geliştiriciler, planlama görevlileri, politikacılar ve jandarma- zabıta- muhtar gibi kanun uygulama görevlilerinin de hepsi aslında suç unsuru olan yasadışı inşaat patlamasının içine düşmüşlerdir.” deniliyor.

Bölgedeki kaçak ve plansız inşaat sorununu çözmek için cesaret ve kararlılığın yanı sıra şeffaflığın da olması gerektiği belirtilen raporda, bölgede ikamet eden yabancıların ve Kalkan’ı seven turistlerin zorlu bir süreçle karşı karşıya olduğu belirtildi. Konuyla ilgili atılan adımların şeffaf biçimde açıklanmasının kolay olmadığına da işaret edilen raporda, bunun "kârlı" olmadığı ve politik olarak da istenmediği görüşü savunularak, “Yani çok da mümkün mü değil mi? Türkiye’nin son yüz yılında da gösterdiği gelişmelere bakarak, her şey mümkün. Öyleyse bunun büyük bir görev olduğunu tekrar belirtelim. Örneğin İslamlar köyünü planlamaya açmak için, toprak kayması çalışmasını güncellemek, tam bir jeolojik araştırma gerektirecektir. Ama alternatif daha kötü. Çevrenin geri dönüşü olmayan tahribatı, tarımsal yaşam tarzının sona ermesi, sürdürülemez su ve elektrik talepleri veya muhtemelen büyük bir heyelan” ifadelerine yer verildi.

'Taş yerine beton, ahşap yerine plastik, 1 kat yerine 4 kat'

Bölgedeki inşaatçıların dağların eteklerine ve kıyılara büyük beton yapılar diktiği belirtilen raporda, söz konusu yapıların bölgesel mimari özelliklere de uymadığının altı çizilerek şöyle denildi: “Taş yerine beton, ahşap yerine metal ve plastik, 1 hadi en fazla 2 yerine 3 hatta 4 kat yapmak, eğimli yerine düz çatılar, kırmızı yerine gri çatı kiremitleri. Sonunda, herkesin yaşadığı yere daha çok benzeyen bir yeri ziyaret etmek için gittikçe daha az neden olacaktır. Artık bölge halkına danışmak, Kaş ve 54 mahallesi için bir yapısal kimlik oluşturmak için bir fırsat var. İslamlar'ı, Kalkan'ı veya Bezirgân’ı özel yapan nedir? İnşaatçıların tasarımlarına neleri dâhil etmeleri gerekir? Binanın boyutu, arsa boyutu, malzemeler ne olacak? Mevcut binalar yıkılmadan nasıl korunabilir ve yenilenebilir? Bu acil, zor ama arzu edilen adımlar atılmalıdır. Ödül, genel olarak Türkiye için ama özellikle de burada yaşayan ve ziyaret edenler için zenginlik ve gurur kaynağı olacak bir Kaş ve Kalkan.”