Mersin Akdeniz ilçesi Karaduvar Mahallesi'nde bir süredir plastiğin hammaddesi olan polipropilen üretim tesisi kurulmak isteniyor.
Kurulacak tesisin tarıma, halkın sağlığına ve doğaya vereceği zararın büyük olacağı düşünülürken, halkın da kurulacak tesise tepkisi sürüyor.
Tarımı ve balıkçılığı bitirecek
Polipropilen üretim tesisin yapılacağı bölgede birçok fabrika ve sanayi tesisi bulunuyor.
Yapılması planlanan yeni tesisin tarıma, halkın sağlığına ve doğaya vereceği zararın çok daha büyük olacağı düşünülüyor.
Polipropilen tesisinin 9 milyon metreküp suya ihtiyacı olacağı, bu suyun yeraltı sularına karışarak, tuzlandıracağı ve bunun da tarım alanlarını çoraklaştıracağı öngörülüyor. Bölgede yoğun olarak yapılan sebze tarımı da projeyle birlikte büyük zarar görecek.
Tesisin soğutulması için kullanılacak suya karıştırılacak kimyasalların denize de dökülmesi durumdan, denizin ekosistemi bozulacak. Bölgenin geçim kaynaklarından olan balıkçılığın bu nedenle ciddi zarar görmesi de bekleniyor.
Erdoğan'dan 500 milyon liralık destek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılacak tesis için henüz ÇED olumlu raporu alınmadan, bölgeyi Özel Endüstri Bölgesi ilan etmişti. Çevre etki değerlendirmesi yapılmadan alınan bu kararın ardından ise Erdoğan'ın projeye 500 milyon liralık bir destek sunacağı açıklandı.
Erdoğan tarafından verilen karar doğrultusunda verilen 500 milyon liralık yardım, nitelikli personel desteği, enerji desteği, faiz ve kâr payı desteği, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, KDV iadesi, kurumlar vergisi indirimi gibi destekleri içeriyor.
Erdoğan'ın kararı Danıştay'a taşındı
CFS Petrokimya tarafından yapılmak istenen tesis için alınan ÇED olumlu raporunun iptali için açılan dava sürüyor.
Ayrıca, Erdoğan'ın bölgeyi Özel Endüstri Bölgesi ilan etmesi kararının ardından, söz konusu karar Danıştay'a taşındı.
'Tarım yapılamayacak'
Polipropilen tesisinin bölgeye zararlarını ve hukuki olarak gelinen noktayı soL'a değerlendiren CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, yapılacak tesisinin bölgedeki tarımı bitireceğini dile getirdi. Antmen, ''Karaduvar ve Kazanlı hattı, Mersin'de 1800'lü yıllardan kalma iki köy. Burası tarım bölgesi. Bölgede daha önce çeşitli çalışmalar yapıldığı biliniyor. Bölgede bir rafineri de var. Ancak özel endüstri tesisi olarak polipropilen üretmeye başlanmasıyla çevrenin ciddi zarar göreceği öngörülüyor. Bu bölgede tarım da yapılamayacak. Şehre 10 kilometre uzaklığında bir köy. Çevredeki insanların burada yaşama şansı kalmayacak'' diye konuştu.
'Belli kişilere rant sağlanıyor'
Erdoğan'ın aldığı kararların belli kişilere rant sağlamak için alındığını ifade eden Antmen, ''Bölgedeki arazilere baktığınızda yatırım tahsisi var. Bu yatırım kaçmasın, belli kişilere rant sağlansın diye alınmış bir karar. Ne çevre yararı var ne kamu yararı var ne de Mersin'in ekonomisine yararı var. Halka, halkın çıkarlarına aykırı bir karar. Karayolu ve denizle bağlantılı bir alanı Özel Endüstri Bölgesi ilan ederek, belli bir gruba veriyorlar'' dedi.
'Bağımsız yargı tesis edilince önemli sonuçlar alacağız'
Antmen, ayrıca devam eden hukuki süreçle ilgili de, ''ÇED olumlu raporuna dava açıldı. Cumhurbaşkanı'nın kararı da milletvekili ve çevre örgütleri tarafından Danıştay'a taşındı. İki dava, iki ayrı koldan yürüyor. Türkiye'de bağımsız yargıyı tesis ettiğimizde, bu davalardan önemli sonuçlar çıkacak'' ifadesini kullandı.
Karaduvar Semt Evi mücadeleyi başlatmıştı
Türkiye Komünist Partisi öncülüğünde Karaduvar Mahallesi'nde açılan Karaduvar Semt Evi, yaptığı yürüyüş ve basın açıklamasıyla polipropilen tesisi projesinin durdurulması için mücadeleyi başlatmış, mahallede yaşayan yurttaşlar tarafından toplanan binlerce imza Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü’ne teslim edilmişti.
Karaduvar Semt Evi tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadeler kullanılmıştı:
''Biz Karaduvar’ı neyle biliriz, deniziyle, balığıyla, yeşilliğiyle biliriz. Bunları üreten, ortaya çıkaran emekçilerini tanırız.
Bir de patronlar var. Onlar Karaduvar’a bakınca başka şeyler görürler. Değerli araziler, ranta açılacak alanlar, yaşamları umursanmayacak insanlar görürler. KÂR görürler, RANT görürler. Biz bunları Kaz dağlarından, Akkuyu’dan, Artvin’den tanıyoruz. Bunlar memleketin dört bir yanında doğayı talan edenler. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı pazara çıkaranlar.
Şimdi mahallemizde plastik fabrikası kuracaklarmış. Mahallemizin dört bir yanında kimyasal atık saçan tesisler yetmedi bir de burayı Özel Endüstri Bölgesi ilan edeceklermiş. Bize, Karaduvarlılara yaşayacak yer bırakmayacaklarmış.''