'Karabağ'a girdiğimiz gibi İsrail'e gireriz' diyen Erdoğan'a Bakü'den sert tepki: 'Ermeni lobisine çalışma'

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Karabağ ve Libya gibi İsrail'e de müdahale ederiz" çıkışına Azerbaycan'ın resmi gazetesi, "Zafer bizimdir. Çarpıtmalarla Ermeni yanlılığı yapıyorsunuz" mesajı verdi.

Haber Merkezi

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz ay katıldığı AKP Rize İl Teşkilatı toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Karabağ ve Libya’ya müdahalesinden bahsederek İsrail’e de benzerini yapabileceklerini öne sürmüştü.

Erdoğan'ın bu çıkışı çeşitli çevrelerde tartışmalara neden oldu. İsrail’den, "Erdoğan iktidarının kamuoyundan gelen sert tepkilere rağmen iki ülke arasındaki ticareti kesmediği" hatırlatması yapılmıştı. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Erdoğan'ın bu açıklamalarına yanıt olarak "Sonun Saddam Hüseyin gibi olur" imasında bulunmuştu.

Erdoğan'ın bu açıklamalarına bir tepki de, İsrail'in başlıca ticari ortaklarından biri olan Azerbaycan'dan geldi.

Azerbaycan'ın ülkeyle aynı adı taşıyan resmi devlet gazetesinde, bu ayın başında "Karabağ zaferinin yazarı Başkomutan Muzaffer ve Azerbaycan Ordusudur" başlıklı bir yazı yayımlandı. Yazıda, Erdoğan'ın Türkiye'nin Karabağ'a da müdahale ettiği iddiasına sert tepki gösterildi.

Karabağ'daki savaşa dair uluslararası Ermeni lobisinin Azerbaycan'ın yabancı paralı askerlerden destek aldığını iddia ederek "Bakü'nün haklılığını gölgeleme kampanyası" başlattığı savunulan yazıda, Türkiye'nin de buna alet olduğunun altı çizildi.

Türkiye'nin 2001-2004'teki Azerbaycan Büyükelçisi Ünal Çeviköz'ün savaş sırasında "Türkiye'nin Azerbaycan'a silah sağladığı, paralı savaşçılar gönderdiği, Karabağ'ın Azerbaycan'ın kendi gücüyle kurtarılamadığı" ifadelerinin hatırlatıldığı yazıda, "2009 yılında büyük çabalarla yürütülen ve Türk diplomasi tarihinin en karanlık, lekeli sayfası olan Ermenistan'la normalleşme sürecinin baş uygulayıcılarından biri olan bu adam, daha sonra muhalefetteki CHP'ye geçtiğinde dahi tavrını değiştirmedi" denildi.

'Türkiye gerçekleri çarpıtarak Ermeni yanlılığı yapıyor'

Şu anda da bazı Türk medya kuruluşlarında, Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılmasına diğer ülkelerin de katkıda bulunacağı yönünde iddialar ortaya atıldığı belirtilen yazıda, "Ve yine ne yazık ki Türk medyası toplumu ilgilendiren konuları unutarak yeni bir yapay gündem yarattı. İsrail devletine askeri müdahale olacağı ve 'Karabağ'a girdiği gibi Kudüs'e de girecekleri' şeklindeki malum açıklamanın yorumu taraflı bir istikamette yürütülmekte, gerçek çarpıtılmakta ve Ermeni pozisyonunun apaçık yanlısı olunmaktadır" ifadeleri kullanıldı.

Yazıya şöyle devam edildi:

"Ermenilerin yalanını anladık, Ünal Çeviköz'ün iftirasını da anladık, niyetleri, amaçları belli. Ama bu iftirayı söyleyenler arasında dost sandığımız kişilerin de olması gerçekten üzücü.

Her iki ülkenin aydınları, siyasetçileri, medya temsilcileri ve sosyal aktivistleri, halklarımızı birbirine yakınlaştırmaya çalışmalı ve aralarındaki en ufak yanlış anlaşılmayı bile derhal ortadan kaldırmalıdır. Bu ahlaki bir görev, vatandaşlık yükümlülüğü haline gelmeli. Bu doğrultuda Azerbaycan'da ve vatandaşlarımız arasında çelişkili bir faaliyete rastlanmamıştır.

Bazen kardeş ülkede bunun tam tersini görüyoruz. Yıllardır sınanan, güvenilir iş birliği ve kardeşliği baltalayan eylemlerin sahipleri maalesef aslında bunu sağlaması gereken kişilerdir.

Hiçbir dayanağı olmayan, yalana dayanan ve 'bardakta fırtına yaratmaya' çalışan bu 'girişimler', zor zamanlarda birbirine destek olan halkların çıkarlarına en büyük zararı vermektedir.

Azerbaycan ve Türkiye'nin gücü birlik olmalarında, tek duruşta hareket etmelerinde, aynı siyasi düşünce ve faaliyette bulunmalarında yatmaktadır. Sonuçta bunu gölgelemeye çalışanlar, aynı zamanda kendi devletinin gücüne ve konumuna da saldırıyorlar."

'Zafer bizimdir Türkiye'nin değil'

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Türk devletleri birliğini kurarak "Türkiye'yi Orta Asya'daki Türk ülkelerine yaklaştıran ve onların eylem birliğini sağlayan lider" olduğu ve Türk şirketleri için ülkede verimli koşullar yarattığı savunulan yazıda, "Ancak kardeşlik tek amaç üzerinde oynanan bir futbol müsabakasına dönüştürülmemeli, karşılıklı yükümlülükler ve ahlaki görevler de unutulmamalıdır" diye vurgulandı.

Karabağ Savaşı sırasında Türkiye'nin Azerbaycan'a desteğin önemli siyasi ve manevi boyutla sınırlı olduğu kaydedilen yazıda, "Her mühimmatın bedelinin son kuruşunu ödedik!" denildi.

Aliyev'in "tevazusu nedeniyle geçen 4 yıl boyunca Muzaffer Komutanlığından bir kez bile bahsetmediği" savunulan yazıda, Türkiye için, "Halkımızın, ordumuzun ve komutanımızın helal zaferi ele geçirme ve kendi adına sahiplenme çabalarını tüm Azerbaycan hayal kırıklığı ve derin üzüntüyle görüyor ve izliyor. Ermenilerin alçak yalanlarını kardeşlerimizden duyduğumuzda kalbimiz kırılıyor, inciniyor ve hiç beklemediğimiz bir yerden duyduğumuz bu sözler ağır bir manevi darbe olarak karşımıza çıkıyor. Azerbaycan'ın zaferinin sonuçları tüm Türk dünyasınındır ama yazarı Türkiye değildir. Kardeş Türkiye'de yapılan malum açıklamalar 44 gün süren savaşın gerçeklerini açıkça çarpıtıyor. En önemlisi Ermeni değirmenine su döküyor!" siteminde bulunuldu.

Yazıda, Türkiye'nin bu tavrıyla "Ermenistan'a ve ABD, Fransa ve diğer tanınmış devlet ve güçler de dahil olmak üzere dünya Ermenilerine koz verdiği" savunuldu.

'Havacılık sistemimiz Bayraktar'dan ibaret değildi'

Türkiye'den gelen açıklamalarda Azerbaycan'a karşılıksız askeri mühimmat yardımından da bahsedildiği anımsatılan yazıda, "Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkeyle askeri-teknik işbirliği yapıldı. Savaş sırasında bu işbirliğinin çeşitli örnekleri kullanıldı. Güçlü havacılık taarruz ve savunma sistemimize Türkiye'nin 'Bayraktar'ı da dahil oldu. Ancak bu sistem sadece 'Bayraktarlardan' ibaret değildi" denildi.

Türkiye'nin aktardığı "askeri cephaneliğe yardım" gibi bilgilerin de yanlış olduğu, bunların hepsinin askeri işbirliğinin ticari kısmıyla ilgili konular olduğu vurgulanan yazıda, "Yani aldığımız her merminin, mühimmatın, teçhizatın bedelini ödedik beyler!" ifadeleri kullanıldı.

Macron'a tepki: 'Kişiliksiz ve beceriksiz bir yeni-sömürgeci'

Azerbaycan gazetesinde dün yayımlanan yazıda da Dağlık Karabağ'da Azerbaycan'a karşı Ermenistan'ı desteklemesiyle bilinen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a tepki gösterildi.

Fransa'nın Emmanuel Macron'un cumhurbaşkanlığı döneminde "Ermenilerden çok Ermeni olması bir yana, Azerbaycan'a karşı açık düşmanlık teşvik edildiği" savunulan yazıda, "Evet Macron, Azerbaycan'ın 44 günde büyük bir zafer kazanarak 30 yıllık işgale son verdiğini ve topraklarını tamamen işgalden kurtardığını sindirmek istemiyor. Bunu istememekle kalmıyor, her ne şekilde olursa olsun durumu Ermenilerin lehine değiştirmek için elinden geleni yapıyor" denildi.

'Olimpiyatlarda Fransa'nın imajını yok etti'

Macron'un Ermenistan'ı intikamcılığa hazırlamaya başladığı öne sürülen yazıda, cumhurbaşkanı için "Uluslararası dünyada yeni sömürgeci bir politika izledi ve ardından XXXIII Yaz Olimpiyat Oyunlarını en kötü şekilde düzenledi. Sonuç olarak itibarını ve Fransa'nın imajını yok etti!" ifadeleri kullanıldı.

Yazıda şöyle devam edildi:

"Macron'un sadece saçma sapan konuşabildiğini, fotoğrafçıların önünde çeşitli "pozlar" verebildiğini ama özel bir şey yapamadığını dünya gördü.

Böylece Macron'un Fransa'sı, en utanç verici Yaz Olimpiyat Oyunlarını düzenleyen ülke olarak spor tarihine geçti!"

"Sarı yeleklilerin" yıllar önce Paris'te başlattığı protesto hareketinin ve Fransız halkının emeklilik reformuna karşı ayaklanmasının hatırlatıldığı yazıda, "Böylesine gergin bir anda devlet başkanı bir dil bulup halkıyla konuşamadı, çelişki ve çatışmayı barışçıl bir şekilde çözemedi. İfade ve düşünce özgürlüğü hakkını kullanan Fransızlar, kitlesel protesto gösterileri düzenledi, polis atlarının ayakları altına alındı, plastik coplarla dövüldü, göz yaşartıcı gaz, plastik mermi kullanıldı, kadınlar talimatlarla sokaklarda sürüklendi. Böylece modern Fransız demokrasisinin gerçek yüzü ortaya çıktı!" denildi.

'Olimpiyat açılışında bizi hedef aldılar'

Paris'te düzenlenen olimpiyatlarda yaşanan skandalların sıralandığı yazıda, "Törenden canlı yayın yapan devlet kanalı 'France2' ise beceriksizliğin ve önyargının adresi oldu. Abartılı bir şekilde Ermenileri kendi yerlileri gibi görüyorlardı. Azerbaycan'ın meyve bahçesine taş attılar. Devletlerin isimlerini karıştırarak sporcuların onuruna dokundular. Yarışmalarda dereceye girenlerin ödüllendirilme törenlerinde tüm hatalar, yanlışlar, önyargılar ve kabalıklar defalarca tekrarlandı, bayraklar yanlış asıldı, marşlar yanlış çalındı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, yapılanlardan dolayı Azerbaycan'dan ve uluslararası toplumdan özür diledi. Azerbaycan tüm bunların bedelini kültürel ve hukuki çerçevede somut, teşvik edici adım ve eylemlerle yüksek düzeyde ödedi!" ifadeleri kullanıldı.

Olimpiyat Oyunları'nda 48 sporcuyla temsil edilen Azerbaycan'ın yeni bir başarıya daha imza attığı kaydedilen yazıda, şunlar ifade edildi:

"Paris Olimpiyatlarını 2 altın, 2 gümüş ve 3 bronz madalyayla tamamlayan sporcularımız, Azerbaycan'ın spor alanındaki gücünü bir kez daha ortaya koydu!

Madalya sıralamasında 30. sıradayız!

Bu, bağımsız devletimizin Olimpiyat hareketindeki en iyi sonuçlarından biridir!

Kazanılan zaferler sayesinde Fransa'nın başkentinde iki kez İstiklal Marşımız çalındı, üç renkli bayrağımız 7 kez dalgaya çekildi ve bu bize hiç de dostane gelmedi!

Dostlarımız sevindi, düşmanlarımız yüreklerinde acı çekti!",

'En beceriksiz organizatör olarak adını yazdırdı'

Yazının sonunda Macron için şunlar söylendi:

"Modern dünyada yeni-sömürgeciliği ayakta tutması, yalan vaatlerle halkını defalarca kandırması, Güney Kafkasya topraklarında bir savaş yuvası olarak kalmaya çalışması ve en önemlisi Fransa'nın yüzyıllar boyunca kazandığı "demokratik bir ülke" imajını bozması nedeniyle en saygısız cumhurbaşkanı oldu!

Üstelik XXXIII Paris Yaz Olimpiyat Oyunları'ndaki organizasyon çalışmalarındaki skandallar nedeniyle olimpiyat tarihine en beceriksiz organizatör olarak adını yazdırdı!"