Birlikte eğlenmek güven üretir. Birlikte yaratmak cesaret. Birlikte eğlenen, birlikte üreten birlikte kavga da verir. Yeri gelir yenilen hakkı için, yeri gelir iktidar için.
Efe Ardıç
İstanbul’a kar yağması pek sık rastlanan bir durum değil. Karın yağışının nadir olduğu bu tarz yerlere kar yağması, içinde çelişkili boyutlar barındıran bir olay. Bir yandan hemen hemen her doğa olayında olduğu gibi gündelik hayatı zorlaştıran yanlar barındırır. Her yer çamur olur. Yerler buz tutar yürümesi zorlaşır, soğuk kat kat giyinmeyi dayatır. Bir de belediyeler işini düzgün yapmıyorsa hayat durma noktasına gelebilir. Yaşlılar, hastalar evlere tıkılır. Bu gıcık hava durumunun geçmesi beklenir.
Bunlara rağmen kar yağdığında hemen hemen herkesin yüzü güler, herkesi çocuksu bir heyecan kaplar. Boş gezenin kalfasına has bir eğlence fırsatı değildir kar. 7:30’da başlayan mesaiye yetişmek için altıda evden çıkanların da yüzünü güldürmek gibi ilginç bir etkisi vardır.
Özellikle hizmet sektöründe çalışanlar için kar denilen şey fazladan iş yükü demektir. Marketlerin önü kürenmeli, A-101 logolu tentelerde biriken kar periyodik olarak temizlenmelidir.
Aynı kar bulunan ilk boş fırsatta çıkıp kaldırımın köşesinde kardan adam yapmak anlamına da gelir. İşe ara verip nefeslenmenin sigara dışında bir bahanesidir.

Belediyenin açık otoparkında çalışanlar için kar yağmasının bir anlamı buz ve soğuktur. Diğer anlamıysa arabaların üzerinde biriken karlardan top yapıp iş arkadaşlarına fırlatmaktır. Dediğimiz gibi, çelişkili boyutlar.

Karın sevilmeyecek yanı boldur. Yine de genelde kırılamaz “kar heyecanı”. İşçi mahallelerinin bir gerçeği tuzlanmayan yollarda kayan yaşlılar ve de arabalardır. Bir diğer gerçeği ise mahallenin her yanını geçici heykellerin kaplaması, mahallenin güzelleşmesidir. Kardan adam günün sonunda heykeldir. Kar bütün sanatsal imkanları ellerinden alınmış kitlelerin bile şekil vermeyi bildiği bir plastik malzemedir.
Erişilebilirdir. Tanıdıktır. Hayat hengamesi ve pahalılığı içerisinde dışa vurulacak şansa sahip olmamış yetenekleri ortaya çıkarabilmek gibi bir özelliği vardır.

Aynı zamanda da kolektif bir yaratıcılık halidir. “Kardan adam” kolektif bir hafızanın parçası olup, sonsuz varyasyonla inşa edilir şehrin her yerinde.
Haliyle kar heyecanının bir boyutu da estetiktir. Gelişkin sayılabilecek bir estetiktir. Belki de teknik ustalıktan çok, birlikte üretmek halinin kendisinden gelen bir gelişkinlik.
Kar yağması bizlerin hayatında istisnai bir durumdur. Hayatın olağan akışını kesintiye uğratır. Hayatta kesintiler iyidir. Monotonluğun gizlediği şeyleri ortaya çıkarmak gibi bir huyu vardır.
Kar kesintisinden öğrenilebilecek en önemli şeyse herhalde konuştuğumuz hiçbir güzelliğin kar denilen maddenin kendisi ile alakalı olmadığıdır. Birlikte çalışan insanların birlikte eğlenmesi, birlikte yaratması. Bunlar zaten işçi sınıfına ait özelliklerdir. Kar yalnızca bu özellikleri ortaya çıkarmanın bahanesi olabilir.
Birlikte eğlenmek güven üretir. Birlikte yaratmak cesaret. Birlikte eğlenen, birlikte üreten birlikte kavga da verir. Yeri gelir yenilen hakkı için, yeri gelir iktidar için.
İçimizdeki bu özellikleri ortaya çıkarması için kar yağmasını beklemenin âlemi var mı? Hazır son buz tutmuş kaldırım da erirken; etrafımızdaki yalnızlaştırma kuşatmasını kırmanın, ortak yaşama alışkanlıklarımızı hatırlamanın ve kendi sınıfımıza ait bir kültürü yeniden üretmeye başlamanın tam zamanı.