Kamu emekçileri Türkiye genelinde iş bıraktı

Yurt genelinde sefalet zammına karşı iş bırakan kamu emekçileri meydanlara çıktı, siyasi iktidarı “gerçek bir toplu sözleşme masasına oturmaya" davet etti.

Haber Merkezi

Türkiye genelinde Birleşik Kamu-İş, KESK, HÜR SEN, Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) ve Askeri İşyerlerinde Görevi Kamu Çalışanları Sendikası’nda (ASİM-SEN) örgütlü farklı sektörlerden kamu emekçileri bugün iş bırakarak siyasi iktidarı uyardı.

Ücretlerinin açlık ve sefalet düzeyine sürüklendiğini belirten kamu emekçileri yüzde 11,54 oranın zam açıklamasının “sefalet ve rezalet ücret dayatması” olduğunu belirtti. Kamu emekçileri iktidarı “gerçek bir toplu sözleşme masasına oturmaya ve onurlu, insanca yaşanacak bir zammı 15 Ocak tarihine dek hayata geçirmeye” çağırdı.

İstanbul Kadıköy'den seslendiler: 'Gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı mutlaka sağlanmalıdır'

Birleşik Kamu-İş’in çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de kamu emekçilerine ve emeklilerine yüzde 11,54 olarak açıklanan maaş zamlarını protesto etti.

"Saraylar yıkılır, direnenler kazanır", "Emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız", "Hükümet elini cebimizden çek" sloganlarının atıldığı eylemde, ortak basın açıklamasını okuyan Birleşik Kamu-İş İstanbul İl Başkanı Alkoç Turan Başgönül “2025 yılına milyonlarca çalışanı ilgilendiren yüzde 34 asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen yüzde 11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen yüzde 15,75’lik maaş zamlarıyla girdik” dedi.

Bu zamların yurttaşların büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum ettiğini belirten Başgönül halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtıldığını dile getirdi. Başgönül “Yandaş ve yanaşma sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı mutlaka sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır. Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır” ifadelerini kullandı.

KESK üyesi emekçiler Beyazıt Meydanı'na yürüdü: 'Hükümet zammını al başına çal'

İstanbul’da KESK’in çağrısıyla kamu emekçileri iş bırakarak Sultanahmet Meydanı’ndan Beyazıt Meydanı’na yürüyüş düzenledi. “Sefalet zammını kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz” yazılı pankartla Sultanahmet Meydanı’nda başlayan yürüyüş, “Hükümet zammını al başına çal” sloganıyla Beyazıt Meydanı’na kadar sürdü.

İş bırakan emekçiler adına konuşan Eğitim-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak vergide adaletin sağlanması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, insanca yaşayacak bir ücret talebinin ortak talepleri olduğunu söyledi.

Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istediklerini belirten Uluocak taleplerini şöyle sıraladı:

"Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz. Bu sefalet zam aldatmacasına karşı en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz. Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hâle getiren kira fiyatlarına karşı güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz. Asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz. İş yerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz. Kamuda mülakat değil; liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz. Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz. Kamu kaynaklarının ‘müşteri garantili’ projeler için değil, halk için kullanılmışını talep ediyoruz. Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve 1. vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz. Bizleri toplu sözleşme masası adı altında siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz.”

Ankara'da Çalışma ve Hazine bakanlıkları önünde eylem

Ankara’da da iş bırakan kamu emekçileri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı önündeki ayrı basın açıklamalarında bir araya geldiler.

KESK üyeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, Birleşik Kamu-İş, BASK ve Hür-Sen üyeleri Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.

Ankara'da iş bırakan Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen ve BASK üyesi kamu emekçileri Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı önündeki eylemde konuşan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Kara, emeklerinin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarının ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmalarına ve insanca yaşam haklarının hiçe sayılmasına karşı Türkiye'nin dört bir yanında kamu emekçilerinin alanlarda olduklarına dikkat çekti.

Kara şunları söyledi:

"TÜİK'in açıkladığı yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranı çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız. Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz. Kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz."

Asgari ücret, kamu emekçisi ve emekliye yapılan zamların yurttaşların büyük çoğunluğunu açlığa mahkum etmek anlamına geldiğini belirten Kara "En düşük memur maaşına yüzde 100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır. Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz de kamu emekçilerinin ülkenin eğitimini, sağlığını, yerel yönetimlerini, altyapısını ve sosyal hizmetlerini omuzlarında taşıyanlar olduğunu vurguladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yürüyen KESK üyesi kamu emekçileri burada bir basın açıklaması yaptı.

Karagöz, "Yıllardır emeğimizin karşılığını alamıyor, her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük zam politikalarına karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Vergide adaletin sağlandığı, ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı, insanca bir yaşam sürebildiğimiz ve grevli toplu sözleşme hakkımızın tanındığı bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz. Çünkü geçinemiyoruz” ifadelerini kullandı.

İzmir'de kamu emekçilerinden 'genel grev' uyarısı

İzmir’de Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran binlerce kamu emekçisi de iktidara genel grev uyarısında bulundu.

Eylemde konuşan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, vergilere ve maaşlara yapılan zam oranları arasındaki farka dikkat çekerek şunları söyledi:

Bu alanda emekçiler, asgari ücretliler, emekliler var ama bu alanda hükümetin kontrolünde olan sendikalar yok. Ağzını açamayanlar yok. Bizler hep bu alanlardayız. Bir sonraki aşamamız ise genel grev olacak. Hep beraber Gündoğdu Meydanı’nı dolduracağız. Bu alandaki insanlar, bu krizin faturasını ödeyemez. Biz, yemediğimiz yemeğin ücretini ödemeyeceğiz.”

İzmir'de kamu emekçileri bugünkü iş bırakmanın bir uyarı olduğunu dile getirerek "genel grev" mesajı verdi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu adına konuşan Eğitim-İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Barış Düdü, büyük şirketlere yönelik muafiyetlere tepki göstererek şunları söyledi:

Artık yeter! Vergi ve harçlara yüzde 44 zam yaptınız, KDV’ye yüzde 81, ÖTV’ye yüzde 51 zam yatınız. Ankara’da alacaklarınıza şahin kesilmişsiniz. Emekçinin sesine neden kulaklarınızı tıkıyorsunuz. Emekçi hakkını istiyor. Bize yüzde 11,54’ü reva gördünüz. Bu hakarettir, alçaklık, utanmazlık değil mi? Üreten, çalışan biziz. Sizin yanlış politikalarının altında ezilen biziz. Sıcacık sarayında oturuyorsun. Utanmıyor musun? Emekçi evine ekmek götürmeye çalışıyor. Açlık sınırı 30 bini, yoksulluk 70 bine geçmiş. Sen ise yüzde 60’ını asgari ücretle geçindiğini bilmiyor musun? ‘Dünya lideriyim’ diyorsun. Neden milletin karnını doyurmaktan geri duruyorsun? Emekçiler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün ise kâr ediyor. Emekçiler, emekliler, her geçen gün yoksullaşıp temel ihtiyaçlarını da karşılayamaz hale geliyor. Dolaylı vergilerle tüm vergi yükleri emekçinin sırtlarına yükleniyor. Sermaye şirketlerine teşvik, muafiyet, istisna adı altında ürettiğimiz katma değeri peşkeş çekiyorsunuz. Yıllardır emeğimizin karşılığını da alamıyoruz, her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. Bunlara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu bir uyarı grevidir. Dalga dalga geliyoruz. İzmir’den Anadolu’ya ışık olacağız. Yürüyeceğiz ve Ankara’daki saltanatınıza son vereceğiz.”

Hür-Sen İl Temsilcisi Adnan Sarısayın, memur ve emekliye verilen zam oranlarını ‘utanç verici’ olarak nitelendirdi ve şunları kaydetti:

Biz korkmuyoruz. 1 Ocak 2025’ten itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. Ödediğimiz KDV’de yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken kamu emekçilerine ve emekliler reva görülen artış oranın sadece 11,54 olması utanç verici bir durumdur. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa. Zam oranı bizlere göstermektedir ki siyasi iktidar, kemer sıkma politikalarını terk ederek memur ve emeklilerin boğazını sıkma politikasına geçiş yapmıştır. Alın teri ve emeğin yok sayıldığı, vergi yükünün çalışanların sırtına yüklendiği bu düzene başkaldırıyoruz. Hakkımızı alana kadar alanlardayız. Sefalet ücreti dayatmasına asla boyun eğmeyeceğiz. Haklı taleplerimiz için mücadelede birleşmemiz gerekmektedir. Bu daha başlangıç, birlikteliğimiz devam edecek.”

KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Deniz Çetin, vergi sistemini eleştirerek şöyle konuştu:

Biz, yıllardır artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkum ediliyoruz. Alım gücümüz düşerken en temel ihtiyaçlarımız bile karşılamakta zorlanıyoruz. TÜİK’in açıkladığı rakamlar ise gerçeğine yaklaşmıyor. Maaşlarımız ise mum gibi eriyor. Artık yeter! Emekçisi ve emeklisi bilcümle geçinemiyoruz. Bizler enflasyon karşısında ezilirken sermaye her gün daha fazla kâr ediyor. Zenginlerin vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, sermaye ve yandaş projelere aktarılıyor. Kamu emekçilerinin, emeklilerin ve işçilerin insanca yaşanacak ücret taleplerini görmezden gelen siyasi iktidarın boğazımızı sıkarak uygulamaya çalıştığı ekonomik programa itiraz ediyoruz. Türkiye’deki vergi sistemi, emeği ele geçinenlerin aleyhine işliyor. Ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10’da sabitlenmeli, temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Resmi enflasyon rakamları ile halkın hissettiği enflasyon arasında büyük bir fark vardır. İnsanca yaşayacak bir ücret, ekonomik talep değil, insani bir haktır. Maaş artışları, Erdoğan ve Şimşek programına göre değil, gerçek enflasyona göre yapılmalıdır. Bizleri yoksulluğa mahkum eden düzene karşı emekliler olarak birlikte bir mücadelenin önü açılmalı. Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda mücadeleyi büyüteceğiz. Eylemlerimize ve iş bırakmalarımıza devam edeceğiz.”

Yurt genelinde iş bırakan kamu emekçileri birçok kentte meydanlara çıktı:

Eskişehir

Aydın - Nazilli

Antalya

Van

Batman

Hatay

Adana