İstihdamda tarihi çöküş

TÜİK verilerine göre Mayıs ayında da Türkiye ekonomisinde ve işgücü piyasasındaki dengesizliklerin derinleşmesi ile birlikte geçen yılın Eylül ayından bu yana hem işgücü hem de istihdam birlikte azalıyor. Yaşanan kriz nedeniyle emekçilerin iş bulma imkanları büyük ölçüde ortadan kalkmış durumda.

Fuat Sözen

TÜİK Mayıs 2020 dönemi (Nisan-Mayıs-Haziran) işgücü istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilerden 2018 Ağustos ekonomik krizinin ve pandeminin ekonomiye ve işgücü piyasasına olan olumsuz etkilerinin artarak devam ettiği görülüyor. 

TÜİK'in Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) belirlediği kurallara göre yayımladığı işgücü resmi istatistikleri, pandemi dönemindeki özel koşulları ve işgücüne yönelik uygulanan politikaların sonuçlarını dikkate almadığı için bu dönemde yaşananları yansıtmaktan uzak. Bu durum istihdam, işsizlik ve buna bağlı olarak işgücü istatistiklerinin değerlendirilmesinde ciddi sorunlar yaratıyor. 

TÜİK verilerine göre Mayıs ayında da Türkiye ekonomisinde ve işgücü piyasasındaki dengesizliklerin derinleşmesi ile birlikte geçen yılın Eylül ayından bu yana hem işgücü hem de istihdam birlikte azalıyor.

Yaşanan kriz nedeniyle emekçilerin iş bulma imkanları büyük ölçüde ortadan kalkmış durumda. Bu nedenle iş bulma ümidini kaybeden, iş aramayan emekçilerin sayısı hızla artıyor ve işgücüne dahil olmuyorlar. 

Mayıs ayı TÜİK işgücü verileri değerlendirildiğinde öne çıkan başlıklar: 

  • Mayıs ayı verilerine göre son bir yılda işgücü 2 milyon 742 bin kişi azalarak 29 milyon 684 bine geriledi. İşgücüne katılma oranı yüzde 52,9'dan 47,6'ya düştü. 
  • İstihdam aynı dönemde 2 milyon 411 bin kişi azaldı. Bu kaybın yüzde 45'i sigortasız ücretli çalışanlarda (kayıt dışı) gerçekleşti. 
  • İstihdam oranı yüzde 4,7 azalarak, yüzde 41,4'e düştü. 
  • Ekonomik krizin başladığı Ağustos 2018’e göre istihdam kaybı 3 milyon 460 bin kişiye ulaştı.
  • TÜİK'in dar tanımlı işsiz sayısı Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre 331 bin kişi azalarak 3 milyon 826 bin kişi oldu, dar tanımlı işsizlik oranı ise 0,1 oranında artarak yüzde 12,9 seviyesinde gerçekleşti. 
  • Genç nüfustaki işsizlik oranı 2018 Ağustos krizinden bu yana artarak yüzde 20,3'den yüzde 24,9 seviyesine ulaştı. Genç kadınlardaki işsizlik oranı genç erkek işsizliğinden daha yüksek olarak gerçekleşti. 
  • Gerçek işsizlik düzeyini gösteren geniş tanımlı işsiz sayısı ise son bir yılda 3 milyon 224 bin kişi arttı, oran olarak yüzde 19,8'den 29,3'e yükselerek büyük artış gösterdi. 
  • Kadınlarda dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 1,6 oranında azalarak yüzde 13,3 oldu. 
  • Kadınlarda gerçek işsizliği gösteren geniş tanımlı kadın işsiz sayısı ise Mayıs 2019’da 3 milyon 196 bin iken Mayıs 2020’de 4 milyon 143 bin kişiye ulaştı. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranında da son bir yılda büyük bir artış gerçekleşti, yüzde 26,2'den yüzde 34,9'a yükseldi. 

İstihdam

Hem istihdamın hem de işsizliğin aynı anda azalıyor olması, 2018 Ağustos ekonomik krizinin etkisinin yanı sıra, pandemi döneminde ekonominin kapanması ve işçilere yönelik uygulamaya konan politikaların sonuçlarıyla yakından ilişkili. 

TÜİK verilerinde, Mart ayından itibaren pandemi döneminde işten çıkarma yerine Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin ödeneği alan işçiler çalışmadığı halde istihdam ediliyor gözüküyor. Ayrıca kısa çalışma ödeneği alamayan, kayıt dışı ve kendi hesabına çalışıp işsiz kalanların büyük bir kısmı pandemi döneminde iş arama eğiliminde olmadığından işgücü piyasası dışına çıktılar ve bu kesim de TÜİK verilerinde işsizlik sayılarına dahil edilmedi. 

Bu durum istihdam verilerinin daha düşük, işsizlik sayılarının ise daha yüksek çıkmasını engellemektedir. Tüm bu gelişmeler istihdamın azalışı ile işsizlik sayıları arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde koparıyor. 

İstihdam 2018 Ağustos ekonomik krizinden bu yana sermayeye verilen çeşitli teşvik tedbirlerine ve istihdam seferberliklerine karşın artmadığı gibi, Grafik-1'den görüleceği üzere pandemi öncesinden başlayarak, Eylül 2019'dan itibaren sürekli azalıyor. Pandemi döneminin etkisinden ve Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarından bağımsız olarak, 2018 Ağustos ekonomik krizinden bu yana ekonominin büyüme hızının potansiyel düzeyinin oldukça altında kalması ve inşaat da dahil olmak üzere sabit sermaye yatırımlarının son 7 çeyrek dönemin tamamında azalıyor olması istihdam yaratılamamasının temel nedenlerinden. 

Açıklanan Mayıs 2020 verilerine göre son bir yılda istihdamdaki azalış 2 milyon 411 bin kişiye ulaşmış durumda. 

Pandemi döneminde istihdamı en fazla azalan sektör beklendiği üzere hizmetler kesiminde. Bu sektörde istihdam içindeki payından daha yüksek oranda istihdam düşüşü gerçekleşmiş. 

Pandemi döneminde en büyük istihdam kaybını sigortasız ücretli çalışan (kayıt dışı çalışan) emekçiler yaşamakta. Sigortasız çalıştıkları için pandemi döneminde uygulanan Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin gibi uygulamalardan yararlanamayan bu kesim daha çok işsiz kalmış, dolayısıyla TÜİK verilerinde daha gözükür olmuş halde. 

Son bir yılda sigortasız ücretli çalışanların istihdamındaki azalma 1 milyon 94 bin kişidir. Toplam 17,9 milyon ücretli çalışanlar içinde sigortasız ücretli çalışanların payı yaklaşık yüzde 13 olmasına karşın istihdamdaki toplam azalmanın yüzde 45'i sigortasız işçilerden oluşmaktadır. 

İşsizlik ve işgücü

Mayıs 2019'da 32 milyon 426 bin kişi olan işgücü 2 milyon 742 bin kişi azalarak 29 milyon 684 bine geriledi. 15 yaşından büyük çalışma çağındaki nüfus artışı son bir yılda 1 milyon 79 bin kişidir, uzun yıllar işgücüne katılma oranı ortalamasına göre bu nüfusun yaklaşık yarısı işgücüne eklenmektedir. Ancak bu durum gerçekleşmediği gibi işgücü 2,742 milyon kadar azalmış halde. İşgücüne katılma oranı son 5 yıldır yüzde 51-53 bandındayken Eylül 2019'dan bu yana hızla azalarak, on yıl önceki, yüzde 47 düzeyine inmiş durumda. 

İşgücündeki düşüş iş arama eğiliminin, çeşitli nedenler ile (kadınlarda daha farklı olmak üzere) zayıflaması anlamına da geliyor. TÜİK'in Hanehalkı İşgücü Araştırması verilerinde işgücüne dahil olmayanların nedene göre dağılımında iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve ümidini kaybeden işsizlerin sayısı son bir yılda yaklaşık iki kat artarak 2 milyon 294 binden 4 milyon 712 bin kişiye ulaşmıştır. İşgücündeki azalmadan daha büyük olan bu rakam işsizlerin iş arama ümidini kaybettiklerini gösteriyor. 

Pandemi döneminde işgücü piyasasındaki gelişmeleri dikkate almayan TÜİK'in dar tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 331 bin kişi azalarak Mayıs ayında 3 milyon 826 bin kişi oldu (Grafik- 2). Dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 12,9 olarak gerçekleşti. Dar tanımlı işsizlikte azalış olmasına rağmen geniş tanımlı işsiz sayısı hızla artmaya devam ediyor. 

Geniş tanımlı işsizlik hesaplamasında dar tanımlı işsizliğe ilave olarak iş bulma ümidi olmayanları, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, mevsimlik çalışma nedeniyle istihdamda olmayanları ve zamana bağlı eksik çalışanları da hesaba katmak gerekmekte (Tablo-2). 

Geniş tanımlı işsiz sayısı Mayıs 2019’da 6 milyon 890 bin iken büyük bir artışla Mayıs 2020’de 10 milyon 114 bin kişi oldu. Geniş tanımlı işsizlik oranı Mayıs 2020’de yüzde 29,3'e yükseldi. Bu oran Türkiye'deki gerçek işsizlik düzeyini göstermekte. 

Tablo 2'den görüleceği üzere geniş tanımlı işsizlik oranı 2019 Aralık ayından itibaren hızlı bir artış eğiliminde. İşgücünün azalmasına en büyük etkisi olan, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile iş bulma ümidi olmayanlar, geniş tanımlı işsizliğin artmasında da en büyük paya sahipler. 

Kadınlar pandemi döneminde işgücü ve istihdamdan daha fazla çekildiler ve daha az iş aradılar. Bu nedenle, geniş tanımlı kadın işsizlik rakamlarına bakıldığında (Tablo -1), kadınlardaki gerçek işsizlik oranının geniş tanımlı genel işsizlik düzeyinden daha büyük olduğu görülmektedir. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranı son bir yılda yüzde 26,2'den yüzde 34,9'a yükseldi. 

Büyüme hızının düştüğü, yatırımların azaldığı bir konjonktüre pandeminin olumsuz etkileri eklenince istihdam, işsizlik, işgücüne katılma gibi temel işgücü verilerindeki tablo giderek daha olumsuz hale geldi. Ülkede toplam ücretli çalışan sayısının 17 milyon olduğu düşünüldüğünde, 10 milyona ulaşan gerçek işsiz sayısına ilaveten pandemi dolayısıyla kısa çalışma ve ücretsiz izin ödeneği gibi uygulamalardan etkilenen 5 milyonu aşkın kişi de eklendiğinde yaşanan derin toplumsal krizin boyutu daha iyi anlaşılmaktadır.