İşten atılan kurye soL'a konuştu: Bugün susanlar yarın hiçbir şey konuşamayacak

İşten atılan motokurye soL'a konuştu: 'Konuşsun herkes. Gördükleri haksızlıkları dile getirsinler bunun bin türlü yolu var. Korkmayın, ne olacaksa olsun! Bugün olsa yine aynı şeyleri söylerim.'

Haber Merkezi

Ülkenin ekonomik durumunu ve çalışma koşullarını eleştirdiği sokak röportajıyla gündeme gelen motokurye Koray Koşman geçtiğimiz günlerde işten çıkarılınca yeniden hatırlandı. 

Röportajdan sonra yaşadığı süreci ve çalışma koşullarını soL'a anlatan Koşman söylediklerinden pişman olmadığını, tekrar olsa aynı şeyleri yine söyleyeceğini dile getirdi. 

O röportajdan sonra ne oldu? Patronların size karşı tavrı değişti mi? Sorun yaşadınız mı?

Sorun yaşadım tabii. Büyük sıkıntılar yaşadım hatta. Beni aslında o zaman kovacaklardı. Ben de biraz açık konuşmak gerekirse onlara karşı çıktım. Beni kovamazsınız dedim. Çünkü biliyorum insanların bana desteği çok büyüktü. Yüksek takipçisi olan sosyal medya hesapları bana mesaj atıyordu destek için. O yüzden 'beni işten çıkaramazsınız' demiştim. Durumun farkındaydı tabii patronlar da. Çıkarmadılar beni o dönem, çıkaramadılar. Ama birkaç gün izin verdiler bana. 'Git ortalıklarda görünme, biraz dolaş kendine gel' diye. Aslında bana izin verdikleri o ara işten çıkarmayı düşündüler ama yapamadılar. Ben de biraz bunun farkındaydım. Çıkarmayacaklarını biliyordum o süreçte.

Tavırları değişti mi zaman içinde?

Beni işten atmaktan beter ettiler o ara. Sürekli başıma kakıyorlardı bu durumu. Normalde her yerde olur, bazen 2-3 dakika işe geç kalınır. Normal koşullarda bu sorun dahi edilmez. Ama mevzu bana gelince hiç öyle olmadı.

Yani 'biz seni kovmuyoruz ama sen güzelce çık git kardeşim' demeye getirdiler. Mesela motorla kaza yaptım. Normalde yaşanan kazalarda motor masrafını şirket öderken, bu kazanın masraflarını bana ödettiler. Ama ben de inat ettim. 

İşten çıkarırken bir açıklama yapmadılar mı?

Hayır. Çok komik bir şekilde işten çıkardılar beni. Bizim tüm çalışanların yer aldığı bir WhatsApp iş grubumuz var. Oradan beni çıkarmışlar. Arkamdan da 'arkadaşımız işi bıraktı' diye yazmışlar, ben işi bırakmışım gibi lanse etmişler. Benim de internetim yoktu o zaman, bakamadım yazışmalara. Arkadaşlarım beni arayıp işi neden bıraktığımı sorduklarında anladım durumu. Hiçbir açıklama yapmadılar. Getir de açıklamasında 'biz işten çıkarmadık aradaki şirket Vigo işten çıkardı' diye bir başka yere atıyor sorumluluğu.

Getir, sorumuluğu taşeron şirkete atarak işin içinden sıyrılmış mı oldu?

Tabii. Getir kartları çok güzel dağıtmış. Aradaki şirket işe alıp, işten atıyor; Getir de hiçbir şey yokmuş gibi yoluna devam ediyor. Disiplinsizlik konusunu bahane etmişler, yok öyle bir şey. Ben o röportajdan beri azami dikkat ediyorum disipline zaten, işten atmak için bahane bulmasınlar diye. 

Getir'de sistem nasıl işliyor? 

Biz şirket açıyoruz, Bağkur ve sigortamızı kendimiz ödüyoruz. Bu şekilde çalışılıyor. Getir her kuryeyi esnaf gibi işe alıyor ki sorumluluklarından sıyrılsın. Sigorta ödemesi yok böyle olunca, kendimiz ödüyoruz vergilerimizi, sigortamızı. İleride tazminattan kurtuluyor, bir gün kaza olursa örneğin kan parası, tazminat gibi sorunlarla uğraşmıyor. Eline biraz daha çok para geçince çalışana güzel gibi görünüyor ama sigortamızı kendimiz ödeyip, şirket muhasebe giderlerini çıkınca elde bir şey kalmıyor zaten. Kazanan da Getir oluyor. Çalışanlar getiriyor, patronlar götürüyor. 

Peki o gün? Yani röportaj yapılırken ne düşündünüz?  

İşten atılma ihtimalimi gözettim. Farkındaydım bunun. 'Atarlarsa da atsınlar' dedim. Korkmayacağım, neden korkacağım ki... Yani şimdi düşünüyorum: Yine o güne gitsek bugün işten atılmış biri olarak söylüyorum bir daha olsa bir daha o konuşmayı yaparım. Ya zaten korktuk diye bu hallerdeyiz bugün. Bu zamana kadar sustuk diye bu haldeyiz. Korkmayacağız artık. En fazla ne yapabilirler ki? 

Biz başta susmasaydık, başta konuşsaydık, başta korkmasaydık bu halde olmazdık. Şimdi beni gören, "bak çocuk konuştu da hemen sesini kestiler, işten attılar" diye düşünmesin kimse. Gördükleri haksızlıkları dile getirsinler, bunun bin türlü yolu var. Korkmayın. Ne olacaksa olsun. Paramızı pulumuzu keserler ama özgürlüğümüzü kesmesinler. Para pul yine bulunur ama özgürlüğümüz, insanlığımız öyle değil. Biz susarsak eğer ekmeklerine yağ sürmüş oluruz. Onlar iyice diktatörleşirler. İyice kendilerini ilah, tanrı sayarlar. Böyle olursa da iş daha çok çığırından çıkmış olur. Bugün susanlar yarın hiçbir şey konuşamayacak. Bunu unutmasın kimse.