İsrail'den Suriye geneline yaklaşık 250 saldırı: Hangi ülkeler tepki gösterdi, kimler sessiz?

İsrail, Esad'ın düşmesinin ardından Suriye genelindeki önemli askeri tesisleri vuruyor. Ortadoğu ülkeleri saldırılara tepki gösteriyor. Askeri üsleri bulunan Rusya sessiz kalmaya devam ediyor.

Dış Haberler

İsrail, Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yönetiminin düşmesinin ardından oluşan güvenlik boşluğundan yararlanmaya devam ediyor. İsrail güçleri, gece boyunca Suriye genelinde düzenlediği hava saldırılarıyla, Suriye'ye ait önemli askeri tesisleri vurdu.

Liman kenti Lazkiye yakınlarında bir hava savunma tesisini hedef alan İsrail, Suriye donanma gemilerinin yanı sıra askeri depolara da zarar verdi. İsrail güçleri, başkent Şam ve çevresinde de askeri tesisleri, araştırma merkezlerini ve elektronik harp idaresini hedef aldı.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail'in Suriye'deki en önemli askeri tesisleri, Suriye havaalanları ve depolarını, uçak filolarını, radarları, askeri sinyal istasyonlarını ve Suriye'nin birçok vilayetinde çeşitli yerlerdeki silah ve mühimmat depolarını yok ettiğini söyledi.

Suriye geneline yaklaşık 250 hava saldırısı yapıldı

SOHR'a göre, İsrail devrilen yönetimin askeri yeteneklerini yok etme amacıyla son 48 saatte Suriye topraklarına yaklaşık 250 hava saldırısı yaptı.

El Cezire'nin aktardığına göre, İsrail'in son saldırıları Humus, Kamışlı ve Şam'daki üç büyük havalimanını, ayrıca silah depolarını ve diğer stratejik askeri tesisleri hedef aldı. İsrail, bu stratejik tesislerin ve askeri teçhizatın muhalefetin eline geçebileceğinden endişe ettiği için bunu yaptığını iddia ediyor.

İsrail medyası, üst düzey bir güvenlik kaynağına atıfta bulunarak, saldırıları "Hava Kuvvetleri tarafından tarihinde gerçekleştirilen en büyük hava operasyonu" olarak nitelendirdi.

İsmi açıklanmayan kaynak, devlet tarafından finanse edilen İsrail Ordu Radyosu'na "Suriye'de 250'den fazla askeri hedefe saldırı düzenlendiğini" belirtti.

Kaynak, hedefler arasında "Esad ordusunun üsleri, düzinelerce savaş uçağı, düzinelerce yerden havaya füze sistemi, üretim tesisleri ve depoları ve füzeler" olduğunu ekledi.

Şam'ın kuzeyindeki Berzah Bilimsel Araştırma Merkezi'ne yönelik İsrail saldırılarının ardından bölgeden alınan görüntü.

Şam çevresinde patlamalar, Dera'da iki sivil hayatını kaybetti

İsrail ordusu, Suriye başkentini de vurmaya devam ederken Şam ve çevresinde patlamalar duyuluyor. SOHR da, İsrail'in dün güneybatı Suriye'deki Dera vilayetine düzenlediği saldırılarda en az iki sivilin öldüğünü iddia etti.

İsrail 50 yıllık ateşkesi çiğnedi: 'Hamas, Hizbullah ve İran'a indirdiğimiz güçlü darbelerin sonucu'

Suriye ile sınırı bulunan İsrail, Esad'ın devrilmesinden sonra İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nin doğusundaki bir tampon bölgeye asker göndermişti.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, bu eylemin "güvenlik nedenleriyle sınırlı ve geçici bir adım" olduğunu iddia ediyor. 

İsrail'in Birleşmiş Milletler büyükelçisi de, aynı şekilde Güvenlik Konseyi'ne bölgeye asker konuşlandırılmasının "sınırlı ve geçici" olduğunu iletti.

Büyükelçi Danny Danon, X'te yaptığı açıklamada, “Güvenlik Konseyi'ne hitap ettim ve Suriye-İsrail sınırındaki gelişen güvenlik tehdidine ve vatandaşlarımız için oluşturduğu tehlikeye yanıt olarak sınırlı ve geçici önlemler aldığımızı açıkladım” dedi.

İsrail bu saldırılarla, Suriye ile 50 yıllık ateşkes anlaşmasını çiğnedi. İsrail, Golan Tepeleri'nin çoğunu 1967'de işgal etmiş ve 1981'de bölgeyi yasadışı olarak ilhak etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail güçlerine, Esad devrildikten kısa bir süre sonra Suriye ile 1974'te ateşkes ilan edilmesiyle oluşturulan tampon bölgeyi ele geçirmeleri emrini verdiğini söylemişti.

Dün gazetecilere konuşan Netanyahu, işgal altındaki Golan Tepeleri'nin "sonsuza kadar" İsrail'de kalacağını iddia etti.

Ayrıca, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'a, ilk döneminde İsrail'in bölge üzerindeki iddia edilen egemenliğini tanıdığı için teşekkür etti.

Netanyahu, Esad'ın düşüşünün "Hamas, Hizbullah ve İran'a indirdikleri güçlü darbelerin doğrudan sonucu" olduğunu belirtti.

İsrail askerleri Suriye'yle İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri arasındaki ateşkes hattının yakınında toplanırken

Ortadoğu ülkelerinden saldırılara kınama

Katar, Irak, Suudi Arabistan ve İran, İsrail ordusunun işgal altındaki Golan Tepeleri yakınlarındaki Suriye'deki topraklarını ele geçirmesini kınadı.

Katar Dışişleri Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, Doha'nın İsrail müdahalesini "tehlikeli bir gelişme ve Suriye'nin egemenliğine ve birliğine yönelik açık bir saldırı ve uluslararası hukukun açık bir ihlali" olarak gördüğünü bildirdi. Bakanlık, "İsrail işgalinin Suriye topraklarını işgal etme girişimleri de dahil olmak üzere izlediği bir oldubittiyi dayatma politikası bölgeyi daha fazla şiddete ve gerginliğe sürükleyecektir" diye ekledi.

Suudi Arabistan da, dün İsrail'in hareketlerini eleştirerek, bunların "İsrail'in uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmeye devam etmesini ve Suriye'nin güvenliğini, istikrarını ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlama şansını sabote etme kararlılığını" doğruladığını söyledi. Krallığın Dışişleri Bakanlığı ayrıca uluslararası toplumu İsrail harekatını kınamaya çağırdı ve "Golan Tepeleri'nin işgal altındaki bir Arap toprağı olduğunu" vurguladı.

Bağdat da, İsrail'in "uluslararası hukuka göre ciddi bir ihlal" yaptığını söyleyerek eleştirileri yineledi. Irak Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamada, "Irak, Suriye'nin egemenliğini ve bütünlüğünü koruma önemini vurguluyor ve BM Güvenlik Konseyi'ni sorumluluğunu yerine getirmeye ve bu saldırganlığı kınamaya ve buna son vermeye çağırıyor" ifadeleri yer aldı.

Kuveyt Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da İsrail güçlerinin işgali şiddetle kınandı. İsrail'in bu adımla uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarını ihlal ettiği belirtildi, Suriye'nin bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğine işaret edildi.

ABD'li Müslüman bir grup olan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) ise ABD hükümetini bölgedeki artan saldırılarına rağmen İsrail'e verdiği sürekli destek nedeniyle eleştirerek, "Suriye halkı ülkelerini yabancı işgal ve şiddetten uzak bir şekilde yeniden inşa etmeyi hak ediyor" dedi.

Dışişleri Bakanlığı: İsrail'in Suriye topraklarında ilerlemesini şiddetle kınıyoruz

Türkiye Dışişleri Bakanlığı da, İsrail'in Suriye topraklarında devam eden işgalci eylemlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada şunlar söylendi:

"İsrail'in, 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nı ihlal ederek İsrail-Suriye arasındaki ayrıştırma bölgesine girmesini ve Suriye topraklarında ilerlemesini şiddetle kınıyoruz. Suriye halkının uzun yıllardır hasret olduğu barış ve istikrara kavuşma ihtimalinin ortaya çıktığı bu hassas dönemde, İsrail işgalci zihniyetini tekrar sergilemektedir. Suriye’nin egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi kararlılıkla yineliyoruz."

Almanya ve Fransa, Suriye'nin yeni yönetimiyle 'çalışmaya hazır'

Almanya ve Fransa yönetimi de Esad yönetiminin düşmesine dair memnuniyetlerini dile getiriyor.

Almanya hükümetinin açıklamasına göre, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, iki lider arasındaki telefon görüşmesinin ardından, "belirli koşullar altında Esad'ı deviren Suriye gruplarıyla çalışmaya hazır."

Açıklamada, "Scholz ve Macron temel insan hakları ve etnik ve dini azınlıkların korunması temelinde yeni yöneticilerle birlikte çalışmaya hazır oldukları konusunda anlaştılar" denildi.

Scholz ve Macron'un "Suriye'de kapsayıcı bir siyasi sürece destek de dahil olmak üzere AB'nin Suriye'deki katılımını güçlendirmek için birlikte çalışmayı kabul ettikleri ve Ortadoğu'daki ortaklarla yakın koordinasyon içinde ileriye dönük yolu görüşecekleri" ifade edildi.

'İran'ın Suriye'de birlikleri kalmadı'

İran da, İsrail'in müdahalesini kuralların ihlali olarak kınadı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Baghay, dün gece yayınlanan bir açıklamada "Bu saldırganlık Birleşmiş Milletler tüzüğünün açık bir ihlalidir" dedi.

Bunun yanında, İran parlamentosu başkanlık kurulu üyesi Ahmed Naderi, yarı resmi ISNA haber ajansına, Devrim Muhafızları başkomutanı Hüseyin Salami'nin de katıldığı kapalı kapılar ardında yapılan toplantının sonucunu anlattı.

Naderi, parlamentoya şu anda Suriye'de İran kuvvetleri bulunmadığının bildirildiğini aktardı.

Naderi, "Güçler, Esad hükümetinin düşmesinden önceki son anlara kadar Suriye'de bulunuyordu, ancak daha sonra geri çekildiler" dedi.

Direniş eksenine liderlik eden Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı İsmail Kaani de toplantıda yoktu.

İran İslam Devrim Muhafızları Kolordusu komutanı Hüseyin Selami'yse, ülkenin Suriye'deki gelişmelerin ardından "zayıflatılmadığını" söyledi.

Selami, kapalı oturumda parlamento üyelerine "İran'ın gücü azalmadı" diye seslendi.

İran konsolosluğuna saldırı: BM misyonundan kınama

Ayrıca, İran'ın BM misyonu, Esad'ın devrilmesinden sonra Suriye'deki büyükelçiliğine yapılan saldırılara dair endişelerini dile getirmek ve şiddetle kınamak için Güvenlik Konseyi'ne bir mektup yazdı.

İran misyonu şunları yazdı: "Şam'da silahlı grupların tırmanışı sırasında militanlar İran büyükelçiliğine zorla baskın düzenledi ve saldırdı. Bunun sonucunda ağır hasar, vandallık, arşiv ve belgelerin çalınması ve pencere, kapı ve mobilyaların tahrip edilmesi meydana geldi."

Benzer şekilde 29 Kasım'da "silahlı gruplar Halep'teki İran konsolosluğunu kısa menzilli mermilerle hedef aldı ve konsolosluk personelini tehlikeye attığını anımsatan İran misyonu, konsolosluğun daha sonra boşaltılmak zorunda kalınca işgal edildiğini ve hasar gördüğünü bildirdi.

Tahran, BM başkanını ve BM Güvenlik Konseyi'ni diplomatik misyonları koruyan Viyana Sözleşmesi'nin ihlallerini kınamaya çağırdı.

İnsanlar 8 Aralık 2024'te Şam'da İran büyükelçiliğinden yağmalanan eşyaları kamyonlara yüklüyor.

BM'den 'ihlal' tepkisi

İsrail'in son toprak gaspı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric tarafından da eleştirildi. Dujarric, bu hareketin İsrail ile Suriye arasındaki 1974 çekilme anlaşmasının "ihlalini" oluşturduğunu söyledi.

Dujarric, Golan Tepeleri'nde konuşlandırılan UNDOF olarak bilinen BM barış gücünün, İsrailli askeri yetkililere bu eylemlerin 1974 çekilme anlaşmasının ihlalini oluşturacağını bildirdiğini aktardı. Bölgeye giren İsrail güçlerinin hâlâ üç yerde bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Suriyeli diplomatlara görevlerine devam etmeleri söylendi

Diğer yandan, Suriye'nin BM büyükelçisi Kussay Aldahak, ülkenin yeni yönetiminin Suriye büyükelçiliklerine ve misyonlarına geçiş döneminde işlerini yapmaya devam etmeleri yönünde talimat verdiğini söyledi.

Yönetimin talimatı üzerine Aldahhak, BM Güvenlik Konseyi'ne ve Genel Sekreter Antonio Guterres'e İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını kınayan ve İsrail'in Suriyelilerin şu anda yaptığı geçişten faydalanmasına izin verilmemesini talep eden mektuplar gönderdiğini aktardı.

Elçi, "Suriye artık yeni bir değişim dönemine, tarihinin yeni bir tarihi aşamasına tanıklık ediyor ve Suriyeliler özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve demokrasi devleti kurmayı dört gözle bekliyor. Ülkemizi yeniden inşa etmek, yıkılanı yeniden inşa etmek ve geleceği, tüm Suriyeliler için Suriye'nin daha iyi bir geleceğini yeniden inşa etmek için çabalarımızı birleştireceğiz" diye ekledi.

Esad hükümetinin Başbakanı Muhammed Gazi el Celali'nin dün iktidarı devretmeyi kabul ettiği Suriye'nin yeni "Kurtuluş Hükümeti"nden, İsrail saldırılarına henüz bir tepki gelmedi.

En sessizi Rusya: Kremlin'den 'Putin'in Esad'la görüşme planı yok' açıklaması

Esad'ın devrilmesinin ardından Suriye'nin güneyindeki sahalarını İsrail'e bırakan Rusya, gelişmelere dair sessizliğini korumaya devam ediyor

Eski Devlet Başkanı Beşar Esad şu anda Moskova'da olsa da, henüz nerede ve ne durumda olduğuna dair bir detay paylaşılmadı. Rusya'ya gelişlerinden bu yana kendisi veya ailesine ait hiçbir fotoğraf veya video görüntüsü yok.

Kremlin de, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Esad ile görüşme planı olmadığını söylüyor.

Suriye büyükelçiliğindeki personel de Esad'ın Moskova'da olduğunu doğruladı ancak diplomatik misyonla iletişime geçmediğini belirtti. Büyükelçilik, yeni hükümetin temsilcilerinden talimat beklediklerini ifade ediyor.

Rusya için şu an en önemli soru, elinde tutmayı umduğu Suriye'deki askeri üslerinin kaderi.

Moskova, Suriye'deki İslamcı liderlerin, Lazkiye ve Tartus'taki Rus hava ve deniz üslerinin yanı sıra ülkedeki Rus diplomatik misyonlarının güvenliğini garanti altına aldığı bildiriliyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Moskova'nın üslerinin ve personelinin güvenliğini sağlamak için "Suriye'deki yönetime ulaşmak için mümkün ve gerekli her şeyi yaptığını" söyledi.