İsrail Dışişleri Bakanı: Kürtler bizim doğal müttefikimiz

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, “Kürt halkı büyük bir millet, siyasi bağımsızlığı olmayan büyük milletlerden biri. Onlar bizim doğal müttefikimiz” dedi.

Dış Haberler

İsrail'in yeni Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Ortadoğu’da Kürt ve Dürzi topluluklarıyla ittifaklar kurmaları gerektiğini savundu. 

Görevden alınan Yoav Gallant'ın yerine savunma bakanı olan Israel Katz'tan görevi devralan Saar, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, “Kürt halkı büyük bir millet, siyasi bağımsızlığı olmayan büyük milletlerden biri. Onlar bizim doğal müttefikimiz” dedi.

Kürtleri "İran ve Türk baskısının kurbanları" olarak niteleyen Saar, “Onlara ulaşmamız ve onlarla bağlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var" diye konuştu.

Ayrıca Suriye ve Lübnan’daki Dürzi azınlıklarını olası ortaklar olarak gördüğünü ifade eden Saar, “Her zaman azınlık olacağımız bir bölgede doğal ittifakların diğer azınlıklarla olacağını anlayın" ifadelerini kullandı.

Bu ittifakların, Gazze ve Lübnan'daki savaşlardan sonra planladıkları Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleriyle yapılacak anlaşmalarla birlikte şekillenmesi gerektiğini söyleyen Saar, “İsrail'in geçen yılki kararlı duruşu ve İran eksenine karşı savaştaki başarıları, onu eskisinden daha önemli bir bölgesel ve uluslararası oyuncu haline getirdi” dedi. 

Hollanda'daki ırkçı taraftarları savundu

Hollanda'da Maccabi Tel Aviv taraftarının ırkçı tezahüratları ve çıkardıkları olaylardan sonra saldırıya uğramalarına da değinen Saar, Dışişleri Bakanlığı'nın Perşembe gecesi Amsterdam'da "İsraillileri hayal kırıklığına uğrattığını" savundu. Saar, “Ders çıkarmak için kapsamlı bir soruşturma emri verdim, böylece bu bir daha olmasın. Hatalar olduğunda, bunları örtbas etmenize gerek yok. Bunların çözülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Saar, Amsterdam'da İsrailli futbol taraftarlarına tepkiler ile Lahey'deki uluslararası mahkemelerde İsrail'e yönelik soruşturmalar arasında “paralellik” olduğunu öne sürdü.

Saar, “Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki çeşitli yargılamaların amacı, İsrail’in kendini savunma hakkını reddetmektir. Her ülke için var olan bu hakkı reddetmek için kime soruyorlar? Dünyanın en çok saldırıya uğrayan ülkesinden” iddiasında bulundu.

“İsrail’in meşruiyetini kaybetmesinin tercümesinin her İsrailli ve her Yahudi için insanlıktan çıkarma ve meşruiyetini kaybetmek olduğunu” öne süren Saar, "Hepimiz bunu hayal edilebilecek en şok edici şekilde gördük” dedi.