İmamoğlu’nun ifadesi: 'Soruşturma süreci kasıtlı bir itibarsızlaştırma girişimi'

Yolsuzluk iddialarını reddeden İmamoğlu, "Kent Uzlaşısı" modelinde muhatabın DEM Parti olduğunu söyledi.

Haber Merkezi

19 Mart Çarşamba günü gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, "yolsuzluk" ve "Kent Uzlaşısı" soruşturmaları kapsamında ifade verdi.

"Kent Uzlaşısı" soruşturmasını "ahlak dışı" olarak nitelendiren İmamoğlu, kendisine yöneltilen “Yurt dışına illegal yollardan çıktınız mı” ve “Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı” sorularına tepki göstererek "kasıtlı" bulduğunu söyledi.

İmamoğlu’nun 121 sayfalık ifadesinin büyük bölümünü sorular oluşturdu. İmamoğlu genellikle gizli tanık ifadelerine dayandırılan bu soruların neredeyse tamamına "Bu soruyu muhattap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" yanıtını verdi.

'Listelere her görüşten isimler dahil edildi'

“‘Kent uzlaşısı’ ifadesi bana değil, bugün Türkiye’nin siyasi gündeminde yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır” diyen İmamoğlu, “Özellikle 2019 İstanbul seçimlerinde, ‘İstanbul İttifakı’ ve ‘Türkiye İttifakı’ ifadelerini sayısız kez kullandım. Başka bir siyasi partinin yaptığı tanımlar ve aynı duyguları paylaşan kişilerin durumu, kendilerini bağlar” ifadelerini kullandı.

CHP’nin İstanbul ve birçok ilde, ‘Türkiye İttifakı’ söylemiyle, kapsayıcı bir yerel seçim politikası izlediğinin altını çizen İmamoğlu, “Bu çerçevede, İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde oluşturulan belediye meclis üyesi listelerine, her siyasi parti ve görüşten isimler dahil edilmiştir. Örneğin; İstanbul’da birçok ilçede, geçmişte başta AK Parti olmak üzere İYİ Parti, MHP, BBP ve DEM gibi farklı partilerde siyaset yapmış kişiler listelere alınmıştır” dedi.

Yakın çalışma arkadaşlarının, not almak amacıyla, kendisinin kullanımındaki iki cep telefonuna yanıt verdiğini söyleyen İmamoğlu, “Bu kadar çok terör örgütü üyesi tarafından arandığım iddia ediliyorsa ve ben, geçmişte birçok kez ölüm tehdidi almış bir kişi olarak uyarılmamışsam, bu durumu kasıtlı bir pusu stratejisi olarak değerlendiriyorum. Bu kasıtlı tutumu sergileyen kişiler ve ilgili kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımı açıkça beyan ederim” ifadelerini kayda geçirdi.

'Azad Barış ile seçmen eğilimlerini anlamak için görüştüm'

“AK Parti’nin İstanbul ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan bu soruşturma sürecini, kasıtlı bir itibarsızlaştırma girişimi olarak görüyorum” diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Bu durumda ya Yüksek Seçim Kurulu görevini yerine getirmemiştir ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetli değildir. Üstelik işlem yapılan kişiler arasında devlet memuru olanlar da vardır. Konuyla ilgili bilgim bu kadardır. ‘Kent uzlaşısı’ ifadesi bana değil, bugün Türkiye’nin siyasi gündeminde yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki, YSK’ya bildirilen listelerde bu kişilerin bulunmasına rağmen, gerekli incelemeler yapılmamış ve seçimden aylar sonra bu soruşturma süreci başlatılmıştır. Bu durumun, yargı eliyle yapılan kasıtlı bir siyasi müdahale olduğunu düşünüyorum. CHP, İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde, geçmişte farklı siyasi partilere üye olmuş birçok kişiyi ‘Türkiye İttifakı’ kavramıyla listelerinde göstermiştir. İstanbul’un 39 ilçesinde, yaklaşık 1500 meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle bağlantılı olduğu detayını bilemem.”

İmamoğlu'na HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ilişkisi soruldu. Barış'ı tanıdığını söyleyen İmamoğlu, “Kendisiyle, yaklaşık 7 yıllık bir süreçte çeşitli toplantılar ve sohbetler gerçekleştirdim. Bu toplantıların çoğunda, DEM Partili bazı milletvekilleri de yer aldı. Azad Bey, bu buluşmalarda sosyolog, siyaset bilimci ve toplumsal araştırmalar yapan bir kurumun temsilcisi olarak değerlendirmelerini paylaştı. Bu görüşmelerin çerçevesi, ağırlıklı olarak yerel seçim süreçleriyle ilgilidir. Farklı zaman dilimlerinde, özellikle genel seçim dönemi gibi dönemlerde de siyasi analizler ve değerlendirmeler yapılmıştır. Benzer görüş alışverişlerini farklı düşünce kuruluşları ve uzmanlarla da yaptım. Azad Barış ile ilişkim, teknik ve siyasi analizler ve farklı seçmen gruplarının eğilimlerini anlamaya yönelik görüşmelerden ibarettir” ifadelerini kullandı.

İhaleler, CHP Kurultayı ve veri satışı iddiası soruldu 

İmamoğlu, "yolsuzluk" soruşturması kapsamındaki ifadesinde de tüm suçlamaları reddederek, sorulara yanıt vermedi.

Bu nedenle çoğunlukla sorulardan oluşan ifade tutanağında gizli tanıklar ve MASAK raporları üzerinden İmamoğlu'na yöneltilen başlıca iddialar şöyle:

  • İSPARK, Kültür AŞ ve KİPTAŞ ihalelerinin de aralarında olduğu 7 ayrı ihalede kamu 260 milyon lira zarara uğratıldı.
  • "İstanbul Senin" uygulamasıyla kentte ikamet eden yurttaşların kişisel verileri reklam ajanslarına satıldı.
  • İmamoğlu, ortağı Adem Soytekin'e KİPTAŞ ihalelerini ve  belediyenin kreş yapımına ilişkin işleri verdi. Soyketin, göstermelik olarak belediyeye 1 kreş bağışladı.
  • CHP kurultayı döneminde delegelere para dağıtıldı. Finans kaynağının bir kısmı BİMTAŞ üzerinden sağlandı. BİMTAŞ'a İPA (İstanbul Planlama Ajans) finanse ettirildi.
  • Açık hava reklamlarına ilişkin bir ihalede usulsüzlük yapıldı, kamu 2,5 milyar lira zarar etti.
  • Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde ihale yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir şirkete ödeme yapıldı. Aynı şirket hâlâ İBB'den iş alıyor.
Yandaş medyadan saçılanlar: İmamoğlu soruşturmasında 4 gizli tanık
1