İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına partilerden ilk tepkiler

İBB Başkanı İmamoğlu gözaltına alınmasına CHP Genel Başkanı Özel ve ABB Başkanı Yavaş'tan tepkiler geldi. Siyasi partilerden yaşananlara ilişkin açıklamalar yapıldı.

Haber Merkezi

Dün akşam saatlerinde üniversite diploması iptal edilen İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı.

Sabah saatlerinde düzenlenen operasyonda İmamoğlu'nun evine yüzlerce polis geldi. İmamoğlu Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

İmamoğlu'nun yanı sıra, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan dahil çok sayıda kişi sabah düzenlenen operasyonla gözaltına alındı.

Gözaltılara ilişkin siyasi partilerden tepkiler geliyor.


14.55 - Muharrem İnce: Hukuk devleti değil, guguk devleti 

Gözaltına ilişkin sosyal medya üzerinden açıklamada bulunan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, "Hukuk devleti, kuralların sana bana göre değişmediği, herkese eşit uygulandığı devlet demektir. Bana yasak olan sana olmuyorsa, senin ceza almadığın bir kanun maddesinden ben ceza alıyorsam ortada hukuk devleti yoktur" ifadelerini kullandı.

İnce, bugün yapılan operasyonların "hukuk devleti değil, guguk devleti operasyonları" olduğunu savundu ve "Siyasi rakipler hakkında verilen gözaltı/tutuklama kararları, tam da guguk devletine yakışan kararlardır. Hukuk devleti yerine guguk devleti olmayı seçerseniz bir günde yüzde 10 fakirleşir, enflasyonu azdırır, yatırımları kaçırır, işsizliği patlatırsınız. Ülkesini zerre seven insan bunu yapamaz" yorumunda bulundu.

HDK: AKP'nin darbe mekaniklerini adım adım ördüğüne tanıklık ediyoruz

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) de gözaltıları ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

"Yapılanların hukuk güvenliği ilkesine, hukuk devletine, yargının bağımsızlığına, serbest seçim hakkına ve halk iradesine yönelik bir darbe olduğu, dolayısıyla anayasa ihlali ile iktidar eliyle işlenen anayasal suç olduğu kuşku götürmemektedir" denilen açıklamada, CHP ve DEM Parti arasında yapılan Kent uzlaşısının suç sayılmasının da "abesle iştigal" olduğu belirtildi.

"HDK’nin tüm demokratik faaliyetlerinin suç olarak değerlendirilmiş olması hem hukuk hem demokrasi adına ayrı bir talihsizliktir" ifadelerine yer verilen açıklamaya şöyle devam edildi:

"Kendini darbeci zihniyet ve vesayet odakları ile mücadele ediyorum diyerek aslında takiyye yapan iktidar partisinin bizzat kendi darbe mekaniklerini adım adım ördüğüne tanıklık ettik, ediyoruz. Ülkenin ihtiyacı olan şey darbeler değil daha fazla hukuk, demokrasi ve barıştır! Halklarına karşı savaş açmış olan bir iktidar aslında çoktan kaybettiğini ilan etmiştir. Bu kara bulutları dağıtacak olan tek şey halkların demokrasi ısrarı olacaktır. Örülen karanlığı yaracak ve aydınlık geleceği kuracağız; kimsenin şüphesi olmasın." 


11:47 - Ali Babacan: Bu millet bu demokrasiyi ayakta tutacaktır

DEVA, Gelecek ve Saadet Parti'nin çatı partisi Yeni Yol’un grup toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin “Bu ülkede siyasetin alanı daraltılıyor, siyasetçilere verilen mesaj bu. Bu ne demek, 'Ben kafaya koydum artık ömrüm ve sağlığım yettiği sürece buradayım, başkasına da bu iktidar yok' demek. Bu o demek. Eğer durum böyleyse o zaman Türkiye biz rejim değişikliğine gitmiş demektir.  Beyhude... Türkiye artık insanların uyandığı, ne olup bittiğini gayet net anladığı bir ülke. Bakmayın şu anda sessiz olduklarına. Bu ülkede artık demokrasi hayattadır. Şu anda Sayın Erdoğan ve şürekası demokrasiyi öldürmek için ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler bu millet bu demokrasiyi ayakta tutacaktır" dedi.


11:11 - Bahçeli: 'Türk yargısına güvenim tam'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşananların ardından "Türk yargısına olan güvenini" dile getirdi.

Bahçeli şunları söyledi:

"...İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında yapılan adli tasarrufu sabır ve sağduyu ile karşılamak, hukukun vereceği her türlü karara saygıyla yaklaşmak ortak sorumluluk olmalıdır. Hukuki bir tedbiri darbe diyerek karalamak, hak arayışını sokağa taşırmaya hazırlık yapmak cinnet geçirmiş, akıl ve ahlak seviyesini kaybetmiş bir siyasi yozluktur.

Hiç kimse dokunulamaz, ulaşılamaz, erişilemez ve hesap sorulamaz değildir. Hukuk ile demokrasiyi, adalet ile sandığı, milli iradeyle mülkün temelini cepheleştirmek, hatta çatıştırmak için beşinci kol faaliyetine tevessül etmek yaygın şiddet olaylarına, yoğun istikrarsızlık tablosuna ve yıkıcı krizlere çağrıdır.  Türk yargısına güvenim tamdır. Mahkeme marifetince suç sabit görülesiye kadar masumiyet esastır."


11:06 - İYİP lideri Dervişoğlu'dan 'seçimleri boykot' çağrısı

İYİP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında sabah yapılan gözaltılar hakkında konuştu.

Dervişoğlu, "Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı adayı olamaz. Anayasayı tanımazlık devam eder adaylık yolu açılır rakiplerin tasfiyesine yönelik benzer uygulamalar devam ederse yapılacak şey cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir" dedi.

Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirerek, "19 Mart 2025 tarihi, 150 yıllık demokrasi tarihimizin kara bir gününe dönüşmüştür. Bu karar akılla, hukukla ve vicdanla açıklanamaz" dedi.

Dervişoğlu, iktidarın hukuku hiçe sayarak hareket ettiğini vurgulayarak, "Aslında Türkiye'nin huzuru hedef alınmaktadır. Günlerdir uyarıyorum, milletimize bu kötülüğü yapmayın, ülkemizi kaosa sürükleyecek adımlardan uzak durun diyorum" ifadelerini kullandı.

Üstüste yaşanan hukuk ihlallerine dikkat çeken Dervişoğlu, "102 yıllık Cumhuriyet tarihimizde ancak darbe dönemlerinde görülebilecek bir tablo ile karşı karşıyayız. Biz konuşan Türkiye dedikçe, iktidar muhaliflerini susturmaya çalışıyor. Artık demokrasinin ve hukukun askıya alındığı açıktır" dedi.

Hukukun hiçe sayıldığını savunan Dervişoğlu, "Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yaptığı şey anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür. Bu bir sivil darbedir ve anayasal bir suçtur. Cumhuriyetin şerefli savcılarını göreve davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Muhalefetin sürekli engellenmeye çalıştığını belirten Dervişoğlu, "Muhalefet sadece açıklama yapmak yerine, meclis çoğunluğunu elde etmek için harekete geçmelidir. Bu iktidarın kanun yapma yetkisi elinden alınmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan, demokrasiyi bir vasıta olarak gördüğünü yıllar önce söylemişti ve şimdi de bu sözünü hayata geçiriyor" dedi.

Dervişoğlu, kapalı grup toplantısı yapacak

Bu arada, Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını değerlendirmek üzere kapalı grup toplantısı yapacak. Dervişoğlu, iftar öncesi ise Başkanlık Divanı üyeleri ve 81 il başkanı ile bir araya gelecek.


Özgür Özel: 'Millet bu darbeye izin vermez'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu hakkındaki gözaltı kararına ilişkin açıklama yaptı.

Sosyal medyadan açıklama yapan Özel, şu ifadeleri kullandı:

"Milletin yerine karar vermek, halkın iradesinin yerine geçmek ya da ona engel olmak için güç kullanmak darbedir. Şu anda bir sonraki cumhurbaşkanını milletin belirlemesine engel olmak üzere bir güç devrededir. Bir sonraki cumhurbaşkanımıza darbe girişimi ile karşı karşıyayız... Milletimiz devletini sever ama birileri tarafından devlet milletin karşısına dikilirse millet buna izin vermez. Esas güç millettir ve en sonunda millet kazanır... Yine öyle olacak. Teslim olmayacağız. En sonunda yine milletin dediği olacak ve Türkiye kazanacak."

Erdoğan'a seslendi: 'Bu darbenin neresindesin?'

Ayrıca Halk TV yayınına telefonla bağlanan Özel, sabah saatlerinde gerçekleştirilen gözaltıların ardından İstanbul'a gitmek üzere yola çıktığını aktardı. Türkiye'nin darbe girişimiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Özel, "Bu darbenin neresindesin?" diye sordu.

Partisinin 23 Mart'ta gerçekleştireceği ön seçime işaret eden Özel, şöyle devam etti: "23 Mart günü 1 milyon 750 bin üyemiz 81 ilde 973 ilçede bir sonraki seçimdeki Cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere sandık başında olacağız. Daha büyük bir kararlılıkla, daha büyük bir inatla orada olacağız."

Özel'in açıklamaları şöyle:

"Birden çok soruşturma var. 4 gün sonra CHP'nin ön seçimi var. Adayımız İmamoğlu'na bu sabah gözaltı yaptılar. Bu iş tam pazara yapılacak şekilde yapıldı. Biz anketlere baktığımızda CHP'nin birinci parti olduğunu görüyoruz. Kimi anketlerde 20 puan fark var. İmamoğlu'nun Erdoğan'ı yeneceği görülüyor. İmamoğlu, Erdoğan'ın kendisinin gösterdiği adaylara karşı 4 kez yendi.

İmamoğlu'nu beceriksiz göstermeye çalıştılar ama kazandı. İmamoğlu'nun Erdoğan'ı yeneceğine ben yüz inanıyorsam o bin inanıyor. O hep 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanıyor' diyor. Bunun için yapıyorlar. Millet ülkeyi kimin yöneteceğine kendi karar verecek. Sandıkla gelen birisi sandıkla gitmeyi kabul etmiyor. Şu anda Türkiye darbe girişimiyle karşı karşıyadır.

'Pazar günü kurulacak sandığa darbe yapılıyor'

Bu millet sandığını vermez. Her zaman devlete karşı millet kazanır. Bütün süreçlerde 15 Temmuz dahil. Ben buradan Erdoğan'a sesleniyorum; Bütün darbeler iktidarla yapılır. Bütün dünya ana muhalefetin gözüne bakan 'sen bu işin neresindesin?' diye. Ben 'darbeye karşı demokrasiyi savunacağız' dedim. Sen bugün yapılan darbenin neresindesin? AKP ve MHP'ye soruyorum; 'siz bu darbenin neresindesiniz?' Sizin cuntadan ne farkınız var? Pazar günü kurulacak sandığa darbe yapıyorsunuz. Yazıklar olsun size.

Biz mezarda da olsan insanları sandığa davet ediyoruz. Hayatta da mezarda da olsak o sandıklar kurulacak bu darbecilere hesap sorulacak. Üyemiz olmayanları da sandıkların kurulacağı yerlerde bekliyoruz."

Mansur Yavaş: 'Ekrem Başkanımız yalnız değildir'

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş ise, "Bilinmelidir ki, milletin iradesine yapılan hiçbir müdahale karşılıksız kalmaz. Hukuk dışı yöntemlerle, baskılarla, tehditlerle yapılan bu uygulamalardan en büyük zararı demokrasimiz görecektir. Ancak biz susmayacağız! " diye yazdı.

Yavaş şu ifadeleri kullandı:

"Bu ülkede hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve millet iradesini savunan herkes bilmelidir ki, seçilmiş bir belediye başkanına yönelik bu girişimler asla ama asla kabul edilemez. Dün diploma iptali, bugün sabahın erken saatlerinde Ekrem Başkanımızın evinin önüne yığılan polisler ve ekibine yönelik gözaltı işlemleri…

Bu tablo, hukuk devletine yakışmıyor. Gözaltı nedeni belli olmasa da; Daha önce adliyeye gidip ifade veren bir belediye başkanını, bugün koştur koştur gözaltına almak neyin göstergesidir? Eğer gerçekten adaleti arıyorsanız, önce hukukun temel ilkelerine sadık kalınmalıdır. Bilinmelidir ki, milletin iradesine yapılan hiçbir müdahale karşılıksız kalmaz. Hukuk dışı yöntemlerle, baskılarla, tehditlerle yapılan bu uygulamalardan en büyük zararı demokrasimiz görecektir. Ancak biz susmayacağız!

Hiç kimse de unutmasın: Ekrem Başkanımız yalnız değildir!"

Kılıçdaroğlu: 'Adalet arayışımız devam edecek'

Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu, sosyal medyadan yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Milli iradeye, hukuka ve demokrasiye yönelik bu müdahale kabul edilemez. Cumhuriyet Halk Partisi’nden intikam almaya çalışanlar, milletin gözünden ve gönlünden düşmüştür. Hak, hukuk, adalet arayışımız devam edecek. Ekrem Bey’e destek ve dayanışma duygularımı iletiyorum."

DEM Parti: Rakibini saf dışı bırakma, iktidarını sürdürme girişimi

DEM Parti, Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi bu uygulamaların tamamı darbe uygulamasıdır. Türkiye gittikçe daha belirgin hale gelen ve bütün siyasal ve toplumsal muhalefeti hedefleyen açık bir 'yargı ve iktidar ortak yapımı' sivil darbe sürecini yaşıyor" denildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Bu sabah saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, belediye yöneticileri ve gazetecilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi bu uygulamaların tamamı darbe uygulamasıdır. Türkiye gittikçe daha belirgin hale gelen ve bütün siyasal ve toplumsal muhalefeti hedefleyen açık bir “yargı ve iktidar ortak yapımı” sivil darbe sürecini yaşıyor.

Partimize ve siyasetimize yönelik yıllardır sürdürülen hukuksuz, keyfi ve antidemokratik uygulamalar ne yazık ki gelinen aşamada Türkiye’nin tamamını esir almış durumdadır. Kayyımcı ve darbeci bu zihniyet, Türkiye’nin ve toplumun geleceğine kurulmuş en büyük komplodur.

Gözaltı operasyonunda ileri sürülen gerekçelerin tamamı bu darbeyi ve hukuksuzluğu örtemeyecek bahanelerdir. Kent uzlaşısını, demokratik siyaseti ve siyasi ortaklaşmayı hedef almak yerel seçimlerde alınan yenilginin hazımsızlığı ve intikamıdır. Dünkü kayyım uygulamaları da bugünkü operasyon da halk iradesine saldırıdır. Geleceğe dönük olarak da siyaseten rakibini saf dışı bırakma, iktidarını sürdürme girişimidir.

Bugün yaşananlar Türkiye halklarının barış ve demokrasi umutlarını kırmaya yönelik de bir saldırılardır. Türkiye’den başlayıp Ortadoğu’ya yayılacak değişim girişimini sabote etme çabasıdır. Asla kabul etmiyoruz. Bu uygulamaların ne Türkiye’ye ne de buna onay verenlere asla faydası olmayacaktır. Dün olduğu gibi bugün de toplum vicdanında bu uygulamaların tamamı ters tepecektir.

Partimiz, her şart ve koşulda demokratik siyaset alanının genişletilmesi için mücadelesini büyüterek sürdürecektir. Kimden gelirse gelsin hukuksuzluğun, darbenin ve keyfiliğin karşısında yer alacaktır. Kent uzlaşısını, ortak mücadeleyi, demokrasiyi, barışı ve özgürlüğü her zamankinden daha büyük bir kararlılıkla savunacaktır.

İktidara açık çağrı yapıyoruz: Bu uygulamalardan derhal vazgeçin. Yargıyı araçsallaştırmaya son verin. Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere bugün gözaltına alınanları derhal serbest bırakın."

Hatimoğulları: 'Siyasi bir operasyondur'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin, "Bu operasyon hukuk sınırlarını tanımayan, siyasi bir operasyondur. Sandık, oy, makam uğruna Türkiye’deki toplumsal gerilim ve kutuplaşmayı onarılmaz bir yere doğru götürmektir'' dedi.

Hatimoğulları konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

''İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, ilçe belediye başkanlarının, gazetecilerin içerisinde olduğu onlarca kişinin sabahın erken saatlerinde evine baskın yapılarak gözaltına alınması kabul edilemez. En güçlü şekilde reddediyoruz. Bu operasyon hukuk sınırlarını tanımayan, siyasi bir operasyondur. Sandık, oy, makam uğruna Türkiye’deki toplumsal gerilim ve kutuplaşmayı onarılmaz bir yere doğru götürmektir. Bu ülkenin en büyük kentinin belediye başkanının siyasi sakilerle sabah baskınıyla gözaltına alınması yüzlerce yıl unutulmayacak bir utançtır. Adalete olan inancı tuzla buz eden bu operasyon, siyasetin yargı eliyle dizayn edilmesidir. Türkiye’nin ihtiyacı sabahın köründe polis baskınlarıyla belediye başkanlarını gözaltına almak değil; daha fazla demokrasi ve daha fazla hukuktur. Herkesi uyarıyoruz. Adalete olan inanç biterken, birlikte eşit ve adil yaşam umudu büyük zarar görecektir. Gidilen yol, yol değildir. Zararlıdır. Sayın İmamoğlu ve gözaltına alınan kişilerin derhal serbest bırakılması, yargısal süreçlerin bir intikam ve gerilim kaynağı olmaktan çıkarılması 85 milyonun hayrınadır.''

Bakırhan: 'Halkın iradesine saygı gösterilmeli'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na ve beraberinde belediye başkanları, gazeteciler ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye yönelik gerçekleştirilen operasyon, demokrasiye, halk iradesine yönelik açık bir saldırıdır.

Halkın iradesine karşı yapılan bu hukuksuzluğu reddediyoruz ve en güçlü şekilde kınıyoruz. Bu yanlış yoldan bir an evvel dönülmeli, halkın iradesine saygı gösterilmeli.

DEM Parti olarak, demokratik siyasete yönelik her türlü baskıya karşı durmaya devam edeceğiz. İstanbul halkının ve Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren tüm kesimlerin yanında olduğumuzu belirtiyor, Ekrem İmamoğlu ve gözaltına alınan herkesin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz."

DEM Parti olağanüstü toplanıyor

Bu arada, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) olağanüstü toplantı kararı aldı. Bugün yapılacak MYK'ye DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları başkanlık edecek.

TKP: Halkımızı AKP zorbalığı karşısında örgütlü olmaya çağırıyoruz

TKP yapılan açıklamada gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması istendi, “Halkımızı AKP zorbalığı karşısında örgütlü olmaya; giderek derinleşen bir yönetme krizi yaşayan düzenin karşısına emekçi halkın Cumhuriyetçi, devletçi, aydınlanmacı, yurtsever seçeneğini güçlendirmeye çağırıyoruz” denildi.

TKP’den yapılan açıklama şöyle:

Ekrem İmamoğlu ve İsmail Saymaz başta olmak üzere bugün gözaltına alınan herkes derhal serbest bırakılmalıdır. Halkımızı AKP zorbalığı karşısında örgütlü olmaya çağırıyoruz.

Bu sabah itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve gazeteci İsmail Saymaz’ın da aralarında bulunduğu 100’ü aşkın kişi hakkında alınan gözaltı kararı kabul edilemez. İstanbul Valiliği’nin halkın olası tepkilerinin önüne geçme kaygısı ile İstanbul’a fiilen olağanüstü hal koşullarını dayatan kararları da bu kabul edilemez tablonun parçasıdır.

Baskı ve kuralsızlık yaşananları tarif etmekte yetersiz kalmaktadır. Halkın örgütlenme ve siyaset yapma hak ve iradesini tehdit olarak algılayan gerici bir zihniyet ve onun adaleti hiçe sayan uygulamaları ile karşı karşıyayız. Bu tarikatlar ve holdingler düzeninin tüm karanlığını temsil etmekte olan AKP iktidarı yönetememekte, yönetemediği için saldırganlaşmaktadır.

İmamoğlu’na yönelik art arda atılan adımlar içeriklerinden bağımsız olarak tek bir şeye işaret etmektedir: AKP’nin kendi aleyhine olduğu takdirde halkın seçme ve seçilme hakkına tahammülü bulunmamaktadır.

Gazeteci İsmail Saymaz’ın Gezi Direnişi ile ilişkilendirilerek gözaltına alınması ise halkın siyaset yapma ve ülke yönetimi hakkında söz söyleme hakkının yok sayılmasından başka bir anlam ifade etmemektedir.

Gezi Direnişi’nde ortaya çıkan halk iradesi, uluslararası güçlerin veya AKP iktidarının kendi ortaklarının her tür girişimine rağmen istismar edilememiş; Cumhuriyet, laiklik ve bağımsızlık savunusuna gölge düşürülememiştir. Dahası, Gezi Direnişi’nin ilişkilendirildiği “Arap Baharı”, bölgemizde AKP’nin de dahlinin ve onayının olduğu emperyalist plan ve müdahalelerin bir parçası; Soros ise AKP ve bir dönem ortağı olan Fettullah Gülen tarikatının Türkiye’de Cumhuriyet’in tasfiyesi doğrultusunda açıktan işbirliği yaptığı uluslararası bir sermaye organizasyonunun adıdır.

Halkın örgütlenme ve siyaset yapma hakkını savunmak bu akıldışı dayatmalara karşı verilebilecek en güçlü yanıttır.

En başından beri AKP karşısında tereddütsüz tutum alan partimiz iktidarın siyaset alanına dönük bu pervasızca saldırılarının karşısındadır. Ekrem İmamoğlu’nun temsil ettiği sınıfsal, siyasi ve ideolojik çizgiye olan mesafemiz partimizin bu tavrının önünde bir engel değildir. TKP, siyasi ve hukuki saldırılarının şiddetini artırmaya karar verdiği anlaşılan AKP’nin genel oy hakkının gasp edilmesi ve siyaset alanının daraltılması doğrultusundaki bütün girişimlerinin karşısında duracak, siyasi takvimini ve önceliklerini buna göre gözden geçirecektir.

Ekrem İmamoğlu ve İsmail Saymaz başta olmak üzere bugün gözaltına alınan herkes derhal serbest bırakılmalıdır.

Halkımızı AKP zorbalığı karşısında örgütlü olmaya; giderek derinleşen bir yönetme krizi yaşayan düzenin karşısına emekçi halkın Cumhuriyetçi, devletçi, aydınlanmacı, yurtsever seçeneğini güçlendirmeye çağırıyoruz.

EMEP: 'Mücadeleye çağırıyoruz'

Emek Partisi'nden (EMEP) gözaltılara ilişkin yapılan açıklamada, "İşçi ve emekçileri, duyarlı tüm kesimleri, bu iktidar darbesine karşı ses yükseltmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz"  denildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Faşist bir düzenin kurulmasına izin vermeyelim. Güne yeni bir operasyonla uyandık. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun'un da içinde olduğu 105 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi kararının mürekkebi kurumadan yapılan baskınlarla gerçekleşen gözaltılar, yargı sopasının iktidar için ne kadar elverişli bir araç haline getirildiğinin göstergesidir. Milyonlarca İstanbullunun oyunu almış bir belediye başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına kazabilecek Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacağı belli olduktan sonra, kendisine kan kusturmak için bütün devlet imkanları iktidar tarafından harekete geçiriliyor.

İktidar medyası, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonu 3 bin polisle yönettiği bilgisini verdi. Halkın seçme ve seçilme hakkını, kendi iktidar hırsıyla ortadan kaldırmaya girişenler, daha önce tarihte örnekleri görüldüğü gibi başarılı olamayacaklardır. Bu ülkenin işçi ve emekçileri, halkları, tek adam iktidarının bu fütursuzluğuna teslim olmayacaktır. İşçi ve emekçileri, duyarlı tüm kesimleri, bu iktidar darbesine karşı ses yükseltmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz."

SOL Parti: 'Talimatlı bir yargı darbesidir'

Gözaltılara ilişkin SOL Parti'den açıklama yapıldı. Açıklamada "Ekrem İmamoğlu'na dönük operasyon Saray talimatlı bir yargı darbesidir" denildi.

SOL Parti'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Azınlığa düştüğü gün gibi açık Saray rejimi zorbalıkla ayakta durmaya çalışıyor. Ne yaparsanız yapın halkın önünde durabilecek bir güç yoktur. Ekrem İmamoğlu'na dönük operasyon Saray talimatlı bir yargı darbesidir, hep beraber mücadele edeceğiz. Hep beraber kazanacağız!"

Azınlığa düştüğü gün gibi açık Saray rejimi zorbalıkla ayakta durmaya çalışıyor.

Ne yaparsanız yapın halkın önünde durabilecek bir güç yoktur.

Ekrem İmamoğlu'na dönük operasyon Saray talimatlı bir yargı darbesidir, hep beraber mücadele edeceğiz.
Hep beraber kazanacağız!"

Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı: 'Büyük bir zorbalıkla karşı karşıyayız'
i