İkizköylüler mahkeme kararına karşın mücadeleye kararlı

İkizköylüler, Akbelen Ormanı'nda bilirkişi raporunun çıkmasının ardından mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını kaldırmasına karşı mücadeleyi büyüteceklerini vurguluyor.

Can Kuyumcuoğlu

Muğla'daki Akbelen Ormanı’nı Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne (YK Enerji) tahsis eden bakanlık kararına İkizköylüler karşı çıkıp dava açmışlardı.

En son tartışmalı bir üçüncü bilirkişi raporunun çıkmasının ardından, mahkeme yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı. Akbelen Ormanı’nda 500'ü aşkın gündür nöbet tutan İkizköylüler, “bilimsellikten uzak” diyerek itiraz ettiği raporu hazırlayan bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulundu.

İkizköylüler, yaşanan tüm hukuksuzluklara karşın mücadeleye devam edeceklerini vurguluyor.

Ormanın yıkımına karşı direnenlerden Esra Işık'la son süreci ve mücadelelerini konuştuk.

'Nöbetimizi daha da güçlendireceğiz'

"Öncelikle bu yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması kararı bilimsellikten tamamen uzak bilirkişi raporuna dayanarak alındı. Biz bu rapora zaten itiraz etmiştik ve bu raporu hazırlayan bütün bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu bilimsellikten uzak rapora dayanarak kaldırılan hukuksuz yürütme durdurma kararının kaldırılmasına da itiraz edeceğiz. Sonrasında İzmir Bölge İdari Mahkemesi’nden yürütmenin durdurulması kararı talep edilecek.

Ormandaki nöbetimizi daha çok güçlendireceğiz. Çadırlı nöbet alanı 500. gününü geçti. Nöbet, yazın sıcaklara ve kışın soğuklara rağmen hâlâ devam ediyor. Tabii yazın şartlarıyla kışın şartları bir olmuyor. Kışın özellikle soğuklar ve inşaların işi sebebiyle nöbete katılan kişi sayısı daha az oluyor.  Nöbet devam etse de, ama herhangi bir müdahale olduğunda, köylüler kendi işlerine de baktıkları için yetişmeleri zor oluyor. Biz şu ana kadar kesim olduğunda hep müdahale ettik ve bu şekilde durdurduk. Bunun için alanda kalan kişilerin sayısının şu anda biraz fazla olması lazım. Şu anda dışarıdan aktivist olarak gelen ya da desteklemek için günübirlik gelen kişiler genelde 1-2 kişi oluyor. Çoğunlukla köylüler burada, ancak köylülerin bir yandan kendi işleri var. Nöbet alanı ne kadar sakin kalırsa, o kadar kesim tehlikesi oluyor. Orada biraz daha baskın olabilmemiz, biraz daha kalabalık olabilmemize bağlı. 

'Oldu bittiye getirip ormanı kesmek istiyorlar'

Biz bilirkişi raporu çıktığında bu kararın çıkacağını az çok biliyorduk. Bunu bir oyun gibi görüyoruz biz. Önce kötü bir rapor, sonrasında yürütme durdurma kararının kaldırılması... Biz seçimlere onların bir an önce buraya girmek isteyeceklerini düşünüyoruz. Zaten Maden Yönetmeliği’ni değiştirmeye çalışarak Zeytin Kanunu’nun önüne geçmeye çalışıyorlar. Akbelen’in içerisinde ve çevresinde tahmini yaklaşık 38 bin zeytin ağacı var. Akbelen Ormanı’nı kesseler bile bu zeytin ağaçlarından dolayı elleri kolları bağlı aslında. Bunun için geçen yıl 1 Mart’ta yönetmelik değişikliğini gündeme getirdiler. Aynı gün yine bir bilirkişi raporu gündemi vardı. O zamanki çıkan bilirkişi raporunun da onlar tarafından, onların baskısıyla çıkarıldığını biliyoruz. Ancak o zaman çok büyük bir kamuoyu tepkisi doğdu. Daha sonra biz Limak yetkililerinin muhalefet partilerinin yanına gittiğini, konunun Meclis’ten geçmesi için onlardan onay istediklerini duyduk. Ancak onlardan onay alamadılar. Zeytin Kanunu da ellerini kollarını bağlıyor, kömür rezervlerinin de sürekli azaldığını söylüyorlar. Bunun için bir an önce Akbelen Ormanı’nı kesmek istiyorlar. Mahkemeye zaten çok fazla baskı yaptıklarını biliyoruz.

'Bu yaşam alanlarımıza sahip çıkma durumu'

Bu kararın kaldırılması elbette moralimizi bozdu, ama asla umutsuzluğa kapılmıyoruz, çünkü biz en başta bu kesimleri durdurmaya başladığımızda ortada dava da yoktu, herhangi bir karar da yoktu. Defalarca kesim durdurduk. Müdahale edilmesine rağmen nöbeti terk etmedik, hiç ara vermeden devam ettik. Bu, yaşam alanlarımıza sahip çıkma durumu. Bu yaptıklarının hukuksuz olduğunu biliyoruz, onlar da bunun farkında. O yüzden bir an önce oldu bittiye getirip bu işi halletmeye çalışıyorlar. İtirazımızı yapacağız. Hem hukuki olarak hem fiili olarak mücadelemize devam edeceğiz."