İGDAŞ'a soruşturma: EPDK ne yapmaya çalışıyor?

Ülke genelinde halk yüksek faturalar eliyle büyük bir soyguna maruz kalırken, son iki yılda doğalgaza yüzde 60 zam yapan, milyonlarca abonenin gazının borç nedeniyle kesilmesine seyirci kalan EPDK, İGDAŞ hakkında soruşturma başlattı. EPDK’nın bu kararı soygundaki iktidar parmağını ve büyük sermaye gruplarının bu soygundan elde ettiği büyük kârları gizlemeyi de hedefliyor.

Ozan Yılmaz

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, doğalgaz faturalarıyla ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki İGDAŞ'a soruşturma açıldığını açıkladı. Yılmaz, doğalgaz faturaları yüksek gelen yurttaşların şikayetlerinin incelendiğini, inceleme sonucunda İGDAŞ'ın tüketim bedelini 40-45 gün aralığında faturalandırdığını belirtti.

Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre faturaların en az 25 en fazla 35 günlük olarak kesilmesi gerekiyor. İGDAŞ ise savunmasında bu düzenlemeyi salgın nedeniyle yapmak zorunda kaldığını, ülke genelinde başka kurumların da yaptığını, bu konuda EPDK'yı bilgilendirdiğini söylüyor.

Bu tartışmayla birlikte doğalgaz üzerinden ülke genelinde devam eden büyük soygun, EPDK'nın AKP eliyle bu soyguna göz yumması sümenaltı edilirken, yapılan soygun sadece faturaların "uzun gün sayısında" kesilmesine indirgeniyor. Oysa soygunun asıl nedeni doğrudan patronlar ve bu patronların taleplerine hem iktidar hem de muhalefet cephesinden verilen destek.

Fatura soygunu partiden partiye değişiyor mu?

AKP’nin salgın süresince muhalif belediyelerin faaliyetlerini engellemeye çalıştığı bir gerçek. Havuz medyası bir süredir yüksek faturalar nedeniyle İGDAŞ'a yönelik tepkileri haberleştiriyor. Ancak faturalar sadece İstanbul'da yüksek değil. Birçok ilde faturaların yüksek geldiği gibi yapılan düzenlemeler keyfiliklerin önünü de açmış durumda. AKP yüksek faturaları fırsat bilerek tepkilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sınırlı kalmasını amaçlıyor. Oysa soygundan asıl olarak, doğalgaz dağıtımı işini paylaşmış olan sermaye grupları yararlanıyor.

Usulsüz fatura kestiği iddiasıyla İGDAŞ'a soruşturma açılması ile birlikte, yüksek faturalar ve enerji piyasasında yapılan düzenlemeler sayesinde yapılan soygunun da üstü örtülüyor.

Usulsüzlük düzenin kendisinde

Faturaların bu kadar yüksek olmasının sebeplerinden biri yüksek fiyattan gaz tedarik edilmesi. Bu bilinen bir gerçek. Fakat tek neden bu değil. 

Gaz alım sürecinde siyasi ve ekonomik başka anlaşmaların etkili olduğunu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı itiraf etmişti. Gaz anlaşmalarında ödenen rakamların sadece doğalgaz bedelinden oluşmadığını söyleyebiliriz; tabi bu anlaşmaların detaylarına ulaşmak mümkün görünmüyor. Fakat şu gerçek ortada: Devlet BOTAŞ aracılığı ile dağıtım şirketlerine gazı ucuza satıyor. BOTAŞ bu alışveriş sonucunda zarar ediyor. Dağıtım şirketleri dağıtım ve yatırım bedelleriyle tüketiciye yüksek faturalar kesiyor. Emekçiler yüksek fatura bedelleri altında eziliyor. Dağıtım şirketleri ise yüksek karlar elde ediyor. Hal böyleyken devlet, enerji sektöründe bulunan sermaye gruplarını sübvanse etmiş oluyor. 

Bir yandan doğalgaz dağıtım şirketleri devlet tarafından sübvanse edilirken diğer yandan faturalar aracılığı ile büyük bir soygun gerçekleştiriyor. Faturalar yüksek çünkü bütün düzenlemeler dağıtım şirketlerinin karlılığını gözetiyor.

EPDK ne işe yarıyor?

Enerji piyasasındaki tüm düzenlemeler EPDK tarafından yapılıyor. Doların yükselmesiyle birlikte son iki yılda doğalgaza yüzde 60'ın üzerinde zam yapıldı. Dağıtım şirketlerinin yapılan zamları az bulduğu biliniyor. EPDK dağıtım şirketlerinin sözcülüğünü yapıyor dersek abartmış olmayız. Enerji piyasasında yapılan tüm düzenlemeler sermaye gruplarının çıkarlarını koruyacak şekilde yapılıyor. Birçok örnekte EPDK dağıtım şirketlerine ya göz yumuyor ya da usulsüzlükleri, yaptığı düzenlemelerle aklıyor. 

Faturaların kesilme gün sayısının dağıtım şirketlerinin keyfine bırakıldığı biliniyor. Birçok dağıtım şirketi kış aylarında faturaları düşük gösterme amacıyla 30 gün altında bedellendirilirken, tüketimin azaldığı aylarda 30 günün üzerinde faturalandırma yapıyor. EPDK’nin bugüne kadar bu konuda herhangi bir denetim yapmadığı biliniyor. 

EPDK bazı örneklerde de doğrudan düzenlemeler yaparak usulsüzlükleri aklıyor. Ankara'da doğalgaz dağıtımı ve satışı yapan Başkentgaz'ın ön ödemeli satışlarda abonelerine fiyat farkı çıkarması EPDK eliyle gerçekleşti. 

Dağıtım şirketleri karlılıklarını arttırmak için doğalgaz satışında ek bedellendirmelere gidiyor. Sayaç bedeli, sayaç okuma bedellerinin yanına dolum makinalarından yapılan işlemlerden de bedel alınıyor.

Salgın sürecinde EPDK

EPDK salgın süresince de asli görevini sürdürmeye devam etti. Yaşanan işsizlik ve yoksullaşma birçok emekçinin fatura yükü altında ezilmesine neden oldu.

Faturaların ödenmemesi ya da ertelenmesi talepleri ısrarla görmezden gelindi. Emekçilerin mağduriyetini gidermek için herhangi bir düzenleme yapılmadığı gibi kıyas fatura düzenlemesinin önü açıldı. Karantina bölgelerinde ve sayaç okumanın sağlık açısından riskli bulunduğu bölgelerde geriye dönük 2 yıl boyunca kesilen faturaların ortalaması alınarak fatura kesilmesine olanak tanıyan EPDK, dağıtım şirketlerinin kullanılmayan doğalgazın da bedelini faturalandırmasını sağlamış oldu. 

İşte salgın fırsatçılarının listesi

Birçok sermaye grubu doğalgaz dağıtım işi yapıyor. Bu alandaki sermaye gruplarının AKP ile yakınlığı biliniyor. Ankara'da gaz dağıtımını Başkentgaz'ı özelleştirme yoluyla alan Torunlar GYO yapıyor. Başkentgaz’ın ön ödemeli gaz satışında çıkardığı fiyat farklılıkları kamuoyunda epeyce tartışıldı. En son Kızılay üzerinden ENSAR Vakfı’na para aktarmasıyla da gündeme gelmişti.

İstanbul'da gaz dağıtımı Büyükşehir Belediyesinin iştiraki İGDAŞ tarafından yapılıyor. Faturaların bedellerinin artmasıyla birlikte taksitlendirme düzenlemesi tepkilere neden olmuştu.

İzmir ve Ege bölgesinde gaz dağıtımı Kolin A.Ş. bünyesindeki İzmirgaz tarafından yapılıyor. 

Gaz dağıtımından birçok ilde farklı sermaye grupları nemalanıyor. STFA Holding, Çalık Holding, Kazancı Holding gibi sermaye grupları dağıtım bölgelerini paylaşmış durumdalar.

Faturalar düşer mi?

Faturalar yüksek. Dağıtım şirketleri ise zam konusunda ısrarcı. Doğalgaz ve doğalgaz yatırım bedellerinin düşük olduğu iddiasındalar. Önümüzdeki dönemde emekçileri yeni zamlar bekliyor.

Faturalar artacak. Bunun temel nedeni ısınma hakkının piyasaya terk edilmesi. Piyasalaşmanın sonucu, dışa bağımlılık ve yüksek faturalar…

Enerji piyasasında sermaye gruplarının çıkarlarını gözetmeyen herhangi bir düzenleme yapmak neredeyse olanaksız. Enerji sektörü birkaç sermaye grubunun çıkarlarına teslim edilmiş durumda. Temel usulsüzlük burada yatıyor. Bu gerçeği gün yüzüne çıkarmadan emekçilerin yararına bir sonuç mümkün görünmüyor. Türkiye’nin en büyük belediyesinin içine düştüğü durum bu. Bütün ülke kaynaklarının sermaye grupları yararına kullanıldığı düzenin kendisi usulsüzlük.