AKP Türkiyesi'nde siyasetin giderek tüm düzen güçlerini birbirine benzetmesinde çok yol alındı. Son günlerde AKP'den de, CHP'den de, laikliği tamamen bir kenara atmaya karar vermiş, tüm siyaseti "ılımlı dinci" bir merkez pozisyona çekmeye çabalayan çıkışlar yapılıyor.
İstanbul Valiliği, yasalara aykırı bir kararla, açık alanlarda içkiyi yasaklamaya çalıştı. Yakalanınca "hiçbir şey olmamış gibi" davrandı, düzen muhalefeti üstüne gitmeyi bıraktı. CHP, AKP'ye "gençlerimiz sizin yüzünüzden dinden soğuyor" diye yüklenmeyi tercih etti. Ahmet Hakan, Cüneyt Özdemir gibi yazarlar, laik kesimleri ılımlı dinciliğe ikna turuna çıktı. Kılıçdaroğlu, Hüda-Par'ı meşrulaştırdı. Milli Gazete bile, duruma, "İttifaklar yüzünden laikliğe karşı çıkamıyoruz" diye isyan etti.
Valiliğin içki yasağı skandalının elbirliğiyle üstü örtüldü
İstanbul Valiliği'nin 17 Ağustos'ta kamuya duyurulmayan bir genelgeyle açık alanlarda içki içilmesini yasakladığı ortaya çıktı. Vali Davut Gül, yasağın eski bir karara dayandırıldığını, asıl gerekçenin ''kadınların huzuru'' olduğunu ve kararda yasal mevzuatın tekrarlandığını iddia etti.
Birçok kesim, Valiliğin ilk açıklamasına derhal ikna oldu. Oysa açıklama ikna edicilikten uzaktı. Çünkü genelge eski değildi, iki hafta öncesine aitti. Genelgede açık alanda alkollü içkilerin satış ve tüketiminin yasaklandığı açıkça yazıyordu ve bu yasalara aykırıydı.
AKP cephesi de yasakta ısrar etmek yerine, görünüşte geri adım attı. Meselenin ''kafa karışıklığı''ndan ibaret olduğunu savunan Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü, açık alanda içkiye dair herhangi bir yasak kararı olmadığını, cezai yaptırımın sadece "çevreye rahatsızlık verenler" için uygulanacağını bildirdi.
Kolluk güçlerinin inisiyatifine bırakılan yasak hakkındaki tartışmalar bir süreliğine rafa kaldırıldı. Ancak iktidar vazgeçse de ''muhalefet'' ısrarcıydı.
'Pırıl pırıl çocuklarımız ateist oldu'
Valiliğin hukuksuz yasağına ''tepki'' göstermek isteyen Cumhuriyet Halk Partisi, laikliği savunan değil, tam tersi bir noktadan topa girdi. Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında önce genelgeyle uygulanmak istenen yasağı ''yaşam tarzına müdahale'' olarak değerlendirdi, ardından AKP'yi halkı ''dinden soğutmakla'' eleştirdi.
AKP'nin izlediği politikaların toplumun inançlarını etkilediğini söyleyen Başarır, "Neden insanlar bu kadar dinden soğudu? Neden bugün milyonlarca deist ve ateist... Pırıl pırıl çocuklarımız böyle bir tercihte bulundu? İşte dini sürekli siz anlattığınız için siz böyle bir yaşam ortaya koyduğunuz için şu tarikatları gördüğü için insanlar üzülerek söylüyorum ki dinden soğudu" diye konuştu.
'İttifak iklimi laiklik tartışmalarına son verdi'
Saatler sonra Halk TV ekranlarında ''Muhafazakarları kim korkuttu?'' sorusuna yanıt aranıyordu. Sorunun muhattabı Saadet Partisi'ne yakın Milli Gazete'nin yayın yönetmeni Mustafa Kurdaş'tı. Sorunun yanıtını vermeden önce tartışma konusunun laiklik olduğu eski günlere değindi. Beşi sağ biri sosyal demokrat partiden oluşan Millet İttifakı'nın bu tartışma zeminini ortadan kaldırdığını söyledi.
''Türkiye'de tüm tartışmalar gericilik ve laiklik üzerinden yürürdü. Siyasette de sağ ve sol olarak hep bu konuşulurdu. Fakat son 7-8 yıldır, özellikle son 5-6 yıldır biraz daha toplumun gerçek meselelerine doğru yönelindi. Özellikle ittifak iklimi oluştuğu için bunu söyleyebiliriz. Muhafazakar seçmenin korktuğunu söyleyemem. Bence muhafazakar seçmen cesaretlendirilemedi.''
'Kabul edin, vazgeçin'
Kurdaş'ın tezine destek iktidara yakın Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'dan geldi. ''Gelin içki konusunu dindarlık/sekülerlik bağlamından çıkaralım'' diyen Hakan, ''laik kesime'' seslendi, ''vazgeçin, kabul edin'' çağrısında bulundu:
''Laikliği, demokrasiyi, özgürlükleri içki odaklı tanımlamaktan vazgeçin. Her medeni ülkede olduğu gibi Türkiye’de de içkiyle ilgili sınırlamaların yapılabileceğini kabul edin. Atılan her adımı kuşkuyla karşılamaktan vazgeçin. Atılan her adım karşısında 'Bunlar içkiyi yasaklamak için bu adımı atıyorlar' diye ortaya çıkmayın. Bu konuyu ideolojik mevzi kapma savaşı haline getirmeyelim. Medeni ülkelerdeki sınırlamaları örnek olarak alalım.''
'Amerika'da elinde içki şişesiyle dolaşamazsın'
Ahmet Hakan'ın argümanı da örneği de sosyal medya kullanıcıları için tanıdıktı. Bir gün önce Cüneyt Özdemir, alkol yasağını yurtdışından örnek vererek savunmuştu. Halka açık alanlarda içki içilmesini yasaklanmasını öneren Özdemir, İstanbul Valiliği'ne “Birinci dünya ülkelerinin hiçbirinde 21 yaşından küçüklere içki satılmıyor. Amerika’da elinde içki şişesiyle dolaşamazsın” sözleriyle kol kanat germişti.
Kılıçdaroğlu dünden razı: Hüda-Par'ı düşmanlaştırma düşüncemiz yok
Geçmişi kanlı terör eylemleriyle dolu karanlık örgüt Hizbullah'ın siyasi devamcısı olan Hüda-Par'ın meclise girmiş olması, seçimlerin bitmesiyle beraber kabullenildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup gazeteciye verdiği söyleşide, "Biz örneğin Hüda-Par’ın dünya görüşüne katılmayız ama onu düşmanlaştırmak gibi bir düşüncemiz yok. Seçilmişler, parlamentoya gelmişler" dedi.
Bu söyleşinin yayımlanmasının üzerinden 24 saat geçmeden, Kılıçdaroğlu, "Kadın ve Aile Politikaları" konusunda çalışmalar yürütmek üzere kendisine danışman olarak Perinaz Mahpeyker Yaman'ı atadı.
Daha önce Kılıçdaroğlu hakkında "zavallı, hain, kanı bozuk" ifadelerini kullanmış olan Yaman, 2013'te AKP'den Batman Belediye Başkan Aday adayı, 2018'de AKP'den Batman Milletvekili Aday Adayı olmuştu.
Bir paylaşımında İsmailağa Cemaatinin liderlerinden Mahmud Eren’in, ‘Bizim için medrese köle olarak girilen zindandan sultan olarak çıkılan yerdir’ sözünü 'Kesinlikle katılıyorum' diye alıntılamış olan Yaman'ın Said-i Nursi'yi ve Mahmut Ustaosmanoğlu'yu öven paylaşımları da bulunuyor.