Hindistan'la Pakistan arasında başlayan çatışmalara tepki gösteren iki ülkenin komünist partileri, savaşın ve büyütülen nefret kampanyasının halkların çıkarına olmadığına dikkat çekti.
Dış Haberler
Hindistan ve Pakistan arasında çıkan çatışmalara ilişkin her iki ülkenin komünist partilerinden açıklama geldi.
Hindistan Komünist Partisi (Marksist), yaptığı açıklamada, çatışmaların zeminini hazırlayan Keşmir'in Pahalgam bölgesindeki saldırıyı kınadı.
Açıklamada, Pakistan'a Pahalgam'daki insanların katledilmesinden sorumlu olanları teslim etmesi ve topraklarından hiçbir "terörist kampının" faaliyet göstermemesini sağlaması için baskı yapılmaya devam edilmesi gerektiği belirtildi.
Parti, dört gün önce yaptığı açıklamada da, Pahalgam'da 26 kişinin ölümüne neden olan saldırının tüm ülkeyi kınama ve üzüntü içinde birleştirdiği ifade edildi. Katilleri yakalamak ve cezalandırmak için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, saldırının büyük bir güvenlik zaafının sonucu olduğuna işaret edildi. Açıklamada, güvenlik zaafiyetinin araştırılması ve telafi edici önlemler alınabilmesi için sorumluluk belirlenmesi gerektiği kaydedildi.
'Keşmir halkının gösterdiği tepki büyümeli'
En önemli olayın, Keşmir halkının bu saldırıyı protesto etmek ve kınamak için sokağa çıkması olduğu ifade edilen açıklamada, bölgenin bu süreçte bir kapanmaya tanık olduğuna dikkat çekildi. Cemmu ve Keşmir'deki terörist unsurları bertaraf etmek için halktaki bu duygunun büyümesi gerektiği kaydedilen açıklamada, teröristlerin evlerinin yıkılması gibi masum aileleri etkileyen ve insanları yabancılaştıran hiçbir önlem alınmaması gerektiği vurgulandı. Siyasi büronun, sosyal medyada Müslümanlara ve Keşmirlilere karşı yürütülen nefret kampanyasını ve bazı bireysel vatandaşlara yönelik saldırıları kınadığı belirtilen açıklamada, bu tür bağnaz unsurların, yalnızca teröristlerin halkı bölme amacına yardımcı olduğu ifade edildi.
Hükümetin bölgede konuşlanmış terörist örgütleri engellemek için Pakistan'a karşı bazı diplomatik adımlar attığı kaydedilen açıklamada, önceliğin, saldırganları ve saldırganların sorumlularını tespit etmek ve uluslararası topluma sunulmak üzere bir dosya hazırlamak olması gerektiği söylendi. Konunun uygun müdahale için Mali Eylem Görev Gücü ile ele alınması gerektiği ifade edilen açıklamada, hükümetin, askeri bir müdahalenin sınır ötesi terörizmi engelleme amacına hizmet edip etmeyeceğini ve caydırıcı olup olmayacağını ciddi şekilde değerlendirmesi gerektiği belirtildi.
'Savaş, yıkımdan başka bir şey doğurmaz'
Pakistan Komünist Partisi de, açıklamasında, savaşın büyümesinin halkların çıkarına olmayacağını vurguladı.
Hindistan ve Pakistan arasındaki artan düşmanlıkların, savaş histerisini uyandırmak ve olası bir askeri çatışmayı hızlandırmak için kasıtlı olarak yoğunlaştırıldığına işaret edilen açıklamada, yaşananların her iki ülkede barış arayan kitlelerin çıkarları için son derece zararlı olduğuna dikkat çekildi.
Pakistan Komünist Partisi'nin, bu kötüleşen durumla ilgili derin endişelerini dile getirdiği aktarılan açıklamada, Merkez Komitesi tarafından yayınlanan bir bildiride, partinin masum turistlerin vahşice öldürüldüğü Pahalgam'daki son terör eylemini açıkça kınadığı ifade edildi.
Bildiride, savaşçı duyguları körükleme ve gerginlikleri silahlı çatışmaya dönüştürmenin her iki ülke için de felaket olacağının savunulduğu belirtilen açıklamada, "Savaş, yıkımdan başka bir şey doğurmaz. Zaten borç batağındaki bir ekonomiye saplanmış ve IMF ve diğer yırtıcı finans kuruluşlarından aldığı kredilerle geçinen Pakistan için sonuçlar daha da yıkıcı olacaktır" denildi.
'Savaş ekonomisi yoksulluğu derinleştirecektir'
Pakistan Komünist Partisi'nin nükleer silahlı her iki devletin liderliğini, mevcut krizin barışçıl çözümüne yönelik diplomatik angajmana derhal başlamaya içtenlikle çağırdığı vurgulanan açıklamada şöyle devam edildi:
"Parti ayrıca, terörizmi kapsamlı ve kalıcı bir şekilde ortadan kaldırmak için iki ülke arasında sağlam ve kalıcı bir işbirliğinin savunuculuğunu yapıyor. Açıklamada, her iki ülkedeki nüfusun önemli bir çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığı, konut, istihdam, sağlık hizmeti ve eğitimden mahrum olduğu vurgulanıyor. Bu kadar kasvetli koşullarda, savaş veya savaş paranoyası bahanesiyle milyarlarca doları silahlanmaya yönlendirmek, kaynakların büyük bir yanlış tahsisi ve büyük bir ihmal eylemidir. Savaş ekonomisi, özellikle silah ticaretinden kâr eden çıkar gruplarını zenginleştirebilirken, her iki taraftaki emekçi çoğunluğun karşılaştığı zorlukları telafisi mümkün olmayacak şekilde daha da kötüleştirecektir."
Savaşın hiçbir ulusun gerçek çıkarlarına hizmet etmediği vurgulanan açıklama şöyle sonlandı:
"Bu nedenle her iki hükümetin de acil ve kalıcı bir diplomatik çözüm arayışında olması ve ulusal kaynaklarını, onurlu geçim kaynaklarından, eğitimden ve tıbbi bakımdan mahrum kalan milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarını karşılamaya yeniden tahsis etmesi zorunludur.
Hindistan ve Pakistan'ın barışsever işçi sınıfı, emperyalist savaş kışkırtıcıları ve burjuva yöneticiler için top yemi olmamalıdır. Şovenizm ve savaş histerisine son, yaşasın proleter enternasyonalizm ve barış mücadelesi!"
Hindistan saldırdı, Pakistan cevap verdi: Çatışma şiddetleniyor | ![]() |