Hekimlere dönük baskı sürüyor: Bir şikayetle görevden uzaklaştırıldı

18 yıllık hekim Fahri Arslan, hasta şikayetleri gerekçe gösterilerek 3 ay süreyle görevden uzaklaştırıldı. Arslan'In savunması dahi alınmadı.

Haber Merkezi

Türkiye'de iktidarın sağlık emekçilerine dönük baskısı devam ediyor.

İstanbul Eyüp Sultan Devlet Hastanesi acil servisinde çalışan Pratisyen Hekim Fahri Arslan, hasta şikayetleri gerekçe gösterilerek 3 ay süreyle görevden uzaklaştırıldı.

18 yıllık hekim olan Arslan, soL'a yaptığı açıklamada, soruşturma tamamlanmadan görevden alındığını kaydetti.

Savunması dahi alınmadan görevden alındığını belirten Dr. Arslan “Yıllardır pratisyen doktorluk yapıyorum ve bu yıllar boyunca yüzlerce hasta şikayeti tarafıma tebliğ edildi ama hiçbirinde böyle bir görevden alma ile karşılaşmadım” dedi. 

'Sağlığı bir meta olarak gördüğü için istedikleri de buydu'

Arslan, yaşadığı sürecin AKP'li yıllarda sağlık alanının dönüşümü ile bağı olduğuna da dikkat çekti.

AKP'nin sağlıkta dönüşüm olarak nitelediği şeyin birinci basamak sağlık hizmetlerinin tasfiyesi anlamına geldiğine dikkat çeken Arslan, "Aile hekimliği sistemi iddiasının aksine hasta sayısını azaltmadı bilakis arttırdı. Sistemin finansmanını sağlayan uluslararası tekeller sağlığı bir meta olarak gördüğü için istedikleri de buydu" diye konuştu.

Geçim sıkıntısı çekenin soluğu acil olsun yada olmasın en kolay ulaşabileceği acil servislerde aldığına işaret eden Arslan, şöyle devam etti:

"Bu gerçek anlamda acil olabilecek vakaların gözden kaçırılması riskini doğuruyor burada da acilde çalışan hekimin bilgisi tecrübesi devreye giriyor. Ama sağlık yöneticileri bu yetkin personeli o kadar hor kullanıyor ki işte benim örneğimde olduğu gibi tarafıma saldırı ve tehdit girişiminde bulunan kişinin şikayeti mazeret edilip personelini bu hekim yokluğunda evine gönderebiliyor. Bu o kadar pratik bir yöntem ki tavrını beğenmediği çalışma sistemini uygun görmediği personelini bu şekilde basit bir hasta şikayeti ile aylarca mağdur edebilir. Bir gerçek var ki ülkemiz kaynaklarının karşılayabileceğinin çok üzerinde acil başvurusunun sebepleri kimi zaman istismar kelimesinin bile karşılayamayacağı çok başvuru sayısıdır."

'Devlet hastaneleri tamamen kamuya ait olarak anlaşılmasın'

Özel hastanelerin acil vakaları paraları yoksa devlet hastanelerine gönderdiğini anlatan Arslan, "Bundan devlet hastanelerinin tamamen kamuya ait olduğu anlamı çıkmasın. Bir kere acilde her giriş yapılandan fatura kesiliyor. Ben biraz da acil olmayan talepleri reddettiğim için acile  giriş sayısını azaltma tehlikesi yarattığım için hedef alındığımı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Görevden uzaklaştırılması konusunda ilk olarak bağlı bulunduğu sendika dernek ve meslek odaları ile iletişime geçtiğini söyleyen Arslan, "Çok sayıda bireysel 'hocam yanındayız bu büyük haksızlığın karşısındayız' şeklinde mesaj ve telefon görüşmesi ile destekler aldım. Halihazırda harekete geçmek için bekleyenler var ama ben onları önce kamuoyu oluşturmaya ikna durumundayım" dedi.

'Kamu sağlık emekçilerinin mücadele seçeneğinin güçlenmesi gerek'

Karara ilişkin yürütmeyi durdurma ve yürütmenin iptali davalarını açtığını ifade eden Arslan, mahkeme kararlarını bekleme aşamasında olduğunu kaydetti.

Arslan, ayrıca kamu sağlık emekçilerine yaşanan sorunları aşmak için mücadele çağrısı yaptı:

"Önemli olan kamu sağlık emekçilerinin kaçmak göçmek yada boyun eğmek yerine mücadele etmek seçeneğinin güçlenmesidir. Taleplerin bireyselden çıkıp toplumsallaşması ancak  tamamen kamucu bir sağlık sistemi ile mümkün. Bu, tüm çalışanlar için tatmin edici ücret ve tamamen ücretsiz nitelikli sağlık hizmeti talep etmek ile sağlanabilir. Ancak bu toplumsal talepler meşruluk sağlayabilir. Asıl beklentim bu yöndedir."