Hatay’da ağır tonajlı kamyonlar, yasadışı güzergâh ve aşırı hızla kazalara yol açıyor; yurttaşlar çözüm bekliyor.
Özkan Öztaş
Hatay’da ağır tonajlı kamyonların neden olduğu kazalar, deprem bölgesinde yaşayan yurttaşların sabrını taşırdı. Yasal olmayan güzergâhları kullanan, hız limitlerini aşan ve kapasitesinden fazla yük taşıyan kamyonlar, adeta günlük hayatın bir parçası haline geldi.
Depremin ilk günlerinde enkaz kaldırma çalışmaları için başlayan kamyon trafiği, zamanla hafriyat ve inşaat malzemesi taşımacılığına dönüştü.
Ancak depremin ardından geçen iki yıldan fazla süreye rağmen, bu araçların yarattığı tehlike önlenemiyor.
Taş ocaklarına mekik dokuyan kamyonlar, yeni inşaatlara malzeme yetiştirme telaşıyla kentte toz ve tehlike saçıyor. Geçen yıl Dursunlu Mahallesi’nde yokuş aşağı inen bir kamyonun kaza yapması, tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermişti. Yurttaşlar, kazaların ardından bir araya gelerek “Artık yeter” diyor. Ancak bu tepkiler, yalnızca birkaç günlük sakinlik getiriyor. Şirketler, kısa bir ara verdikten sonra kamyonlarını tekrar yollara sürüyor.
Hatay'ın Defne ilçesine bağlı Dursunlu Mahallesi'nde yokuş aşağı inen ağır tonajlı kamyon kaza yapmış ve mahalle halkının can güvenliğini tehlikeye atmıştı.
Defne Halk Temsilcileri Meclisi Başkanı Hizam Hasırcı, soL’a yaptığı açıklamada, Hatay’da hemen her alanda rantın belirleyici hale geldiğini vurguladı. Hasırcı, “Deprem yıkımının ardından insan hayatının öncelenmesi gerekirken, Hatay’da rant hırsı her şeyin önüne geçti. Bugün yollarımız kamyonlarla dolu, çocuklarımız okul yolunda ölüm riski altında. Üstelik bu durum geçici değil, kalıcı hale geldi” dedi.
Hasırcı, şirketlerin kamyon trafiğini kısa süreliğine durdurmalarının halkı yatıştırmaya yönelik geçici bir adım olduğuna dikkat çekerek, “Her kazadan sonra üç-beş gün kamyonlar ortadan kayboluyor. Halkın öfkesi dindikten sonra aynı pervasızlıkla yollara dönüyorlar. Bu bir kader değil, açıkça yönetimsizlik ve sorumsuzluktur. Yetkililer sorunu çözmek için değil, halkı oyalamak için hareket ediyor” ifadelerini kullandı.
Sorunun sadece kamyonlar olmadığını belirten Hasırcı, denetimsizlik ve cezasızlık kültürüne işaret ederek şunları söyledi:
“Bugün Hatay’da bir kamyonun ölümcül kazaya yol açması için bütün koşullar hazır: Denetim yok, ceza yok, takip yok. Şirketler can güvenliğini değil, kârlarını düşünüyor. Bizler her gün bir sonraki ölüm haberinin endişesiyle yaşıyoruz.”
Yine geçtiğimiz sene kamuoyuna yansıyan görüntüler Hatay'ın Defne ilçesi Döverköy mevkiinden. Hiçbir güvenlik önlemi alınmadan çalışılıyor. Trafik normal seyrinde akıyor, insan hayatı hiçe sayılıyor...
Geçtiğimiz günlerde Harbiye Mahallesi’nde yaşanan bir kaza da bu tehlikenin canlı bir örneği oldu. Yokuş aşağı kontrolsüz ilerleyen bir iş kamyonu, bekçi kulübesinin üzerine düştü. Kazada kamyon şoförüyle birlikte kulübede bulunan kişiler ağır yaralandı ve hayati tehlikelerinin sürdüğü bildirildi. Kamyonun su kaynağına düşmesi nedeniyle HATSU çalışanı Mehmet Çakrak ise yaşamını kaybetti.
Kazanın yaşandığı güzergâhta “Büyük araçların girmesi yasaktır” tabelası bulunmasına rağmen, kamyonların geçişine engel olunamıyor. Bir yurttaş, soL’a şu sözlerle isyan etti: “Valilik bu yolu yasaklamıştı, ama her gün kamyonlar geçiyor. Tabela var, kural var, ama denetim yok. Sonuç: kaza ve yaralılar.”
Hataylı yurttaşlar, artık ölüm ve yaralanmalarla anılan bu soruna acil çözüm talep ediyor. Çocukların okul yollarında, mahalle aralarında hızla seyreden “canavar kamyonlar”ın yarattığı korku, dayanılmaz bir hal aldı. Valilik tarafından konulan kuralların ve kısıtlamaların hayata geçirilmesi için çağrıda bulunan halk, denetimlerin artırılmasını ve şirketlerin kural tanımazlığına son verilmesini istiyor.
Osmaniye’de depremzedeye darbe: Konteyner kent Haziran’da kaldırılıyor | ![]() |