Kimimiz belki bir hasta odasında, kimimiz bir hastanenin bir köşesinde nöbet arası kıvrılmış kestirirken, kimimiz karantina sıkkınlığını ve bıkkınlığı yaşarken, kimimizse evde kalamadığımız saatlerden birinde vardiyadayken onun sesiyle mutlu olduk, güç kazandık. Gülcan Altan'ın, konuklarını youtubeda ağırladığı ev dinletilerine Yunanistan'dan gelip de konuk olanlar bile oldu.

Salgın kapımızı çaldığında o da yeni albümü için çalışmalarını sürdürüyordu: Omuz ver!

Omuz Ver'in özel bir anlamı var. Bir bakıma bir başka sözü tamamlıyor: Boyun Eğme.

Gülcan Altan kimdir?

İstanbul Samatya’da çok kültürlü ve dilli bir semtte dünyaya geldi.

Çocukluğu bu çok kültürlülük içinde geçti. Türkler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Yahudiler arasında büyüdü. Köken olarak Çerkes’dir.

Lise yıllarında amatör olarak başladığı müzik hayatını Trakya Üniversitesi’nde işletme eğitimi alırken profesyonel olarak sürdürmeye başladı. Kendi orkestrası ile bir çok konser verdi.

2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na dereceyle girdi ve birincilikle bitirdi. Etnik ve Dünya müziği ile ilgili çalışmalarına konservatuar yıllarında başladı ve geliştirdi. Konser Repertuarında bu yüzden bir çok dilde söylediği şarkılar vardır. Gitar, Klasik Türk Müziği Kemençesi ve Diatonik Akordeon çalıyor.

2005 yılında Master eğitimini Yeditepe Üniversitesi’nde Müzik Eğitmenliği üzerine yaptı.2008 yılında “Gülümser” isimli ilk Türkçe albümü yayınlandı. Albümünde Türkiye’nin önemli bestecilerinden Vedat Sakman’ın şarkılarını yorumladı.

2009 yılında Adigey Cumhuriyeti ve Abhazya’da Adige ve Abhaz müzikleri ile ilgili çalışmalar yaptı.

2010 yılında çıkan ve 10 dilde 10 şarkı “Anlat” isimli etnik albümün ilk şarkısı olan Dann’er Sip’o isimli Çerkezce şarkıyı söyledi. Böylece İstanbul caddelerinde ilk kez Çerskesce bir şarkı çalınmaya başlamış oldu..

2011 yılında Adigece ve Abhazca şarkıların yer aldığı “Gunef” albümü çıktı.

Çerkeslerin 147 yıldır yaşadığı Anadolu topraklarında satış listelerinde ilk sıralara çıkan ilk Çerkesçe albüm olması önemlidir. Ayrıca bu topraklarda profesyonel olarak varolan ilk kadın sanatçıdır.2015 yılında Büyük Çerkes Sürgünü’nün anısına bestelediği “Çel’e Yegek’o ( Okuyan çocuk) isimli Adigece şarkısı yayınlandı.2015 yılında 3.solo albümü “Bir ömür bize yeter” albümünü yayınladı. Çoğunlukla kendi şarkılarını seslendirdiği albümde doğu-batı sentezinde bir müzikal çeşitlilik sergilenmiştir.2018 yılında Fransa’nın Metz Bölgesinde Kilise konserleri verdi. Okullarda dil ile ilgili çalışmalar yaptı.2018 yılında Küba Devleti’nin davetiyle konserler verdi.2019 yılında Abhazya Devleti’nin 25. Zafer Yılı adına bir marş besteledi. Abhazya Devleti bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalar nedeniyle “Abhazya Devlet Sanatçısı” ünvanı verdi.Etnik müziklerle ilgili araştırmalar yapıyor. İspanyolca, Portekizce, İngilizce, Baskça, Rusça, İsveçce, Arapça, Süryanice, Ladino, Ermenice, Kürtçe, Gürcüce, Rumca, Lazca, Adigece, Abhazca gibi bir çok dilde şarkılar söylüyor. 

Omuz Ver!

Söz ve Müzik: Gülcan Altan

Albüm Kapağı

Çizim: Ömer Koçağ

Tasarım: Özgür Aydoğan

Boyun Eğme yazılı bir pankartın Atatürk Kültür Merkezi’nin çatısından aşağıya sallandırılması Haziran Direnişi’nin hafızalara kazınan anlarından biriydi. Gezi’nin bağrından çıkan ezgilerden biri işte bu iki sözcüğü notalara dökmüştü. Yaratıcısı Gülcan Altan, yıllar boyunca sanatsal birikimini dayanışma etkinliklerine, direnişlere, kitle konserlerine taşıyan, boyun eğmeyen bir sanatçıydı. 
“Boyun Eğme”nin yanına şimdi bu söz ekleniyor: “Omuz Ver”. Bizim coğrafyamızın yanı sıra bütün dünya halklarının ve ezilenlerin mücadelesinin yarattığı yüzlerce ezgiyi başarıyla yorumlayan Gülcan Altan bu kez Türkiye Komünist Partisi’nin 100. yılı için hazırladı şarkısını. 10 Eylül’de dinleyiciyle buluşacak olan yeni albüme adını da veren “Omuz Ver”i salgınla ve adaletsizlikle mücadele eden bütün emekçi halkların 1 Mayıs’ına armağan etti.
Albüme de adını veren şarkı, 1 Mayıs'tan hemen önce dijital platformlarda yayınlanacak. Gülcan Altan'la çalışmasını, 'Omuz ver'i ve dünyayı konuştu.

Dünya ve ülkemiz oldukça sıkıntılı günlerden geçiyor. Virüs salgını nedeniyle halkın kaygılarına yenileri ekleniyor. Böyle bir dönemde siz üretmeye devam ediyorsunuz. Bir albüm üzerine çalışıyorsunuz. Sanatın ve müziğin, karamsarlığın arttığı sırada halklara güçlü mesajlar verebileceğini düşünüyor musunuz?

Tabi ki, üretmeden ayakta kalmak zor. Müzik insanlara en zor zamanlarda yaşam gücü verir, zira insanlık tarihi bu örneklerle dolu. Son zamanlarda popülaritesi daha da artan Bella ciao şarkısı bu örneklerden biridir. İnsanlar en zor koşullarda bile bir söz bir şarkıyla hayata tutunabilir. Ya da direnişi başlatabilir.

Bu albüme adını veren "Omuz Ver" adlı besteniz 1 Mayıs'tan hemen önce 30 Nisan'da dijital platformlarda yayınlanacak. Bestenizin yaratım sürecinden biraz bahseder misiniz?

Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir şarkıydı Sevgili Orhan Aydın'ın bir yazısından ilham alarak başladı. İçinde yaşadığımız düzenin sömürüsü, eziyeti ve baskısı çok fazla. Yaşam alanımız iyice daralıyor. Eşitlikçi ve sınıfsız bir toplum hayal ediyorum. İnsanların içindeki iyiliği, vicdanı ve adalet duygusunu ortaya çıkaracak bir dünya hayal ediyorum. Bir sanatçı sorumluluğu olarak bunu dile getirmek istedim.

Yıllar önce Haziran Direnişi'nde yükselen "Boyun Eğme" sloganı, sizin bestenizle bir şarkıya dönüştü ve çok sevildi. Bugün 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününe yaklaşırken, meydanlarda hep birlikte omuz omuza olmanın mümkün olmadığı koşullarda emekçilere bir mesajınız var mı? 

İsmi üstünde; Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü. Koşullar ne olursa olsun birlikte hareket ettiğinde, özgürlüğü hep beraber haykırdığında, hep beraber yola çıktığında, emeğini, hakkını savunduğunda onurunla yaşayabilirsin. "Omuz ver kardeşim" dünya daha güzelleşsin...