Hizbullah, geçtiğimiz hafta komutanının öldürülmesinin ardından İsrail'e en büyük saldırısını yaptı. Örgüt, aynı zamanda İsrail'in gözetleme teknolojisine karşı 'eski moda' yöntemler geliştiriyor.
Dış Haberler
İsrail saldırılarında üst düzey komutanları öldürülen Lübnan Hizbullah'ı, İsrail ordusunun gelişmiş gözetleme teknolojisinden kaçınmak için bazı düşük teknolojili stratejiler kullanmaya başladı.
Reuters'ta yer alan habere göre, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, "İsrail'i kör etme" olarak tanımladığı bir stratejiyle İsrail'in istihbarat toplama yeteneklerini incelemek ve saldırmak için kendi insansız hava araçlarını kullanıyor.
7 Ekim'den bu yana sınır çatışmaları
Taraflar, İsrail'in 7 Ekim'de Gazze'ye saldırı başlatmasından bu yana sınırda çatışma içerisinde.
Sınırdaki bu çatışmalar her iki ülkede de on binlerce insanın yerinden edilmesine yol açtı.
Reuters'ın verilerine göre, İsrail saldırıları sonucunda Lübnan'da 330'dan fazla Hizbullah savaşçısı ve yaklaşık 90 sivil hayatını kaybetti. Hizbullah kayıplarının çoğu, sınırdaki günlük çatışmalar sırasında yaşandı.
Hizbullah ayrıca, üç üst düzey komutan, seçkin Radwan özel kuvvetleri birimi üyeleri ve istihbarat görevlileri de dahil olmak üzere, İsrail'in cephe hattı ötesini hedeflediği saldırılarda 20'den fazla görevlisinin öldüğünü doğruladı.
İsrail'se, Lübnan'dan gelen saldırılarda 21 asker ve 10 sivilin öldüğünü kaydetti.
İsrail ordusu, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasından bir gün sonra İsrail hedeflerine ateş açmaya başlayan Hizbullah'ın "sebepsiz saldırısına yanıt verdiğini" savunmuştu.
Bir açıklamasında askeri hedefleri vurduklarını ve "sivillere verilen zararı azaltmak için uygulanabilir önlemler aldıklarını" iddia eden İsrail ordusu, istihbarat toplama ve Hizbullah'ın karşı önlemleriyle ilgili soruları "istihbarat güvenliği nedenlerini" öne sürerek yanıtlamamıştı.
İsrail'de Hizbullah'ın saldırıları konusunda iç baskı artarken, İsrail ordusu, örgüt üyelerini sınırın ötesinde vurma yeteneğinin üst seviyede olduğunu belirtmişti.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Kuzey Komutanlığı'nda yaptığı bir turda, öldürülen Hizbullah komutanlarının fotoğraflarını işaret ederek 29 Mayıs itibarıyla kıdemli görevliler de dahil olmak üzere 320 Hizbullah savaşçısının öldürüldüğünü ifade etmişti.
Çatışmalar genellikle Lübnan'ın güney sınırında yaşandı. Ancak İsrail'in son haftalarda artırdığı saldırılar, bunun tam ölçekli bir savaşa dönüşebileceği endişelerini yoğunlaştırdı.
Üst düzey gözetleme teknolojisine karşı 'eski moda iletişim' önlemi
İsrail'in Hizbullah'a dönük saldırılarında başarılı olmasında elektronik gözetleme teknolojisi belirleyici bir rol oynuyor.
İsrail ordusu, Hizbullah'ın faaliyet gösterdiği bölgelere güvenlik kameraları ve uzaktan algılama sistemleri yerleştirdiğini ve düşmanını gözetlemek için düzenli olarak sınır ötesine gözetleme dronları gönderdiğini bildiriyordu.
Diğer yandan, Hizbullah'ın operasyonlarına aşina olan altı kaynak, Hizbullah'ın kayıplarından ders çıkardığını ve İsrail'in askeri yeteneklerine karşılık kendi taktiklerini uyarladığını belirtti.
İki kaynak, kullanıcıların yerini takip etmeye yarayan cep telefonlarının savaş alanından yasaklandığını, bunun yerine çağrı cihazları ve sözlü mesajları şahsen ileten kuryeler gibi daha eski moda iletişim araçlarının tercih edildiğini kaydetti.
Üç kaynak da, Hizbullah'ın ayrıca 2000'lerin başına dayanan özel, sabit hatlı bir telekomünikasyon ağı kullandığını aktardı.
Grubun lojistiğine aşina başka bir kaynağa göre de, konuşmaların duyulmasına önlem olarak silahlar ve toplantı yerleri için kod sözcükler kullanılıyor. Kaynak, bunların neredeyse her gün güncellendiğini ve kuryeler aracılığıyla birimlere iletildiğini söyledi.
Fark etmeden İsrail'e çalışan yerel muhbirler
Hizbullah ve Lübnan güvenlik yetkilileri, ayrıca İsrail'in hedeflere odaklanırken yerel muhbirlerden de bilgi aldığını düşünüyor.
Lübnan'daki ekonomik kriz ve siyasi gruplar arasındaki rekabet, İsrail'e muhbir alımı için fırsatlar yarattı, ancak üç kaynağın söylediğine göre muhbirlerin bir bölümü İsrail için çalıştığının farkında dahi değil.
Olaydan doğrudan haberdar olan iki kaynağa göre, 22 Kasım'da Güney Lübnanlı bir kadın, yerel bir yetkili olduğunu iddia eden bir kişiden cep telefonuyla bir çağrı aldı.
Kaynaklar, kusursuz Arapça konuşan arayan kişinin ailenin evde olup olmadığını sorduğunu söyledi.
Kadın, doğu Lübnan'a seyahat ettiklerini açıklayarak 'Hayır' dedi.
Kaynaklar, birkaç dakika sonra bir füzenin Beit Yahoun köyündeki kadının evine çarptığını ve aralarında kıdemli bir Hizbullah milletvekilinin oğlu ve bir Radwan üyesinin oğlu olan Abbas Raad'ın da bulunduğu beş Hizbullah savaşçısının öldüğünü söyledi.
Hizbullah yetkilileri, İsrail'in savaşcıları konuma kadar takip ettiğini ve saldırıyı başlatmadan önce sivillerin olup olmadığını teyit etmek için arama yaptığını düşünüyor.
İsrail ordusu o gün Hizbullah'ın bir dizi hedefini vurduğunu, bunların arasında bir "terörist hücresi"nin de bulunduğunu açıklamıştı.
Hizbullah'tan destekçilerine: 'Aramalara dikkat edin, savaş alanına cep telefonu getirmeyin'
Birkaç hafta içinde Hizbullah, kendisine bağlı El-Nur radyo istasyonu aracılığıyla destekçilerini, yerel yetkililer veya yardım görevlileri olduklarını iddia eden "soğuk" arama yapanlara güvenmemeleri konusunda uyararak İsraillilerin Hizbullah'ın kullandığı evleri tespit etmek için onları taklit ettiğine dikkat çekti.
Bu, Lübnan'daki önde gelen Hizbullah militanlarını hedef alan saldırılar serisinin ilki olmuştu.
Hayatını kaybedenler arasında, Hizbullah'ın güneydeki operasyonlarını yöneten komutanlar Wissam al-Tawil, Taleb Abdallah ve Muhammed Nasır da vardı.
Hamas'ın başkan yardımcısı Saleh al-Aruri de başkent Beyrut'ta bir toplantıya katılırken öldürülmüştü.
Hizbullah'a yakın iki kaynak ve Lübnanlı bir istihbarat yetkilisi, yaşananlardan sonra Hizbullah'ın, İsrail'in savaşçıların cep telefonlarını takip ederek ve sınır bölgelerindeki binalara yerleştirilen güvenlik kameralarından gelen görüntüleri izleyerek kendilerini hedef aldığından şüphelenmeye başladığını belirtti.
Hizbullah, saldırıların ardından 28 Aralık'ta Telegram kanalı üzerinden dağıttığı bir bildiriyle güney sakinlerini sahip oldukları güvenlik kameralarının internet bağlantısını kesmeye çağırmıştı.
Şubat ayının başlarında Hizbullah savaşçılarına bir başka talimat daha verildi: Savaş alanına yakın hiçbir yerde cep telefonu olmayacak.
Grubun operasyonlarına aşina olan üst düzey bir Lübnanlı kaynak, "Bugün, ön tarafta telefonu olan biri bulunursa, Hizbullah'tan atılır" ifadelerini kullandı. Diğer üç kaynak da emri doğruladı. Kaynaklardan biri, savaşçıların operasyonları gerçekleştirirken telefonlarını geride bırakmaya başladığını aktardı. Lübnanlı istihbarat yetkilisi olan bir diğer kaynak da, Hizbullah'ın bazen üyelerinin yanlarında telefon olup olmadığını görmek için saha birliklerinde ani kontroller yaptığını söyledi.
İki başka kaynak da, üst düzey Hizbullah politikacılarının başkent Beyrut'ta dahi toplantılara yanlarında telefon getirmekten kaçındığına işaret etti.
Nasrallah'tan 'telefonlarınızı kırın' talimatı
Nasrallah, 13 Şubat'ta televizyonda yaptığı bir konuşmada, destekçilerini telefonlarının İsrail casuslarından daha tehlikeli olduğu konusunda uyararak, telefonlarını kırmaları, gömmeleri veya demir bir kutuya kilitlemeleri gerektiğini belirtmişti.
Eski bir Lübnan güvenlik görevlisine ve Hizbullah'ın operasyonlarına aşina iki başka kaynağa göre, Hizbullah ayrıca, İsrail'in bir güvenlik ihlalinin ardından özel telefon şebekesini güvence altına almak için adımlar attı.
İran tarafından finanse edildiği iddia edilen geniş ağ, o dönemdeki hükümet yetkililerine göre, Hizbullah'ın Beyrut'un güney banliyölerindeki kalelerinden güney Lübnan'daki kasabalara ve doğuda Bekaa Vadisi'ne kadar uzanan fiber optik kablolarla yaklaşık yirmi yıl önce kurulmuştu. İsrail'in söz konusu ağa ne zaman ve nasıl sızdığına dair detay paylaşılmadı.
Kaynaklar, Hizbullah telekomünikasyon uzmanlarının, güvenliğin tekrar ihlal edilmesi durumunda hasarı sınırlamak için ağı daha küçük ağlara böldüklerini aktardılar.
Kıdemli bir kaynak, "Sabit hat ağlarımızı sık sık değiştiriyoruz ve değiştiriyoruz, böylece bilgisayar korsanlığı ve sızmalardan kaçabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Hizbullah'tan yeni İHA gözetleme sistemi
Hizbullah ayrıca düşman hedefleri hakkında kendi istihbaratını toplama ve küçük, ev yapımı, insansız hava araçları (İHA) cephaneliğini kullanarak İsrail'in gözetleme tesislerine saldırma yeteneğini de öne çıkarma hedefinde.
Hizbullah, 18 Haziran'da İsrail'in Hayfa şehri üzerinde askeri tesisler ve liman tesisleri de dahil olmak üzere gözetleme uçağı tarafından toplanan videonun dokuz dakikalık bir bölümünü yayınladı.
Bunun ardından, İsrail Hava Kuvvetleri, hava savunma sistemlerinin insansız hava aracını tespit ettiğini ancak saldırı kabiliyeti olmadığı ve bunu yapmanın bölge sakinlerini tehlikeye atabileceği için onu durdurmama kararı alındığını söyledi.
Hizbullah'ın yayınladığı bir diğer videoda da, Sky Dew olarak bilinen devasa bir İsrail gözlem balonunun 15 Mayıs'ta bir İHA saldırısında vurulmasından bir gün önceki hava fotoğrafları da yer almıştı.
İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari, o sırada gelen roketleri tespit etmek için kullanılan hava gemisinin, kuzey İsrail'deki bir askeri üste yerdeyken vurulduğunu söylemişti. Hagari, bölgede herhangi bir can kaybı olmadığını ve ordunun "hava durum farkındalığı kabiliyetinin" etkilenmediğini aktarmıştı.
Hizbullah, Hermes 450, Hermes 900 ve SkyLark İHA'ları da dahil olmak üzere yarım düzine İsrail gözetleme İHA'sını düşürdüğünü veya kontrolünü ele geçirdiğini iddia ediyordu. İki kaynağa göre, Hizbullah görevlileri, bileşenlerini incelemek için İHA'ları parçalara ayırıyor.
İsrail, Lübnan üzerinde faaliyet gösterirken beş İHA'sının füzelerle düşürüldüğünü doğrulamıştı.
Üst düzey komutan öldü, Hizbullah en büyük saldırısını yaptı
Lübnan'ın güneyinde 3 Temmuz tarihinde görgü tanıkları, İsrail sınırının 20 kilometre kuzeyindeki bir Lübnan sahil köyünden geçen bir aracın alev aldığını bildirmişti.
İsrail ordusu, o gün yaptığı açıklamada, güneybatı Lübnan'dan İsrail'e saldıran bir birliğe komuta ettiğini söylediği Nasser'i ortadan kaldırdığını söylemişti. Bir aydan kısa bir süre önce de, Hizbullah'ın güney sınır şeridinin orta bölgesindeki operasyonlarını yöneten Abdullah, İsrail saldırısında öldürülmüştü.
Her iki cinayeti de doğrulayan Hizbullah, buna karşılık olarak, bugüne kadarki en büyük saldırılarından bazılarını İsrail'in kuzeyine başlatmıştı.
Geniş ölçekli savaşa evrilme endişesi
Hizbullah, 4 Temmuz'da başlattığı saldırılarda, İsrail'deki askeri mevzilere 200 roket ve insansız hava aracından oluşan bir baraj ateşi gerçekleştirmişti.
Bu saldırı, Hizbullah'ın 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdiği en yoğun saldırılardan biriydi. Bu gelişmeler ışığında, İsrail ile Hizbullah arasında tam ölçekli bir savaşa dair korkular artıyor.
Hizbullah-İsrail savaşı ihtimalinin, Ortadoğu'ya birçok yeni istikrarsızlık katmanı ekleyebileceğinden ve küresel güvenlik açısından önemli sonuçlar doğurabileceğinden endişe ediliyor.