GÖRÜŞ | Rantın ve ekolojik yıkımın ülkesi Türkiye

'İşsizlik, yoksulluk, hukuksuzluk, yolsuzluk ve şiddet karşısında onurlu yaşam mücadelesi veren, yaşam alanlarını savunan emekçiler ülkeyi bu enkazdan çıkaracak.'

Selahattin Beyaz*

AKP; İktidara geldiği 2002 yılından bugüne kadar “Ekonomik kalkınma ve doğal kaynaklardan herkesin adil biçimde yararlanmasını sağlayacak çevre yönetim sistemleri oluşturacağız” yaklaşımı ile dünyada eşine rastlanmayacak bir şekilde sermayeye ekolojik yıkım imtiyazı verdi. “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramı ile kentlere, ormanlara, denizlere, göllere, nehirlere, turizm, maden alanlarına ve diğer ekolojik yaşam alanlarına yasal düzenlemeler üzerinden müdahale etti. Bu alanları sermayenin yağmasına açarak geri dönüşü olmayan bir ekolojik yıkıma yol açtı.

Türkiye’de piyasacı politikalar ile sermayenin temsilciliğini yapan AKP iktidarı; özellikle 2011 yılından sonra Kamu-özel işbirliği projeleri ile ekolojik yaşam alanlarının yağmalanmasının önünü sonuna kadar açtı. Ekolojik ve kent yaşam alanlarındaki yıkım projelerinin çoğu elbette, rantın merkezi olan İstanbul’da gerçekleşti. Kamu-Özel işbirliği adı altında 3. Köprü, Kuzey Marmara otoyolu gibi 31 adet ekolojik yıkım projesi gerçekleştirdi. Yine büyük yıkım projelerinden Kanal İstanbul Rant projesi ısrarı ise halen devam ediyor. Türkiye genelinde Kamu-Özel işbirliği (KÖİ) ile 100 adet Enerji Tesisi, 43 adet Karayolu, 20 adet Havalimanı, 8 adet Madencilik, 24 adet Liman tesislerinden oluşan toplam 262 adet proje ile doğal yaşam alanları yağmalandı, yağmalanmaya devam ediyor.

Yale Üniversitesi; 2006 yılından itibaren her iki yılda bir ülkelerin Çevresel Durumlarını inceleyerek “Çevresel Performans Endeksi  (Enviromental Performance Index (EPI))” yayımlamaktadır. Ekosistem Canlılığı ve Çevresel Sağlık olarak iki ana başlıkta toplamda 20 adet gösterge incelenerek belirlenen Endeks değerlendirmesinde Türkiye’de bulunmaktadır.

2022 yılı Çevresel Performans Endeksi sıralamasında 180 ülke arasında Danimarka 1. sırada, Nijerya 162. sırada yer alırken Türkiye Sudan’dan sonra 172. sırada yer almaktadır.

“Çevresel Performans Endeksi” sermayenin Türkiye’deki ekolojik yıkım performansını göstermektedir. Türkiye’nin özgürlük, yoksullaşma, yaşam kalitesi, şiddet, basın özgürlüğü gibi başlıklar üzerinden yapılan sıralaması ile Çevresel Performans Endeksi sıralamasının benzer olduğu görülmektedir.

 

Siyasi istikrar ve şiddet sıralamasında, iktidarın askeri yönetim elinde bulunduğu Mısır’ın bile çok altında, yolsuzluk kontrol sıralamasında ise Etiyopya gibi halkın açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bir ülkenin bile altında, hükümet etkinliği sıralamasında ise Senegal’in altında olduğu görülmektedir.

Çevresel Performans Endeksi sıralamasında bütün kategorilerde 180 ülke arasında 172. sırada yer alan Türkiye Ekolojik Yıkımın en ağır yaşandığı ülkeler arasında bulunmaktadır. İklim politikalarında ise, Çevre Bakanlığının adına “İklim Değişikliği” eklense de son 10 yıllık süreçte düzelme yerine gerileme olduğu ve sıralamada ise oldukça gerilerde 156. sırada yer aldığı görülmektedir.

Atıksu arıtma tesislerin çoğalmasında 52. sırada, hava kalitesinde 58. sırada, içme suyu tesislerinde 75. sırada, atıksu yönetimi sıralamasında ise 70. sırada yer almaktadır.

Türkiye ve diğer ülke verileri değerlendirildiğinde,  Türkiye; “Hukukun Üstünlüğü” sıralamasında Uganda ve Endonezya’nın altında; “Şiddetin olmaması” sıralamasında Kenya ve Çad’ın altında, “Hesap verebilirlik” sıralamasında Angola ve Moritanya’nın altında, “yolsuzluğun kontrolü” sıralamasında Etiyopya ve Fas’ın altında yer almaktadır.

Sonuç olarak, sermaye iktidarının Ekoloji Karnesi değerlendirildiğinde, “Bütün dünyanın kıskandığı” bir ülke olmadığımız, tam tersine AKP iktidarının bu piyasacı politikaları devam ettiği dururumda ekolojik yıkımın en üst seviyeye ulaşacağımız görülmektedir. Ekolojik yıkımın ve yaşam alanlarının yağmalanmasından sorumlu olan sermayenin, “Siyasi Karnesi “ de benzer şekildedir, Bunun farklı olması zaten mümkün olamazdı. Yaşam alanlarını yağmalarken baskı, şiddet, yolsuzluk, hukuksuzluk gibi her yöntemi kullanan iktidar ülkenin her yerinde “Ekolojik Enkazlar” bırakmıştır.

İşsizlik, yoksulluk, hukuksuzluk, yolsuzluk ve şiddet karşısında onurlu yaşam mücadelesi veren, yaşam alanlarını savunan emekçiler ülkeyi bu enkazdan çıkaracak, yağma ve talan düzenine son vereceklerdir.

*Selahattin Beyaz - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı