GÖRÜŞ | AKP’nin Milli Eğitim Şurası: Kendi kendilerine çalıp oynayacaklar

Şura’nın doğal üyesi olan muhalif kurum temsilcileri şuraya katılmayacaklarını açıkladılar. Bu durumda şura üyesi olan AKP’liler kendi kendilerine çalıp oynayacak.

Rıfat Okçabol

AKP, karar ve uygulamalarıyla,

  • Sünni-Hanefi içerikli din kültürü ve ahlak bilgisi (DKAB) dersini, o inançta olanların bile benimseyemeyeceği nitelikte öğreterek ve o inançta olmayanlara dayatarak;
  • Seçme sınavlarında herkesin bilmesi gerekmeyen DKAB ile yabancı dil derslerinden soru sorarak;
  • Öğretim programlarında din derslerinin ağırlığını artırırken, bilimsel derslerle güzel sanat derslerini azaltarak;
  • Öğretim programlarında Cumhuriyet dönemine değil Osmanlı dönemine önem vererek;
  • Padişahlara verdiği değer ve saygıyı, Cumhuriyet’in kurucularına göstermeyerek;
  • Zorunlu dediği öğretim sürecinde öğrencilerin, nitelikleri farklı okullarda, farklı düzeylerde bilişsel, duyuşsal ve devinimsel gelişimlerini hedefleyerek;
  • Küçük yaştaki çocukların türbana sokulmasına, hafızlık ya da Kuran kursuna gönderilmesine izin verip onların gelişimlerini dini kanalla sınırlayarak;
  • Doktor, biyolog, sosyolog, sanatçı, … olabilecek gençleri, imam hatiplerle meslek liselerine ya da açık liseye gitmek zorunda bırakarak;
  • Liseler arasında nitelikli lise ayrımı yaparak;
  • Meslek lisesi öğrencilerinin uygulama sürecinde sömürülmelerine izin vererek;
  • Özel okulları yaygınlaştırıp parası olana nitelikli eğitim ya da kolayca diploma sahibi olma ayrıcalığı sağlayarak;
  • Devlet okullarına giden yoksul öğrencilerden çeşitli adlarla para toplarken, özel okula giden varsıla parasal destek vererek;
  • Yandaş olmayanı, yazılı sınavında yüksek not alsa da, mülakatta eleyip öğretmen yapmayarak;
  • Bakanlık bürokrasisini ve okul yöneticilerini yandaşlarla doldurarak;
  • Diyanet ile tarikat gibi gerici kuruluşlarla işbirliği ve protokoller yaparken laik ve bilimsel eğitimi savunan kuruluşları ve kişileri dışlayarak;
  • Herhangi bir yargı kararı olmadan bazı okulları kapatıp on binlerce eğitimciyi meslekten çıkararak;
  • Eğitim fakültesi mezunları atama beklerken, öğretmenlik sertifikası bile olmayanların atamasını yaparak;
  • Çocuk ve kadın istismarına karşı etkili önlemler almayıp İstanbul Sözleşmesinden çıkarak;
  • Tecavüz suçlularına verilen cezalarda ‘iyi halden indirim’ yapılmasına ses çıkarmayarak;
  • Çocuk istismarı yapanlara af getirerek;
  • “Bir kereden bir şey olmaz” anlayışıyla çocuk istismarı yaşanan gerici kuruluşların üzerine gitmeyerek;
  • Çocuk evliliklerine izin verip onların eğitim süreçlerinden hak ettikleri şekilde yararlanmalarını engelleyerek;
  • Öğrenci eylemlerinde muhaliflere yandaşlara davrandığı gibi davranmayarak;
  • Demokratik hakkını kullanıp bir şeyleri protesto eden öğrencilerin üzerine hışımla gidip fiziki ve manevi eziyetler ederek ve de haksız yere tutuklayıp mahkemelerde süründürerek, cezalandırarak, en azından yurttan çıkararak;

19 yıldır onarılmaz eşitsizliklere ve dolayısıyla haksızlıklara  neden olmuştur ve olmaktadır.

Eşitsizliklerin kaynağı ve yaratıcısı olan AKP, ana konu olarak ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ ve alt konular olarak da ‘Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi’ ile ‘Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi’ konularını tartışmak üzere, 3-5 Aralık 2021 tarihlerinde 20. Milli Eğitim Şurası’nı toplayacak.

AKP, 1995’de çıkarılmış olan Milli Eğitim Şurası Yönetmeliği’ni, 3 Ağustos 2006’da,  4 Mayıs 2010’da ve 8 Temmuz 2014’da değiştirip 2006’da 17’inci, 2010’da 18’inci ve 2014’de de 19’uncu Şura’yı toplamıştı. Her yönetmelik değişikliğinde daha çok şura üyesinin AKP’li ya da yandaşlardan oluşmasını sağlamış ve şuranın göreceli olarak toplum genelini temsil etme niteliğine son vermişti. Dolayısıyla bu yönetmelik gereği, 20. Şura’yı oluşturacak tabii üyeler ile davetli üyelerin yüzde 95’ten fazlası fiilen AKP’li ya da yandaş kişiler olacak. Eşitsizlik timsali olan Şura’nın, eşitlik konusu tartışması gibi tuhaf bir durum yaşanacak.

Şura’nın doğal üyesi olan muhalif kurum temsilcileri şuraya katılmayacaklarını açıkladılar. Bu durumda şura üyesi olan AKP’liler kendi kendilerine çalıp oynayacak.

AKP’nin düzenlediği 17., 18. ve 19. Şura kararlarına bakınca bu şuradan da piyasacı ve gerici önerilerin çıkacağını tahmin etmek zor değil. Zaten ‘sarayda’ toplanacak AKP şurasının,

  • Yukarıda özetlenen eşitsizlikleri düzeltecek öneriler üretmesi mümkün değildir.
  • Meslek liselilerin bilişsel ve duyuşsal gelişimlerini sağlayacak ve uygulama derslerinde sömürülmelerini önleyecek önerilerde bulunması da mümkün değildir.
  • Genellikle laiklik ve bilimsellik karşıtı sendikalara üye olan öğretmen yetiştiren sistemde, laik ve bilimsel anlayış sahibi öğretmen yetiştirecek değişikliklere gitmesi olasılığı da yoktur.    

AKP’liler, bir bakıma 20. Şura’da abesle iştigal edecekler. Şuranın ciddiye alınmadığı eğitim bakanının “Şûranın temsiliyetini artırmak için tüm illerden katılımcılar seçilecek ve 26 farklı yerde bölgesel toplantılar düzenlenip hazırlık raporları düzenlenecek. Şûra kapsamında hazırlanacak özel ihtisas komisyonu raporları, Şûra üyelerine önceden gönderilecek” açıklamasından da belli olmaktadır. Bölgesel toplantılara katılacakların bile 14 Eylül’den sonra belirlendiği bir süreç ne kadar ciddi olabilir ki?

Bu şura, toplumun bir süre için de olsa ekonomik krizle değil de şura ile meşgul edilmesinden başka bir işe yaramayacaktır.

[email protected]