'Görünmez katil' İstanbul'da büyük tehlike saçıyor: 'Eşik değerin çok üstünde'

İstanbul'un bazı ilçelerinde görülen hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği yıllık eşik değerin çok fazlası olduğuna dikkat çekiliyor.

Can Kuyumcuoğlu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hava kalitesi istasyonlarının verilerine göre, İstanbul'da Adalar dışındaki hemen hemen tüm istasyonlarda kirlilik boyutunda ciddi bir artış oldu.

Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, bakanlığa bağlı Çevre Etki Değerlendirmesi Genel Müdürlüğü’nün Hava Kalitesi Bülteni'nin 2022 yılına ait verileri soL'la paylaştı. Verilere göre, İstanbul’da yeterli ölçümün sağlandığı istasyonların hemen hemen hepsinde hava kirliliği boyutu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği eşik değerden yüksek oldu.

Aykaç, İstanbul'daki duruma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Çevre Etki Değerlendirmesi Genel Müdürlüğü’nün Hava Kalitesi Bülteni'nin 2022 yılına ait verileri en son Ekim ayında yayınlandı. Bu bültende İstanbul 2022 Ekim ayına ait hava kalitesi ölçüm istasyonlarının verilerine ulaşmak mümkün. İstanbul’da 39 tane istasyon verisi yayınlanmış. PM10 iki istasyon dışında diğerlerinde yeterli ölçüm sağlanmıştır. Bu istasyonlardan alınan verilere göre iki istasyon dışında tüm istasyonlar Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği eşik değerden ( 15μg/m3) yüksektir. 2022 Ekim Ayında PM10 açısından Yenibosna ( 96.91μg/m3), Esenyurt (66.51μg/m3), Kadıköy (63.7μg/m3), Sultangazi 3(59μg/m3), ve Esenler (58 μg/m3) istasyonlarında kirlilik en yüksek olarak değer görüldü. Bu değerler Dünya Sağlık Örgütü yıllık eşik değerler olan 15μg/m3’in 6- 3 katı yüksekliğindedir. Yine Ekim ayında, İstanbul’da insan sağlığı için en önemli kirletici olan PM2.5 39 istasyondan ne yazık ki sadece 3 istasyonda ölçülebilmiştir.

Yeni yıl itibarıyla İstanbul’da yaşayanlar olarak yılın en kirli havasıyla karşılaştık.  Hava kalitesi ölçüm istasyonlarından alınan verilere baktığımızda 1.1.2023 ve 2.1.2023 tarihinde, Avcılar, Bağcılar, Esenler, Esenyurt, Kadıköy, Kağıthane, Maslak, Mecidiyeköy, Selimiye, Sultanbeyli, Sultangazi, Ümraniye, Üsküdar PM 10  128-245μg/m3 arasında değişmektedir. Bu değerler son 1 yılın en yüksek değerleridir ve  DSÖ‘nün 45μg/m3 olan günlük değerinden  3-5.5 kat yüksektir."

'Hava kirliliğine bağlı ölümlerin yüzde 89’u düşük-orta gelirli ülkelerde yaşanıyor'

Aykaç, hava kirliliğine maruz kalmanın yarattığı sağlık riskinin, dünya çapında başta gelen ölümcül sağlık riskleri arasında metabolik riskler, beslenmeye bağlı riskler ve sigaradan sonra dördüncü sırada olduğuna işaret etti.

Dünya nüfusunun yüzde 99'unun DSÖ'nün izin verdiği sağlıklı hava kalitesi sınır değerlerinin üzerinde kirli hava solumakta olduğunu vurgulayan Aykaç, "Eşitsizliğin bir sonucu ve kirli sanayi yapılarının çevre ülkelere kayması nedeniyle dış ortam hava kirliliğine bağlı ölümlerin yüzde 89’u düşük orta gelirli ülkelerde yaşanmaktadır. Küresel hava kirliliği seviyesinin azaltmasıyla insanlarda ortalama yaşam süresinin 2,2 yıl uzayacağı bilinmektedir" bilgisini paylaştı.

DSÖ tahminlerine göre hava kirliliğinin her yıl 7 milyon insanın erken ölümüne sebep olduğunu ifade eden Aykaç, hava kirliliğinin çözüm bağlamında iç ve dış ortam hava kirliliği olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekti.

Hava kirliliği 'görünmez katil'dir

DSÖ'ye göre 2012 yılında dış ortam hava kirliliği nedeniyle 3 milyon kişi öldüğünü aktaran Aykaç, bu ölümler sıklıkla (iskemik) kalp hastalığı/kalp krizi, inme, akciğer kanseri ve akut solunum yolu enfeksiyonları (zatürre) ve kronik obstrüktif akciğer hastalıkları olarak adlandırılsa da bu hastalıkları yaratan temel nedenin hava kirliliği olduğunu vurguladı.

DSÖ'nün hava kirliliğini “görünmez katil” olarak tanımladığını ifade eden Aykaç, "Hava kirliliği, iklim krizinin yanısıra küresel düzeyde ölüm ve hastalıklara yol açan önemli ve önlenebilir bir toplum sağlığı sorunudur. 2013 yılında DSÖ, dış ortam hava kirliliğini Grup I Kanserojen (kesin kanser yapan etken) olarak kabul etmiştir" dedi.

'Endüstri ve kötü kentleşmeden kaynaklanıyor'

Aykaç, hava kirliliğinin nedenine ilişkin şunları söyledi:

"Dış ortam kirliliğinin temel nedenleri sanayileşme, endüstriyel faaliyetler, ısınma, ulaşım ve hafriyat gibi insan kaynaklı faaliyetlerdir. Günümüzde iki yüze yakın hava kirleticisi tanımlanmış olsa da kentlerde hava kirliliğine yol açan yaklaşık 30 temel kirletici vardır. Partiküler maddeler, volatil organik bileşikler, poliaromatik hidrokarbonlar, formaldehid, radon, arsenik, civa, kurşun biyolojik ajanlar, asbest ve tütün dumanı bu kirleticilerin en belli başlılarıdır. Ancak bunlar arasında bulunan partikül madde, kükürtdioksit, karbonmonoksit nitrojen dioksit ve ozon söz konusu hava kirleticileri arasında temel grubu oluştururlar.

Dış ortam hava kirliliği temel olarak endüstri ve kötü kentleşmeden kaynaklanır. Kötü kentleşme evsel ısınma için fosil yakıtların kullanılması, ulaşımın fosil yakıtlarla çalışan motorlu taşıtlar ağırlıklı olarak yapılması ve yapılaşma sırasında yüzey rüzgârlarının önünün kesilmesi (dikey yapılaşma) gibi yanlış uygulamalar nedeniyle hava kirliliğine yol açar. Endüstriyel kaynaklı hava kirliliği ise enerji kaynağı olarak fosil yakıtların kullanılmasına ve atık gazların filtre edilmeden havaya karışmasına bağlı olarak gelişir."

Hava kirliliğinin sağlığa etkileri

Hava kirliliğinden de en çok etkilenenlerin 5 yaş altı çocuklar, gebeler, kronik hastalar ve yaşlılar gibi kırılgan gruplar olduğunu söyleyen Aykaç, kırılgan gruplardan düşük sosyal statü (evsizler gibi), sağlık kuruluşuna ulaşamama (ör. afet durumları), sigara/alkol alışkanlığı, beslenme bozuklukları gibi etmenlerin sağlığa etkilerinin daha şiddetli olduğunu belirtti.

Hava kirliliğinin başta solunum, kalp damar hastalıkları ve sinir sistemi olmak üzere tüm organ ve sistemleri etkilediğini ifade eden Aykaç, hava kirliliğinin sağlığa etkilerini şöyle sıraladı:

  • Anne karnında gelişme geriliği 
  • Erken (prematüre) doğumlar ve yeni doğanlarda düşük doğum ağırlığı
  • Bebeklerde özellikle solunum sistemi sorunları nedeniyle acillere başvuru ve ölümler
  • Astım, kronik bronşit, alerjik solunum sistemi hastalıkları ve solunum fonksiyonlarında azalma
  • Kalp-damar sistemi hastalıkları ve kalpte ritim bozuklukları
  • Akciğer kanseri, üriner sistem ve mesane kanserleri 
  • Öğrenmede güçlük, bellek sorunları ve zihinsel fonksiyonlarda azalma 
  • Sağlık kuruluşlarına başvuru ve hastane yatışları
  • Yaşam kalitesinde azalma 
  • Okula ve işe devamsızlık nedeniyle sosyal ve ekonomik olarak gerileme