‘Gökçek’in hayali olan projeleri Yavaş sürdürdü’ dedi, 31 Mart için çağrıda bulundu

TKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Ufuk Arikan, Gökçek sonrası ihaleler, gericilik, su sorunu, toplu ulaşım ve kent suçları başlığındaki sürekliliğe işaret etti.

Haber Merkezi

TKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Ufuk Arikan, katıldığı programda Melih Gökçek’in onlarca projesinin Mansur Yavaş eliyle sürdürüldüğüne işaret ederek, ihaleler, gericilik, su sorunu, toplu ulaşım ve kent suçları başlığındaki sürekliliğe işaret etti.

Arikan, Ankara merkezli yayın yapan Solfasol TV’nin seçim özel programına katıldı.

Program TKP’nin Ankara’da halk sağlığını tehdit eden su soruna ilişkin açıklamasına dair bir soruyla başladı. Arikan, Gökçek’in bilim ve halk sağlığı düşmanı projesinin Mansur Yavaş eliyle halktan da gizlenerek sürdürüldüğünü hatırlatırken, buna karşı mücadelenin seçim dışında da kendileri için oldukça önemli olduğunu dile getirdi.

Arikan, "Melih Gökçek ve onun gibiler gelir" denilerek Ankara halkından Mansur Yavaş için oy istendiğini ama öte yandan Gökçek’in hayalini kurduğu birçok adımın Mansur Yavaş tarafından hayata geçirildiğini belirtirken, Anıtkabir’in dibine konservatuarı yıkarak dini tesis yapmayı Gökçek’in istediğini, bu adımın Mansur Yavaş eliyle atıldığını, alanın Diyanet Akademisi’ne verildiğini hatırlattı.

ODTÜ yolu projesi, Ulus Meydan projesi, 100. Yıl Çarşısı, AOÇ yağması gibi adımların da Gökçek’in hayali olduğunu ve Mansur Yavaş eliyle sürdürüldüğünü belirten Arikan, 31 Mart seçimleri için çağrıda bulunarak şöyle konuştu:

“Türkiye'de siyasi iktidara tepki gösteriliyor ama bu kadar benzeşen politikalar mevcut ABB yönetimi eliyle uygulanıyor, Melih Gökçek ne yapıyor ve uyguluyorsa, burada bir süreklilik var. Belediye Meclisi'nde alınan kararların yüzde 95'i AKP-CHP oybirliğiyle alınmış, ortada ihaleler başlığında da ortaklık var. Gökçek döneminde şikayet edilen, ihale zengini yapılan firmalara yüz milyonlarca liralık ihaleler verilmeye devam ediliyor. Biz, bu sürekliliğe karşı halka gerçek bir seçenek sunmak zorundayız. Biz bir siyasi parti olarak ilke, değer ve programımızla bu tabloya sessiz kalırsak, bu siyasi atmosfere teslim olursak kendimizi sorgulamamız gerekir.

‘Bir ölüm var orada. Sıtmaya razı ol' diye yurttaşa sürekli sopa gösteriliyor. Bu sopanın kendisi Türkiye'de yurttaşların, emekçilerin siyasete katılım kanalını tıkıyor. İnandığınız değerlere, savunduğunuz değerlere, savunduğunuz değerleri temsil eden partilere ve adaylara oy verin diyoruz. Çünkü Türkiye'de şu yaygınlaştı, örneğin AKP'nin adayları MHP kökenli, CHP'nin adayları MHP kökenli. Ankara’da Mansur Yavaş dahil 7 MHP’li ve AKP’li adayı var CHP’nin… Büyükşehir’de de benzer dünya görüşlerinden gelen iki isim var ortada. İkisi de bunu saklayan isimler değil, ülkücüler.  Bu tabloda bizim savunduğumuz başka bir değer var ve o değer yurttaşların da tercih edebileceği bir değer haline gelmeli.

Burası Ankara, Cumhuriyet'in başkenti. Türkiye'nin önemli ileri atılımlarına damga vuran kent. Şimdi bu kadar gerisine razı olmak, bu halkın toplam enerjisinin üzerini koca bir örtüyle örtmek anlamına gelir. Bizim bu örtüyü kaldırmak görevimiz, adaylığımızı da böyle değerlendiriyoruz. Yurttaşlar inandığı adaylara, savunduğu değerlere, kendisini temsil eden adaylara oy vermeli. İki eski MHP’liden birini seçmek durumunda değiliz.”

Programı izlemek için: