Frida Kahlo ve düzenin kadın aşkı

Diktikleri uygun elbiselerin içinde, hayali Fridalar sergiliyorlar. Ama işte, Frida’nın otoportreleri hep bize bakıyor ve bizi izliyor. Bakışı görebilmek için mücadele etmek gerekiyor. 

Fide Lale Durak

Sanatta kadına yönelik ayrımcılığı, şiddeti eleştiren; toplumsal cinsiyet rollerine dair sorgulayıcı yaklaşan eserler önce feminist bir okumayla değerlendirilir. Bir tarafıyla yanlış olmayan bu ezberin nedenlerinden biri, kadın emeği sömürüsüne dikkat çeken az sayıda sanat eseri olmasıdır. Herhalde daha geçerli nedeni; kadın emeği sömürüsünden bahsetmenin cinsiyetsiz bir yaklaşımla mümkün olamayacağı ve emek kavramının soyutlanmasının illa ki kimlik, beden, cinsiyet gibi somutluklarla birleştirerek yapılabilmesidir. Sonuçta bir kavramı anlatmak için yazı dili değil de görsellik kullanılıyorsa, mutlaka malzemenin ve seçilen tekniğin estetiğinin sınırları olacaktır. Ve bu sebeple, sanatçının siyasal kimliği ile ürettiği eserin içeriğinde paralellik aranması her zaman gerilimli bir tartışma konusudur. 

Örneğin, sosyalist olduğundan şüphe etmemiz için bir sebep bulunmayan (uzunca bir süre Meksika Komünist Partisi üyesi olan) Frida Kahlo’nun çokça yaptığı otoportrelerinden eşitlik, özgürlük, sosyalizm okuması yapmak zordur ve zaten gerekli de değildir. Ama, sosyalist olduğunu bilmemize rağmen yaptığı resimleri “moda divası Frida’nın büyük aşkı Diego Rivera ile yaşadığı çalkantılı ilişkinin acıları…” diye başlayan cümlelerle okumak en basitinden cahillik olabilir ama daha çok bilinçli saptırmadır. Hatta yakın zamanda Frida’nın yazdığı mektuplardan yola çıkarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın organize ettiği Kültür Yolu Festivali kapsamında İstanbul ve Antalya’da açılan sergiler tam olarak böyle bir saptırmanın sanatı da dışlamış halidir.

Frida’nın yaptığı resimlerden örnek vererek devam edersek, pek de bilinmeyen, boyutlarıyla da göze batmayan “Birkaç Küçük Kesik”ten bahsedebiliriz. Haberlerde gördüğü akıl dışı bir cinayetten yola çıkarak yaptığı bu resimde, erkek arkadaşı tarafından defalarca bıçaklanarak öldürülen bir kadın ve katili olan erkek yer alır. Olayı trajikomik ve akıl dışı yapan ise katilin çıktığı mahkemedeki şu savunmasıdır: “Ama ben sadece ona sadece birkaç küçük kesik attım.”1 Resimde erkek figür, maço görüntüsünü tamamlayacak bir biçimde şapkalı ve kıyafetli, kadın ise sade bir yatakta kanlar içinde çıplaktır. Erkeğin maçoluğu aynı zamanda Meksikalı bir havayla bütünleşiktir ve bu Frida için önemli bir ayrıntıdır. Çünkü Meksika’da kadına yönelik şiddet artmıştır. Kadının tek ayağında kalmış ince çorabı ve topuklu siyah ayakkabısı, giyinik halinin nasıl özenli olduğuna dair fikir verir. 

Resimdeki vahşetin tuvalden çıkıp çerçeveye taşması, barışçıl güvercinlerin neşeli bir haber veriyormuş gibi resmin adını beyaz bir kurdelede taşıması, duvarın pamuk şekeri pembe ve mavi rengi, hepsi oluşturduğu ironi ile olayın trajikomik algılanmasına yardım eder.

Frida Kahlo, 1935, “Birkaç Küçük Kesik”

Diğer taraftan yatağın sadeliği kolaylıkla bir ameliyat masası imgesine dönüşebilir. Keza Frida aynı yıllarda hem genel sağlık sorunları hem de düşükle ilgili ameliyatlar geçirdiği için bedenen; Diego Rivera’nın meşhur aldatma hikayelerinden birini kız kardeşiyle yaşaması nedeniyle de ruhsal olarak acı çekmektedir. Acısını bir başka kadının hikayesi yoluyla anlatmış, kurduğu metaforda Frida’yı öldüren ise erkek kılığında hayatın kendisi olmuştur. Birçok kadın için geçerli olduğu gibi, Frida için de hayatın zorluklarına bir erkeğin eklenmesi şaşırtıcı değildir. Düzenin farklı cinsiyetler için sundukları, çizdiği sınırlar ve yüklediği görevler, kadın ve erkeği bir ilişkide kolaylıkla karşı karşıya getirmektedir. Bu düzenin sevme biçiminde, bir erkeğin bir kadına birkaç kesik atmasına, gerekirse kadının benliğinde ve kişiliğinde ezici ölümcül yaralar yaratmasına yer vardır. Frida’nın tam da bu yıllarda, Diego’nun sevdiği uzun saçlarını kesmesi ve simgesel olsa bile kadınlık imgesinden kurtulmaya çalışması yaptığı resimler gibi bir protestodur. 

Frida Kahlo, 1933, “Elbisem Orada Asılı”

1934 Frida’nın resim dahi yapamadığı zorlu bir yıl olarak geçse de, bir yıl öncesinde belki de en iyi resimlerinden birini yapmıştı. “Elbisem Orada Asılı” ABD’deki yaşamının üçüncü yılında, ev ve memleket özlemiyle doluyken, Diego aldığı siparişlerle yoğunken, hissettiği yalnızlığı, yabancılaşmayı ve kapitalizmin göbeğindeki yaşamın kaosunu anlattığı resimdir. Frida, bu defa kendini içi boş bir elbise olarak resme dahil eder, evinden çok uzakta, varlık ve yokluk arasındadır. Bütün hayatı Meksika’da, kendisi ABD’dedir; aklı orada bedeni buradadır. Bu hal, bir klozet ve kupa ile temsil edilen, çuvallama ve başarı arasına gerilmiş ipte askıda kalarak betimlenir. Resim, ABD’nin kent imgeleriyle doludur, kentli olmayan tek şey Frida’nın elbisesidir. Frida’nın, Meksika’nın tarihi ile kendisini bütünleştirmesinin ve sürekli yerel kıyafetler giymesinin, bugün pazarlandığı gibi “moda divası” olma çabasıyla hiç ilgisi yoktur. Bu, resimde de somutlaştırdığı üzere ülke sevgisiyle ilgilidir. Hatta bunun en güzel kanıtı, kendi doğum gününü Meksika Devrimi’nin gerçekleştiği yıl (1910) olarak kabul etmesinde görülebilir.

Ülkesi ve kendisi, Frida’nın zihninde birleşiktir. Tekil tekil resimlerinin her birinde değil ama yaşamında, üretimlerinin tamamında düşüncelerini, kimliğini, duygularını bir bütün olarak hissederiz. Resimlerinde çok cesur bir samimiyet vardır. Çok sayıda otoportre yapması ve bunların çeşitli pazarlama nesnelerine dönüşmesi otoportrelerine anlamlı ve derin bakmanın önüne geçse de, yine de Frida’yı anlamanın en iyi yolu, kendini ele alış biçimini incelemektir. 
Frida’nın otoportrelerindeki en çarpıcı yan, mutlaka bize bakmasıdır. Erkek egemen sanat tarihinde, resimdeki kadınların daha çok bakılan, arzu edilen ve gözlerini izleyiciden kaçıran kadınlar olduğu düşünüldüğünde, Frida’nın çeşitli duygularla ama hep cesurca bize bakması önemlidir. Çıplak resimlerinde erotik değil, gerçektir. Duygularını ve düşüncelerini resmin konusu yaparken bunları alegorik anlatımlarla işler.  

Frida Kahlo, 1940, “Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu ile Otoportre”

Örneğin “Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu ile Otoportre” resminde, onu boğan ve kanatan dikenli kolye, ensesinde peşini bırakmayan hastalıklar gibi uğursuz duran kara kedi ve Diego ile olmayan çocuklarının yerine baktıkları egzotik maymun ile bize yaşamını özetler. Boynundaki dikenli kolye İsa’nın dikenli tacı misali, sabırla çektiği acıyı yaratır. Kolyeye asılı duran, doğadaki rengarenk halinden farklı, siyah ve hareketsiz sinek kuşunun yarattığı duygu, Frida’nın gözlerinden bize yansır. Dirayetli bir sabırdır bu. Aztek hikayelerinde özgürlüğüne düşkün, savaşçı bir kuş olan sinek kuşu ölmüş, Frida da savaşını kaybetmiştir. Kendisini yenik görmektedir.

Hayatın kadınlar için zorlukları Frida’nın zamanından bu yana kayda değer bir biçimde azalmadı. Kadına yönelik şiddet; kadınların emek sömürüsü, eşitsiz sevilmesi, anne, eş ve kız kardeş kimliğini aşarak toplumda var olma zorluğu gibi sorunları devam ediyor. Düzende kadınların eşitlik arayışı elbette cinsiyetsiz olamaz, çünkü eşitsizlik cinsiyet temelli de oluşuyor. Diğer taraftan kadının toplumsallığı elbette sınıfsaldır, çünkü kimse tek başına bir adada yaşamıyor. Frida’nın anlattığı bireysel hikayelerin, acıların sesi toplumsal tınlamıyor olabilir ve bazı resimleri hakikaten de içe dönüktür. Ancak bu onu en fazla samimi yapar, liberal ya da moda ikonu yapmaz. 

Bu düzen kadınların öldürülerek sevilmesini, kişiliği ezilerek büyütülmesini, aza kâni edilip daha fazla sömürülmesini, aynı bir meta gibi sergilenmesini, arzulanmasını ve sahip olunmasını vaaz veriyor. Bu tanıma sığmayanları ise eğip büküp kendi popüler “imgesine” dönüştürüyor.

Diktikleri uygun elbiselerin içinde, hayali Fridalar sergiliyorlar.

Ama işte, Frida’nın otoportreleri hep bize bakıyor ve bizi izliyor.

Bakışı görebilmek için mücadele etmek gerekiyor. 

***
TKP Kadın Dayanışma Komitelerinin çağrısıyla, 24 Kasım saat 18:00’de Kadıköy Mehmet Ayvalıtaş Parkında “Yutkunmuyoruz, haykırıyoruz” başlığı ile gerçekleşecek olan eylemde buluşmak dileğiyle…

  • 1 https://www.fridakahlo.org/a-few-small-nips-passionately-in-love.jsp