Fikri Sağlar: Mehmet Ağar, Şükrü Balcı'nın, Soylu da Ağar'ın yetiştirmesi

Susurluk Komisyonu'nun etkin üyelerinden olan Fikri Sağlar Cumhuriyet'e konuştu. Sağlar, Peker'in üzerinde durduğu isimlerin köklü bir zincirin parçası olduklarını düşünüyor.

Haber Merkezi

Şükrü Balcı kimdir?

1929 doğumlu Şükrü Balcı 1954 yılında Polis Akademisi'ni bitirerek girdiği polis teşkilatında önemli görevlere getirildi. 1978 - 1983 yılları arasında İstanbul Emniyet Müdürü'ydü. Görev süresinde gerçekleşen 16 Mart Katliamı nedeniyle yargılandı. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin ateşli silahların da kullanıldığı bir bombalı saldırıyla hedef alındıkları katliam, polisin kendisine ulaşan istihbari bilgilerin gereğini yapıp önlem almamanın ötesinde bizzat rol üstlendiği faşist çete eylemlerinin sembol örneklerinden birisiydi.

Balcı, NATO yetiştirmesi kontrgerilla polisliğinin de önde gelen isimlerinden oldu.

Balcı, 12 Eylül döneminde sürdürdüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinden 22 Ağustos 1983 tarihinde ayrıldı ve Dışişleri Bakanlığı'na geçti! Vaşington büyükelçiliğine hukuk müşaviri olarak atanan Balcı, 1984'te Türkiye'ye geri döndü. 1990 yılında yeniden Vaşington'a giden Balcı 1993 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu orada öldü.

Balcı'nın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden ayrılmasının arkaplanındaysa "Ülkücü mafyaya" dönük operasyonu önceden muhataplarına bildirerek operasyonun akamete uğramasına neden olması vardı. 12 Eylül yönetiminin bu nedenle Şükrü Balcı'ya kızgın olduğu, görevden ayrılmasına ve yurtdışında "kızağa" çekilmesine bu kızgınlığın neden olduğu söylenegelmiştir. Öte yandan, Balcı'nın koruyup kurtardığı "ülkücü babaların" emniyet ve orduda başka bağlantılarının da olduğu biliniyor.

Cumhuriyet gazetesinde İpek Özbey'in, eski milletvekili ve TBMM Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar'a Sedat Peker'in iddialarını sorduğu bir söyleşisi yayınlandı.

Sağlar Peker'in iddiaları üzerine konuşurken Susurluk deneyimini ve devletin farklı örgütlerinin mafyayla ilişkilerini anlattı.

Sağlar, Susurluk Komisyonu çalışmalarında ortaya çıkan hemen her karanlık etkinlik ve örgütlenmede Mehmet Ağar'ın ismiyle karşılaştıklarını hatırlattı.

Peker'in iddialarının Susurluk'tan daha ciddi bir skandalı ortaya çıkarabileceğini söyleyen Sağlar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamaların tatmin edici olmadığını belirtti ve "Soylu’nun bir devlet adamına yakışır şeyler söylemediği kanaatindeyim" diye konuştu.

Sağlar, Susurluk'ta ortaya çıkan çizginin devam ettiğini, Yalıkavak Marina'da çekilmiş fotoğrafı da ilk gördüğünde bunu düşündüğünü söyledi. Sağlar, fotoğrafın yayınlandığı günlerde yaşadığı bir olayı şöyle anlattı:

"Devlet tarafından korunan bir kişiydim. Korumalarım Süleyman Soylu tarafından kaldırıldı. Kendisine de bunu söyledim, 'Bu fotoğraftakilerin yeniden bir şey içine girdiği kuşkusundayım, devlet beni bugüne kadar korudu, bu korumayı neden kaldırdınız?' dedim. Bana söylediği: “Çok fazla koruma vardı, herkese koruma verdik, ben o korumalardan tasarruf yapıyorum.” Şimdi öğreniyorum ki Peker’e de koruma vermişler."

Sağlar, Soylu hakkındaki iddialarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Bakın, Şükrü Balcı 12 Eylül’e gidişte çok önemli bir güvenlik bürokratıydı. Ne yaptığını merak edenler, açsın okusun… Mehmet Ağar, Şükrü Balcı’nın yetiştirmesidir, Süleyman Soylu’nun da Mehmet Ağar’ın yetiştirmesi olduğu ortada. Bu zincir devam ediyor."