Muhalefetin yanında konumlandığı için bir süredir iktidarın markajında olan Süleymancılar cemaati, Erdoğan'ın deyimiyle İBB soruşturmasında "ahtapot"un bir kolu olarak işaret edilmişti. Cemaate operasyonun başladığı öne sürüldü.
Haber Merkezi
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Meclis'te partisinin grup toplantısında PKK'nin fesih kararından, belediyelere ilişkin düzenlemelere kadar pek çok önemli konuda konuştu.
Bir süredir gündemine almadığı İBB soruşturması hakkındaysa dikkat çeken cümleler sarf etti. "Cumhuriyet tarihinin eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu" diye nitelendirdi, "Yapılan işlerin yolsuzluk ve haraç boyutuyla ilişkili organize suç vasfını aşarak ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. Çünkü bu karanlık organizasyon İstanbul'la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür" dedi.
Ardından da şöyle konuştu:
"Önceleri sadece kimi siyasi partileri ve siyasetçileri kapsadığı düşünülen çarpık ilişkiler ağının bürokrasiden iş dünyasına ve medyaya, kimi cemaatlerden istihbarat kuruluşlarına kadar uzandığı ortaya çıkıyor."
Erdoğan'ın konuşmasında "ahtapot" diyerek işaret ettiği cemaatin Süleymancılar olduğu iki gündür konuşuluyordu.
'Cemaatin üst düzey isimleri acil toplantı yaptı'
Gelişmeler üzerine cemaatin başındaki Alihan Kuriş'in kuzeni ve cemaatin siyasi konumlanışını eleştiren eski AKP'li vekil Fatih Süleyman Denizolgun sosyal medya hesabından paylaşımlar yaptı.
Denizolgun dünkü paylaşımlarında cemaate bir operasyon yapılacağını duyurdu, Alihan Kuriş'in "paniklediğini" söyledi. "Artık operasyona karşı tedbir alma moduna geçti" diyen Denizolgun, Kuriş'in Gürcistan veya Yunan adaları üzerinden Avrupa'ya kaçmayı hedeflediğini belirtti.
Cemaatin sermayesinde de hareketlilik olduğunu anlatan Denizolgun, toplanan para, zekat ve bağışların şirketler için harcandığını söyleyerek şöyle yazdı:
"İçlerinde iş adamları, avukatları ve üst düzey yöneticileri olan, çok üst düzey makamlarda faaliyet gösteren, kuzenimin en çok güvendiği adamlarından olan, sayıca 15 civarı olan bu mahrem kurmaylarından, kuzenimin bir talebi oldu. Bu talep; bu mahrem kurmayların tüm cemaat şirketlerinden, tüm derneklerden ve tüm vakıflardan el çekmesi talebiydi. Kuzenim; en güvendiği tüm çatı kurmaylarından, tüm görevlerini bırakmalarını istedi. Bunun altında yatan gerçek şuydu: En güvendiği mahrem kadrosu kâğıt üstünde hiçbir yerde gözükmesin. Onlara bir operasyon olamasın ve onlara dokunulmasın."
Denizolgun cemaatin önceki lideri ve amcası Ahmet Arif Denizolgun’un ölümüyle ilgili de iddialarda bulundu, "Amcamın cinayetinden de sorumlu oldular, cinayet davası sürmekte olup, halam ve kuzenim sanık ve şüpheli durumundadır" dedi.
Öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'i tehdit eden ve MHP'li olarak bilinen avukat Burak Bekiroğlu da sosyal medya paylaşımında Alihan Kuriş'e seslenerek "Ümraniyedeki büyük kursta bulunan gizli odada her defasında 25 kişiyle toplantı yaparak kararlar aldığından ve toplantı esnasında jammerları açtırdığından haberim var" diye yazdı. Bekiroğlu şunları paylaştı:
"Beykoz’daki evinde ölü bulunan Süleymancıların o dönemki lideri Ahmet Denizolgun'a yönelik 15 Temmuz darbe girişiminden sadece iki ay sonra kim(ler) ve niçin suikast yaptı(lar) ve neden Denizolgun sanki doğal yollarla ölmüş süsü verdiler? Bu ölüm kimin işine yarıyordu? Sonrasında neler oldu? Alihan’ı kim Süleymancıların başına getirdi? Amaç neydi?"
'Süleymancılar operasyonu' mu başladı?
Erdoğan'ın İBB ve İmamoğlu soruşturmasının cemaatlere ve istihbarat kuruluşlarına dayandığı açıklamasının ardından Ankara’da Süleymancılar cemaati üyesi 4 kişi gözaltına alındı.
Aydınlık Gazetesi'nin "emniyet ve yargı kaynakları"na dayandırdığı haberine göre, gözaltına alınan isimler arasında yargı içindeki üst düzey bir bürokratın da olduğunu bildirdi.
Neden Süleymancılar gündemde?
AKP iktidarı uzun süredir çeşitli tarikatların "yöneticileri"ni kamu kaynaklarından beslenen patronlara dönüştürdü. Siyasi ve ekonomik açıdan güçlenen bu yapıların önü açıldı.
Bu yalnızca iktidarın yıllarca en büyük ortağı olan Gülen Cemaati için değil diğerleri için de geçerli. Akçeli işlerin kapsamı değişti ancak sonuç değişmedi. Tüm bu cemaatler kurdukları vakıf, dernek ve şirketlerle kamu varlıklarını yağmalarken, kursları ve yurtlarıyla da çocukları ve gençleri zehirledi, öldürdü.
Bunlardan biri olan Süleymancılar cemaati de aslında başlarda AKP'yle içli dışlıydı. Süleyman Hilmi Tunahan'ın oğlu Mehmet Beyazıt Denizolgun AKP'nin kurucularındandı. Onun oğlu Fatih Süleyman Denizolgun da AKP'den milletvekili seçilmişti.
Ancak Erdoğan'ın İBB soruşturmasında "ahtapotun kollarından biri" olarak gördüğü Süleymancıların hedefte olmasının sebebi tarikatın şu anda başında olan isim Alihan Kuriş'ın özellikle İstanbul'daki seçimlerde muhalefeti desteklemesi.
2019 seçimlerinde ayrılığın iyice su yüzüne çıkmasıyla cemaat içi kavga kamuoyuna yansımıştı.
İki grup arasındaki gerginlik 2024 yerel seçimler sonrası Mersin'in Silifke ilçesinde Cumhuriyet Başsavcısı Seman Eskiler'in Süleymancıların lideri Alihan Kuriş'in arkasında diğer cemaat mensuplarıyla birlikte ellerini önünde tutuşturmuş vaziyette fotoğrafının ortaya çıkmasıyla yükseldi. Süleymancılar’la fotoğraf veren başsavcıya soruşturma açılmıştı.
Süleymancıların AKP'ye tam boy destek vermemesinde Mehmet Beyazıt Denizolgun ile kardeşi eski ANAP'lı Ahmet Denizolgun arasındaki miras kavgasıyla başlayan sürecin olduğu söyleniyor.

Kim bu Süleymancılar?
Kurumsal yapılanmasıyla bilinen ve Avrupa'da da çok güçlü olan Süleymancılar, Türkiye'de Kuran kursları üzerinden örgütleniyor. Binlerce "öğrenci yurdu"yla gençleri ve çocukları çevreleyen tarikat, diğer yapılarda olduğu gibi kurslarındaki yangın, istismar gibi haberlerle gündeme geliyor.
Süleymancılar cemaatinin özellikle yargı ve emniyet içerisinde örgütlü olduğu düşünülüyor.
Süleyman Hilmi Tunahan’ın ardından başa geçen damadı Kemal Kacar döneminde tarikat maddi olarak gelişerek çeşitli sektörlere giriyor. Sağlık, eğitim gibi sektörlere giren tarikat dernekleşme yoluna da gidiyor.

Kacar 3 dönem (65/69 MP,69/73 AP, 77/80 AP) milletvekilliği ve Avrupa Konseyi üyeliği yapıyor. Kacar’ın ölümünden sonra liderlik tahtına oturan Arif Ahmet Denizolgun (Tunahan’ın torunu) 20. dönem Refah Partisi Antalya milletvekili ve Ulaştırma Bakanı oluyor. Eş zamanlı NATO Komisyon Başkanlığını da yapıyor. 1999 DYP’den, 2002 ANAP’tan ve 2007 DYP’den aday. 2014 seçimlerinde CHP ile masaya oturuluyor fakat oradan da bir anlaşma çıkmıyor.
Tarikat lideri Kemal Kacar hayatını kaybettikten sonra Ahmet Arif Denizolgun cemaatin başına geçiyor ve AKP'yle ittifak yapıyor. İttifak 2019 seçimlerine kadar devam ediyor.
2016 yılında Arif Ahmet Denizolgun öldükten sonra yerine geçen isimse Alihan Kuriş oluyor. Aktif siyasete girmeyen Kuriş, 2018'de Akşener'e destek vermesiyle gündeme geliyor. Mehmet Beyazıt Denizolgun ve Fatih Süleyman Denizolgun'sa Erdoğan'a ve AKP'ye destek verilmesi gerektiğini savunuyor.

Erdoğan, AKP'nin cemaat ve tarikatlara açtığı yolda yürüyen, Gülen-AKP krizi sonrası AKP'nin ittifak halkasının dışında kalan Furkancılar'la yaptığı gibi Süleymancılar'a bugüne kadar doğrudan savaş açmadı. Hatta Süleymancılar, muhalefeti desteklese de iktidarın cemaat ve tarikatlara verdiği ayrıcalıklardan her zaman yararlanmayı sürdürdü.
Ancak tarikata müdahaleyle ilgili bürokraside uzun süredir hazırlık yapıldığı, muhalefet içerisinde siyaset yapanlara, sermaye gruplarını kontrol eden isimlere operasyon yapılacağı ve iktidarın bu konuda düğmeye bastığı özellikle iki gündür AKP'li isimlerin dilindeydi.
Operasyon haberleri de Erdoğan'ın konuşması sonrası tüm bu gelişmelerin ardından geldi.
Cemaat içi kavga, AKP'lileri harekete geçirdi: Seçimle gündem olan Süleymancılar'ı nereden tanıyoruz? | ![]() |