AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Meclis'teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.
TUSAŞ saldırısını "alçakça" olarak nitelendiren Erdoğan, dün kurumu ziyaret edip taziyelerini ilettiğini söyledi. Erdoğan'ın konuşması sırasında TUSAŞ'ın ürettiği araçların tanıtım filmi gösterildi.
Erdoğan "Cumhuriyetimizin mayası kardeşliktir. Onu ayakta tutacak olan da şüphesiz içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir" ifadelerini kullandı:
"Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti'dir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun Cumhuriyeti'dir. Sağın da solun da Cumhuriyeti'dir. Hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin Cumhuriyeti'dir. Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de Cumhuriyeti'dir."
'Bu meseleyi milletimizin gündeminden tamamen çıkaracağız'
"Sevr'de bize harita dayatarak 'Sizin ülkeniz burası olacak' dediler, 'Hayır' dedik. 'Sınırlarımızı kendimiz belirleriz' dedik" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yılmadık ve kardeşliği büyütmekten vazgeçmedik. Göreve geldiğimizde Doğu ve Güneydoğu illerimizde ihmaller söz konusuydu. Bu illere tarihin en büyük yatırımı biz yaptık. Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için hemen hepsini yaptık. Fakat her seferinde karşımıza bir ihanet çıktı... Sırtımızdan hançerlendik ancak umudumuzu kaybetmedik. Kardeşlik hukukundan asla ve asla ayrılmadık. Türkiye'nin ve milletimizin aydınlık geleceği için ne yapılması gerekiyorsa asla geri durmadık. Topyekün nesillerin hayatını etkileyecek bir meseledir bu. Rabbim ömür verirse bu meseleyi milletimizin gündeminden tamamen çıkaracağız."
Bahçeli'ye teşekkür etti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son açıklamalarını "cesur ve akıl dolu" olarak nitelendiren Erdoğan, "Kardeşliği pekiştirmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır. Sayın Bahçeli'ye aziz milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diyerek Bahçeli'ye teşekkür etti:
"Devlet Bey, feraset ve tecrübesiyle, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe not düşen ve istikamet çizen bir liderdir. Kendisi vatan sevgisinin, millet sevgisinin, en önemlisi de cumhuriyetçiliğin ne olduğunu en çarpıcı şekilde ifade etmiştir. Son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar tarihi fırsat çerçevesini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Kendi şahsi gündeminde olanlar boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir."
'Güney sınırlarımızın güvenliğini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak'
"Bizim muhatabımız milletimizdir" diyen Erdoğan, "Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz" şeklinde konuştu. Erdoğan "TUSAŞ'a yapılan kalleş ve alçakça saldırıda da anlaşılmıştır ki, teröristlerin anlayacağı dil terörle tavizsiz mücadeledir. Türkiye'nin içinde de Irak'ta ve Suriye'de de terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize nereden tehdit geliyorsa kökünü kazıyacağız. Türkiye'nin terörü destekleyeni teröre arka çıkan, hukuksuzluğa hizmet eden oluşumlara taviz vermesi mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddetle demokrasi yan yana gelmez. Aynı kapta bir arada bulunmaz" şeklinde konuştu.
Erdoğan ayrıca "Tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, insanımızın can ve mal güvenliğini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacaktır" dedi.
'Batı'nın LGBT sapkınlığını savunanlar benim Müslüman Kürt kardeşlerimizin ebedi düşmanıdır'
"Bebek katilleri ile yan yana yürüyenler, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi'nin torunları olamazlar. Selahattin Eyyübi'nin torunları bu atılan adımlardan, onlar da yıllarca rahatsız oldu" diyen AKP'li Cumhurbaşkanı, "Batı'nın LGBT sapkınlığını savunanlar benim Müslüman Kürt kardeşlerimizin ebedi düşmanıdır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin geçtiğimiz günlerde sözlediği sözleri de tekrarladı: "Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi hem dini hem siyasi farzdır. Türkleri sevmeyen Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen Türk varsa Türk değildir. Türk Kürtsüz Türk de Kürtsüz varlığını idame ettiremez."
Erdoğan, "Alparslan'ın ordusunda Türk de vardır, Kürt de vardır, Arap da vardır. Bu zafer sadece Türklere Kürtlere değil, Türk Kürt kardeşliğine de Anadolu'da bir yurt inşa etmiştir. Kardeşliğimizi biz hep birlikte savunduk. Uzunca bir süredir bizi birbirimizden ayırmak, Malazgirt'in intikamını almak istiyorlar" diye konuştu.
Esenyurt açıklaması: 'Terör örgütü mensupları ilçeyi kasıp kavuruyor'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yanıt veren Erdoğan, "Kardeşliğe açık katkı sağladığı için tebrik ediyorum. Tarihi bu kırılma noktasında Özel'in doğru yerde duracağına inanmak istiyorum. Devlet herkesin devleti olmalı. Bu yüzden Sayın Özel'i buradan tebrik ediyorum" dedi.
"Hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz, hukuksuzluğun olduğu yerde adil yönetim olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun" diyen Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e ilişkinse şunları kaydetti:
"Terör örgütü mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan rahatsız olmayacaksın. Mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir."
Dua okudu, İslam vurgusu yaptı
"Aşımız, ekmeğimiz, kıblemiz, vatanımız, toprağımız, devletimiz, en önemlisi de mazimiz bir. İstikbalimiz ve kaderimiz bir" diyen Erdoğan şöyle konuştu:
"Sevgili Kürt kardeşlerim senden bu eli samimiyetle sımsıkı tutmanı bekliyoruz. imanına, İslamına, ezanına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel Türkiye yüzyılını birlikte inşa edelim diyoruz. Bundan 101 sene önce Cumhuriyet'i birlikte kurduk. Bu Cumhuriyet benim olduğu kadar senin de Cumhuriyet'in gel yumrukları sıkanları aradan çıkartalım, terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım diyorum. Ey Allahım sen Türk'ün ve Kürt'ün kardeşliğini koru bize güç ver, senin her şeye gücün yeter. Amin, amin, amin."
'Umut hakkı' konusunda sessiz kaldı
Erdoğan'a toplantı sonrası Abdullah Öcalan için "umut hakkı" kullanımı konusu soruldu. Erdoğan konuyla ilgili açıklama yapmadı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Öcalan için "umut hakkı"nın kullanılmasını da önermişti.
"Umut hakkı", ömür boyu hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin "belli bir süreden sonra toplumla buluşmasını sağlayan bir hak" olarak biliniyor.