Erdoğan: Sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzenine izin vermeyeceğiz

İsrail'e "haydut" diyen Erdoğan, "İstanbul'un kaderi Şam'ın, Bağdat'ın, Tahran'ın, Mekke ile Medine'nin Gazze'nin Kudüs'ün kaderinden ayrı değil" dedi. Bölgemizde "sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceklerini" söyledi.

Haber Merkezi

2 günlük İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi'nin (DBK) 51. Oturumu, bugün İstanbul'da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı.

Türkiye'nin ev sahipliğini yaptığı, "Dönüşen Dünyada İslam İşbirliği Teşkilatı" temasıyla gerçekleştirilen İİT DBK 51. Oturumu'na rekor seviyede üst düzey katılım gerçekleştiği duyuruldu.

Toplantıya iştirak edecek ülkelerin heyet başkanlarından 43'ü bakan ve 5'ini bakan yardımcısı oluşturuyor. Toplantıya İİT alt kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Körfez İşbirliği Konseyi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Gelişen Sekiz Ülke (D8), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı, Uluslararası Göç Örgütü ve Dünya Ticaret Örgütü gibi 30 civarında uluslararası kuruluştan üst düzey katılım sağlandı.

İran'ın talebi üzerine tüm üye ülkelerin katılımıyla bu akşam basına kapalı bir özel bir oturum da gerçekleştirilecek.

Bakan Fidan: Afrika'nın sesi, bizim sesimizdir

Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "İstanbul'un bölgesel ve küresel barış çabalarının önemli merkezlerinden biri olduğunu" ifade ederek Kamerun'un 2024 boyunca, İİT dönem başkanlığını layıkıyla yerine getirdiğini söyleyerek teşekkür etti.

Fidan, konuşmasında, "Afrika'nın sesi, bizim sesimizdir. Afrika'nın hak ettiği küresel konuma ulaşmasında teşkilatımızın önemli bir rolü bulunduğuna inanıyoruz" diye konuştu. "Türkiye olarak dönem başkanlığımız süresince İslam coğrafyasının sesini yükseltecek, küresel adaletin tesis edilmesini önceleyecek, zulmün karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

'İsrail bölgeyi felaketin eşiğine sürüklüyor'

"Gazze'de soykırımı sürdüren ve işgal altındaki tüm toprakları kana bulayan İsrail, şimdi de komşumuz İran'a saldırarak bölgeyi topyekun bir felaketin eşiğine sürüklemektedir" diyen Fidan, istişarelerde öncelikle "sınır tanımayan saldırganlığa dur demek için sergilenecek güçlü duruşun ele alınacağını" söyledi.

Fidan, "İİT coğrafyasındaki tüm sınamalara, bölgesel sahiplenmenin geliştirilmesi gerektiğini" belirtti.

İsrail'i kınamakla yetindi

Bakan Fidan, "(İsrail’in devam eden saldırganlığı) Bu sorun ne Filistin ne Lübnan ne Suriye ne Yemen ne de İran sorunudur. Bu sorun, apaçık İsrail sorunudur" dedi. Başta ABD olmak üzere, İsrail'e destek veren ülkelerle ilgili herhangi bir açıklama yapmayan Fidan, saldırıların "şiddetle kınandığını" bildirdi.

Fidan, bu durumun bölge için "felaketle" sonuçlanabileceğini ve diğer bölgelere de pek çok yansıması olacağına dikkati çekerek "Bu hukuk dışı saldırılara derhal son verilmesi gerekmektedir" diye konuştu.

hf
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan.

Hürriyet'teki habere göre, Bakan Fidan, "Ortak çabalarımız sayesinde bugün Suriyeli kardeşlerimizle istikrarlı ve müreffeh bir Suriye hedefi doğrultusunda gerekli adımları atmamız mümkün olmuştur. Suriye'nin teşkilatımıza dönmüş olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz" dedi. 

"Devam eden yaptırımların hafifletilmesi süreciyle eş zamanlı olarak hep birlikte Suriye halkının arkasında durmaya devam edeceğiz" diyen Fidan şöyle konuştu: 

"İslam coğrafyasının kadim bir parçası olan Balkanlar, sadece tarihi bağlarımızın değil, aynı zamanda ortak medeniyetimizin ve kardeşliğimizin de derin izlerini taşımaktadır. Bu topraklarda yaşayan Müslüman kardeşlerimiz geçmişte nice sınamalardan geçtiler. Bugün de parçalanma tehlikesine karşı dirayetle, vakarla mücadele etmekteler. Onların yalnız olmadığını, İslam aleminin Bosnalı kardeşlerimize sahip çıktığını göstermek ortak görevimizdir. Bölgedeki ayrımcı, ayrılıkçı ve nefret temelli söylemleri, dini ve etnik revizyonist yaklaşımları en güçlü şekilde kınıyoruz."

'İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği saldırıları en güçlü şekilde telin ediyorum'

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da toplantıda bir konuşma yaptı. 

Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla başladığı konuşmasında yüzde 65'inden fazlasını çocuk ve kadınların oluşturduğu 55 bini aşkın Filistinlinin yaşamını yitirdiğini aktardı. "Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimiz acısını acımız, hüznünü hüznümüz biliyoruz. Filistinli kardeşlerimiz de bilsinler ki zulmün bugün karanlığı ne kadar koyu olsa da inşallah adalet tecelli edecek, zafer mutlaka inananların olacaktır" diye konuştu.

Erdoğan, "İsrail'in işgal, istila, yıkım ve katliam politikalarının son iki yıldır giderek arttığını" belirterek, şunları kaydetti:

"Batılı güçlerin koşulsuz desteğini arkasına alan İsrail bölgemizi istikrarsızlığa sürüklemeye devam ediyor. Önce Gazze'ye ve Batı Şeria'ya saldırdılar. Tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'yi devasa bir enkaza çevirdiler. Sağlık tesislerini, okulları, camileri ve kiliseleri bombaladılar. Sadece bir çuval un almak, bir tas çorba, bir kuru ekmek alabilmek için yardım sırası bekleyen insanları hunharca katlettiler. Her gün çoğu çocuk ve kadın yüzlerce masum sivil, İsrail güçleri tarafından bilerek şehit ediliyor. Gazze'de yaşayan 2 milyon kardeşimiz, Nazilerin temerküz kamplarını bile geride bırakan kötü şartlarda tam 21 aydır hayatta kalma mücadelesi veriyor. Gazze ile birlikte İsrail, Lübnan'ı, Yemen'i ve Suriye'yi de hedef aldı. Hava bombardımanlarının yanı sıra Suriye'deki çeşitli grupları yönetime karşı kışkırtarak orayı da karıştırmaya ve kargaşa çıkarmaya çalıştı."

Erdoğan, "Şunu bir defa açık ve net söylemek isterim. Bütün bu saldırılarıyla, Netanyahu hükümeti bölgesel barışın önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha ispat etmiştir. İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği saldırıları en güçlü şekilde telin ediyorum. İsrail'in terör saldırılarında, bombardıman ve suikastlarında vefat eden İranlı kardeşlerimiz için ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum. Binlerce yıllık tarihiyle, zorluklar karşısında sergilediği dayanışmayla ve güçlü devlet tecrübesiyle İran halkının inşallah bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur'

AKP'li Cumhurbaşkanı, "İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur. İran'ın İsrail'in bu devlet terörü karşısında nefsi müdafaa çerçevesinde halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğal, meşru, hukukidir" dedi.

Saldırıların İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı dönemde gerçekleşmesinin "manidar" olduğunu ifade eden Erdoğan, İsrail'İn savaşı tüm bölgeye yaymaya çalıştığını belirtti, "90 yıl önce Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa, Netanyahu'nun siyonist emelleri de dünyayı felakete sürüklemekten başka gaye taşımıyor" dedi.

'İsrail, komşularının güvenliğini tehdit ederek kendi güvenliğini sağlayamaz'

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Biz Netanyahu'nun ne yapmak istediğinin gayet bilincindeyiz. Bölgeyi ateşe, çatışmaya, kaosa ve gözyaşına boğarak güvenliklerini tesis edeceklerini zannedenler ham bir hayalin peşinden gitmektedir.

İsrail, komşularının güvenliğini tehdit ederek kendi güvenliğini sağlayamaz. Evdeki hesabın çarşıya uymadığını onlar da yavaş yavaş göreceklerdir. İsrail'in kanlı elleriyle bölgemizde düzen kuracağını iddia etmesi, bu ülkeyi yönetenlerin nasıl bir körlük ve karanlık içinde olduklarını ortaya koyuyor."

rte
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan.

'İsrail üzerinde etki sahibi ülkeler' dedi, isim vermekten kaçındı

"Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum. Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, Batı Şeria’da devlet ve yerleşimci terörüne, Mescid-i Aksa ile semavi dinlerin beşiği Kudüs’ün tarihi statükosunu yok etme teşebbüslerine asla esir kalmayacağız.

Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, yerleşimci terörüne asla esir kalmayacağız. İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum; Netanyahu'nun övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin. Bölgenin yeni bir savaşı kaldırmaya tahammülü yoktur."

'İsrail'e karşı zorlayıcı tedbirler alınmalı'

"Bugün buradan bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyor, kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum. Sükunetin tesisi için çok ciddi gayret sarf ettik. Bu şartlarda iki devletli çözüme kavuşulması çok daha hayati hale gelmiştir. İsrail'e karşı uluslararası hukuk ve BM şartı temelinde zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi sürdürmeliyiz. İsrail'e karşı zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi eşgüdüm halinde sürdürmeliyiz."

'İstanbul'un kaderi Şam'ın, Bağdat'ın, Tahran'ın, Mekke ile Medine'nin Gazze'nin Kudüs'ün kaderinden ayrı değil'

"İstanbul'un kaderi Şam'ın kaderinden Bağdat'ın kaderinden, Tahran'ın kaderinden Mekke ile Medine'nin Gazze'nin Kudüs'ün kaderinden ayrı değildir. Söz konusu ortak davalarımız, ortak çıkarlarımız olunca farklılıkları bir yana koyup kenetlenmek boynumuzun borcudur.

Ümmetin sesini ve vicdanını temsil eden teşkilatımızın bu toplantısında İsrail'in politikasına karşı duruşumuzu açıkça dünya kamuoyuna duyurmamız gerekiyor. Birbirimize karşı hoşgörü sınırımızı daha da genişletmeliyiz. İttifak ediniz. İslam dünyasının daha fazla sorumluluk üstleneceği dönemin arefesindeyiz. Bölgemizdeki şiddet sarmalının İsrail tarafından yeniden tetiklendiği ortamda başlıyor. Sırt sırta verip zorlukların üstesinden birlikte geleceğiz."

Suriye'nin İİT üyeliğine dönmesi: 'Uluslararası topluma entegrasyon yönünde alınan mesafeden memnuniyet duyuyoruz'

"Suriye yeni bir dönemin kapısını aralamıştır. Suriye'nin İİT üyeliğine dönmüş olmasından ve uluslararası topluma entegrasyonu yönünde alınan mesafeden duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Türkiye olarak bu ülkeye desteğimizi artırarak devam ettireceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin korunması ile kalıcı istikrara kavuşması için hepimizin, tüm İslam aleminin desteğine ihtiyacı var."

İran-İsrail Savaşı'nda 9. gün: ABD'nin belirsizliği sürüyor
i