"Türkiye'ye içeriden ya da dışarından saldıranlar karşısında milletimizin kendisini bulacak" diyen Erdoğan, İsrail'in İran saldırılarını eleştirirken, "Bu yaşananlardan komşumuz İran dahil tüm ülkeler gereken dersleri çıkarmalı. İsrail'e karşı ortak tedbir alınmak isteniyorsa herkes şapkasını kavuğunu önüne alıp etraflıca düşünmeli" dedi.
Haber Merkezi
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis'teki grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
İsrail'in İran'a saldırılarına tepki gösteren Erdoğan, "İran'a yönelik terör saldırılarının Türkiye'ye etkileri konusunda arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü olumsuzluğa, senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık yapıyoruz. Biz bakkal işletmiyoruz, dünyanın en büyük ülkelerinden birini Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz. Caydırıcılığımızı öyle bir düzeye çıkaracağız ki bırakın bize saldırmayı kimse bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecektir" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e de çağrı yapan Erdoğan "Özel ve ekibinin yanlışta ısrarından vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanmaları gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
'Etkin pişmanlıktan faydalansınlar'
AKP'li Cumhurbaşkanı konuşmasına CHP'yi ve Özgür Özel'i eleştirerek başladı.
"Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, Ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak, Türk siyasetini de 'enfekte' ediyor. Türkiye’nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek derinleşiyor. Siyasi rakibimiz de olsa, biz bu tabloyu doğru bulmuyoruz" diyen Erdoğan, Özel'e şöyle dedi:
"Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekte bir an önce vazgeçip 'etkin pişmanlıktan' faydalanmasını gerektiğine inanıyoruz. Sadece CHP'nin değil, Türk demokrasisinin de buna ihtiyacı vardır."
'Ana muhalefet partisi aylardır 'kim kimin yüzüne tükürecek' tartışmasıyla meşgul'
Erdoğan CHP'yle ilgili eleştirilerine şöyle devam etti:
"Affınıza sığınarak söylüyorum. Türkiye gibi büyük bir ülkenin ana muhalefet partisinin aylardır 'kim kimin yüzüne tükürecek' tartışmasıyla meşgul olmasını, biz ülkemiz adına utanç verici buluyoruz. Karşımızdaki manzara tam olarak şöyledir. Biri çıkıp diğerine 'çaldın' diyor, diğeri 'sen daha büyük çaldın' diyor. Yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuş tetikçilere kasetler el altından servis ediliyor. Şaibe iddialarına bizzat kendi arkadaşları tarafından her gün yenileri ekleniyor. Daha iki yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretler ve tehditler savruluyor. Ya, Allah aşkına, böyle bir siyasi parti olur mu? Türkiye'nin ana muhalefet partisini mi, yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz, inanın, biz de karıştırır olduk. O kadar acınası bir durumdalar ki şecaat arz ederken, sirkatlerini itiraf etmeye başladılar.
Ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Başkanı Sayın Özel'dir. Tavsiyem kendini çok yormasın, hırpalamasın. Acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, ödenmeyen SGK borçlarından bahsetsin. İflası eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Şişirilmiş konser faturaları ile soyulan beytülmalden bahsetsin. Çıksın İstanbul'un yağmalanan kaynaklarından, yağmalananlardan bahsetsin, besledikleri trol ordularından bahsetsin. Yıllarca şeffaflık derken kameralara bant çekerek neyi sakladıklarından bahsetsin. Değilse her konuşmasın gündem çarpıtması olacak. Türkiye'nin gerçek meselelerine geri dönmelerini ümit ediyoruz. Milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Ülke ve dünya gündeminden kopan bir parti milli konularda inisiyatif alamaz. Türkiye tüm enerjisini beka meselelerine ayırması gereken dönemden geçiyor. terörsüz Türkiye sürecimizin ulaşılması için birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. Hep beraber yüce Meclis çatısı altında ortak irade ortaya koymalıyız.
CHP dahil grubu bulunan partilerin yüksek hassasiyet ile hareket etmelerini bekliyoruz. Hangi görüşten olursa olsun milletin siyaset kurumundan beklentisi bu yönde. Şahsi ikbal kavgasını değil sorunları ile hemhal olunmasını istiyor milletimiz. Herkesi sağ duyulu olmaya davet ediyorum. Sorumlu davranan bütün siyasi aktörlere de milletin kürsüsünden teşekkür ediyoruz."

'Asgari ücretli arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor'
Asgari ücretle de övünen Erdoğan, "Göreve geldiğimizde 184 liraydı asgari ücret. 170 litre mazot alınıyordu bununla. 4 kez aracını fullüyordu asgari ücretli. Bugün ise 445 litre mazot alınabiliyor ve arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında da geçerli" dedi. Asgari ücret alım gücünde ciddi iyileşme söz konusu ama bu her şey güllü gülistanlık demek değil.
"Hayat pahalılığının farkındayız" diyen Erdoğan, 86 milyonun tamamının refahını, alım gücünü ve hayat standardını yükselteceğini iddia etti. "Şimdi yeni bir adım atıyoruz ve yatırım taahhütlü avans kredisi programı 300 milyar liradan 500 milyar liraya çıkarıyoruz. Hükümet olarak ekonomide de ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz" dedi.
'Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz'
İsrail'in İran'a saldırılarına da tepki gösteren Erdoğan, "İsrail'in katliam politikaları 7 Ekim sonrası toplu kıyıma ve en sonunda da soykırıma dönüştü. Netanyahu, soykırım suçunda, zalim Hitler’i çoktan geride bırakmıştır. Umarız, akıbetleri aynı olmaz" dedi.
Hürriyet'in haberine göre, Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"İran’a yönelik terör saldırılarını yakından takip ediyoruz. Bu saldırıların Türkiye’ye olası etkileri konusunda bütün kurumlarımız teyakkuz halinde. Milletimiz müsterih olsun. Hükümetleri; Türkiye’nin menfaatlerinin, huzurunun, dirliğinin, güvenliğinin sonuna kadar takipçisidir. Her türlü olumsuzluğa, her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz.
Türkiye artık kendi semalarını yerli ve milli hava savunma sistemleriyle koruyan, entegre ve katmanlı bir savunma mimarisine sahip bir ülkedir.
'Hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail müzakereleri beklemeden terör eylemi gerçekleştirdi'
"İran hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, gözü dönmüş ülke tarafından çok açık şekilde saldırıya uğradı. Bu saldırılar İsrail'in nükleer müzakereleri devam ederken gerçekleşti. Hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail müzakereleri beklemeden terör eylemi gerçekleştirdi. İsrail haydutluk sahasını genişletti. Bu saldırganlık karşısında başta BM olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta ve bazıları alenen destek vermekte.
İnsanlık utancı yaşanırken sukut edenler ateş bölgemize yayılırken derin sessizliğe büründü. Bu devlet terörü karşısında sessiz kalmak olup bitene rıza göstermektir. Sessiz kalanların da eline alnına katledilen sivillerin kanı sıçramıştır ve o kan lekesi asla temizlenmeyecektir. Bu utanç lekesi sadece onları destekleyenlerin değil tepkisiz kalan herkesin eline alnına ve varsa vicdanına da bulaşmıştır. Hem Gazze hem Suriye, Lübnan'a Yemen'e, İran'a bu saldırıların durması için elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz."
'Bu yaşananlardan komşumuz İran dahil tüm ülkeler gereken dersleri çıkarmalı'
"Biz bakkal işletmiyoruz, dünyanın en büyük ülkelerinden birini Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz. Tarihi derinliğimiz, birikimimiz bu süreçte en büyük referans kaynağımız. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleri ile hareket edemeyiz. Düne kadar İsrail avukatlığına soyunanların kışkırtmalarını dikkate almıyoruz. Bizi acımasızca eleştirenlere akıl vermek değil öz saygıları kaldı ise hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer. Biz attığımız ve atacağımız adımları, burunlarının dibini görmekten acizlerin tavsiyesine göre değil devlet ciddiyeti ile belirliyoruz. Zulmün tarafında değil hakkın, adaletin ve diplomasinin tarafındayız.
Saldırganlığın sona ermesi için 13 Haziran'dan bu yana yoğun diplomasi trafiğindeyiz. Putin ile meseleyi enine boyuna değerlendirdik. En başından beri İran'la konuşabilen bir ülke olarak nükleer konusunun çözümü için çabaladık. Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya devam edeceğiz. Milletimiz müsterih olsun. Huzurumuzun dirliğimizin takipçisiyiz.
Bu yaşananlardan komşumuz İran dahil tüm ülkeler gereken dersleri çıkarmalı. İsrail'e karşı ortak tedbir alınmak isteniyorsa herkes şapkasını kavuğunu önüne alıp etraflıca düşünmeli. Son 2 yılda gerçekleştirdiği saldırganlık geniş coğrafyamızın karşılaştığı sorunları izah etmekte."
Erdoğan'dan 'darbe' vurgusu
"Türkiye'de on yıllardır devam eden tartışmaların ardından iç dinamiklerden ziyade dış dinamiklerin olduğu daha net ortaya çıkmıştır. Ekonomik siyasi sosyal sorunların, terör meselesinin temel nedeni bugün daha açık görülmekte. Türkiye'de neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan hiçbir darbe vatanperver eller tarafından kurgulanmadı. Bu hainlerin asıl gayeleri daha belirgin hale gelmekte bugün. 27 Mayıs'a bakın arkasında aynı kirli şebekeyi göreceksiniz.
Türkiye, vesayet odakları ve 'FETÖ' ihanet çetesiyle mücadele ederek, aynı zamanda siyonizmin ülkemizdeki uzantılarıyla mücadele etmiştir.
Eğer huzur istiyorsan, dirlik istiyorsan cenge her zaman hazır olacaksın. Buna hazır değilsen 150 yıldır yaşanılanları yaşarsın. İç cephende gedikler açılmışsa bu coğrafyada ayakta duramazsın. Bu ülke AK Parti iktidarına kadar kendi silahını üretmedi. İmkanı mı yoktu, insan kaynağı mı yoktu hayır vardı. Ne yoktu bağımsızlık, özgürlük aşkı yoktu. Üretmeyeceksin, dediler üretilmedi. Haddini bileceksin dediler çizilen sınırlara uydular. bizim de bu iradesizliği, bu ihaneti kırmamız kolay olmadı. İrademize vurulan prangaları parçaladık. Öğrenilmiş çaresizliklere son verdik. Bu ülkeye her şeyden önce özgüven ve cesaret kazandırdık."
'Türkiye artık entegre ve katmanlı bir savunma mimarisine sahip bir ülke'
"Milli Teknoloji Hamlesiyle savunma sanayine yatırım yapmayı, ürün geliştirmeyi, yenilikçi fikirleri pratiğe dökmeyi cazip hale getirdik. Şunu bugün gönül huzuruyla söyleyebilirim; Türkiye artık kendi semalarını yerli ve milli hava savunma sistemleriyle koruyan, entegre ve katmanlı bir savunma mimarisine sahip bir ülkedir. Nice engelleri aşarak geldiğimiz seviyeyi önemsiyor ama yeterli bulmuyoruz. Çok daha güçlü ve caydırıcı hale gelmemiz şart. Kabine toplantısı sonrasında da ifade ettiğim gibi caydırıcılığımızı öyle bir düzeye çıkartacağız ki bırakın bize saldırmayı, hiç kimse bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecek.
Yüzde 20'lerden alıp 80'lere çıkardığımız yerli ve milli üretimi daha yukarılara çıkaracağız. Bu ülke toplu iğne dahi üretemiyordu. Artık İHA'larımız SİHA'larımız akıncılarımız hepsi var. Savunma sanayide tam bağımsızlık hedefine kadar sabırla, sağlam adımlarla ilerleyeceğiz."
'Kimse bizi test etmeye, sabrımızı sınamaya yeltenmesin'
"Türkiye herhangi bir ülke değildir, kimse bizi test etmeye, sabrımızı sınamaya yeltenmesin. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimsenin toprağı üzeri ve altındaki hazinede gözümüz yok. Bölgemizde huzur, barış istikrar dışında hiçbir emelimiz arzumuz yok. Biz Orta Doğu'da iş birliği istikrar ve güvenlik istiyoruz. Kendi vatandaşımız için ne istiyorsa bölgedeki herkes için aynısını istiyoruz. Adil ve sürdürülebilir barışın kaybedeni olmaz. Biz barış için tüm samimiyetimiz ile çabalarız ama bize yönelik her saldırıda da ecdadımızdan aldığımız mirasla saldırgana hak ettiği cevabı veririz."
'Türkiye'ye içeriden ya da dışarından saldıranlar karşısında milletimizin kendisini bulacak'
Bu millet devletinin gücünü biliyor. Bu millet birlik olduğunda tek yürek tek bilek olduğunda neleri başaracağını biliyor. Cumhur İttifakı'nın Türkiye'yi nasıl sulh içinde tutacağını da biliyor. Kimsenin endişesi olmasın. İsrail saldırganlığını durdurmak için mücadelemiz sürecek. Bölgedeki barış için girişimlerimiz artarak devam edecek. Türkiye'ye içeriden ya da dışarından her saldırıda, saldıranlar karşısında milletimizin kendisini bulacak, hükümetimizin çelikten iradesini bulacak."
Okuyan: Savaş çığırtkanlığı yaparak 'ülke güvenliği' sağlanamaz | ![]() |