Merkez Bankası, 2020 yılı Üçüncü Enflasyon Raporu’nu yayımladı.
Rapora göre ikinci çeyrek için Nisan ayında yapılan enflasyon tahmini 10,4 iken, gerçekleşme yüzde 12,64 oldu.
Yine Nisan ayında 2020 yılı için yapılan tahmin 7,4 iken bu raporda yüzde 8,9'a çıkarıldı.
Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın 29 Temmuz 2020 günü bir basın toplantısıyla sunduğu raporda, 2020 sonu ve 2021 enflasyon beklentileri böylece yukarı çekildi.
Raporda enflasyon beklentilerindeki artış, birim maliyetlerdeki artışa bağlanıyor. Zorunlu üretim araları ve düşen talep sonucunda üretimde görülen azalmanın birim maliyetlerde önemli artışa yol açtığı öne sürülüyor.
Oysa, verilen üretim araları işten çıkarmalar, ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneği uygulamaları nedeniyle fiyatlara yansıyacak bir işgücü maliyeti artışı getirmedi. Girdi maliyetlerindeki artış için örnek gösterilen petrol fiyatlarıysa, gerçekte geçen yılın aynı döneminin altında kaldı.
Merkez Bankası'nın enflasyon raporu, fiyat artışlarının asıl nedeni olan patron fırsatçılığını, Haziran ayında gelen tüketicilerin ertelenmiş talebine fiyat artışıyla yanıt verilmesini ise pek öne çıkarmamayı tercih ediyor.
Milli gelirde daralma yüzde 10'u aşabilir
Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda Haftalık Ekonomik Koşullar Endeksi (HEKE) adı verilen yeni bir endeksin de tanıtımı yapıldı.
2014 yılı başlangıçlı HEKE çeyrek baza getirilip Gayrısafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) gerçekleşmeleri karşılaştırılarak yapılan değerlendirmede 2020’nin ikinci çeyreğinde milli gelirde daralmanın yüzde 10'u aşabileceği tespit ediliyor.
Merkez Bankası tarafından yılda dört kez yayımlanan Enflasyon Raporu’nda fiyat artışlarıyla ilgili gerçekleşmeler detaylı bir şekilde analiz ediliyor, kısa ve orta vadeli enflasyon tahminleri gerçekleşmeler ve beklentilerden hareketle güncelleniyor.
Temmuz raporunda 2020 yılı İkinci Çeyreği’nde enflasyonun Merkez Bankası’nın Nisan ayındaki tahminlerinin üst bandını aştığı görülürken 2020 sonu ve 2021 yılı beklentileri de yukarı yönlü revizyona tabi tutuldu. Nisan ayında İkinci Çeyrek için yüzde 10,4 enflasyon tahmin edilirken, gerçekleşme yüzde 12,64 oldu. Hem söz konusu gerçekleşme hem de yılın kalanına ilişkin beklentiler doğrultusunda 2020 sonu enflasyon beklentisi Nisan’daki yüzde 7,4 tahmininden yüzde 8,9’a çıkarıldı. Yüzde 7 olan 2021 tahmini de yüzde 8 olarak güncellendi.
Oluşmayan maliyetlere bağlanan fiyat artışları
Enflasyon Raporu’nda Nisan ayı öngörülerinin üzerinde artış görülen kalemlerin gıda ve temel mallar olduğu belirtiliyor. Otomotiv, beyaz eşya, mobilya gibi dayanıklı tüketim mallarını da içeren temel mallardaki fiyat artışında, salgına bağlı üretim araları ve yavaşlamalarının yol açtığı birim maliyet artışları, birikimli döviz kuru gelişmeleri ve petrol fiyatlarının öngörülenin üzerinde artmasının etkili olduğu raporda ifade ediliyor. Gıda fiyatlarında ise dönemsel ve salgına bağlı etkilere vurgu yapılıyor.
Özellikle salgına bağlı olarak tedarik zinciri aksamaları, kapasite kısıtlamaları gibi arz yönlü unsurların etkisi raporda geniş biçimde ele alınıyor. Arz ya da üretim azalırken sabit maliyetlerin ve işgücü maliyetlerinin aynı ölçüde azalmamasının, düşük kapasiteyle çalışan tesislerde birim maliyetin artmasına ve dolayısıyla fiyatların da artmasına yol açtığı öne sürülüyor.
Ancak raporda farklı başlıklar altında yapılan başka değerlendirmeler, birim maliyet etkisinin işaret edildiği kadar ağırlık taşımayabileceğini gösteriyor.
İlki üretim daralmasının yüksek olduğu sektörlerin bir bölümünün aynı zamanda kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere istihdamı korumaya yönelik desteklerden en fazla yararlanan sektörler olması ve üretim maliyetindeki en önemli kalemden tasarruf edilmiş olması.
İkinci olarak otomotiv, beyaz eşya gibi üretim daralmasının yüksek olduğu sektörlerde düşük kapasiteyle çalışılmaktan ziyade Nisan ve Mayıs’ta tam üretim araları verildi. Dolayısıyla gerçekte üretim maliyeti oluşmadı ya da ifade edilenin çok altında kaldı. Dönemsel ciro ve kar kaybının “maliyet” olarak düşünülüp fiyatlara yansıtılması zımnen kabul edilmiş oluyor.
Üçüncü nokta da raporda salgın sürecinde tarımdışı istihdamda kayıtlı istihdamda 1,5 milyon, kayıtdışı istihdamda da 1 milyon olmak üzere 2,5 milyona yaklaşan istihdam kaybına işaret ediliyor. Özellikle tekstil, giyim gibi kayıtdışılığın yüksek olduğu sektörlerde salgın sürecinin yükünün çok büyük bir hızla emekçilere aktarıldığı açık.
Ayrıca temel mallar grubundaki artışa en fazla katkısı olan dayanıklı tüketim mallarında Mayıs ortasından itibaren canlanmaya başlayan, Haziran’da normale yaklaşan “ertelenmiş” talebin fırsatçılığı kolaylaştırdığı görülüyor. Enflasyon Raporu’nda söz konusu “ertelenmiş” talebe dikkat çekilmekle birlikte arz yönlü etkiler ve birim maliyet artışlarının daha fazla üzerinde duruluyor.
Üretim daralmasının sınırlı olduğu, tüketimin yüksek seyretmeye ve hatta kompozisyondaki değişimle (daha küçük ambalajlar, kâr marjı daha yüksek ürünlerin tercihi vb.) daha fazla fırsat sunduğu sektörlerde de yüksek kapasite kullanımının ve dolayısıyla düşen birim maliyetlerin fiyatları hiç baskılamadığı da görülüyor. Ki raporda beklentilerin üzerinde arttığı vurgulanarak fiyat artışının nedenlerinden biri olarak gösterilen petrol fiyatlarının da bir önceki yılın aynı döneminin altında olduğu da hatırlatılabilir.