Dünya Madenciler Günü'nde Çayırhan: Yeraltından yükselen sesler

Dünya Madenciler Gününü Çayırhan'da direnen madenciler soL'a anlattı: "Biz yaptığımız eylemle sesimizi duyurduk. Direnmeseydik, sesimizi duyarlar mıydı?"

Özkan Öztaş

“Biz burada alın terimizi, haklı kazancımızı ailemize helal ekmek yedirmenin onuru ve gururuyla çalışıyoruz” diyor Çayırhan’dan bir madenci. Yeraltında süren bu zorlu yaşam mücadelesi, sadece kömür çıkarmakla sınırlı değil; emeğin, dayanışmanın ve direnişin de hikayesi.

Dünya Madenciler Günü, bu mücadelenin sesini duyurmak için bir fırsat oluyor onlar için. Ancak bu sesi yalnızca bir günle sınırlı bırakmanın, madencilerin yaşadığı sorunlara karşı en büyük haksızlık olduğunun da farkındalar.

'Özelleştirme oyunlarıyla emeğimiz hiçe sayılıyor'

Çayırhan’daki madenciler, varlık satışının ertelenmesini bir kazanım olarak değerlendiriyor ama henüz sorunun çözülmediğini düşünüyorlar. “Sorun çözülmedi, sadece ertelendi,” diyor bir madenci. “Biz yaptığımız eylemle sesimizi duyurduk. Direnmeseydik, sesimizi duyarlar mıydı? Şubat ayına kadar sürecin takipçisi olacağız. Eğer yine sesimizi kısarlarsa, yeniden sahadayız.”

Madenciler, özelleştirmenin yarattığı tahribatın farkında. Çayırhan’da yıllarca özel bir şirketin işlettiğini santralin düzgün yönetilmediğini, üretimin aksadığını ve bunun faturasının madencilere kesildiğini söylüyorlar. “Biz kömür çıkarmaya hazırız, yeter ki bizi desteklesinler. Ancak özelleştirme oyunlarıyla emeğimiz hiçe sayılıyor” diyorlar.

'Emeğimiz, yalnızca grevlerde ve afetlerde hatırlanıyor'

Madencilerin sesi yalnızca grevlerde, direnişlerde ya da afetlerde duyuluyor. 6 Şubat depremlerinde, enkaz altından çıkan canların arkasında yine madenciler vardı. Ancak onlar, bu fedakarlığın karşılığını görmek istiyor. “Madenci her zaman hazırdır. Biz depremde de selde de vardık. Ama gel gör ki emeğimiz yalnızca kriz anlarında hatırlanıyor” diyorlar. Bu nedenle madenciler, kamunun koruması altında insanca çalışma koşulları talep ediyor. Bu konuda ısrarcılar. "Firma özel bir şirketin olsaydı beki de depremde çıkıp gidemezdik" diye ekliyorlar.

Çayırhan Termik Santrali ve Maden Sahası'nın varlık satışına karşı mücadele eden madenciler günlerce sürdürdüğü grevin ardından satışı erteletmeyi başardı. Ancak mücadele henüz bitmiş değil.

Madencinin hayali: Sağ salim eve dönmek

Madenciler için hayal kurmak, günün sonunda sağ salim evine dönmekten ibaret. “Bizim hayalimiz zengin olmak değil” diyor bir madenci, “Çocuklarımızı okutup, devlete millete hayırlı evlat yetiştirmek.” Ancak bu hayalin bile çoğu zaman ellerinden alınmaya çalışıldığını, özelleştirme ve güvencesizlikle tehdit edildiklerini belirtiyorlar.

'Biz üretiyoruz, siz koruyun'

Madenciler, kömür üretimiyle ülkeye katkıda bulunmanın gururunu yaşıyor ama emeğin karşılığını alamamaktan da şikayetçiler: “Biz üretiyoruz, ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Ancak emeğimizin korunmasını, haklarımızın gasp edilmemesini istiyoruz.”

'Mücadele hayati önem taşıyor'

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır, madencilerin ancak örgütlü mücadeleyle haklarını savunabileceğini vurguluyor: “Omuz omuza verilirse, maden emekçileri daha güvenli ve adil koşullara kavuşabilir. Özelleştirmelere karşı kamucu bir anlayış savunuyoruz ve bu mücadelemizi bilimsel raporlarla destekliyoruz.”

Veyis Sır, Çayırhan’daki sürecin enerji arz güvenliği açısından büyük riskler taşıdığını belirtiyor ve ekliyor:  
“Ne oldu da özelleştirme birden bire çözüm olarak sunuldu? Türkiye’nin madencilik geçmişi, kamu kurumlarıyla dışa bağımlılığı azaltan başarı hikayeleriyle dolu. Neden aynı başarıyı yeniden yazmayalım?”

'Santa Barbara’nın yerine bilimi ve tekniği koymalıyız'

Veyis Sır, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nün tarihi kökenlerine değinirken bir ilginç anlatıdan bahsediyor. 

"Rivayete göre; Roma İmparatorluğu zamanında babasının gazabından kaçarak, madencilerin çalışmakta olduğu bir mağaraya sığınan ve madenciler tarafından korunarak daha sonra azize kabul edilen Santa Barbara isimli birisi yaşamış. Bugünkü İzmit'te o zamanki ismiyle Nicomedia’da zulümden maden ocağına kaçarak madencilere sığınan ve madencileri de koruyan Santa Barbara 4 Aralık'ı dünya madencilerine armağan etmiş"

Sözü bugüne getiren Veyis Sır, Maden Mühendisleri Odası olarak kamu yararını, emekçiden yana bir anlayışı ve çevreyle barışık madenciliği savunduklarını belirtiyor:

Azizeler veya farklı figürlere değil, bilim ve tekniğe ihtiyacımız var. Madenciyi koruyacak en büyük güç budur.”

Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır

Yeraltından yükselen direniş

Dünya Madenciler Günü yalnızca bir kutlama günü değil, bir hatırlatma: Madenciler alın teriyle bu ülkenin yüz akı. Ancak emeğin karşılığını almak, haklarını savunmak için örgütlü bir mücadeleye ihtiyaç var. 

Çayırhan’dan yükselen ses, yalnızca bu maden sahasıyla sınırlı değil. Bu ses, ülkenin dört bir yanındaki emekçilerin ortak talebi. Memleketin dört bir yanından madenciler patronlara ve yetkililere “Haklarımızı gasp etmeyin" derken tüm ülkeye de "Emeğimizi koruyun” diyor.