Diyanet'in ilkokullara yönelik 'abili-ablalı, sohbetli, camide kamplı' projesi Meclis gündeminde

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ilkokul öğrencilerine yönelik 10 ilde 10 Şubat'ta başlatacağı proje "yeni ÇEDES" olarak tepki çekerken, Bakan Tekin'e konuya ilişkin soru önergesi verildi.

Haber Merkezi

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ilkokul 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik başlatacağını duyurduğu "Genç Gönüller, Çocuk Gönüllerle Buluşuyor Projesi" tepki çekiyor.

İstanbul ve Ankara dahil 10 pilot ilde 10 Şubat'ta uygulanacak proje kapsamında ilkokul çocuklarının Diyanet Gençlik Gönüllüsü lise ve üniversite öğrencileriyle camilerde buluşturulması, "İnanıyorum mutluyum", "İbadetlerimi öğreniyorum", "Dinimin direği namaz" vb. temalı etkinliklerde "sohbetler"e katılması öngörülüyor. Proje ilkokul öğrencilerinin cami bahçelerinde günübirlik kamplara götürülmesini de içeriyor.

DEM Parti İstanbul milletvekili Celal Fırat "değerler eğitimi" adı altında öğrencilere dayatılan din eğitimine ilişkin Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması talebiyle Meclis'te soru önergesi verdi.

Eğitimde yaşanan sorunlara karşı çözüm üretilmezken, dinselleşme yolunda her geçen gün yeni bir uygulamanın başlatıldığını belirten Fırat "Diyanet İşleri Başkanlığının, ilkokul öğrencilerine yönelik yeni bir "değerler eğitim" projesi başlatacağı, projenin, 10 Şubat’ta; aralarında İstanbul ve Ankara’nın da olduğu 10 pilot ilde uygulanacağı haberlere yansımıştır. Buna göre; ilkokul 3 ve 4. sınıf öğrencilerinin, her hafta sonu lise veya üniversite öğrencileri ile bir camide ya da bir Diyanet gençlik hizmet mekânında buluşturulacağı hedeflenmektedir. Din görevlilerinin ilkokul öğrencilerinin ödevlerine yardım edeceği, etkinliklerin, 'öğle namazı buluşması' ile sona ereceği, proje kapsamında çocuklarla cami bahçesinde günübirlik kamp programı düzenleneceği öngörülmektedir" ifadelerini kullandı.

Fırat projede; lise ve üniversite öğrencisi Diyanet Gençlik Gönüllülerinin, ilkokul üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerine "rol model" olacağı, onlara rehberlik edeceği, ayrıca, öğrencilerin cinsiyetlerine göre gruplara ayrılacağının belirtildiğini kaydetti.

Diyanet çocukların yakasını haftasonları da bırakmıyor

Projenin amaçları ve hedeflerinin Adana, Afyonkarahisar, Bursa, Konya, Manisa, Samsun, Şırnak, Tekirdağ, İstanbul’un Ümraniye, Beykoz ve Sarıyer ile Ankara’nın Yenimahalle ve Keçiören ilçelerinde test edileceğinin açıklandığı bilgisini veren Fırat şu ifadeleri kullandı:

"Proje doğrultusunda hazırlanan 'Faaliyet Rehberi'ne göre; etkinlikler 10 Şubat ile 10 Haziran arasındaki tüm hafta sonlarında yapılacaktır. Her haftanın; 'Zamanımı verimli kullanıyorum', 'İnanıyorum mutluyum', 'İbadetlerimi öğreniyorum', 'Dinimin direği namaz', 'Berat kandili', 'İncitmeden yardımlaşıyorum', 'Ramazan ve Oruç', 'Mahremiyet bilinci', 'Teknolojiyi faydayı kullanıyorum', 'Çanakkale Zaferi ve önemi', 'Kuranla buluşuyorum', 'Kadir gecesi', 'Merhametli davranıyorum', 'Ramazan Bayramı', 'Sağlık ve Güvenlik', 'Peygamber ve çocuk', 'Trafik kurallarına uyuyorum', 'Peygamberimizin örnek davranışlarını öğreniyorum', 'Engeller engel değildir', 'Fetih ve fatih', 'Çocuk ve dua', 'Anne ve baba: Cennetin iki kapısı' ve 'Ailem ve ben' başlıklı temalar kapsamında etkinlikler düzenlenecektir.

Bu etkinliklerde 'sohbetler' de yapılacağı, film ve kitapların kritik edileceği, 'sanatsal, sportif faaliyetler' yapılacağı, 'kadim oyunlar' oynanacağı, projeye dahil olan tüm çocuklar ve velilerin katılımıyla yerel şartlar dikkate alınarak, müftülüklerin uygun gördüğü vakitte, bir defa 'camide buluşuyorum' etkinliği yapılacağı, ayrıca farklı bir zaman diliminde ise programa katılan çocuklarla cami bahçesinde günübirlik kamp programı düzenleneceği öğrenilmiştir."

MEB tarafından eğitim müfredatının dini değerler çerçevesinde biçimlendirilmesinden okullarda dini etkinlikler üzerinden somut uygulamalara kadar hemen her alanda dini öğeleri eğitim sürecine adım adım yerleştirilmeye çalışıldığını belirten Celal Fırat bu durumun, öğrenciler ve veliler üzerinde yoğun psikolojik baskı oluşturduğuna işaret etti.

MEB, Diyanet, dini vakıf ve derneklerin işbirliği ile okul içinde ve dışında öğrencilere yönelik olarak hayata geçirilen dini faaliyetlerin eğitim sisteminin adeta belli bir inanç ve mezhebin kuralları ve uygulamalarıyla kuşatılması anlamına geldiğini kaydeden Fırat "Türkiye’nin eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşırken, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır" ifadesini kullandı.

'Aleviler gibi farklı inançtan öğrencilere yönelik ayrımcılık'

İktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamalarının tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline geldiğini vurgulayan Fırat "Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı ‘manevi değerleri’ benimsemiş insanlardan oluşmaz. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri öğrencilere ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması Aleviler gibi farklı inançtan öğrencilere yönelik ayrımcılık yapmak anlamına gelmektedir. ÇEDES projesi başta olmak üzere, öğrencilere yönelik olarak sadece belli bir inancın benimsemiş olduğu dini değerler üzerinden etkinlik düzenlemek hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırıdır" diye belirtti.

Türkiye’de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerektiğini belirten Fırat "Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, dini vakıf ve derneklerin okullardaki faaliyetlerine son verilmelidir. Çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirdiği dini içerikli projelerin parçası haline getirilmesi kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin'e sorular

Fırat Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:

  1. İlkokul öğrencilerine “değerler eğitimi” adı altında aralarında ‘camide namaz kıldırma’, ‘cami bahçesinde kamp’ gibi etkinliklerinde bulunduğu dini ağırlıklı konuların seçilmesinde velilerin ve öğrencilerin onayı alınmış mıdır?
  2. İlkokul öğrencilerinin, değerler eğitimi adı altında farklı inançları yok sayan tek tip dinsel ağırlıklı etkinliklere katılması zorunlu mudur? Katılmak istemeyenlerin olması halinde ne tür bir uygulama yapılacaktır?
  3. Cemaatlerle ve eğitim dışı hangi kurumlarla ne tür protokoller ve işbirlikleri yapılmıştır?
  4. Eğitim alanına ilişkin bu tür faaliyetlere yönelik başta eğitim sendikaları olmak üzere gelen eleştiri ve şikayetlere karşı neler yapılmıştır?