MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşmasıyla başlayan süreç, PKK lideri Abdullah Öcalan'a "örgütü feshederek Meclis'te DEM Parti grup toplantısına katılıp terörün bittiğini ilan etme" çağrısıyla devam etti.
Çağrı sonrasında yapılan karşılıklı açıklamalar, yaşanan tartışmalar somut bir adıma dönüşmezken, Bahçeli partisinin geçen haftaki grup toplantısında bir çağrıda daha bulundu:
"MHP her sözünün arkasında. İmralı'yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz."
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise "emin olun biz hazırlıklarımızı yapmıştık. Demek ki çözüme dönük akıl bazen aynı işliyor. Biz Tülay Eşbaşkanımızla birlikte İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’la görüşmek için bugün Adalet Bakanlığı'na başvuracağız" yanıtını verdi.
Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları'nın Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'na yaptığı başvuruya hala yanıt gelmezken, DEM Parti Bakanlığa bir başvuruda daha bulundu.
Uluslararası heyetle birlikte Adalet Bakanlığı'na başvuru
DEM Parti milletvekilleri, aralarında siyasetçi, sendikacı ve gazetecilerin de bulunduğu uluslararası bir heyetle birlikte İmralı Cezaevi'nde bulunan "Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması ve görüşmenin sağlanması talebiyle" Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Başvuru dilekçesinde, "Aşağıda imzası bulunan uluslararası delegasyon üyeleri olarak, bakanlığınız tarafından uygun görülen bir tarihte, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan Sayın Abdullah Öcalan ile görüşme yapmak istiyoruz. Gerekli iznin verilmesini saygılarımızla arz ederiz" ifadelerine yer verildi.
Uluslararası heyette yer alan isimler şöyle:
- Walter Baier (Avrupa Sol Partisi Başkanı)
- Francesca Ghirra (İtalya Parlamentosu Üyesi)
- Matteo Massa (Milletvekili Asistanı)
- Eduardo Jorge Costa Pinto (Portekiz Parlamento Üyesi)
- Eulàlia Reguant i Cura (Katalonya Milletvekili)
- Blai Tabarner Katalonya (Halkın Adayları Parti Yöneticisi)
- Johan Petter Andresen (Norveç Kürdistan ile Dayanışma)
- Caterina Posterino (İtalya Genel İşçi Konfederasyonu yöneticisi)
- Fracesca Baruffaldi (İtalya Genel İşçi Konfederasyonu yöneticisi)
- Anne Kulseng Berg (Norveç Kadınlar Cephesi)
- Benedetta Rossi (Gazeteci)
- Daniela Galie (Gazeteci)
- Raphaëlle Primet (Paris Büyükşehir Belediyesi Meclis Grup Başkanı)
- Jakob Migenda (Almanya Sol Parti Yöneticisi)
- Yusuf Karacelik (Almanya Sol Parti Üyesi)
'Öcalan’ın serbest bırakılmasını ve barış görüşmelerinin başlamasını talep ediyoruz'
Başvurunun ardından uluslararası heyet, Bakanlık önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, "Bizler, DEM Parti'yi desteklemek ve Kürt halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için buradayız. Özellikle bu dönemde, yapıcı bir diyalog stratejisi geliştirme potansiyelini keşfetmek adına Türkiye hükümetiyle iletişim kurmanın son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Ayrıca, bu süreçte Sayın Abdullah Öcalan’ın sesinin önemini vurgulamak hayati bir öneme sahiptir" denildi.
"Kürt halkının durumunun hem Türkiye hem de uluslararası toplum için önemli sonuçlar doğuracağı" belirtilen açıklamada, "Sayın Abdullah Öcalan’ın katkısının, Türk hükümeti ve Kürt toplulukları arasında diyalog ve anlayışın kolaylaştırılmasında çok önemli olduğuna inanıyoruz. Özellikle 2013-2015 yılları arasında Sayın Öcalan’ın barışçıl bir çözüm için dikkatlice hazırlanmış bir yol haritasıyla ortaya koyduğu çabalar, barış sürecine aktif olarak katılmaya istekli olanlar tarafından olumlu bir şekilde karşılanmıştır" ifadelerine yer verildi.
"Sayın Öcalan’ın İmralı adasında 25 yıldır tutulduğu tecrit koşullarındaki vazgeçilemez haklarının ihlali, ulusal ve uluslararası hukuk düzenlemelerine aykırıdır" denilen açıklamaya şöyle devam edildi:
"18 Mart 2014 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sayın Öcalan’a verilen, şartlı tahliye imkanı olmaksızın müebbet hapis cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. Maddesi’nin ihlali olduğuna hükmetmiştir.
Sözleşmenin bu maddesi, hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye ya da cezaya maruz bırakılamayacağını belirtmektedir. Mahkeme ayrıca, Sayın Öcalan’a verilen müebbet hapis cezasının, umut hakkını ihlal ettiğine ve fiilen uzatılmış bir ölüm cezasına eşdeğer olduğuna karar vermiştir.
19 Eylül 2014 tarihli kararında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Türkiye’ye AİHM kararlarına uymasını çağrısında bulunmuştur. Tüm bu eleştirilere ve kararlara rağmen, Sayın Abdullah Öcalan’ın yasa dışı tecridi 2021 yılından beri devam etmektedir.
Türkiye hükümetine uluslararası hukukun bu önemli kararını hatırlatmak ve adalet duygusu ile demokrasi ve insan haklarının temel ilkelerine bağlılık çağrısında bulunmak için buradayız. Bu nedenle, Sayın Öcalan’ın derhal serbest bırakılmasını ve somut barış görüşmelerinin başlamasını güçlü bir şekilde talep ediyoruz. Kürt halkı için adil bir barış anlaşması sağlanana ve Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar bu yöndeki çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz."
