Darbe yapmak için Venezuela’ya en iyi adamlarını göndermiyorlar

Venezuela hükümetini alaşağı etme girişiminin arkasındaki palyaçoların ''özgürlük savaşçıları'' oldukları iddiası inanılmayacak kadar absürd. Bu girişim ancak Trump yönetiminin Venezuela’ya yönelik artan saldırganlığı ve hükümeti devirme konusundaki açık arzusu çerçevesinde anlaşılabilir.

Chıp Gıbbons (Çeviri)

Gazeteci Chip Gibbons, geçtiğimiz haftalarda Venezuela’da yaşanan darbe girişimi sürecini anlattı. Gibbons’ın jacobinmag.com sitesinde yayımlanan makalesinin ilgili bölümü şöyle:

Çeviren: Murat Akad

CIA, sağcı Kübalı göçmenlerden oluşan bir ordu kullanarak Küba’nın sosyalist yönetimini alaşağı etmeye çalıştıktan ve büyük bir başarısızlığa uğradıktan sonra, işgal girişiminin yapıldığı Domuzlar Körfezi, yalnızca ABD’nin Batı yarıküredeki emperyalist müdahalelerini değil, ABD’nin “güvenlik devleti”nin yeteneksizliğini ve yetersizliğini de temsil eden bir simge haline geldi. Geçtiğimiz hafta Venezuela’da yaşanan gerçekten tuhaf darbe girişimi, o denli çiğ bir askeri güce dayanan “amfibi akın”dı ki, yerel balıkçılar tarafından engellendi. Bunun Domuzlar Körfezi ile çok sayıda benzerliği var. Ama Venezuela’daki tuhaf girişim ile karşılaştırıldığında, alçakça bir girişim olan Domuzlar Körfezi'nin başarısızlığı, iyi düşünülmüş bir plan gibi gözüküyor.

Venezuela hükümetini alaşağı etme girişiminin arkasında tam olarak kimin olduğu belirsiz. Ama bu girişim Trump yönetiminin Venezuela’daki rejimi değiştirmek için harcadığı çabanın artmasıyla tutarlılık gösteriyor. Ve bu kampanya, ABD’nin, güney komşularının Sam Amca’nın elinin altında sağlamca durmasını sağlamak için her zaman yaptıkları ile tamamıyla uyumlu.

Planın kendisi, çok kötü bir aksiyon filminin bütün özelliklerini taşıyor: Altmış kişilik bir ordu, sınırı geçerek ve Venezuela Başkanı Nicolas Maduro’yu kaçırarak hükümeti devirecekti. Karakterler, bir toplumsal-siyasi hicivden çıkmış gibiydiler, hatta belki de bu haddinden fazla ortadaydı. Bu karakterlerin arasında Florida’dan bir paralı asker firması, uyuşturucu trafiğine dahil olması nedeniyle ABD’de yargılanmayı bekleyen Venezuelalı bir general ve Associated Press tarafından “eksantrik” olarak tanımlanan bir peynir firması varisi de bulunuyordu.

Girişimin başrol oyuncusu: Silvercorp USA 

Şu ana kadar haberlere yansıdığı şekliyle olayın temel unsurlarıyla başlayalım. Komplonun merkezinde, kâr amacı güden Florida’lı bir güvenlik firması olan Silvercorp USA var.

Bu özgün ve sevimsiz Amerikan öyküsünde, bu firma, solcu Latin Amerika hükümetlerini devirme işine girişmeden önce, okullarda yaşanan ateşli silah saldırılarını engellemek için okullara özel kuvvetlerden emekli askerleri yerleştirmek amacıyla kurulmuştu. Şirket, okul güvenlik programından kâr etmek amacıyla, çocuklarının güvenliğinin sağlanması için ailelerden Netflix benzeri aylık 8,99 dolarlık bir abonelik ücreti alıyordu. Bu plan sonuç vermiş gibi görünmüyor.

Silvercorp USA firmasını, ABD ordusundan eski yeşil bereli Jordan Goudreau yönetiyor ve bu isim firmanın sosyal medya duyurularında ve reklam materyallerinde en önde görünüyor. Özel güvenlik dünyasına girmeden önce, hem Kanada hem de ABD ordularında görev yaptı. ABD ordusundayken, çeşitli kereler Afganistan ve Irak’ta bulundu; üç tane bronz yıldız madalyası aldı. Askeri kariyerinin sonlarına doğru, orduyu barınma harcırahı üzerinden 62 bin dolar dolandırması nedeniyle soruşturmaya uğradı. Hiç ceza almadı.

Silvercorp USA verdiği bazı hizmetleri şöyle sıralıyor: “karmaşık proje önderliği”, “afet yönetimi” ve “özel programlar.” Özel güvenlik firması, “siyasi hareketler ya da emek hareketlerinin, işten çıkarılan veya hoşnutsuz olan çalışanların yarattığı tehditleri ele almak için anında ajan göndereceklerini, gerektiğinde psikiyatrik kaynaklardan yararlanacaklarını” iddia ediyor.

Silinmiş olan Silvercorp USA’e ait Twitter ve Instagram hesapları, firmanın, Ocak 2019’da Kolombiya’da düzenlenen Live Aid Venezuela konserinin ve en az bir Donald Trump mitinginin güvenliğini sağladığını belirtiyor. Sosyal medyada ve bir reklam videosunda yer alan görüntülerde, Goudreau’nun, Kuzey Carolina’nın Charlotsville’de düzenlenen bir Trump mitinginde bulunduğu, başkanın doğrudan arkasında kulaklığıyla durduğu görülüyor. Instagram hesabında ise “en büyük varlığımızı korurken” yazıyor. Gizli Servis, Trump kampanyası ve mitingin yapıldığı mekân; bunların hepsi, Silvercorp USA ya da Goudreau ile iş yaptıklarını reddediyor. (Gizli Servis’e, bu firma ile ilişkilerini açıklamaları için bir bilgi edinme başvurusu yaptım.)

Goudreau kimdir?

Goudreau, Live Aid Venezuela konseri için çalıştıktan sonra bu ülkeye ilgi duymaya başladı. Kolombiya’nın başkenti Bogotá’daki JW Marriott otelinde yapılan bir toplantıya katıldı. Toplantıya katılanlardan biri, toplantıyı Associated Press’e “Maduro karşıtı mankafaların Yıldız Savaşları zirvesi” olarak tanımlamıştı. Goudreau Kolombiya’da, halen ABD tarafından uyuşturucu ticaretine bulaştığı için suçlanan bir eski Venezuelalı general olan Cliver Alcalá ile tanıştı. İkisi, 300 eski Venezuela ordusu mensubunu kullanarak Maduro’yu alaşağı etme planı yapmaya başladı.

Savaş bölgelerinde kâr amacı gütmeden “insani” faaliyet yürüten biri olarak tanımlanan eski bir ABD deniz komandosu, sözde askerlere tıbbi eğitim vermekle görevlendirildi. Geldiğinde, yirmi adamın beş odalı, suyu akmayan bir evde, çok az yiyecek ile yaşadıklarını gördü. O kadar şoke olmuştu ki, Goudreau’yu bularak, aptalca planlarından vazgeçirmeye çalıştı.

Diğer yandan Alcalá, Goudreau’nun eski bir CIA görevlisi olduğunu iddia ederek Kolombiya istihbarat servisine planı övdü. Associated Press’e göre, Kolombiya istihbarat servisi CIA’e ulaştı, ancak CIA Goudreau’nun hiçbir zaman kendileri için çalışmadığını belirtti. Kolombiyalılar, Alcalá’nın “bir işgalden bahsetmekten vazgeçmesini, aksi takdirde sınır dışı edileceğini” söylediler.

Alcalá’nın başı daha da fazla derde girdi. 23 Mart’ta bir askeri ekipman sevkiyatının yolunu kesti; bu ekipmanın arasında, Venezuela’ya gönderilmek üzere seri numaraları silinmiş olan 26 adet ABD yapımı yarı otomatik tüfek de vardı. Kısa süre sonra Alcalá hakkında, Maduro’yla birlikte uyuşturucu trafiğine karışmaktan dolayı ABD tarafından soruşturma açıldı. Aynı gün Alcalá, sevkiyatın sorumluluğunu kamuoyu nezdinde üstlendi. ABD tarafından başına 10 milyon dolarlık ödül konan Alcalá kısa süre sonra, saklayacağı hiçbir şey olmadığını iddia ederek teslim oldu. Financial Times’a göre, “Kolombiyalı savcılar, hakkında tutuklanma müzakeresi ya da sınır dışı etme talebi olmadığını belirttiği halde, birkaç saat içinde ülkeden çıkarıldı.”

Alcalá bu komplodaki tek oyuncu değildi. Goudreau, Donald Trump’ın koruması olan Keith Schiller’ı da arayıp buldu. Associated Press’e göre, Schiller Goudreau’yu Miami’deki Venezuelalı muhaliflerle tanıştırdı. Görünüşe göre Schiller, Goudreau’nun planlarının amatörce olmasından kaygı duymaya başladıktan sonra bundan vazgeçti.

Muhalefetle anlaşma para yüzünden suya düştü

Washington Post, Goudreau’nun Miami’de, Juan Guaidó’nun temsilcilerinden oluşan gizli bir komitenin bir temsilcisi ile toplantılar yaptığını yazdı. Maduro ve çevresinin kaçırılması için bir plan yapmak konusunda anlaşmaya vardılar. Goudreau’nun planı için fon bulunamayınca ve Goudreau muhaliflerin kendisine 1,5 milyon dolarlık bir ödeme yapmasını talep edince, iddiaya göre muhalifler kendisiyle teması kestiler.

Goudreau ayrıca, Mike Pence’in ofisinden çalışan birinin peşine düştü ve Associated Press’e göre, fon elde etmek için, “peynir üreticisi bir ailenin eksantrik bir mirasçısı” olan Roen Kraft ile temas kurdu. Pence’in ofisi, Goudreau ile temas ettiklerini reddediyor. Benzer şekilde Kraft da herhangi bir fon sağladığını reddediyor ve askeri strateji konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle yollarının ayrıldığını iddia ediyor.

Ancak en büyük soru yanıtsız duruyor: ABD hükümeti ya da Guaidó muhalefeti, komploda nasıl bir rol oynadı? Associated Press’in araştırması ABD hükümetinin resmi olarak dahil olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamadı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo doğrudan, bu işe dahil olmadıklarını belirtti ve “eğer dahil olsaydık, iş değişirdi” dedi. Donald Trump da benzer şekilde, olaya dahil olduklarını reddetti ve eğer girişimin arkasında olsalardı, orduyu göndermiş olacağını söyledi.

ABD girişimin neresinde?

ABD’nin doğrudan müdahil olduğunu belirten herhangi bir kanıt ortaya çıkmadığı halde, bunu sorgulayanlar yalnızca paranoyak komplo teorisyenleri değil. ABD, uzun yıllardır Latin Amerika’da gizli işler çeviriyor ve Trump yönetimi, rejim değişikliği ile ilgili düşmanca çağrılarını yoğunlaştırıyor. Bu resmi olarak bir ABD girişimi olmasa bile, hâlihazırdaki ABD-Venezuela ilişkilerinden tamamen bağımsız olarak ele alınamaz. Ayrıca görünüşe göre, Kolombiya istihbaratının sorularını dikkate alırsak, ABD muhtemelen komplodan en azından haberdardı.

Guaidó’nun “hükümeti” açısından, tablo tamamen farklı. Goudreau’ya göre, Guaidó kendisiyle 215 milyon dolarlık bir anlaşma yaptı. Guaidó bunu açıkça reddetti. Goudreau bunun kanıtı olarak, altında Guaidó’nun imzası olan “genel hizmetler sözleşmesi”nin bir kopyasını ve Guaidó imza atarken yapılmış olduğunu iddia ettiği bir ses kaydını medyaya sundu. Washington Post’un kendi haberi de, muhalefet adına birinin, Goudreau ile bir şekilde anlaşma yaptığını doğrular gibi görünüyor.

Dünyanın büyük bir bölümü, Silvercorp USA ve Goudreau’nun adını 1 Mayıs’ta duydu. Associated Press, Silvercorp komplosu ile ilgili uzun bir araştırma yayımladı. Otuz farklı kaynakla yapılan röportajlara dayanan makale, girişimin başarısızlığa mahkûm ve zayıf olduğunu ortaya koydu.

Dünya bu planı öğrendikten iki gün sonra, Venezuela hükümeti, La Guaira eyaletinde Caracas’ın kuzeyinde “terörist paralı askerler” tarafından yapılan bir çıkarmayı durdurduğunu bildirdi. Bunun sonucunda Venezuela askerleri sekiz kişiyi öldürdü ve iki kişiyi gözaltına aldı. Her seferinde olduğu gibi, Venezuela hükümetinin muhalifleri, olayın kurgulanmış olduğunu söylediler. Ama Goudreau, operasyonlarının başladığını açıklayan ve Venezuela’da altmış adamları olduğunu belirten bir video yayımladı.  

Bu videoya ek olarak, Silvercorp USA twitterdan da benzer bilgiler verdi. Donald Trump’ı da twitlerinde etiketledi.

Ertesi gün Venezuela hükümeti, balıkçıların yardımıyla on tane daha paralı askeri yakaladı. Bunlar aynı zamanda Goudreau’nun adamlarıydı. Yakalananlar arasında iki tane eski ABD Özel Kuvvetler mensubu vardı. Daha sonra başka tutuklananlar da oldu.

Goudreau’ya göre, imzalanmış sözleşmeye karşın, kendisine muhalefet tarafından hiç para verilmedi. Goudreau yine de operasyona girişmeye karar verdiğini, çünkü kendisinin bir “özgürlük savaşçısı” olduğunu iddia ediyor. Goudreau’nun başka saiklerle de hareket etmiş olabileceğini söyleyenler de var: ABD hükümetinin Maduro’nun başına koyduğu 15 milyon dolarlık ödülü almayı umuyordu.