Türkiye Komünist Partisi, geçtiğimiz haftalarda Amasra’da meydana gelen iş cinayeti sonrasında MAPEG, Enerji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü hakkında görevi ihmal ve kasten öldürme suçlarından suç duyurusunda bulundu. Konuya dair TKP’li hukukçular adına Avukat Mustafa Mert Doğan soL’a değerlendirmelerde bulundu.
Amasra’da gerçekleşen ve 42 madencinin yaşamını yitirdiği patlama öngörülebilir miydi?
Av. Mustafa Mert Doğan: Amasra’da gerçekleşen patlama, öngörülebilecek, daha önemlisi önlenebilecek bir olay olarak değerlendirilmelidir. Patlamanın gerçekleştiği maden hakkında patlama öncesinde hazırlanan sayıştay raporlarında ve Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin incelemelerinde madenin çeşitli eksiklikleri bulunduğu vurgulanmıştır. Üstelik Çalışma Bakanlığı madene her yıl idari para cezası kesmiş, bir kere de kapatmıştır. Ancak gerek MAPEG’in işletmedeki eksiklere rağmen madeni faal hale getirme girişimleri gerekse ÇSGB’nin konu üzerine gerekli özeni göstermemesi nedeniyle maden, faaliyetlerine devam etmiştir. Maden hakkında işçiler ve çalışma bakanlığının tespit ettiği eksiklikler giderilmemiştir. Açıkça ifade etmek gerekir ki yaşanan maden patlaması, göz göre göre gerçekleşmiş bir iş cinayetidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in mecliste sarfettiği sözler hakkında ne düşünüyorsunuz, Çalışma Bakanlığının bu katliamda sorumluluğu olmadığı doğru mu?
Doğan: TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda söz alan Bakan Bilgin, sorumluluğu üstünden atmak için çeşitli açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında patlamanın öngörülebileceğini, hatta bu ön görünün raporlaştırıldığını ifade etti. Bakan Bilgin’in söylemleri, idarenin yapısal olarak işçi sağlığını gözetmede ne denli eksik kaldığını bütün kamuoyuna göstermiştir. Bakan her ne kadar sorumluluğu üstünden atmaya çalışsa da bakanı olduğu yapının birincil görevi kuruluş kanununda da “iş sağlığı ve güvenliğini düzenlemek” şeklinde ifade edilmiştir. Gerçekleşen cinayetten MAPEG TTK ve Enerji Bakanlığı kadar, ÇSGB ve ilgili birimleri de mesuldür. Mesuliyeti başka kurumlara veya mahkemeye atmak amacı işçi güvenliği olan bir kurumun bir iş cinayetinden sorumlu olmasını ortadan kaldırmaz.
MAPEG’in görev tanımı nedir, patlamada sorumluluğu var mıdır?
Doğan: MAPEG, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, 30473 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 118. maddesi ile kurulmuş bir müdürlüktür. MAPEG’in görevleri 4 numaralı cumhurbaşkanı kararnamesinde sayılmıştır. Buna göre, MAPEG maden işletmelerinin ruhsatlandırılması ve güvenliği açısından birinci dereceden sorumludur. Amasra madenin denetimi de MAPEG’in sorumluluk sahasına girmektedir.
TKP Suç duyurusu metninde Cumhurbaşkanının sorumluluğuna da değinmekte, bunun nedeni nedir?
Doğan: Son anayasa değişikliğiyle birlikte yürütme organının tek temsilcisi Cumhurbaşkanı olmuştur. Cumhurbaşkanı yürütme faaliyetlerinden kaynaklanan her türlü ihmal veya hukuksuzluğun da bizzat sorumlusudur. Bu durum anayasa madde 104’de açıkça düzenlenmiştir. "Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Sayıştay raporunda ve ÇSGB Müfettişlerinin raporlarında, madendeki eksiklikler ortaya konmuş ancak bu eksikliklere yürütmenin hiçbir bölümü tarafından müdahale edilmemiştir. Ayrıca Bakan Vedat Bilgin'in “bizim raporlarımıza rağmen enerji bakanlığı bünyesindeki kurum tarafından madenin açılmış olmasını” dile getirmesi açıkça idare arasındaki düzenli uyumun gerçekleşmediğinin kanıtıdır. Bütün bu nedenlerle Amasra Maden katliamının sorumlularından biri de Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı ve temsilcisi olduğu düzen, düzenin patron yanlısı doğası elbette ki işçi ölümlerinden bağımsız düşünülemez.