Çocuğun istismarı haberinden ceza alan gazeteci Sinan Aygül tahliye edildi

Çocuğun cinsel istismarı olayına dair yaptığı bir haber nedeniyle cezaevine giren gazeteci Sinan Aygül denetimli serbestlik kapsamında tahliye edildi.

Haber Merkezi

Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Bitlis News Genel Yayın Yönetmeni Sinan Aygül, 2019 yılında çocuğa yönelik cinsel istismar olayını haberleştirmesi nedeniyle aldığı hapis cezasının onanmasının ardından girdiği cezaevinden tahliye edildi.

Aygül’e "Soruşturmanın gizliliğini ihlal" iddiasıyla Tatvan 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 10 aylık hapis cezası, Van Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 5 aya düşürülerek onanmıştı.

Gazeteci Aygül, dün sabah teslim olduğu Bitlis Cezaevi’nden denetimli serbestlik uygulamasıyla aynı gün akşam saatlerinde tahliye edildi.

soL’a konuşan Aygül gazetecilerin yolsuzluk haberlerinde olduğu gibi çocuklara karşı işlenen suçlar ve cinsel istismarla ilgili haberlerde de baskı altına alınmasının toplum için sonuçlarının ağır olacağını söyledi. 

Aygül haberleştirdiği olaya ilişkin şunları anlattı:

Bir çocuğa cinsel istismar vakasını haberleştirmiştim 2019’da. Soruşturmanın gizliliğini ihlal iddiasıyla hakkımda dava açıldı. O gerekçeyle de ceza aldım. Sonra istinafa itiraz ettim, istinaf o maddeden suçun oluşmadığını söyleyerek cezayı bozdu fakat başka bir maddeden ceza verdi. 5 aya indirdi hapis cezasını. Bu ceza onandı. Bu da ayrı bir hukuk garabeti. Anayasa Mahkemesi’ne başvurdum bu konuda. Sonucu bekliyorum.

Cezanın onanması üzerine dün sabah cezaevine teslim oldum. Rutin bir uygulama bu denetimli serbestlik uygulaması. O uygulama kapsamında cezaevinde işlemler yapıldı ve denetimli serbestliğe ayrıldım. İmza, kamu hizmeti gibi hangi yaptırımlar uygulanacaksa onlar uygulanacak, süreç öyle devam edecek.

Davaya konu haber çocuğa yönelik cinsel istismarı ortaya çıkardığım bir haber. Zanlı serbest bırakılmıştı, birkaç gün sonra ben görüntüleri yayınlayınca soruşturma başladı. Ben olayın örtbas edileceğinden şüphelenerek haberi yayınlamıştım. Ondan bir gün sonra da zaten ulusal medyada yer aldı haberler. Ve şahıs tutuklandı. Hakkında çocuğun cinsel istismarından dava açıldı, zannedersem 7-8 ay cezaevinde kaldı, daha sonra 5 yıl hapis cezası alıp tahliye oldu.”

'İster istemez otosansür oluşuyor'

Çocuğa yönelik cinsel istismar gibi suçları haberleştiren gazetecilerin ne gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu sorduğumuz Aygül şöyle konuştu:

Birincisi bu vakalar zaten görünür olmayan vakalar. Farklı sebeplerle ya mağdurlar tarafından gizleniyor ya örtbas edilmeye çalışılıyor aileler tarafından… En azından gazeteciler bunları ortaya çıkardıkları zaman baskı altına alınmaya çalışılmaları ayrı bir sorun olarak çıkacak karşımıza.

Eskiden kamuda yolsuzluk haberleri çok ciddi sansasyonel etki yaratırdı ama son 15-16 yılda kamuda yolsuzluk haberleri yapanlara sistematik bir baskı uygulandığını biliyoruz. Hem genel anlamda bir sansür var hem de gazetecilerde bir otosansür gelişti aslında. Başım belaya girer korkusu öyle bir hale geldi ki basında yolsuzluğun sansasyonel boyutunu ortaya koyan haberler çok azaldı.

Yavaş yavaş aynı durumu, bu somut örnekteki gibi taciz tecavüz haberlerinde de görmeye başlayabiliriz. Bir iki gazeteci daha taciz tecavüz haberi yaptığı için ceza alırsa eğer gazetecilerde ister istemez bir otosansür oluşacak. Bu çok ciddi bir sonuca götürür. Basın ve ifade özgürlüğü konusunda gazetecilerin ve gazeteci örgütlerinin birlikte hareket etmeleri ve çok dik durmaları gerekiyor. Zaten içler acısı bir durumdayız, daha da kötü olmaması için gerekiyor bu.”

Bitlis Gazeteciler Cemiyeti'nden açıklama

Aygül'ün başkanı olduğu Bitlis Gazeteciler Cemiyeti de bir açıklama yaparak konunun takipçisi olacağını duyurdu. Açıklamada "Basın ve ifade özgürlüğünü  baskı altına almak amacı taşıyan bu ve benzeri yönelimlerin sahada çok zor şartlar altında mesleki faaliyetlerini yürüten gazetecileri olumsuz etkilememesini umut ediyoruz. Basın tarihinde bir utanç vesikası olarak yerini alacak olan bu ve benzeri haksız uygulamalar karşısında tavrımız her zaman basın ve ifade özgürlüğünden, adaletten yana olacaktır" denildi.