"Diğer 'biyolojik bakımdan genç olanlardan' daha gencim. Çünkü hayal kurabiliyorum. Çünkü insanlığın aydınlık geleceğine inanıyorum."
soL - Kültür
Çeviri: E.Zeynep GÜNAL
Bugüne kadar Dünya Gençlik Festivallerinin hepsi sosyalist ülkelerde yapıldı. Festival bu yıl ilk kez kapitalist bir ülkede, kapitalist bir şehir olan Viyana’da gerçekleştirilecek.
Yaşıma ve ağır hastalığıma rağmen, üç festivale aktif olarak katıldım ve bu görkemli gençlik buluşmalarının yapıldığı ülkelerin ve şehirlerin insanlarının, demokratik Berlin, Varşova ve Moskova sakinlerinin, her yaştan insanın (hani Doğu’da derler ya yediden yetmişe) arkadaşlarını ağırladıklarını bizzat gördüm, biliyorum. Kucaklarını kocaman, evlerinin kapılarını ise ardına kadar açarak Avrupa ve Asya’nın, Afrika ve Amerika’nın erkek ve kız evlatlarını karşıladılar, bazen konukların politik, sosyal ve dinsel inançları ev sahiplerininkinden tamamen farklı olmasına rağmen üstelik. Başka bir deyişle, sosyalist ülkelerin sakinleri Festivaller sırasında barışçı ortak var oluşa duydukları dürüst isteği gösterdiler.
Festival artık biraz daha farklı koşullarda gerçekleşecek. Ama tıpkı Varşovalılar, Berlinliler, Moskovalılar gibi Avusturya’nın, Avusturyalıların ve Viyana şehrinin de konukseverlik ve dostluk göstereceğinden, Avusturya halkının da barışa ve dostluğa olan içtenlikli isteği ifade etmeye çalışacağından eminim. Tekrarlıyorum: Ama bu daha zor olacak.
Bence, festivallerde farklı ülke, ırk ve inançlardan genç insanlar yalnızca dans ve şarkı için bir araya gelmiyorlar. Şarkılarını söyleyip, dans edip, şiirler okurken, birbirlerine hediyeler verirken ellerindeki en önemli şeyi de koruyorlar: gençliklerini, genç olma hakkını, yaşama hakkını.
Yeryüzünde her on yılda bir ne dil, ne tarih ne de ırk birliğiyle değil gençlikleri nedeniyle aralarında bağ olan yeni bir insan kuşağının yetiştiğini bu genç insanların tüm kalpleriyle anlamalarını, tüm ruhlarıyla bilincine varmalarını ve tüm varlıklarıyla hissetmelerini isterim. Peki gençlik nedir? Bu en güzele, iyi ve adaletli olana, sevgiye, yüce ve soylu olana duyulan istektir. Gençlik hayal demektir. Gençlik inanılmaz, mucizevi bir şey olarak anladığı hayatın içine girmeye hazır olan, yaşamın eşiğinde duran insan demektir.
Ancak genç kuşakta yaşı genç ama ruhu kocalmış insanlar da vardır. Onlar çoğu zaman bir şeye inanmazlar, inansalar bile yalnızca ölüme inanırlar, ölümün önünde eğilirler, macerayı zafer kabul ederler. Böyleleri için maceranın her türlüsü kahramanlıktır, hatta kirli ve kanlı sömürge savaşıdır.
Bir de kocalmış olup, haklı olarak genç kuşağa ait olan yaşlılar vardır. Örneğin ben kendimi tam da böyle kabul ediyorum. 57 yaşındayım. Önemi yok! Ama diğer “biyolojik bakımdan genç olanlardan” daha gencim. Çünkü hayal kurabiliyorum. Çünkü insanlığın aydınlık geleceğine inanıyorum. Çünkü güzel ve iyi olan için, adaletli olan için kavgayı seviyorum.
Benim değerli delikanlılarım ve genç kızlarım, Viyana festivalinin katılımcıları! Endüstrinin önderi mi ya da tarım erbabı mı, bilim uzmanı mı ya da sanatta yetenekler mi olacaksınız, mutlu insanlar mı olacaksınız, bu size bağlı.
Eğer festivalde birbirinizi çok sever, sonra bu sevgiyi ülkelerinize götürür ve her yerde anlatırsanız bu sevgi savaşı engelleyebilecek, böylece hayalleriniz gerçeğe dönüşecektir. Eğer savaşa kararlı “hayır”ınızı söyler, bunu dostça dile getirirseniz, tüm güçlü kuşağınızla birlikte yüce bir iş yapmış olacaksınız.
Ben bir komünistim. Ama festivale katılan herkesten komsomol üyesi olmasını beklemiyorum. İçinizden her biri bırakın kendi politik ve dinsel inancında kalsın! Ama içinizden her biri bazı kocamış kötü insanların, sizleri ideolojik farklılıklar nedeniyle birbirinizi öldürmek, dünyanın barışçıl şehirlerini, birbirinden muhteşem şehirlerini, yok etmek zorunda bırakmasına izin vermemesi gerektiğini de unutmasın!
* Nâzım Hikmet'in "Sana inanıyorum gençlik" başlıklı yazısı 10 Haziran 1959 tarihli Komsomolskaya Pravda gazetesinde yayınlanmıştır.