Solda ittifak tartışmaları: Gerçek ne?

soL TV'deki Bakış programında bu hafta Gökhan Kazbek ve tekstil işçileri sordu, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan yanıtladı.

Haber Merkezi

Bakış'ta bu hafta Kemal Okuyan'a soruları soL TV Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Kazbek ve tekstil işçileri sordu.

"Solda İttifak Tartışmaları: Gerçek Ne?" başlığıyla yapılan programda ittifak başlığı, Millet İttifakı, AKP'deki erime, hayat pahalılığı ve emekçilerin durumuna ilişkin tablo konuşuldu.

Programı izlemek için:

Kemal Okuyan'ın canlı yayındaki açıklamalarından başlıklar şöyle:

  • SOL Parti, EMEP ve TKP'nin görüşmeleri, ki başkalarıyla da görüşüyoruz ama üç parti arasında belli bir hukukla yürüyor görüşmeler. Belli ki rahatsızlık uyandırmış.
  • "HDP'siz bir şey olur mu?" diye sordular röportajda, HDP'siz bir şey olur tabii ki, yine söylüyorum. HDP'siz bir ittifak olmaz diyen bir parti kendini reddediyor demektir. HDP bir yere eklemlenecek bir parti değil, Türkiye'nin önemli partilerinden biri. HDP'nin olmadığı bir takım görüşmeler yapılıyor, o görüşmelerden bir sonuç elde edilmeye çalışılıyor, oradan sonra bir çağrı yapılacak, kimi kapsıyorsa kapsar. A partisi B partisi olmadan ittifak olur mu diye bir soru olursa tabii ki olur, TKP'siz bir ittifak nasıl oluyorsa bu da olur.
  • Mesele şu, alışılmış durumda, siyasette bazı ağırlık noktaları var, bu noktalar dışında yapılan her şey baskıyla karşılaşıyor. Burada HDP'den çok başkaları HDP adına baskı kurmaya çalışıyor.
  • İttifak meselesine gelirsek, artık Türkiye'de Millet İttifakı diye bir şey yok. Var ama Millet İttifakı belli partilerden oluşsa da belli ki bunu aşan bir muhalefet bloğu var. Orada içeri alınmayan bir HDP var. HDP de zaman zaman zaten bizim Millet İttifakı'na girme talebimiz yok, daha geniş bir demokrasi ittifakı kurmak istiyoruz diyor, o partilerle de beraber. 
  • Burada TKP adına konuşabilirim. TKP o bloğun parçası olmaz. Tek bir nedeni var, o bloğun sınıf karakteri. Sermaye sınıfını temsil eden bir muhalefet bloğunun TKP içinde olmaz. Bunun dışında bir arayış içindeyiz. Bu arayış kimi kapsar kimi kapsamaz, kim solcudur kim değildir, buna karar verecek olan TKP değil. Demirtaş'ın açıklamalarının muhattabı kimdir bilemem ama haber kaynakları TKP'ye dolaylı yanıt verdi diye söylüyorum, "solcu olup olmadığımızı merak ediyorlarsa sollarına baksınlar" diye. TKP'nin buna ihtiyacı yok, ne sağa ne sola, ne de dikiz aynasından geriye bakıyoruz. Solculuk yarıştırmıyoruz, kimseye not verecek bir parti değiliz, asla böyle bir niyetimiz yok.
  • Kim hangi temel meselede hangi pozisyonu alıyor ona bakıyoruz. Laiklik, emperyalizme bakış ve sınıf meselesi. Bunlar somut başlıklar soyut değil. Zorunlu din dersleri ne olacak, tarikatlar kapatılacak mı? Şu anda Türkiye'deki muhalefet ılımlı islam projesini savunuyor. Çıkacaklar diyecekler ki tarikatlar yasaklanacak! Biz tüm partileri bu temel meselelerde aldığı konuma göre değerlendiriyoruz. 
  • Türkiye'de yoksulluktan söz ediliyor ama zenginlikten söz edilmiyor. Zenginlik ve yoksulluk arasındaki karşıtlık ortaya konulmadan emekçi sınıfların yanında duramazsınız. Biz zenginlik düşmanı değiliz, tüm toplumun zenginleşmesinden yanayız. Ama bugünkü düzende bütün dünyada, evet zengin düşmanıyız. Çünkü o zenginliklere bir sınıf el koymuş, emekçi sınıflar yerlerde sürünüyor. Bu iki sınıf uzlaşamaz. Helalleşme deniyor, nasıl helalleşilecek? Dolayısıyla bunun cephesini kurmaya çalışıyoruz.
  • Niye bu üç parti yan yana geliyor diye rahatsız olunuyor, kime ne? Üç parti, beş parti bir araya gelir, oturuyor görüşüyoruz. Üç parti kendi arasında görüşüyor, şunu nasıl dışlarsınız, niye bu tartışılıyor. Özü tartışılsın, Türkiye'de emekçi halkın seçeneğini yaratmaya çalışıyoruz. Burada belki başkalarıyla görüşülecek, davranılacak. Ayrıca burada bir program ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Efendim, "sekter", "ulusalcı", öyleysek niye uğraşıyorsunuz. Nereden çıkıyor ulusalcılık, ulusalcılık milliyetçiliktir, sınıf meselesinden bakan bir parti milliyetçi olamaz. Bu suçlamalar falan çocukça geliyor. Duvar'da çıkan röportajın arkasındayım, orada yanlış anlaşılabilecek hiçbir şey yok. Basın üzerinden bu polemikler hoş değil. Biz yakında üç parti şu ya da bu şekilde bilgilendireceğiz bir şekilde. Umarım Türkiye'de emekçi halk için anlamlı bir ileriye doğru hamleyi gerçekleştireceğiz.
  • Millet İttifakı bir alternatif hükümetse, burada asıl parti İYİ Parti. Devletin içindeki dengelerin değişimine bakıyorsunuz, büroktatların buraya yanaşmasına bakıyorsunuz... Akşener'in Denizli mitingi en az CHP'nin Mersin mitingi kadar önemli. 
  • AKP'deki erime çok minimal yavaş gidiyor. Bu iş bitti denilmesine hiç katılmıyorum. Erdoğan zayıflıyor evet ama önümüzdeki dönem çok zorlu olacak. Bu kış gerçekten zor geçecek her açıdan.
  • Hazine yardımı tamamen kaldırılsın, hiçbir partiye verilmesin, böyle bir saçmalık mı olur? Zaten patronlardan para gidiyor düzen partilerine, bir de halkın parası gidiyor. Seçim barajı da tamamen sıfırlansın.
  • Şu anda AKP büyük bir panik içinde dış politikadaki yalıtılmışlıktan kurtulmaya çalışıyor. Katar tabii başka bir sevda. Katar ilan etti, biz Türkiye'nin ekonomik durumundaki olanakları değerlendirmeye çalışıyoruz diye. Batan geminin malları, daha açık ne denir ki? 
  • Bu ekonomik modelin 5, 6 ayda sonuç vermesi olanaksız. Ciddi bir şekilde kamu borçları artıyor Türkiye'de. Kısmi bir rahatlama görüntüsü verip seçime girilebilir. AKP içinde bir kesimin muhalefete hazırlanalım, bunlar zaten 6 ayda ülkeyi batırırlar demeye başladığını duyuyoruz. İlginç bir stratejisi olabilir AKP'nin, bir seçim ekonomisi, biz o seçimi kazanırız diye... Sonrasında battı gitti ülke. 2022'de gerçekten de Türkiye'de çok ilginç bir ekonomik politika uygulanabilir. 5, 6 ayda Türkiye'yi düzlüğe çıkarabilecek bir kaynak yok ortada. 
  • (Gökhan Kazbek'in ardından programın katılımcıları olan tekstil işçileri Kemal Okuyan'a sorularını soruyor? 'Yeni zamlar geleceği söyleniyor, buna dair ne diyorsunuz?') Türkiye'de şu anda yüzde 21'in çok üzerinde bir enflasyon var ama asıl 1 Ocak'la göreceğiz. Asgari ücret sonrası yılbaşı zamlarıyla birlikte verdiklerini fazlasıyla geri alacaklar. Gidişat bu.
  • İnsanca yaşanacak bir konut, gıda, elektrik, su, ısınma. Bunları sağlayacak bir toplumsal düzen olmak zorunda. Bunlar bir lüks değil ki. Bunları devlet karşılamalı.
  • Mesele asgari ücret değil. Böyle alçak bir sistem olamaz! İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda bir toplumsal sistem. Bunu karşılayamıyorlarsa defolup gitsinler, sonunda bu olacak.
  • AKP'liler 'soğan ekmek yeriz, ekonomik oyunu bozarız' diyor. Ne yediklerini biliyoruz, kimseye masal anlatmasınlar.
  • Hep birlikte mücadele edip bu düzeni sıkıştıracağız ve yıkacağız eninde sonunda, başka çaremiz yok.
  • Sadece Türkiye'deki büyük bir holdingin yıllık geliri* Türkiye'deki 7-8 milyon asgari ücretlinin yıllık gelirine eşit, nasıl isyan etmeyeceğiz buna? (Okuyan'dan düzeltme* Programda yıllık kârı şeklinde yanlış ifade edildi, doğrusu yıllık geliri olacak) 100 liranın hesabını yapıyor patronlar asgari ücrette. Korkunç paralar kazanıyorlar.
  • Bize doğa yasası olarak sundukları bu sistem yıkılmak zorunda. Özel sektörü de karşımıza almayalım, özel sektör Türkiye'nin motor gücüdür, Kılıçdaroğlu bunu söyledi. O motor güç olduğunda tablo böyle oluyor. Üretici diyorlar bir de patronlara, neresi üretici sınıf? Yiyici, sömürücü sınıf bunlar. Üreten işçi sınıfı, onlar sömüren. Türkiye'nin gündemine bu girmediği sürece halkı oyalayacaklar, 3 mü olsun 5 mi olsun diye.
  • Halkın önüne çıksınlar, büyük şirketlerin bilançolarını anlatsınlar, TKP dışında bunu yapan var mı? Alsınlar Koç'u Sabancı'yı karşılarına, 5 müteahhiti almak kolay. Orada popülizm yapsınlar, işte farkımız bu. Soyuyorlar milleti. Hayat pahalılığına karşı ayağa kalk diyoruz, başka da bir çare yok.