Bir kitabın hikayesi: Kimdir bu Mehmet Eymür?

'Bu, bir sınıfın ve düzeninin bütün gövdesiyle çürümesi meselesi. Devletin işkenceye ve cinayete ihtiyacı ondan var. Demek ki devrimin nesnelliğindeyiz. Hic Rhodus, hic salta!'

Haber Merkezi

Yazarımız Orhan Gökdemir, bugün köşesinden son dönemdeki 'itiraflarıyla' gündem olan MİT'çi Mehmet Eymür'ü yazdı.

Eymür hakkında Talat Turhan'la birlikte yazdıkları kitabı anımsatan ve o kitap nedeniyle yargılandıklarını hatırlatan Gökdemir, "Mehmet Ağar poliste, Mehmet Eymür MİT'te halka karşı örtülü bir iç savaş yürüttüler. Bütün kariyerlerini bu iç savaş sırasında önce sola, ardından da Kürtlere karşı yaptılar. Ziverbey’de, DAL’da onlar vardır. Kızıldere’de solculara kurşun sıkan onlardır, Ulaş Bardakçı’yı vuran mermi onların tabancasından çıkmıştır. Mafyayı, uyuşturucu tacirlerini, silah kaçakçılarını koruyup kollayanlar onlardır" dedi.

Gökdemir'in "Eleman'ın anlattığı" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

...Devlet kimi neden öldürmeye karar vermişse, hangi kirli işin arkasında kim varsa bilirler. Mehmet Ağar poliste, Mehmet Eymür MİT'te halka karşı örtülü bir iç savaş yürüttüler. Bütün kariyerlerini bu iç savaş sırasında önce sola, ardından da Kürtlere karşı yaptılar. Ziverbey’de, DAL’da onlar vardır. Kızıldere’de solculara kurşun sıkan onlardır, Ulaş Bardakçı’yı vuran mermi onların tabancasından çıkmıştır. Mafyayı, uyuşturucu tacirlerini, silah kaçakçılarını koruyup kollayanlar onlardır. Malumunuz, aynı zamanda birbiriyle mücadele ederler. Sebebi devletin yönetim biçimi üzerindeki görüş ayrılığı değil, karanlıkta oluşan pastanın paylaşılması mücadelesidir. Talat Turhan’ın deyişiyle işkenceciler aynı zamanda işkembecidir!

Eymür, 1996'da MİT'ten atıldı. Ardından “Kontrterör Dairesi” lağvedildi. MİT'ten ayrıldıktan sonra ABD'ye yerleşip, internet sitesi üzerinden yayın yapmaya başladı. Orada sanıyorum, kendine yaslanacak yeni güç odakları aradı. Fethullahçı çetenin yayını Zaman Gazetesi'nin eski özel haber müdürü Faruk Mercan’ın Eymür'ün sekreterliğini yapmaya başlaması o tarihlerdedir. Faruk Mercan, patronu Eymür hakkında sınırsız övgülerden ibaret bir iki kitap hazırlayıp yayımladı hatta. Bir ara kanal kanal dolaşıp ahkam kesiyordu, 15 Temmuz şeyinden bu yana kaçaktır. 

Doğu Perinçek’in üzerine atıp kurtulmaya çalışıyor ama Ergenekon soruşturmasına dayanak yapılan “Ergenekon lobi” belgesi de ilk kez 2002 yılında Eymür’ün “atin.org” adlı sitesinde yayımlandı. Firari Fethullahçı Savcı Zekariya Öz'le pek sıkı fıkıydı, ihtiyaç oldukça kapısını aşındırıyor, dava hakkında bilgilerini aktarıyordu. Her şeyi bilirler, bir tek devlet içindeki çeteleri bilmezler, gelenekleridir.

***

Diyor ki şimdi; Kızıldere'de roketatar ve havan mermileriyle katliam yaptık ama yargısız infaz sayılmaz. Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını Ordu yaptı, haberimiz vardı. İşkence yaptım, pişmanlık duymuyorum. Ulaş Bardakçı’yı, Mahir Çayan’ı biz öldürdük. Ziverbey’de işkence yaptık çünkü inatçı tipler vardı. İnsanları alıp kaybettik, hepsi istihbarat operasyonuydu. Mafyayı kullandık, yine kullanırız... “Eymür”de not edilenler de zaten bunlardan ibarettir.  

Anlattıklarında fazlası ve yeni olan şu; “Yaptığınız işkencelerden pişmanlık duyuyor musunuz?” diye soruyor gazeteci. “Duymam, çünkü aşırı bir şey yapmadık. Daha çok taktikleri kullanmak istedim. Bizim hanım arkadaşları bağırtırdık. ‘Kızını aldık’ derdik sonra suçluya. Bağıran bizim arkadaşımız. ‘Konuşacaksan konuş sıkıntıya girecekler yoksa’ derdik mesela. Tiyatro yapardık biraz.” Cevabı budur. Biliyoruz, “sıkıntıya girecek” lafı mizansendir, aslı “kızın elimizde, konuşmazsan tecavüz edeceğiz”dir, tanıkların anlatımlarından biliyoruz. 

***

Bu karanlığın ortasında gazetecilik yapmaya, halka karşı işlenen suçları takip etmeye, tarihe not düşmeye çalışıyorduk. Kendi adıma bu not düşme işini daha çok önemsiyordum. Kitaplar yayımlanınca “Neden Eymür’le konuşmadın, Ağar’ı neden aramadın” diyen gazeteci dostlarım oldu. “Benim hakkımda rapor hazırlarken beni aramadıkları için” diye geçiştirdim. “Nesnellik” bu tür durumlarda bir gazeteci hastalığıdır, insan işkenceciye karşı nesnel olur mu?

Yazının tamamını okumak için: